İçeriğe geç

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim Kitap Alıntıları – Joanne Greenberg

Joanne Greenberg kitaplarından Sana Gül Bahçesi Vadetmedim kitap alıntıları sizlerle…

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim Kitap Alıntıları

İstediğiniz gibi bir insan değil miyim ben? Beynimi de mi düzeltmeniz gerekiyor?
O yıldan sonra, başı hep öne eğik dolaşıyordu sanki, gelecek darbeleri beklercesine.
Bir keresinde, kendine korkunç işkenceler yapan bir hastam olmuştu. Ona neden böyle şeyler yaptığını sorduğum zaman, ‘ Bunları bana dünya yapmasın diye, ‘ karşılığını vermişti. Sonra, ‘Dünyanın neler yapacağını görmek için biraz beklesenize,’ demiştim. O da, ‘Anlamıyor musunuz? Eninde sonunda oluyor bunlar, bu şekilde hiç olmazsa kendi yıkımımı kendim yönetiyorum.’ diye yanıt vermişti.
“Sonunda vazgeçtim, yorulmuştum çünkü- artık uğraşamayacak kadar yorulmuştum,” dedi.
Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır…
Sevgi yeterince gerçekti, acı da öyle
Hiç durmadan ummadığım yönlerden darbe yemek acı veriyor.
“ Bizim de herkes kadar deli olmaya hakkımız var.”
“ İstersem gene deli olarak kalabilir miyim?”
Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülüstanlık bir dünya masalı koca bir yalandır… üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur!”
“ Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim…” ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım.
“Hiçbir renk yok, yalnızca grinin tonları.
“Birisi seni kırdığı zaman hiç ağlama, gül. Seni üzdüklerini bilmelerine asla izin vermemelisin,”
Bazen, diye düşündü Dr.Freid üzgün üzgün, dünya birtakım kurumlarında bulunan insanlardan çok daha hasta oluyor.
“Niye hepiniz böyle kötü yalanlar söylüyorsunuz?”
“Biliyor musun… akıl hastası olmanın en kötü yanı, hayatta kalabilmek için ağır bir bedel ödenmesi.”
“Yalnızca sevmek yetmiyor demek ki.
Sevdiğimiz insanları korumak için hiçbir zaman dünyayı yeniden kuramayacağınızı anlatmaya çalışıyorum size.
– “Yaşamak savaşmak demektir,” dedi
Deborah.
her şeyin bir çaresi vardır
“Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım.”
Ne var ki kısacık bir an için duygularına kapılması bile bütün dünyasının kuşkuyla dolmasına yetiyordu.
İşte yine, daha önce de yüzlerce kez olduğu gibi, bir insanın gerçeğiyle bir başkasının gerçeği arasında kalmış, bu kişilerin arasında sevgi ve yıllarca paylaşılmış deneyimler olduğu halde, birbirlerinden bu denli farklı olmalarına şaşıp duruyordu.
Aynalar ve değişimler! Bütün insanların gözleri çarpıtıcı aynalar değil miydi zaten?
…sevdiğiniz insanları korumak için hiçbir zaman dünyayı yeniden kuramayacağınızı anlatmaya çalışıyorum size.
Gerçeklik, şarkı söyleyen annesiyle neşe saçan babasının olduğu bu arabanın içinde değil, boşalttığı yağmurla kendini tüketen, bulutlu ve karanlık gökyüzündeydi.
Hazır olana kadar hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda değilsin.
İnsanlar onu hiçbir zaman sevmemişti zaten.
Bir keresinde kendine korkunç işkenceler yapan bir hastam olmuştu. Ona neden böyle şeyler yaptığını sorduğum zaman Bunları bana dünya yapmasın diye. karşılığını vermişti.
Her yerde nefret var gibiydi.
kısacık bir an için duygularına kapılması bile bütün dünyasının kuşkuyla dolmasına yetiyordu.
Kendi yıkımımı kendim yönetiyorum.
İnsanlar onu hiçbir zaman sevmemişti zaten.
üstelik benim düşmanım, ne nefret edebileceğim ne de bağışlayabileceğim bir insan
“sevdiğimiz insanları korumak için hiçbir zaman dünyayı yeniden kuramayacağız.”
Bir keresinde, kendine korkunç şeyler yapan bir hastam olmuştu. Ona neden böyle şeyler yaptığını sorduğum zaman, ‘Bunları bana dünya yapmasın diye’ karşılığını vermişti.
Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben.
Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım.
Yaşamak savaşmak demektir.
Burada herkesim soyadı Pilatus* mu acaba?
“Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki?

“Bak, dinle beni, sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim ”

Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır.
ne var ki kısacık bir an için duygularına kapılması bile bütün dünyasının kuşkuyla dolmasına yetiyordu.
Dünyada yaşayanlar için, pencerelerden içeriye gün ışığı sızıyordu, ama bu ışığın parıltısı ve sıcaklığı algılayamayacağı kadar uzaktı ona. Onu çevreleyen hava hala soğuk ve karanlıktı. Acı kaynağı, elini yakan ateş değil, işte bu sonsuz yabancılaşmaydı.
Gurur, sanki her gün yapılan bir şeymiş gibi, soylu bir biçimde üzüntüden ölme yetisi anlamındaydı.
Gökyüzü açık ve güneş de kavuruyor. Korkarım, bu soğuk ve sis senin içinde.
Hiç durmadan ummadığım yönlerden darbe yemek acı veriyor.
Bütün hasta insanlar, denetleyemedikleri güçlerinden nasıl da korkuyorlar! Nedense, yalnızca insan olduklarına, yalnızca insan boyutunda bir öfke duyduklarına bir türlü inanamıyorlar?
Kimi zaman, içini bir duygunun sardığı olurdu. Bu duygu söze dökülür, ama altında yatan ve dünyayı ikna etmeyi sağlayabilecek mantık suskun kalırdı.
İnsan mahkûm olacaksa, güzel olmalı, yoksa dram yalnızca bir komedi olur. Ve onun için, Güzel Olmayan
Bizim de herkes kadar deli olmaya hakkımız var.
Sonunda vazgeçtim, yorulmuştum çünkü artık uğraşamayacak kadar yorulmuştum
“On dokuz yaşındayım. Çok geç artık.”
Bizimde herkes kadar deli olmaya hakkımız var.
Kusursuz , güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır.
Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim
Ve hiçbir zaman huzur ya da mutlulukta vadetmedim sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşman da yardımcı olabilirim
Adalet uygulanmıyorsa ,namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki ?
“ Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim…”
Yaşamı doğru yaşayan
ve suçla lekelenmeyen kişinin
Ne Fas’ın kargılarına gereksinimi vardır,
ne yaya, ne de kılıflar dolusu zehirli oka
Zeki, dürüst, iyi yürekli ana-babalara bile çocuklarını aldatmak kolay geliyordu. Kendilerinin hiçbir zaman tenezzül etmeyeceği aldatmacaları , gösterişçiliği, rahatlıkla çocuklarına uygulayabiliyorlardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir