Ernesto Che Guevara kitaplarından Savaşmaktan Vazgeçtiğin An Kaybedersin kitap alıntıları sizlerle…
Savaşmaktan Vazgeçtiğin An Kaybedersin Kitap Alıntıları
Domuzlar Körfezi için teşekkürler. Çıkarmadan önce devrim zayıftı. Şimdi herzamankinden daha güçlü.
“Nereden gelirse gelsin ölüm! Mücadelemiz kulaktan kulağa yayılacak, silahlarımızı yerden almak için başka eller uzanacaksa ve yeni zafer naralarıyla ölülerimize ağıt yakılacaksa hoş geldi, sefa geldi ölüm!”
“Buraya beni öldürmeye geldiğini biliyorum. Hadi vur korkak! Yalnızca bir adam öldürmüş olacaksın!
Gerçek bir devrimci insanlık aşkını, adalet aşkını ve doğruluk aşkını benliğinde taşır!”
Saçını ve sakallarını kestirdi, takma diş takarak suratının şeklini değiştirdi. Yeniden tanınmamak üzere kendinde değişiklikler yapıyordu. Eşi Aleida yıllar sonra yazdığı anı kitabında Che’nin gizli yolculuğundan önce çocuklarını görmeye gelişini anlattı. Ramon isimli, yaşlı bir adam görünümündeki Che’yi çocuklarıyla babalarının arkadaşı olarak tanıştırmıştı. Çocuklar, bu adamın babaları olabileceğini hiç düşünmedi. Che için de Aleida için de çok acı verici bir andı.
“Başarıya giden yol tehlikelerle dolu. Yetenekli birinin her şeye rağmen başarıya ulaşabileceği düşüncesi gerçek olamaz! Yol ıssız, ödül ise uzak; bu yolda insan insanın kurdu olur.”
“Karnı aç olan insanlara yemek verdiğimde bana kahraman diyorlar. İnsanların neden aç olduklarını sorguladığımda ise komünist
“Ölüm kalım meselesi olan bu mücadelenin bir sınırı yok. Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan haksızlıklara kayıtsız kalamayız. Bir ülkenin emperyalizme karşı zaferi bizim zaferimiz, yenilgisi de bizim yenilgimizdir.
“Küba, hiçbir zinciri olmayan, bağımsız bir ülkedir. Bu örnek, kıtamızda meyvelerini verecek. Latin Amerikanın acı çekmiş halkı asla güçsüz değil; aç yerliler, topraksız köylüler ve sömürülen işçiler tarafından bir destan yazılacak! Küba halkı dünyanın neresinde, ne zaman bir adaletsizlik olsa derinden sarsılır. Her dürüst insan, her devrimci bir başkasının yanağına atılan tokadı kendi yanağında hissetmelidir.
Fabrikaları ziyaret ediyor, işçilerle birlikte çalışmaya başlıyor ve onlarla birlikte yemek yiyordu. Ona göre bir bakan, elini her zaman taşın altına koymalıydı. Eğer işçilerin arasına katılmazsa onları anlayamayacağını düşünüyordu.
Yol kenarında dinlendiği sırada yanına gelen Che, “Haydi, çarpışmaya gidiyoruz!” diyerek onu mücadeleye ortak etti. Devrimi gerçekleştirdikleri gün Aleida’ya evlenme teklif etmişti.
“Şimdi mücadele edersek, gelecek bizim olacak!”
Yol uzun ve güçlüklerle dolu; ya çok hızlı gider, toplumdan koparız, ya da çok yavaş kalır arkamızdakinin nefesini ensemizde hissederiz.
Che, mücadelede önemli bir isim haline geldi. Kimseye emir vermiyor, birlikte yapmayı teklif ediyordu. Örgüt üzerinde ahlaki bir otorite kurdu. Cesareti, lider olarak görülmesini sağlıyor, örgüt üyeleri ona artık Comandante” diye sesleniyordu.
Yaralı örgüt üyelerini tedavi etmek için mücadeleye davet edilen Che, bu çatışma sırasında kaçan bir askerin mermi kutusunu düşürdüğünü fark etti. Çok ağır olan bu mermi dolu kutuyu almak ile ilaçla dolu olan sırt çantasını almak arasında tereddüt etti. Sonunda mermi kutusunu seçti. Chenin hafızasında işte bu an doktordan gerillaya dönüşme anı olarak kaldı.
Sizi yaşadığınız hayattan vazgeçirecek kaç lider, kaç söz, kaç fikir var?
Onun düşüncelerinde artık korkulması gereken ölüm değil, halkın ve insanlığın karanlık düzende yaşamaya devam etmesiydi.
Delilik çoğu zaman en güzel cesarettir.
“İyilik yapmaya devam et Karşındaki layık olmasa bile, sen buna layıksın ”
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
“Bizim kaderimiz çizilmiştir; ya kanımızın son damlasına kadar savaşıp öleceğiz ve genç bir kuşak yok olup gidecek ya da en akıl almaz engelleri aşarak zafere ulaşacağız!”
“Her zaman gerçekleri savun! Takdir edilmese bile vicdanına hesap vermek zorunda kalmazsın
Çoğumuzun hayatında bir kere ya da defalarca yaşanan bu kırılmalar; geçmişi ve geleceği, kendini ve yaptıklarını sorgulamaya dönüşüyor. O ana kadar iştahla yapılanlar bir anda önemini kaybedebiliyor, sizi olduğunuz noktadan bambaşka bir noktaya geçmek zorunda bırakabiliyor. Kırılma anının sonrasında farkına varılan düşünce, davranışlara da yansıyor elbette. Değişim güzel şey, insan bazen tam karşı istikamete geçip biraz da oradan yürüyebilmeli değil mi?
“Benim tek hedefim, durmadan soğuyan bu dünyada üşüyen halkların ısınabileceği ateşler yakmaktı”
“Ezilen halklar neredeyse ben de oralıyım!”
Günümüzde bile sisteme örülen duvarlar ekonomik açıdan şartları elverişsiz olan ailelerin çocuklarının eğitimini tamamlayamamasına neden olurken sadece paraya dayalı sistemler, ticarethane tarzındaki işleyişleriyle eğitimi bir ayrıcalık haline getiriyor. Sadece ailesinin maddi gücü olmadığı için eğitimden mahrum kalan bir çocuğun geleceği tüm toplumu ilgilendirmeli. Eğitimin ulaşılabilir olması, toplumun refahının da geleceğini şekillendirir.
“Eğitim sistemindeki duvarların hepsi yıkılmalı. Eğitim bir ayrıcalık olmamalı. Yalnızca parası olanların değil, tüm çocukların eğitim almaya hakkı olmalı!”
Ayakkabılarımın altı delik olsa da üstleri her zaman boyalıydı!
Galibiyetlerini kutlayarak değil mağlubiyetlerinin üstesinden gelerek yaşa!
Karnı aç olan insanlara yemek verdiğimde bana kahraman diyorlar. İnsanların neden aç olduklarını sorguladığımda ise komünist
Bir şeyler yolunda gitmese de hiçbir şey beni yolumdan etmedi!
Dün gece bir kitap okudum anne. Ölümü şimdiden bir başarısızlık olarak görmüyorum. Nazım Hikmet’in de söylediği gibi öldüğümde yalnızca yarım kalan bir şarkının acısını toprağa götüreceğim.
İyilik yapmaya devam et. Karşındaki buna layık olmasa bile sen buna layıksın
Her zaman gerçekleri savun! Takdir edilmese bile vicdanına hesap vermek zorunda kalmazsın
Öyle bir an gelir, öyle şeyler görür ve yaşarız ki bir daha asla eski günlere ya da düşüncelere dönemez, artık olduğumuzdan farklı biri haline geliriz. Hatırlayın, mutlaka kendi geçmişinizde bir kırılma noktası olduğunu fark edeceksiniz.
Galibiyetlerini kutlayarak değil mağlubiyetlerinin
üstesinden gelerek yaşa!”
üstesinden gelerek yaşa!”
En büyük dayanışma yalnız ve ümitsiz insanlar ara sında gelişir.
Peşinden koşacak cesaretin varsa, tüm hayaller gerçekleşir!
Şimdi mücadele edersek,
gelecek bizim olacak!
gelecek bizim olacak!
Sizi yaşadığınız hayattan vazgeçirecek kaç lider, kaç söz, kaç fikir var?
Delilik çoğu zaman en güzel cesarettir. Çıktığjn yolda sonunu düşünme, sadece diren, sadece mücade le et. Her ne olursa olsun hayalin için bir adım at. Bil ki, attığın bu adım kendine olan inancını artıracak ve yürüdüğün yolda sana güç kazandıracak. Artık inandı ğın her neyse onun uğruna mücadele ettiğini bilecek ve kendine saygı duyacaksın. Bu inançla başaramayacağın ne olabilir? Başaramasan bile seni mutsuz eden ne kalır geriye? Sonuçta çabaladın, yola çıktın, mücadeleye gir din ve elde etmek istediğin her neyse onun için çalıştın. Güven kendine.
“Gerçekçi ol imkânsızı iste ”
“Her zaman gerçekleri savun!
Takdir edilmese bile vicdanına
hesap vermek zorunda kalmazsın.
Takdir edilmese bile vicdanına
hesap vermek zorunda kalmazsın.
Peşinden koşacak cesaretin varsa, tüm hayaller gerçekleşir.
Her zaman gerçekleri savun!
Takdir edilmese bile vicdanına hesap vermek zorunda kalmazsın.
Takdir edilmese bile vicdanına hesap vermek zorunda kalmazsın.
Karnı aç olan insanlara yemek verdiğimde bana kahraman diyorlar. İnsanların neden aç olduklarını sorguladığımda ise komünist
Dün gece bir kitap okudum anne. Ölümü şimdiden bir başarısızlık olarak görmüyorum. Nâzım Hikmet’in de söylediği gibi öldüğümde yalnızca yarım kalan bir şarkının acısını toprağa götüreceğim.
Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.
Karnı aç olan insanlara yemek verdiğimde bana kahraman diyorlar.İnsanların neden aç olduklarını sorguladığımda ise komünist
Ezilen halklar neredeyse ben de oralıyım!
Karnı aç olan insanlara yemek verdiğimde bana kahraman diyorlar. Insanların neden aç olduklarını sorduğumda ise komünist
Peşinden koşacak cesaretin varsa tüm hayaller gerçekleşir!
İyilik yapmaya devam et. Karşındaki layık olmasa bile,sen buna layıksın
Başarı karşılıksız kalamayacak kadar önemli hayatımızda. Bizi yükselten, her ne yapıyorsak ona değer katan başarılarımızdır. Che, bu sözüyle hiçbir başarının cezasız kalmayacağını, mutlaka bir çevre tarafından reddedilecekğini anlatıyordu esasında. Başarıya giden yol çoğu zaman tehlikelerle örülü. Toplumda sivrilen bir birey, iyi işler yapan, elini attığı her kuru dalı yemyeşil bir ağaca çeviren kişi, dikkatleri de üzerine çeker. Bu dikkat çoğu zaman huzursuzla ve kıskançlığa hemen ardından düşmanlığa evrilir.
Karnı aç olan insanları yemek verdiğimde bana kahraman diyorlar.
İnsanların neden aç olduklarını sordugumda ise komünist…
İnsanların neden aç olduklarını sordugumda ise komünist…
Ölüm kalım meselesi olan bu mücadelenin bir sınırı yok. Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan haksızlıklara kayıtsız kalamayız. Bir ülkenin emperyalizme karşı zaferi bizim zaferimiz, yenilgisi de bizim yenilgimizdir.
Her devrimci bir başkasının yanağına atılan tokadı kendi yanağında hissetmelidir!
Yalnız ve ümitsiz insanlar arasında gelişen dayanışmanın kuvveti, yıkılmayacak kadar güçlü. Ümitsizlik ve yalnızlıkla birbirlerine bağlanmış insanların beklentisizliği, karşılıksız bir dayanışmaya, içgüdüsel bir desteğe dönüşüyor. Hayata tutunacak bir beklenti olmadığında daha sıkı sarılıyor insan birlik olmaya.
En büyük dayanışma yalnız ve ümitsiz insanlar arasında gelişir.
Yol uzun ve güçlüklerle dolu; ya çok hızlı gider toplumdan koparız ya da çok yavaş kalır arkamızdakinin nefesini ensemizde hissederiz.
Bir mücadeleye girdiğimizde kaybetmek de kazanmak da olasıdır.
Fakat o mücadeleyi baştan reddeder, savaşmaktan kaçarsak hiçbir zaman zafere de ulaşamayacağımızı kabullenmiş oluruz. Girilmeyen bir mücadelenin bize herhangi bir kazanci olamaz.
Kazanmak, inanmak demektir.
Kendimize, öykümüzü, gücümüze, emeğimize ve düşüncelerimizi inanmazsak yarı yolda kalırız!
Baştan kaybederiz.
Savaşmaktan vazgeçtiğimiz anda tüm gücümüz, stratejimiz ve kazanma ihtimallerimiz son bulur
Fakat o mücadeleyi baştan reddeder, savaşmaktan kaçarsak hiçbir zaman zafere de ulaşamayacağımızı kabullenmiş oluruz. Girilmeyen bir mücadelenin bize herhangi bir kazanci olamaz.
Kazanmak, inanmak demektir.
Kendimize, öykümüzü, gücümüze, emeğimize ve düşüncelerimizi inanmazsak yarı yolda kalırız!
Baştan kaybederiz.
Savaşmaktan vazgeçtiğimiz anda tüm gücümüz, stratejimiz ve kazanma ihtimallerimiz son bulur
Her zaman gerçekleri savun!
Takdir edilmese bile vicdanına hesap vermek zorunda kalmazsın…
Takdir edilmese bile vicdanına hesap vermek zorunda kalmazsın…
Eğitim sistemindeki duvarların hepsi yıkılmalı. Eğitim bir ayrıcalık olmamalı. Yalnızca parası olanların değil, tüm çocukların eğitim almaya hakkı olmalı.
Benim tek hedefim durmadan soğuyan bu dünyada üşüyen halkların ısınabileceği ateşler yakmaktı.
Sadece ailesinin maddi gücü olamadığı için eğitimden mahrum kalan bir çocuğun geleceği tüm toplumu ilgilendirmeli.
Eğitim sistemindeki duvarların hepsi yıkılmalı. Eğitim bir ayrıcalık olmamalı. Yanlızca parası olanların değil, tüm çocukların eğitim almaya hakkı olmalı !
Değişim güzel şey ,insan bazen tam karşı istikamet e geçip biraz da olsa oradan yürüyebilmeli
Bir işi yapacaksan ya en iyisi ol ya da hiç yapma
İyilik yapmaya devam et,Karşındaki layık olmasa bile,sen buna layıksın