İçeriğe geç

Sevginin Herkesten Şikayeti Var Kitap Alıntıları – Yılmaz Odabaşı

Yılmaz Odabaşı kitaplarından Sevginin Herkesten Şikayeti Var kitap alıntıları sizlerle…

Sevginin Herkesten Şikayeti Var Kitap Alıntıları

Gidersen hani sığınaklarım ?
eksilir, zararlı kalırım.
Ve yeni günün tenine dağılır yaralarım

Sana yağmur diyorum ıslaklığım bundan.
Yağ da ıslanalım, ama uslanmayalım.

Gün, vursun yükünü gecenin hırkasına
Yol, vursun sesini uzaklığın pasına
Sesime kibrit çaksan tutuşacağım
En haklı aşk,
alkışsız sürebilendir
Ve en haklı kavganın öznesi
ölmemek için dövüşürken de ölebilendir

O an
işte o an
Ey bizi ayrı takvimlere düşüren zaman
yere bir bahar dalı düşmüş gibi mi olur ?
Yeter !

Yürek, daha mahremdir bedenden.
İçtenliği yitirmemiz, insan oluşumuzun bir yanıyla hasar almasıdır ki, samimiyetsiz birinin tuttuğu saftan da, gittiği yoldan da değil başkasına, kendine dahi bir hayır gelmez…
Herkesin mutsuzluğu çapını aştı…
Bazen bir söz söylersiniz ve o söz, gelir sizi vurur…
Bir insandan alınan, çalınan bir düş ya da bir değerin yerine mutlaka bir yenisini koymak gerekirdi.
İşittiklerine aldırmaz. Kendi doğrusunda susar, gülümserdi.
Hayat düşlerimizin gerisindeki kırıntılardır.
Anılarını yak ve geride kalan günlerine iyi bak…
O yıllarda aşklar da sıkıyönetim ve sarı örgülü saçlı o kızı sevmek, sanki proletaryaya ihanetin.
Sanatın yüreğinde bir çocuk vardır. O çocuk, dışarıdaki yetişkinle sürekli kavga eder ve birbirilerine bir şeyler öğretirler.
Evlerin çift kilit ve çift perdelerle iyice kapanan kapı ve pencerelerinin gizleriyle baş başa herkese biraz yalnızlık kaldı…
Artık aynı binada yanı başımızdaki dairelerden çıkan ölüleri de, gelinleri de bilmiyoruz.
Evlerin çatıları, kapıları ve perdeleri sevinçleri, coşkuları olduğu kadar acıları ve yoksullukları da örtüyor. O örtülü kapıların, perdelerin ardında herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor…
Ben sevmiyorum! Sevmiyorum laan! Siz de beni sevmeyin! Siz, benim sevdiklerimi sevmeyin! Çünkü imha ediyorsunuz!
İstediğin kadar uzağa git hep aynı gökyüzünü paylaşacağız….
:Siz de beni sevmeyin! Siz, benim sevdiklerimi sevmeyin ! Çünkü acıtıyorsunuz ,çünkü imha ediyorsunuz.!
Bu kent boşalacak! Gökyüzü uçaklara, kentyüzü namlulara kalacak! Bu kent boşalacak ve bizden başka kimse kalmayacak. Diyordu.
O vuruldu, kent kaldı
gidenleri, gidecekleri duydukça yüzünü dünyanın matemi kaplıyor, gözlerini kısıp uzaklara bakıyordu.
Bu kent boşalacak! Gökyüzü uçaklara, kentyüzü namlulara kalacak! Bu kent boşalacak ve bizden başka kimse kalmayacak. Diyordu.
O vuruldu, kent kaldı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir