İçeriğe geç

Sen Kim Köpek Kitap Alıntıları – Pia Umy Y.G.

Pia Umy Y.G. kitaplarından Sen Kim Köpek kitap alıntıları sizlerle…

Sen Kim Köpek Kitap Alıntıları

Çocukken de böyleydik biz
Akşam ezanı okunana dek özgür sanıyorduk kendimizi .
İnceldiği yerden koparamayanlar boyunlarına doluyor ilmeği.
Sonrası mı?
Gelsin vasıfsız intiharlar
Tövbesi bile menfaat içeren insanlar var. Yüzü gülen, ruhu söven.
Sahi kaç kez ben iyiyim demesi gerekiyor insanın, kendini kandırabilmesi için?
Ah be insanoğlu
Kalemi eline tanrı vermişken,
Sen şeytandan kopya çekiyorsun
Sev olmalıydı belki de ilk emir.
Tüm çürüyen ruhlara inat..
Gelecek de geldiği an geçecek.
Ve yine tatmin olmayacak insanoğlu
Mucize bekleme
Attığın adım kadardır gidecek yolun.
Yalanın kutsalı olmaz.
Boşuna tapınma riyakârlığına.
Belki de en afili yarasıydı insanın,yırtmaya kıyamadığı bir fotoğraf..
Hakkına girilmiş her mutluluk
Bedeli ödenecek bir günahtır.
Bazı hamleler vardır.
Yapan zekice olduğunu sanır,gören kalleşce der
Eğilip sırtıma aldıklarımı,dikelip atabilirim de.Bir sebeb vermesine bakar insanların
Bazen hayal döver gerçeği
Özlüyor muyum,evet
Gel,der miyim?
Asla!
Malum son şu;gitmesine izin verdiğimiz insanların gel demeyeceğimizi de bilmeleri gerek
İnceldiği yerden koparamayanlar boyunlarına doluyor ilmeği.
Sonrası mı?
Gelsin vasıfsız intiharlar
Sahi kaç kez ben iyiyim demesi gerekiyor insanın, kendini kandırabilmesi için?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Tekrar tekrar kırmasına izin veriyorsan seni;
Ya kalbini yok et,ya onu
Ah be insanoğlu
Kalemi eline tanrı vermişken,
Sen şeytandan kopya çekiyorsun
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dilinin zincirini koparan,
Beynimin tasması çözüldü sanıyor ne acı
Hiç sorduk mu kağıda ?
Biz yazıyoruz ama sen kirlenmek istiyor musun diye
Sen benim dolaylı yoldan intiharım iken, nasıl olur da faili meçhul derler yalnızlığıma?
Allah’ın bahşettiği en güzel aksesuardır vicdan.
Takın onu yüreğinize.
Silikleşiyoruz, karıştığımız kalabalıklarda hiçleşerek buluyoruz belamızı.
Kendimize inancımız yok ki yapabileceklerimize olsun. Kapasitesizliğimizi kader ilan edip, boyun eğiyoruz sen yapamazsın lı ithamlara. Çünkü herkes her şeyi bizden iyi biliyor, haddinden başka. Dur demeyi bilmediğimiz için basıp geçiyorlar yüreğimize. Üstelik kirlerini silebilecekleri paspaslarımız da yok. Çamura batıyoruz, çamuru oluyoruz dünyanın. Titrek sesimizi daha da kısarak yok oluyoruz hayatta.
Birilerinin tamamladığını düşündüğümüz için hep yarım kaldık belki de. Yalnızlık korkusuyla sığındığımız hayatlar en büyük cehennem. Köleliğin modernize edilmiş haliyle teslim oluyoruz birilerine. Kendimizi silip onları yaşıyor, onları yaşatıyoruz farkında olmadan, iş mi şimdi bu? Bağımsız, özgür bireyler olarak geldiğimiz dünyada yaldızı ruhumuzu kamaştıran tasmaları takıyoruz aksesuar niyetine
”Acısını öldüremiyorsa,sebep olanı gömebilmeli insan ”
Çoğunun sevgi diye yutturduğu menfaatlerin boyasını kazıyorum,şık değiller şimdi ama en azından gerçekler
Allah’ın bahşettiği en güzel aksesuardır vicdan.
Takın onu yüreğinize.
Allah’ın bahşettiği en güzel aksesuardır vicdan.
Takın onu yüreğinize
Allah’ın bahşettiği en güzel aksesuardır vicdan.
Takın onu yüreğinize
Sessizliğimizi, kabullenişimizi, göz yumuşumuzu, alttan alışımızı, iyi niyetimizi “aptallık” sıfatına sığdıran insanların dünyası sanki bu. Güzellikleri görmemek adına sımsıkı yumdukları gözleri ve uçurum kenarına taşıdıkları bizler. Değer vermeyi bilmedikleri gibi verilen değeri de anlamıyor kahrolasıcılar.
Arkandan kulis çevirmeye çalışanlar değil midir, her daim seyirci koltuğunda oturanlar. Boş ver. Sahne senin nasılsa.
Anılar güzeldir ona lafım yok ama geriye bakarak kim ilerlemiş hayatta?
Sahte samimiyetlerle sevişiyor insanlar. Kimse de çıkıp “durun, siz kalleşsiniz” demiyor
Kuş olmak küçük hedef, gökyüzü olabilmeli insan.
Ego devasa ama beyin minyatür.
Kırılan güvenlerin örselenmiş yalnızlıkları. Bir adım atmaya çalışırken iki adım geri giden bizler
Kuyudaki Yusuf gibi davranma, sen bataklıktaki insansın..
Tarih hep kazananları yazar ama hakkını verdiğin her kaybedişi de sevebilmeliydi insan
Biliyordu büyüdükçe dünyayı kararttığımızı
O yüzden bütün renkleri çocuklara hibe etti Tanrı.
Aklında yüz bin parçaya bölüp de yok edememek bir insanı
Tanrım süper kahraman olmalıydım ben!
Ego devasa ama beyin minyatür.
Dalmışım çirkin bir anıya ve kalan tek dal sigaram kırılmış.
Dilime dolanan paslı küfürler tadımı bozarken aklıma gelen çiğ süt emmişler özne oluyor kirli cümlelerime.
Ah ulan diyorum yine ah
Vicdanınızı yaksak, cehenneminiz karanlık kalır kötülüğünüzün yanında

Pia

Çağımızın vebası sosyal medya!
Aman tanrım çıldırıyorum! Bir sayfayı açıyorum kraliyet sofralarından fırlanmış yemek fotoğrafları, diğerine kaçarcasına geçerken kolda serum fotosu, bundan beteri olamaz dediğim anda lönk diye bir cenaze ya da ölüm döşeğindeki bir hastanın başında poz veren gerizekalar sürüsü.
Oğlum manyak mısınız siz?
Aç kollarını gökyüzüne,
Belki sarılamazsın ama umutlarını kanatlandırabilirsin
Ah be insan oğlu
Kalemi eline tanrı vermişken,
Sen şeytandan kopya çekiyorsun.
Sabah olacak ve sen daha az hissedeceksin canının yangınlarını.
Sonra ertesi gün
Sonra bir ertesi hafta
Ve gün gelecek ..
Adı silinmiş olacak bu hikâyenin de .
Senin beni hayatından çıkarman önemli mi sence, ben seni dualarımdan bile çıkarmışken?..
Sen duvara en sevdiğin resmi astığını sanırsın, o çaktığın çivi ile intihar eder.
Dilinin zembereği bozulan, bülbül oldum sanıyor. Unutma, kargası da var tabiatın.
Alnından öpülen cümlelerim de var,
Saçı çekilen düşüncelerim de
Ben sadece kanatlarımı kapattım,
Gökyüzü hala aynı yerinde
Dikkat et!
Sen birilerinin dünyasını yıkarsın, Tanrı parçalarından cehennemini inşa eder
Ayrıcalıklıyız biz.
Sabahına normalleştiğimiz gecenin delileri olmak
Ah be, ne güzeliz!
Düşün
Gururunu ezip derdini anlatarak geceye sığınıyorsun. O hassiktir ulan diyerek sabah oluyor .
Hayat böyle işte.
Sen duvara en sevdiğin resmi astığını sanırsın
o caktığın çivi ile intihar eder.
Herkes çıplak doğar.
Giyeceğin karakteri seçmek ise şık bir vicdanın tercihidir.
Mucize bekleme
Attığın adım kadardır gidecek yolun .
Allah’ın bahşettiği en güzel aksesuardır vicdan.
Takın onu yüreğinize
Kahveyi sevmeyen insanlar var mıdır dünyada? Varsa ben de onları sevmiyorum!
Hayatta bizi başarıya götüren yolda karşılaşacağımız en azılı düşmanlardır, kararsızlık ve korku.
Kararsızlıkla zaman tüketmeyin, kafanıza tek bir şey koyun ve o yolda ilerleyin. Ve bu yolda size yanlış gelen şeylere göz yummayın.
Çok sevdiğim kitapların kahramanlarına aşık olurum zaman zaman. Son cümlede terk ettiğim sevdalardı hep bunlar
İnceldiği yerden koparamayanlar boyunlarına doluyor ilmeği.
Sonrası mı?
Gelsin vasıfsız intiharlar.
Hep böyle değil miydi?
Tam aydınlığa adım atacakken çökmüyor muydu karanlık yüreğime, boğmuyor muydu ruhumu, çalmıyor muydu mutluluğumu?..
Ben iyiyim, ben iyiyim, ben iyiyim, ben iyiyim ben iyiyim
İnandım mı sayın kendim?
Sahi kaç kez ben iyiyim demesi gerekiyor insanın, kendini kandırabilmesi için?
Üzgünüm bu ara.
İzlediğim hayatlar tekrar filmleri gibi zamanın
Çalıntı hikayelere sığmaya çalışıyor koca, umutsuz insanlar.
Kıçını devirmiş tembel yalnızlıkları sarayları sanırken,
Ölü çiçeklerden yaptıkları taçlar gün sayıyor intikam için,
farkında bile değiller
Ne demek çiçek bahçelerimiz yok?
Her gün mütemadiyen kanattığımız yaralarımız var bizim
İnsanın en kötü huylu tümörü yalan.
Üstelik öldürmüyor da
Çocukken de böyleydik biz.
Akşam ezanı okunana dek özgür sanıyorduk kendimizi
Çok net bir tabelam var karakterime astığım;
Tanrı kötü insanları affeder mi bilmiyorum ama ben asla
Sonun çakılmak olacaksa,
ne kadar mesafeden düştüğünün ne önemi var?
Yüksel yükselebildiğin kadar
Ne zaman mutsuz olacak gibi olsam, kendime deli olduğumu hatırlatıp gülümsüyorum
Ne zaman canım sıkılsa, içimdeki çocuğu karşıma alıp saçlarını tarıyorum ben
Kısasa kısası severim ben.
Neyi yapmaması gerektiğini öğretir insanlara

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir