İçeriğe geç

Şeytan Yemini Kitap Alıntıları – Jean-Christophe Grangé

Jean-Christophe Grangé kitaplarından Şeytan Yemini kitap alıntıları sizlerle…

Şeytan Yemini Kitap Alıntıları

Cebimden Camel paketini çıkardım. Büyük bir zevkle bir tane yaktım. Kafamı toparlamaya başladım, sigarayla bütün sorunların üstesinden geliniyordu
Kim ki konuşmaz, kabullenmiş demektir.
ve siz, göksel orduların prensi,
kutsal erdemle reddedin cehennemi,
Şeytan ve diğer kötü cinler
yeryüzünde bekliyor çalmak için başka ruhları
Canlı. Yaramaz. Hem de son derece. Melek yüzü ile karakteri birbirine uymuyordu.
– Bu plan oldukça riskliydi, öyle değil mi?
– Risk mi, ben onunla yaşıyorum.
Bu uçsuz bucaksız eğlence alanı, soğuk havaya rağmen bendeki gizli kalmış, unutulmuş bir yanı harekete geçirmişti. Bunun sebebi çocukluk anısı değil, hep içimde taşıdığım, ama hiç bir zaman dile getiremediğim kendime verdiğim bir mutluluk sözüydü. Somut bir açıklaması olmadan, hayallerin alamayacağı bir cennet özlemi
İlk savaşlar vatan veya özgürlük için yapılır. Son savaşlar ise efsane için
Şeytanın hilelerine karşı durabilmek için Tanrı’nın sağladığı bütün silahları kuşanın!
Bir sigara yaktım. İlk fırt boğazımı parçaladı. İkincisi gırtlağımı yaktı. Üçüncüsü iyi geldi
Hem yaşamdan hem de ölümden korkuyor olabilir miydi?
Kimi zaman bir fiyasko bir zaferden daha iyidir. Elden kaçan bir şey, kazanılacak bir başarıdan daha yararlıdır
Yaşadığım bunca şeyden sonra, burada diz çöküp Tanrı’yla konuşamam artık, Cehennem yer yüzünde çünkü
İmanın gerçek gizemi bağışlamak değil bağışlanmayı istemektir; dünyayı olduğu gibi kabullenmeliyiz, çünkü onu değiştirmeyi bilmiyoruz
Her geçen gün içimdeki inancın yok olmakta olduğunu hissediyorum. Atlamam için önümde bir pencerenin açılması yeterli olacak
– Ceplerini karıştırdım ve ajandası baktım
– Karıştırdın mı?
– Bütün kadınlar bunu yapar. Özellikle de incinmiş kadınlar
Sonu gelmez iniltilerin yükseldiği,
acılı uçurum vadisi
yanı başında duruyordu
Karanlıktı, derindi içi
öyle bir sis vardı ki,
dibine bakınca bir şey seçilmiyordu
Verecek bir cevabım yoktu. Ama içgüdüsel bir biçimde başımı çevirip baktım. Kadınları asla anlayamayacağıma bir kez daha kanaat getirdim
Yeni bir sigara paketi açtım. SİGARA İÇMEK SPERM SAYISINDA AZALMAYA VE KISIRLIĞA NEDEN OLUR.
Bu tür uyarılar beni sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyordu.
Kaybetme koşullarının ne önemi var: Toplum bunu dikkate almıyor. *
Onu kollarımın arasına almam gerekirdi, ama bu tür içten davranışlar konusunda beceriksizdim. Ne şimdi yapabilmiştim ne de başka bi zaman.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Şeytan yalandır, seraptır, ilüzyondur. Bizi daha iyi ikna edebilmek için birçok yüzü vardır.
Şeytan bizim derinliklerimizde gizli.
Fikirler yoktur, sadece eylemler vardır.
“Yaşamıyorum ama hayattayım
Ve o kadar güçlü ki isteğim
Ölmemekten ölüyorum..”
Kötülük sadece bir zayıflık değildir, insanı yoldan çıkaran, ahlâkını bozan tinsel bir olgudur. Yaman, gizemli ve korkunçtur.
– İyi misin?
– Hayır, diye mırıldandım. İyi değilim. Ama bu doğru yolda ilerlediğimin bir işareti.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Bir sigara yaktım. Pis pis baktı.
– Sağlığa zararlı olduğunu bilmiyor musun?
– Hiç duymadım.
Oda ağzına bir sigara yerleştirdi.
– Bende
Sigarayla bütün sorunların üstesinden geliniyordu.
Ölüm, insanların arasındaki eşitsizliği kaldırıyordu.
İnsan ruhu maddeden çok daha güçlüydü.
Tanrı dünyaya müdahale etmiyordu. Bizi bizimle baş başa bırakmıştı.
Bir kötülüğe engel olmak için başka bir kötülüğü görmezden gelmenin çok daha ciddi ve iğrenç olduğunu söyledim.
“Tanrı eğer bu kadar büyükse, uğradığı başarısızlık nasıl basit bir eksiklikle açıklanabilir? Kötülüğün her yerde olması -ve her seferinde muzaffer olması- nasıl açıklanabilir?..”
Bir sigara yaktım. İlk fırt boğazımı parçaladı. İkincisi gırtlağımı yaktı. Üçüncüsü iyi geldi
Kimi zaman bir fiyasko bir zaferden daha iyidir..
Kim ki konuşmaz, kabullenmiş demektir
— Bu planınız, oldukça riskliydi, öyle değil mi?

— Risk mi, ben onunla yaşıyorum.

Bir çocuğun kafasından geçenleri kim bilebilir ki?
Doğrudan gözlerinin içine baktım; en iyi strateji, stratejisizlikti . Yani açık olmak.
Yaşamıyorum ama hayattayım. Ve o kadar güçlü ki isteğim. Ölmemekten ölüyorum.
Aşk, yavrucuğum, insanın hayatını bir başkasına adamasıdır.
Tanrı her yerdeydi, her çakıl taşında, her tohumda, her rüzgar esintisinde
Kimi zaman bir fiyasko bir zaferden daha iyidir.
Aşk, yavrucuğum, insanın hayatını bir başkasına adamasıdır.
Bir sigara yaktım. İlk fırt boğazımı parçaladı. İkincisi gırtlağımı yaktı. Üçüncüsü iyi geldi
Hem yaşamdan hem de ölümden korkuyor olabilir miydi?
Kazanmak için öğretilerine ihanet ediyordu. Şeytanı alt edebilmek için şeytan oluyordu.
Yaşamıyorum ama hayattayım, Ve o kadar güçlü ki isteğim, Ölmemekten ölüyorum
Kimi zaman bir fiyasko bir zaferden daha iyidir. Elden kaçan bir şey, kazanılacak bir başarıdan daha yararlıdır
Yaşadığım bunca şeyden sonra, burada diz çöküp Tanrı’yla konuşamam artık, Cehennem yer yüzünde çünkü
İmanın gerçek gizemi bağışlamak değil bağışlanmayı istemektir; dünyayı olduğu gibi kabullenmeliyiz, çünkü onu değiştirmeyi bilmiyoruz
Sonu gelmez iniltilerin yükseldiği,
acılı uçurum vadisi
yanı başında duruyordu
Karanlıktı, derindi içi
öyle bir sis vardı ki,
dibine bakınca bir şey seçilmiyordu
Verecek bir cevabım yoktu. Ama içgüdüsel bir biçimde başımı çevirip baktım. Kadınları asla anlayamayacağıma bir kez daha kanaat getirdim
Yeni bir sigara paketi açtım. SİGARA İÇMEK SPERM SAYISINDA AZALMAYA VE KISIRLIĞA NEDEN OLUR.

Bu tür uyarılar beni sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyordu.

Kaybetme koşullarının ne önemi var: Toplum bunu dikkate almıyor. *

Biliyoruz ki hepimiz Tanrı’dan doğduk, ama tüm insanlık kötülüğün hükümranlığı altında inliyor.
Dua, Tanrı ne kadar uzak, anlaşılmaz, ulaşılmaz olursa, o kadar tutkulu olur. Mümin Tanrı’yı anlamak için dua etmez. O’nun gizeminde, O’nun büyüklüğünde yitip gitmek için dua eder. Istırap eşiği ne kadar aşılırsa aşılsın, terk edilme duygusu ne kadar ezici olursa olsun önemi yoktur. Tam tersine, Tanrı’ya ulaşan yollar azaldıkça, O’na daha fazla yakarılır. Bu anlaşılmazlık bile O’nun gizemine giden bir köprüdür. O’nun esrarını çözme yöntemidir. Başkaldırıyı, gururu, iradeyi bu yolda yakmaktır.
Yalnız başına kat edilmesi gereken yollar vardır. Her adım amaca doğru atılmış bir adımdır.
Belli bir umutsuzluk eşiğini geçmiş biri her şeyi işitmeye hazırdır. Ve her şeyi denemeye.
İmanın gerçek gizemi bağışlamak değil bağışlanmayı istemektir; dünyayı olduğu gibi kabullenmeliyiz, çünkü onu değiştirmeyi bilmiyoruz.
Aramızda son bir ortak nokta vardı: Bu dünyada ikimizde yalnızdık
Onu kollarımın arasına almam gerekirdi, ama bu tür içten davranışlar konusunda beceriksizdim. Ne şimdi yapabilmiştim ne de başka bi zaman.
İlk savaşlar vatan veya özgürlük için yapılır. Son savaşlar ise efsane için..
Sensin yüce Rabbim,
Sensin can veren ruhumuza
Karardığımızda günlerimiz
Ve yok olduğunda varlığımız
Dışarı gitme; kendi içine dön
Tanrı, bilinmezliği ile bilinirse, çok daha iyi bilinir
Şeytanın hilelerine karşı durabilmek için Tanrı’nın sağladığı bütün silahları kuşanın!
Deliliğin bile bir mantığı vardır
Sayısız hevese,
sayısız nefes harcadın
Herkese yetiştin,kendine geç kaldın.
Değdi mi?
Kötülük sadece bir zayıflık değildir, insanı yoldan çıkaran ahlakını bozan tinsel bir olgudur
Yıkım yıkımı davet eder
Kötüye itibar kazandırmak istemiyoruz
Ölülere ağlama. Kuşların bile terk ettiği kafeslerinde değiller artık.
Quid Tacet Concentirevidetur!
Kim ki konuşmaz, kabullenmiş demektir.
Aguino’lu Aziz Tommaso Tanrı, bilinmezliğiyle bilinirse, çok daha iyi bilinir, diye yazar. Dua, Tanrı ne kadar uzak, anlaşılmaz, ulaşılmaz olursa, o kadar tutkulu olur. Mümin Tanrı’yı anlamak için dua etmez. O’nun gizeminde, O’nun büyüklüğünde yitip gitmek için dua eder. Istırap eşiği ne kadar aşılırsa aşılsın, terk edilme duygusu ne kadar ezici olursa olsun önemi yoktur. Tam tersine, Tanrı’ya ulaşan yollar azaldıkça, O’na daha fazla yakarılır. Bu anlaşılmazlık bile O’nun gizemine giden bir köprüdür. O’nun esrarını çözme yöntemidir. Başkaldırıyı, gururu, iradeyi bu yolda yakmaktır.
Yaşamıyorum ama hayattayım. Ve o kadar güçlü ki isteğim, ölmemekten ölüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir