Atilla Taş kitaplarından Sakıncalı Çökelek kitap alıntıları sizlerle…
Sakıncalı Çökelek Kitap Alıntıları
Haklıların mahkum edildiği yerde bütün doğruların yeri cezaevidir.
Haksız, ölçüsüz, cahil ve kalleş olmak, yoksul ve hasta olmaktan kötüdür.
sevin sevmeyin, demokratik bir ülkede herhangi bir siyasi partinin genel başkanı ile milletvekilleri tutuklanıyorsa, o ülkede siyaset yapma yollarını kapatıyorsunuz demektir. siyaset kanalları, demokrasi, hukuk, bir ülkenin soluk borusu gibidir. ciğerlerine oksijen gitmezse zehirlenir, boğulur.
kendisiyle dalga geçebilen ve bu anlamda aşmış kişilerle kimse dalga geçemiyordu.
Aydınının korkak, okumuşunun ürkek olması bu ülkenin kaderiydi adeta.
Ahmet Altan birkaç metre ötemdeki koğuşta kalırken, ben onun kitaplarını okuyordum. Çok tuhaf geliyordu bana bu durum.
Her şey o kadar keyfiydi ki yasa, hukuk, adalet beklemek, ölmüş ebenizden haber beklemekle aynı şeydi.
Siyaset kanallari,demokrasi,hukuk,bir ulkenin soluk borusu gibidir.Cigerlerine oksijen gitmezse zehirlenir,boğulur..
Sevilmeye,dokunulmaya ve şefkate o kadar ihtiyaç duyarsiniz ki,bu hissiyat ölümcül bir susuzluk gibi sarar bedeninizi.Duvar kokarsiniz,taş kokarsiniz,dikenli tel kokarsiniz,buram buram hapis kokarsiniz..
Zaman, beni kapıp sürükleyerek götüren bir nehir.
Ama nehir benim.
Zaman beni parçalayan bir kaplan. Ama kaplan benim.
Zaman, beni yakan bir ateş. Ama ateş benim.
Dünya ne yazık ki gerçek ve ben ne yazık ki Borges’im.
Ama nehir benim.
Zaman beni parçalayan bir kaplan. Ama kaplan benim.
Zaman, beni yakan bir ateş. Ama ateş benim.
Dünya ne yazık ki gerçek ve ben ne yazık ki Borges’im.
Coşkundum pınarlar gibi,
Sarhoştum rüzgarlar gibi;
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.
Sarhoştum rüzgarlar gibi;
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.
1998’de Kral TV ödül töreninde rahmetli Murat Göğebakan’ın elinden Yılın En İyi Çıkış Yapan Popçusu ödülünü almıştım. Ve sadece bir yıl sonra, eğer olsaydı, yılın en hızlı düşüş yapan popçusu ödülünü de ben alırdım! Para beni şımartmış, şöhret başımı döndürmüştü. Bambaşka biri olmuştum. Eğer o günkü Atilla ‘yla şimdi karşılaşsam, ağzının kenarına tuvalet terliğiyle ŞIRRRAAAAAAK diye vururdum!
Herkes neden burada olduğumu düşünedursun, ben neden orada olduğumu gayet iyi biliyordum. Yaptığım mizahi muhalefetle birilerini çok kızdırdığım aşikardı. Mizah öyle bir silahtı işte. Birine ana avrat sövmekten daha tesirliydi. Çünkü beyin baş edilmesi en zor organdır.
Gerçeği konuşmadığımız zaman, konuşmuş sayılmayız.
Masumiyet ve aptallık bizi hayata bağlıyordu.
Görüyorsun, her şeyin iki yüzü var; iyi ve kötü. Dünyayı güzelleştirebilecek en iyi formüllerin bile karanlık bir yüzü vardır ve güç her zaman kötüye de kullanılabilir.
Zaman, beni kapıp sürükleyerek götüren bir nehir.
Ama nehir benim.
Zaman beni parçalayan bir kaplan. Ama kaplan benim.
Zaman, beni yakan bir ateş. Ama ateş benim.
Dünya ne yazık ki gerçek ve ben ne yazık ki Borges’im.
Ama nehir benim.
Zaman beni parçalayan bir kaplan. Ama kaplan benim.
Zaman, beni yakan bir ateş. Ama ateş benim.
Dünya ne yazık ki gerçek ve ben ne yazık ki Borges’im.