Safveti Ziya kitaplarından Salon Köşelerinde kitap alıntıları sizlerle…
Salon Köşelerinde Kitap Alıntıları
İnsana bugün yeterli olmalı. Gelecek,yarın.. insan hiç gelecekten, yarından emin olabilir mi?
Çok hikâye okuyanlar, okudukları hikâyelerin gerçek hayatta benzerini aramayı merak edenler o dakikada hissettiğim halecanı pek güzel tasavvur edebilirler
Oof, bu hayat mücadelesi, bu geçim kavgası!
Ah, acaba benim kalbim başka erkeklerin, başka gençlerin kalbine benzemiyor muydu? Niçin en ufak, en adi bir sebeple bütün bağlılığım sona ermeye yüz tutuyor?
Çok hikaye okuyanlar, okudukları hikayelerin gerçek hayatta benzerini aramayı merak edenler o dakika hissettiğim helecanı pek güzel tasavvur edebilirler.
Hissediyorum ki bütün kalbim, bütün ruhumla saf, hissi, tabii, samimi ve masum bir aşk özlüyordum;bir aşk, bir sevda ki belirli bir maksattan,her türlü ümitten arınmış olsun.
Gözlerimle o kadar kişinin, o kadar kalabalığın arasında onu arıyordum. Niçin arıyordum? Hiç Bir şey için değil. Yalnız bakacaktım,
Bana öyle geliyordu ki eğer kalplerin dili varsa benim kalbim o dakika pek tesirli, pek perişan birçok sözler söylüyordu ve bir türlü o sözleri kesmeye kıyamıyordum. Ah! Nasıl kıyabilirdim?..
Tebessüm ettim, dedim ki: Çiçeğim var, müsaade edin de bu demeti yine fakirleriniz için buraya bırakayım!..
Öyle bir sevda ki beni geceleri yıldızlara karşı dilsiz ve hayran, karanlıklara karşı şaşkın ve kendinden geçmiş bıraksın… Güzel bir müzik dinlerken onunla ağlayayım, dünyanın, tabiatın güzelliklerini onunla seveyim, sevebileyim…
Ah o uğursuz sinirlerim! Bir kere ruhuma azap vermeye başladı mı artık yazı yazmak, kitap okumak, zihnimi birşeyle meşgul etmek kabil olamaz
Ben bu ince, bu hassas kalbimle bir zavallı, bir gariptim.
Mesela şu mendili şu hale koyduğum halde bile benim kalpsiz, hissiz bir kız olduğuma hemen hükmetmemelisiniz; çünkü bu mendilde benim birçok gözyaşlarım vardır da siz göremiyorsunuz!
Ve o güzel, latif başı, bir küme dalgalı saçlarla sanki ruhumu saracak gibi bana doğru eğildi ve hafif dokunuşlarla gözlerimi, kirpiklerimi okşadı.
Asıl dünyada muhabbetin ne olduğunu bilmeyenlere, o yüce hissi takdir edemeyenlere, kalplerinde mukaddes, aziz bir hayal taşımayanlara acımalısınız Dünyada sevmek, sevilmek kadar bahtiyarlık var mı zannedersiniz?
Emniyet ve aşk hiçbir zaman beraber yaşayamaz.
hislerimizi safhalara ayırmak lazım gelseydi, nefret devri, teslimiyet devri, sevda ve ayrılık adlarıyla üç devreye bölebilirdim.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Bazı kadınlar görüldüğü dakikadan itibaren sevilirler; çünkü bazı kadınlar bazı erkekler tarafından çıldırırca sevilmek için yaratılmışlardır.
İnsana bugün yeterli olmalı. Gelecek, yarın insan hiç gelecekten, yarından emin olabilir mi?
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
kimse kimsenin kalbini bilmez. Bazen bir kahkaha, bir gözyaşı her şeyi örter!
Bazı kadınlar görüldüğü dakikadan itibaren sevilirler; çünkü bazı kadınlar bazı erkekler tarafından çıldırırca sevilmek için yaratılmışlardır.
Asıl dünyada muhabbetin ne olduğunu bilmeyenlere, o yüce hissi takdir edemeyenlere, kalplerinde mukaddes, aziz bir hayal taşımayanlara acımalısınız Dünyada sevmek, sevilmek kadar bahtiyarlık var mı zannedersiniz?
İnsanı aşk kadar tedbirli, ağzı sıkı, başkalarına müsamahakâr eden bir şey yoktur.
Vatan, vatan mahvoluyor Bizi insanlıktan ayırıyorlar Bizi esaret zinciri altında inletiyorlar. Bütün bu zavallı millete hatıra gelmez zulümler ediyorlar.
İnsanın hayatında bazı dakikalar vardır ki o dakikalarda mutlaka şefkat dolu bir kucağa, bir hakiki dostun samimi tesellisine ihtiyaç hissedilir.
Bazen bir kahkaha, bir gözyaşı her şeyi örter!
Rica ederim, beni dış görünüşümle yargılamaya kalkışmayın.
Türk askeri en metin, en sebatlı askerdir.
Dokunuşundaki sıcaklığı hatırladıkça bütün vücudumu bir ateş kaplıyordu.
Ne kadar fena kalplisiniz!
Nefret ediyordum, o mağrur, o kibirli genç kızlardan
Beni tanımamış, beni tanıyamamıştı. Onun gözünde benin varlığımla yokluğum birdi
Güzel bir müzik dinlerken onunla ağlayayım, dünyanın, tabiatın güzelliklerini onunla seveyim, sevebileyim
Ben bir şeyler söylemek istiyor, fakat başaramıyordum; dudaklarımın bir kelime bile söyleyemeyeceğini hissediyordum.
Ah o uğursuz sinirlerim! Bir kere ruhuma azap vermeye başladı mı artık yazı yazmak, kitap okumak, zihnimi bir şeyle meşgul etmek kabil olamaz
Öyle bir sevda ki beni geceleri yıldızlara karşı dilsiz ve hayran, karanlıklara karşı şaşkın ve kendinden geçmiş bıraksın Güzel bir müzik dinlerken onunla ağlayayım, dünyanın, tabiatının güzelliklerini onunla seveyim, sevilebileyim Bir kadın ki beni düşündürsün, acı versin, istemeyerek, bilmeyerek kederlendirsin
kimse kimsenin kalbini bilmez.Bazen bir kahkaha,bir gözyaşı her şeyi örter!
Dünyada sevmek,sevilmek kadar bahtiyarlık var mı zannedersiniz?
İnsanın hayatında bazı dakikalar vardır ki o dakikalarda mutlaka şefkat dolu bir kucağa, bir hakiki dostun samimi tesellisine ihtiyaç hissedilir.
Öyle bir sevda ki beni geceleri yıldızlara karşı dilsiz ve hayran, karanlıklara karşı şaşkın ve kendinden geçmiş bıraksın Güzel bir müzik dinlerken onunla ağlayayım, dünyanın, tabiatın güzelliklerini onunla seveyim, sevebileyim Bir kadın ki beni düşündürsün, acı versin, istemeyerek, bilmeyerek kederlendirsin Bir kadın ki karşı konulması, yok edilmesi mümkün olmayan engeller beni kendisinden ayırsın, söyleyemeyeyim, aşkımı kabil olup da, cüret edip de ona söyleyemeyeyim. O kadar mukaddes, o kadar muhterem O kadın o derece her şeyin üstünde olsun!
Sözün kısası genç kızlar saygıya ve sevgiye değer oldukları kadar sakınılacak, çekinilecek varlıklardır. Başkalarına karışmam, fakat ben onlardan pek korkarım.
Emniyet ve aşk hiçbir zaman beraber yaşayamaz.
Hissediyorum ki bütün kalbim, bütün ruhumla saf, hissi, tabii, samimi ve masum bir aşk özlüyordum; bir aşk bir sevda ki belirli bir maksattan, her türlü ümitten arınmış olsun.
Vatan, vatan mahvoluyor Bizi insanlıktan ayırıyorlar Bizi esaret zinciri altında inletiyorlar. Bütün bu zavallı millete hatıra gelmez zulümler ediyorlar.
Ve o zaman bütün acılığıyla anladım ve hissettim ki ben bir hiç im
Kimse kimsenin kalbini bilmez. Bazen bir kahkaha, bir gözyaşı her şeyi örter!
Beni tanımamış, beni tanıyamamıştı. Onun gözünde benim varlığımla yokluğum birdi
Ben bu ince, bu hassas kalbimle bir zavallı, bir gariptim.
Meçhul bir mahcubiyet, bir küçüklük altında izzet-i nefsimin kırıldığını, ezildiğini hisseyliyordum.
Ah! Kim bilir bu çehrenin kalbi de nasıl bir kalp, nasıl başka bir kalp
Onun gözünde benim varlığımla yokluğum birdi…
Ben neyim? Ne arzu ediyorum, niçin böyle mustaribim…
İnsanın hayatında bazı dakikalar vardır ki, o dakikalarda mutlaka şefkat dolu bir kucağa, bir hakiki dostun samimi tesellisine ihtiyaç hissedilir.
Neden bir Avrupalı için tabii olan bir şey bir Türk için harikulade olsun?
Evlilikle neticelenmeyen aşkların hepsi boştur.
Kimse kimsenin kalbini bilmez. Bazen bir kahkaha, bir gözyaşı her şeyi örter!
Doğrusu ben aşk nedir bir türlü anlayamıyorum
Asıl dünyada muhabbetin ne olduğunu bilmeyenlere, o yüce hissi takdir edemeyenlere, kalplerinde mukaddes, aziz bir hayal taşımayanlara acımalısınız Dünyada sevmek, sevilmek kadar bahtiyarlık var mı zannedersiniz?
Hissediyorum ki bütün kalbim, bütün ruhumla saf, hissi, tabii, samimi ve masum bir aşk özlüyordum; bir aşk, bir sevda ki belirli bir maksattan, her türlü ümitten arınmış olsun
Şu haliniz tabiatınızı ne güzel gösteriyor, bilseniz! Bir şeyi evvela göğsünüzde, kalbinizin üzerinde taşırsınız; sonra onu dişlerinizle parçalar ve dudaklarınızın ufak, tabii, elde olmaksızın, belki sizce de hissedilmeyen bir hareketiyle ayaklar altına atarsınız işte siz Siz bu hareketlerle tamamıyla kendinizi açıklıyorsunuz!
İnsana bugün yeterli olmalı. Gelecek, yarın.. hiç gelecekten, yarından emin olunabilir mi?
Bazı sözler, bazı hareketler için bazı dakikalar vardır ki onlar cüretsizlik yahut elde olmayan bir engel sebebiyle kaçırılırlarsa artık hiçbir zaman bir daha geri gelmezler.
Bazen bir kahkaha, bir gözyaşı her şeyi örter.
Bir kat daha bedbaht olacağımı düşünerek sözlerinize inanmaktan korkuyorum
İnsanı aşk kadar tedbirli, ağzı sıkı, başkalarına karşı müsamahakâr eden bir şey yoktur.
Hissediyorum ki bütün kalbim, bütün ruhumla saf, hissi, tabii, samimi ve masum bir aşk özlüyordum; bir aşk, bir sevda ki belirli bir maksattan, her türlü ümitten arınmış olsun
Bazı kadınlar, görüldüğü dakikadan itibaren sevilirler.
Bir kadının en büyük meziyeti hassaslık, ince kalpliliktir. Doğrusu hissiz kadınları nefrete değer bulurum.
Ben bu ince, bu hassas kalbimle bir zavallı, bir gariptim.
“İnsan hiç gelecekten, yarından emin olabilir mi?”
orası hür bir memleketin hür bir toprağı gibidir. Esir olanlar oraya yakışmaz, oraya salıverilemez
“Kimse kimsenin kalbini bilmez. Bazen bir kahkaha, bir gözyaşı her şeyi örter.”
“Hiçbir kimseyi hiçbir şeyi dış görünüşüyle hükmetmemelidir.”
“İnsanlar için hayatın tabii akışına, kaderin çizdiği yola kendilerini terk etmekten başka çare kalmadığına bütün Doğulular gibi ben de emin bulunuyordum.”