Glenn Meade kitaplarından Sakkara'nın Kumları kitap alıntıları sizlerle…
Sakkara'nın Kumları Kitap Alıntıları
Çocukluğundan beri ilk kez ağlamak istedi.
Ne hissettiğimi bilmiyorum.
Sevgi var.
Yavaş yavaş geçmişimizin kıyılarından ayrılıyoruz. Gerçeklerden geriye kalan yıpranmış bir fotoğraf
Bazı sorular cevapsız kalmaya mahkûmdur.
Sürekli harekete alışmış insanlar için en kötü ceza, hareketsiz beklemektir.
Vazoyu kırabilirsin, ama çiçeklerin kokusu yine de kaybolmaz.
Dünya gerçekten de çok küçük ve sürprizlerle dolu.
Savaş insanları ne kadar da değiştiriyor.
Hiçbirimiz bu yaşamak savaşı’ndan yara almadan kurtulamadık.
Bütün diktatörler korkaktır .
Hitler sadece yüksek sesle konuşur, söylediklerinin içinde zekâ kırıntısı bile yok.
Eski Arap atasözünü unuttun mu? Hayatta kalmak için ümitsizliğin yüzüne gül.
Bu tam eski Mısırlıların inandıkları gibi bir yazı; başka bir hayatta yeniden bir araya gelmek.
– Ne derler bilirsin. Vazoyu kırabilirsin, ama çiçeklerin kokusu yine de kaybolmaz, (…)
“İnsan hayatı savaşın hammaddesidir.”
“Hayatta kalmak için ümitsizliğin yüzüne gül.”
“Bazen hayat yollarının kısa da olsa kesiştiklerine inanırım. Bunun nedenini biz sade faniler bilemeyiz. Belki de yıldızlarımızda böyle yazılı.”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Benimki de istendiği gibi gitmeyen hayatlardan bir örnek; yanlış yola sapıyorsun, ne yaptığının farkına vardığındaysa geri dönemeyecek kadar geç oluyor
Yaşlandıkça geçmişimin sahillerinden yavaş yavas uzaklaşıyorum, sonunda uzak ve güçlükle seçilen bir hatıra olacaklar.
İnsan hayatı savaşın ham maddesidir.
Biz Mısır’da âşık erkek sivilceyi gamze sanır deriz.
Dünya gerçekten de çok küçük ve sürprizlerle dolu..
“Yavaş yavaş geçmişimizin kıyılarından ayrılıyoruz. Geride kalan sadece yıpranmış bir fotoğraf.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Korkudan başka korkulacak bir şey yoktur.
Yaşlandıkça geçmişimin sahillerinden yavaş yavaş uzaklaşıyorum,sonunda uzak ve güçlükle seçilen bir hatıra olacaklar.
“Yavaş yavaş geçmişimizin kıyılarından ayrılıyoruz Geride kalan sadece yıpranmış bir fotoğraf.”
“—Yanlış adamı yakaladınız, efendim.
—Hayır, doğru adamı yakaladık da yalnız yanlış şarkıyı söylüyor ”
—Hayır, doğru adamı yakaladık da yalnız yanlış şarkıyı söylüyor ”
“Gırtlağıma kadar ölüm ve yıkım doluyum ve yolumun sonuna geldim.”
“Vazoyu kırabilirsin, ama çiçeklerin kokusu yine de kaybolmaz ”
“Hiçbirimiz bu savaştan yara almadan kurtulamadık, Rachel; hepimiz bu savaşın kurbanıyız.”
“Hep konuşma, çok az iş ”
“Benimki de istendiği gibi gitmeyen hayatlardan bir örnek; yanlış yola sapıyorsun, ne yaptığının farkına vardığındaysa geri dönemeyecek kadar geç oluyor.”
“Hiçbir şey imkânsız değildir, Wilhelm.”
“Hayat, onu ilginç kılan küçük komplolar olmasa, neye yarar?”
“Gitmene izin veremem. Çok şey biliyorsun, üstelik yüzümü de gördün.”
“Bütün diktatörler korkaktır ”
“Kaçık Hitler Biz farkına varana kadar Avrupa’yı mahvedecek. Tehlikeli bir deliden başka ne beklenir?”
“Allah kahretsin kemik görmüş it gibisin.”
“Hayat yollarının kısa da olsa kesiştiklerine inanırım.”
Vazoyu kırabilirsin, ama çiçeklerin kokusu yine de kaybolmaz.
Hayatta kalmak için ümitsizliğin yüzüne gül.
Bu savaş, insan kaybından başka bir şey değil. Ölümden sonra başka bir ölüm. Peki, ne için?
Oh, what a tangled web we weave, when first we practie to deceive.
Aldatmayı denerken, ne kadar karmaşık bir örümcek ağı örüyoruz.
Aldatmayı denerken, ne kadar karmaşık bir örümcek ağı örüyoruz.
Bazen hayat yollarının kısa da olsa kesiştiklerine inanırım.
Biz Mısır’da ‘aşık erkek sivilceyi gamze sanır’ deriz. Aşk, insanın gözlerini kör eder.
Sonra sen gittin ve her şey bitti. Yalnız benim için değişen bir şey olmadı: hâlâ aynı şeyleri hissediyorum. Ne derler bilirsin. Vazoyu kırabilirsin ama çiçeklerin kokusu yine de kaybolmaz.
Vazoyu kırabilirsin, ama çiçeklerin kokusu yine de kaybolmaz.