İçeriğe geç

Sevmek Her Şeydir Kitap Alıntıları – Baki Apaydın

Baki Apaydın kitaplarından Sevmek Her Şeydir kitap alıntıları sizlerle…

Sevmek Her Şeydir Kitap Alıntıları

Seni sen olduğun için değil, senin yanında olduğum zaman, ben olduğum için seviyorum.
Aslında affetmek; geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir.
Üzüntülü olduğun zamanlarda bile gülümsemeyi asla bırakma, biri gülümsemene âşık olabilir.
Üzüntülü olduğun zamanlarda bile gülümsemeyi asla bırakma, biri gülümsemene âşık olabilir.
Silgi kullanmadan resim çizme sanatına yaşam deniyor. Kuşkular karşısında düzenli, öfke karşısında olgun, korkular karşısında güçlü ve sorunlar karşısında mutlu olun ki, silgiye gereksiniminiz kalmasın.
Eğer yeniden başlayabilseydim hayata, ikincisinde daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırt üstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığı kadar. Çok az şeyi ciddiyetle yapardım. Elbette mutlu anlarım oldu ama, yeniden başlayabilseydim eğer yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten; anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda ayakkabılarımı fırlatır ayardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım. Bir şansım daha olsaydı eğer! Ama 85’imdeyim ve biliyorum.
Ölüyorum.
Seni sen olduğun için değil senin yanında ben olduğum için seviyorum
” .
Bilgi gülümsemiş:
Çünkü sadece Zaman, Aşk’ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir. ”
Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün.

İnsan hata yapabilir

Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum, okudum, anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde.
Hem kızdım hem güldüm halime.
Sonra dedim ki Söz ver kendine.
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsab, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Öyle çok değerliymiş ki zaman.
Hep acele etmem bundan anladım

(Nietzsche)

Karsilastigin her insana,o insan dünyadaki son gününü yaşıyormuş gibi davran
Solması için gülü dalından mı koparmalı?

Pembe bir gonca iken gül dalında
solmaz mı?

nefret dolu bir yaşam mutsuz bir yaşamdır.
Gerçek mutluluk gördüğün şeyde değil asıl görünmeyen yerdedir
‘’ Dostluğu ve sevgiyi yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yazmak isterdim.;
Onlar büyüsün, dünyayı sarsın diye…’’
Yayılın çimenlerin üzerine Acele edin
Er veya geç
Çimenler yayılacak üzerinize (Can Dündar)
Bazen yalnızca fincana odaklanıyor, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hiç kimse senin gözyaşlarını hak etmez ve onu hak eden seni asla ağlatmayacak olandır
Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır
Sakin değişme.
Değişmeye çalışma beni mutlu etmek için
Ben seni olduğun gibi seviyorum
Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz.
Eğer vicdan yoksa cennete giremeyiz.Ama ayaklar yoksa problem değil. Zaten orada tüm eksiklikler tamamlanacak.Hatta sakat insanlar ,saglamlara oranla daha fazla mükâfat görecekler
Bu dünyada herşeyi ile tam insan yok ki!
Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı.
Kiminin de aklı yada vicdanı.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bence dünyanın yedi haritası
Görmek
Duymak
Dokunmak
Tatmak
Hissetmek
Gülmek
Sevmek
-Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama.Yaşadığın her gün özeldir
Minnet duymanıza gerek yok düşündük ki bizimde sizin düştüğünüz sefaletin acısını taşımaktansa bir iyiliğin sevincini taşımak daha iyidir.
Katı bir kalbi yumuşatmayı başarabilen ve bunun hiçbir karşılık beklemeden, içinden geldiği için,içinden geldiği gibi yapan kalpler arıyoruz
Silgi kullanmadan resim çizme sanatına, yaşam deniyor. Öylesine güçlü olun ki, hiçbir şey huzurunuzu bozmasın.
Sağlık, mutluluk ve zenginlikler hakkında konuşun. Dostlarınıza değerli olduklarını hissettirin. Her şeyin iyi yanını görmeye
çalışın. Başkalarının başarılarına kendi başarınız kadar sevinin. Geçmişin hatalarını unutun ve onlardan yararlanın. Neşeli, davranın ve herkese gülümseyin. Kuşkular karşısında çok düzenli, öfke karşısında çok olgun, korkular karşısında
güçlü ve sorunlar karşısında çok mutlu olun ki, silgiye gereksınıminiz kalmasın. Ve unutmayın; yaşam, duygularımızı bastırmamıza izin vermeyecek denli kısadır.
Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş
Öyle çok degerliymis ki zaman
Hep acele etmem bundan,Anladım (Nietzsche)
Gerçek güzellik fiziksel görüşe bağlı değildir ancak kalptedir.
Kendimizle ve korkularımızla öylesine doluyuz ki, hiçbir duyguyu, hiçbir insanı, hiçbir nesneyi olduğu gibi bütün gerçekliğiyle göremiyoruz..
Ertesi gün, bütün köylüler kendi işlerini bırakıp yanan çiftliğe geldiler. ; iki hafta içinde çiftliği tamamladılar.
Çiftlik sahibi ve karısı gözyaşlarıyla köylülere teşekkür ve minnetlerini ifade ediyorlardı.
Köyün en yaşlısı:
-Minnet duymanıza gerek yok, dedi. Düşündük ki; kalbimizde sizin düştüğünüz sefaletin acısını taşımaktansa bir iyiliğin sevincini taşımak daha iyidir..
Allah’ım neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum.
” mademki sen bensin ey ben gel içeriye, gönül evi dardır oraya iki kişi sığmaz ”
-Ağabeyimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum. Tüm param da bu kadar.
Ressam bir süre düşündükten sonra tabloyu paketler ve resmi satar. Mağazada adamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar:
-Sen ne yaptın! O resmin değeri milyon ederdi.
Adam cevap verir:
-Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim. Ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?
-Üzülmeyin. Her şeye bir çare bulunur. Hele bir sabah olsun.
..sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirine yakın kılan
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah,
Gülüş, kurşun olmaz mı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? 
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? 
Sevmek için güzele mi bakmalı? 
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? 
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? 
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? 
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? 
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? 
Solması için gülü dalından mı koparmalı? 
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? 
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? 
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Victor Hugo

Yeterli ilgi olsaydi;
Amerika da elektrik sandalyesinde öldürülmesine hükmedilmis suclu Adama, söyleyecek son bir sözünün olup olmadigi sorulmustu.
élüm Mahkümü adam, cevresindeki gazetecilre, fotorafcilara,hapishane görevlilerine baktiktan sonra, Aci bir sesle söyle dedi:
-EGER COCUKLUGUMDA BANA BU DERECE ILGI GÖSTERILMIS OLUNSAYDI, BUGÜN BU MAHKUM SANDALYEDESINDE OLMAZDIM.
Aglamak icin gözden yas mi akmali?
Dudaklar gülerken insan aglayamaz mi?
Sevmek icin güzele mi bakmali?
Cirkin bir tende, güzel bir ruh olamazmi?
Hasret, özlenenden uzak kalmak midir?
özlenen yanindayken hicran duyulmaz mi?
Hirsizlik; para, mal calmak midir?
Saadet calmak, müthis hirsizlik olamaz mi?
Solmasi icin gülü dalindan mi koparmali?
Pembe bir gonca iken gül dalinda solmaz mi?
öldürmek icin silah, hancer mi olmali?
Saclar Bag, gözler silah,
Gülüs, kusun olmaz mi ?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende, güzel bir ruh olamaz mı?
Hırsızlık; para, mal çalmak mıdır?
Saadet çalmak, müthiş hırsızlık olamaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah,
Gülüş, kurşun olmaz mı?
Bazen yalnızca fincana odaklanıyor, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.
Ekmeğinizi bölüşün, ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın.
Keyifler değildir yaşamı değerli yapan,
Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan.
Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz. Hâlbuki affetmek, en başta kendimiz için yaptığımız bir iyiliktir.
Hiçbir şeyini özel bir gün için saklama.
Yaşadığın her gün özeldir.
Yayılın çimenlerin üzerine Acele edin
Er yada geç
Çimenler yayılacak üzerinize
Yaşamı özgür bırakabilseydin eğer, ona olan sevgin, bağlılığın ve hayranlığın artardı.
Bu dünyada herşeyi ile tam insan yok ki!
Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı.
Kiminin de aklı yada vicdanı.
Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün.

İnsan hata yapabilir

Solması için gülü dalından mı koparmalı?

Pembe bir gonca iken gül dalında
solmaz mı?

Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş
Ertesi gün, bütün köylüler kendi işlerini bırakıp yanan çiftliğe geldiler. ; iki hafta içinde çiftliği tamamladılar.
Çiftlik sahibi ve karısı gözyaşlarıyla köylülere teşekkür ve minnetlerini ifade ediyorlardı.
Köyün en yaşlısı:
-Minnet duymanıza gerek yok, dedi. Düşündük ki; kalbimizde sizin düştüğünüz sefaletin acısını taşımaktansa bir iyiliğin sevincini taşımak daha iyidir..
-Üzülmeyin. Her şeye bir çare bulunur. Hele bir sabah olsun..
..sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirine yakın kılan..
-Ağabeyimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum. Tüm param da bu kadar.
Ressam bir süre düşündükten sonra tabloyu paketler ve resmi satar. Mağazada adamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar:
-Sen ne yaptın! O resmin değeri milyon ederdi.
Adam cevap verir:
-Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim. Ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?..
Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı. Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller..
Minnet duymanıza gerek yok düşündük ki bizimde sizin düştüğünüz sefaletin acısını taşımaktansa bir iyiliğin sevincini taşımak daha iyidir.
Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır
Ertesi gün, bütün köylüler kendi işlerini bırakıp yanan çiftliğe geldiler. ; iki hafta içinde çiftliği tamamladılar.
Çiftlik sahibi ve karısı gözyaşlarıyla köylülere teşekkür ve minnetlerini ifade ediyorlardı.
Köyün en yaşlısı:
-Minnet duymanıza gerek yok, dedi. Düşündük ki; kalbimizde sizin düştüğünüz sefaletin acısını taşımaktansa bir iyiliğin sevincini taşımak daha iyidir..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir