İçeriğe geç

Sen Kaç! Ben Onları Oyalarım Kitap Alıntıları – Bülent Usta

Bülent Usta kitaplarından Sen Kaç! Ben Onları Oyalarım kitap alıntıları sizlerle…

Sen Kaç! Ben Onları Oyalarım Kitap Alıntıları

Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
“sen hiç yaşlanmayacaksın lan gotik,” diyerek tetiği çektim.

artık kalbi boş değildi. en azından bir kurşun vardı.

ben aşka hiç inanmadım. alkole inandım.
( Belkide bu yüzden kaybettik..)
°`Dünyada erkek egemendir ama bu coğrafyada daha bi egemendir.Kadın dövmek,tecavüz ve öldürmek ata sporları haline gelmiştir
°`Eğer aşık değilsek sanki eksik bir şey vardır yaşamımızda
Ve bu nedenle aşkı ararız. Ruh ikizimiz, ten uyumlumuz, partnerimiz, kalbimizin diğer yarısı,ying isek yangımız, yaşam sebebimiz, oksijenimiz, azotumuz, boku boncuklu, teri yifsen loren dö la parfümlümüz.
°`Hepimiz suyun altındayız.Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz.Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz…
Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Hepimiz suyun altındayız.aşık olduğumuz anılarda,güldüğümüz yada bi sanat eserine baktığmız anlarda. Suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz
Sonra tekrar suyun altına giriyoruz
Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
“Kadınların durumu daha acıklıdır. Çocukken babalarının okuduğu her masalda ortaya çıkan beyaz atlı prens yerine, etraf tatmin edilmemiş libidoları suratlarından sivilce olarak patlamış siyah saçlı jöleli apaçi doludur. Ne yapsın kızlarımız. Bu masalların travmasını atlatabilenler, beyaz atlı gelmedikçe en olmadık adamlara âşık olurlar sürekli.”
“Aşk, hayatın amacı gibi sunuldu bize. Filmlerde, şarkılarda, kitaplarda hep aşk vardı. En sert gerilim filmlerinde dahi bir yere aşk sıkıştırılmazsa olmazdı.”
“Aşkın bize bu kadar fazla sunulması onu hayatımızın olmazsa olmazı yapar. Eğer aşık değilsek sanki eksik bir şey vardır yaşamımızda. Bu nedenle deli gibi aşkı ararız. Ruh ikizimiz, ten uyumlumuz, seks partnerimiz, kalbimizin diğer yarısı, ying isek yangımız, yaşam sebebimiz, oksijenimiz, azotumuz, boku boncuklu, teri yifsen loren dö la parfümlümüz.”
Sevişmeyin demiyorum, hobi olarak yine sevişin ama işi üretime dökmeyin
Hepimiz suyun altındayız. âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
“Satrancın bana öğrettiği tek şeyi unutmuştum: ne kadar iyi oyuncu olursanız olun, sizi yenen biri her zaman çıkacaktır.”
“Çekici olan her şey yaralar. Doğadaki en renkli en fosforlu hayvanların çok zehirli olmaları gibi.”
“Hayat hep çalışmadığınız yerden sorar. O nedenle hayatla me kadar geç yüzleşirseniz o kadar derin yaralar alırsınız.”
“Aşk hayatın amacı gibi sunuldu bize. Filmlerde, şarkılarda, kitaplarda hep aşk vardı. En sert gerilim filmlerinde dahi bir yere aşk sıkıştırılmasa olmazdı.”
“Ben aşka hiç inanmadım. Alkole inandım.”
“Sevişmeyin demiyorum, hobi olarak yine sevişin ama işi üretime dökmeyin.”
“Benim ülkem biraz Doğu’dur biraz Batı’dır. Doğulu gözüyle bakarsan Doğu’nun bittiği yerdir. Batılı gözüyle bakarsan Batı’nın bittiği yerdir.”
“Kendi koymadığımız hedefler için yarışıyoruz. Sınıf arkadaşlarımız, dostlarımız, ailemiz rakibimiz oluyor. Amok gibi koşuyoruz. Sanki dursak öleceğiz. Önümüzdeki havuç bizi paralize ediyor. Bu havuç, bazen bir terfi, bazen lüks bir araba, bazen sosyal statü adı altında anlamsız bir unvan olabiliyor. Ama bu, hayatımızın anlamı haline geliyor.”
“Hepimiz suyun altındayız. Âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda, suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.”
“Herkes bir yanılsama içinde. Çoğumuz, küçük bir azınlığın şekillendirdiği ve kurallarını koyduğu bir dünyada özgür olduğumuzu zannederek yaşıyoruz.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Dünya erkek egemendir. Ama bu coğrafyada erkek daha bir egemendir. Kadın dövmek, tecavüz ve öldürmek ata sporları haline gelmiştir.”
Annem, kısa boylu, tombul, hafif bıyıklı bir hanımefendidir.
Babam ise annemin bıyıksızıydı. Ancak annemden hayli uzun, 1.65 boyunda süt gibi beyaz bir adamdı.
Bu ikili yüz kere çiftleşme normal bir tip doğuramazlardı zaten.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bir dönem sahte orgazm konusunda üstüme yoktu. Öyle bir inlerdim ki
Bazen kesik kesik.
Bazen seviştiğim adamın adını haykırarak.
Sevgilim yabancıysa eğer başka dillerde de orgazm olurdum.
“Oh yea”ler, “ıch comme”ler havada uçuşurdu.
Azrail’in bu kadar güzel olduğunu bilsem, daha önce ölürdüm.
hepimiz suyun altındayız. âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.
Aşk Ademle Havvadan kalan eski bir yalan olabilir. Ama ben yeni karşılaştım.
Hedeflerin ve silahların çok olduğu yerde silik biri olmak, nişangahın ortasına yerleşmenizi geciktirir.
hepimiz suyun altındayız. âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Hayatım boyunca umduğum gibi giden şeyleri düşündüm
İnşallah bu ilk olacaktı.
Hepimiz suyun altındayız. âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.
“ Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.”
“Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.”
Hepimiz suyun altındayız. Âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
hepimiz suyun altındayız. aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.
Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Kızlara aşkın olmadığını hayat laboratuvarında deneylerle anlatıyorum. Çok tüp kırılıyor, çok kalp parçalanıyor ama sonunda anlıyorlar. Sonra, eğer ruh hastası olmadan hayatta kalabilirlerse, bir daha hiç kazık yemiyorlar.
hepimiz suyun altındayız. âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
“hepimiz suyun altındayız. âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz ”
Kendini sorgulamaların artınca yaşlanmışsın demektir.
Doktorlar aşkın bir hastalık olduğunu söylüyorlar. Konuyla ilgili nörobiyoloji araştırmaları insanların beynindeki kimyasallardan serotonin seviyesinin aşık olanlarda, saplantılı (obsesif kompulsif bozukluğu) kişilerinkiyle aynı seviyede bulunduğunu göstermekteymiş.
Hepimiz suyun altındayız. Âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Hepimiz suyun altındayız. Âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.
Hepimiz suyun altındayız.

Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda, suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz.

Sonra tekrar suyun altına giriyoruz.

Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz.

Hepimiz suyun altındayız. Âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Sevişmeyin demiyorum, hobi olarak yine sevişin ama işi üretime dökmeyin..
“Sen hiç yaşlanmayacaksın lan gotik,” diyerek tetiği çektim.
Artık kalbi boş değildi. En azından bir kurşun vardı.
Hepimiz suyun altındayız. âşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. sonra tekrar suyun altına giriyoruz. her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz
Hayat hep çalışmadığımız yerden sorar. O nedenle hayatla ne kadar geç yüzleşirseniz o kadar derin yaralar alırsınız.
Sırf bu nedenle bile çok severim annemi. Beni proje çocuk yapmadı. Psikopat ebeveynler olamadıkları şeyleri çocuklarına yaptırıp tatmin olmak ister. Bale kursundaki kızların annelerinin çoğu şişman ve satranç kursundaki çocukların babalarının çoğunun kafasının arkası düzdür zaten.
Azınlık olmak, farklı olmak, Kuzey Avrupa ve Amerika’nın belli yerleri hariç çok zordur bu gezegende.
Kendini sorgulamaların artınca yaşlanmışsın demektir.
Ama maalesef hiçbir eğlence sonsuza kadar sürmüyordu.
Bu dünyanın hedonizmle ilgili bir sorunu olduğu kesindi.
Sosyal adalet, anlamlı iki kelimenin bir araya gelmesinden oluşan manasız bir tamlamadır burada.
Ama anneler sevap birimiyle çalışır. Bu dünyada biriktirdikleri sevaplarla öbür dünyada kral dairesinde yaşayacaklar.
Herkes mikro da olsa bir gruba dahil olmak ister. Grubun içinde kendini güvende hisseder. Ama o gruba dahil olmanın hep bir bedeli olmuştur. Hiçbir gruba ait olmayıp birey olmayı tercih edenlerin hayatı ise şaşırmakla geçer.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir