İçeriğe geç

Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? Kitap Alıntıları – Muhammed Emin Yıldırım

Muhammed Emin Yıldırım kitaplarından Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? kitap alıntıları sizlerle…

Sahabeyi Nasıl Anlamalıyız? Kitap Alıntıları

Bir kere şunu söyleyelim ki hiç kimse sahâbenin hepsini aynı düzeyde değerlendirmiyor.
O’nun (sas) nazarında değersiz, işe yaramaz hiçbir insan yoktu.
Her sahâbînin Allah Resûlü (sas) katında farklı bir yeri ve değeri vardır.
Sahâbe, semanın yıldızlarıdır.
Unutmayalım ki; en acı olayların bile, bize söyleyeceği yığınla sözü, ulaştırmak istediği onlarca mesajı bulunmaktadır.
Sahâbîler ilk ve örnek nesil olarak kendilerinden sonra
gelenlere çok büyük fedakârlıklarla önemli bir miras bırakmışlardır. Bu mirasa karşı sergilenecek tutum elbette vefa
olmalıdır.
Unutulmamalı ki; o yüce insanları basite almak, insanı
basitleştirir. Çünkü onlar seçilmiş bir nesildir. Onlara değer veren, hem Allah katında hem inananlar katında değer kazanır. O halde bir Müslüman’ın tüm gayreti o güzide şahsiyetleri
daha iyi anlama olmalıdır.
İlahi kelam muhataplarının zihnini inşa ederken günahkara değil günaha, inkarcıya değil inkâra, insana değil ondan ortaya çıkan fiillere bakılıp ona göre tavır alınması gerektiğini öğretiyordu.
Sahâbe nesli, Müslümanlığımızın aynalarıdır.
Şeriatın güzelliklerinden birisi de, fitne kapılarını kapatmaktır.
İlâhî kelam muhataplarının zihnini inşa ederken, günahkâra değil günaha, inkârcıya değil inkâra, insana değil ondan ortaya çıkan fiillere bakılıp, ona göre tavır alınması gerektiğini öğretiyordu.
Allah kullarının şaşmamasını, hata etmemesini değil, yanlışa düştükten sonra tevbeye yönelmelerini istemektedir.
İnsanların en hayırlısı benim asrımda yaşayanlardır. Sonra onlardan sonra gelenler (tabiin), sonra onlardan sonra gelenler (etba-i tabiin).
Sahâbe nesli müslümanlığımızın aynalarıdır.
Unutulmamalı ki hak söz önemlidir ama ondan daha önemlisi o söz ile istenen şeyin hak olup olmadığıdır.
Önemli olan mızrakların ucuna Kur’an sayfalarını takmak değildir. Asıl önemli olan o sayfaların ne kadar hayatlara hâkim olduğudur.
Keşke amaç savunmak değil de, anlamak olsaydı.
Her gören sahâbîdir ama ashâb-ı nebî değildir.
Çünkü değerli insanları anlatmak, değersiz sözlerin değer kazanmasına sebep olurlardı.
Onları rükuya varırken ve secde ederken görürsün. Onlar sadece Allah’ın lütuf ve rızasını isterler. Nişanları (tanınma vesileleri) yüzlerindeki secde izleridir.
Meşhur olmuş, duyulmuş bir hata, bilinmeyen bir doğrudan daha hayırlıdır.
Sahabe nesli, Müslümanlığımızın aynalarıdır. Vahyin oluşturmak istediği ideal insan modelinin hayal ve ütopya olmayan yaşanmış gerçekleridir.
O’nun (sas) mübarek ellerinde yetişmiş olan Ashâb-ı Kirâm efendilerimizi de, Allah Resulü’ne (sas) duyduğumuz aşk gereği hep hayırla anar, anlamaya çalışır ama asla onları itham edici, suçlayıcı bir tavra giriş(e)meyiz.
Meşhur olmuş, duyulmuş bir hata, bilinmeyen doğrudan daha hayırlıdır.
Güneş nasıl yeryüzüne her mevsimde değişik tesir yapıyor ise Peygamber’de (sav) insan ruhuna öyle tesir eder.
Bazen birileri; hak söz ile batıl dava peşinde olabilirler. Dolayısı ile bir anda söze bakıp aldanılmamalıdır. Unutulmamalı ki; hak söz önemlidir, ama ondan daha önemlisi o söz ile istenen şeyin hak olup olmadığıdır.
“Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız ise sizindir. Siz onların yaptıklarından dolayı (onlar da sizin yaptıklarınızdan dolayı) herhangi bir sorguya çekilmeyeceksiniz.” (Bakara Sûresi, 2/141)
Cehalet İslam toplumunun en büyük düşmanıdır. Bu cehalet bir de din alanında olursa tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa dönüşür.
Nübüvvet meclislerinin kendine has bir çekiciliği ve cazibesi vardır. O mecliste bir kez dahi bulunma şerefine nail olanlar, inanılmaz bir ruh haline ve iklime dahil olur, o huzur-u risaleti asla terk etmek istemezlerdi.
Hatıralara saygı , hatıranın asıl sahibine saygıdır.
Allah’ım!
Bizleri kutlu nesil olan Sahâbe’nin
Şikâyetçi olduklarından eyleme!
Onların bu topraklara ektikleri
İman tohumlarını zayi edenlerden etme!
Toprağın hakkını,
Tohumun hakkını,
Sahâbe’nin hakkını,
Peygamber’in hakkını,
Senin hakkını,
Ödemeye gayret edenlerden eyle!
Amin.
Unutmayalım ki; en acı olayların bile, bize söyleyeceği yığınla sözü, ulaştırmak istediği onlarca mesajı bulunmaktadır.
Kimi vardır ki, bir bakış yeterlidir kimi de vardır ki bir ömür beraberlik bile o insanın istifade etmesine imkân sağlamamaktadır.
Sahâbe; takvayı hayatlarının eksenine yerleştirmişlerdir.
Allah Resulü elini mübarek ağzına götürerek “ Yaz! Nefsimi kudretinde tutan Allah’a yemin ederim ki buradan haktan başkası çıkmaz.”
Abdullah b. Mes’ûd’dan (ra) rivayet edilir:
Sizden biri eğer uyacaksa, Hz. Muhammed’in (sas) Ashab’ına uysun. Çünkü onlar, bu ümmetin kalpler bakımından en iyileri, ilim bakımından en derinleri, gösteriş bakımından en azları, hidayet bakımından en doğruları, hal/tavır bakımından en güzelleridir. Onlar, Allah (cc) tarafından son Peygamberinin sohbeti ve dininin ikamesi için seçmiş olduğu bahtiyar kimselerdir. Dolayısı ile onların faziletlerini takdir ediniz ve onların izinden gidiniz. Çünkü onlar dosdoğru bir hidayet üzeredirler.
Sahâbe nesli, Müslümanlığımızın aynalarıdır.
Sahâbe; insanlık tarihinin en hayırlı topluluğudur.
htilaf, insan olmanın bir gereğidir. Olmaması gereken ihtilaf değil, ihtilafin tefrikaya, bölünmelere ve düşmanın ekmeğine yağ sürecek bir duruma dönüştürülmemesidir.
Nübüvvet sofrası, bir iksirdir ve ona bir kez dahi mazhar olan eli boş dönmemiştir.
Allah ellerimizi o kanlı hadiselere bulaştırmadı. O halde biz de ileri geri konuşarak dillerimizi bu hadiselere bulaştırmayıp temiz tutalım.
Emirdağ Lahikası
Şeriatın güzelliklerinden birisi de, fitne kapılarını kapatmaktır.
Bediüzzaman Hazretleri
Cehalet İslam toplumunun en büyük düşmanıdır. Bu cehalet bir de din alanında olursa tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa dönüşür.
İtaat kölelik veya kayıtsız şartsız teslimiyet değil, sorumluluğunun farkına vararak ve şahsiyetini muhafaza ederek kurulan birlikteliktir.
İhtilaf, insan olmanın bir gereğidir. Olmaması gereken ihtilaf değil, ihtilafın tefrikaya, bölünmelere ve düşmanın ekmeğine yağ sürecek bir duruma dönüştürülmemesidir.
Bu biraz da mizaç meselesidir. Zira, yılan su içer zehir akıtır, arı su içer bal akıtır.
Hatıralara saygı, hatıranın asıl sahibine saygıdır.
Meşhur olmuş, duyulmuş bir hata, bilinmeyen bir doğrudan daha hayırlıdır.
Bize Kur’an yeter deyip, İlahî Kelam’ın beyanı olan ve dinin pratize edilmiş halini bize gösteren Sünnet üzerinde, şüpheler oluşturmak isteyen bu zihniyet mensupları, aslında farkında olmadan ya da bilinçli olarak dinin ameli boyutunu devre dışı bırakmaya çalışıyorlar.
Aman ashabım hakkında kötü sözler söylemekten uzak durun. Benden sonra sakın onları hedef almayın. Unutmayın ki onları seven, beni sevdiği için sever; onlara buğzeden, bana buğzettiği için buğzeder. Onlara eziyet veren, bana eziyet vermiş olur. Bana eziyet verense Allah’a eziyet vermiş sayılır. Allah’a eziyet verense Allah’a şüphesiz yakın bir cezayı hak eder.
Yıldızlar semanın emniyet sebebidir. Yıldızlar (yok olup giderlerse) göğün başına korkulan şey gelir. Ben de ashabımın güvencesi ve emniyet sebebiyim. Ben gidersem, ashabımın başına korktukları şey gelir. Ashabım da ümmetimin güvencesidir. Ashabım da giderse ümmetimin korktukları şeyler başlarına gelir.
Allah’ım! Ashabımı bana bırakma, ben onlara gereği gibi bakmaktan aciz kalırım. Onları kendilerine de bırakma, onlar kendilerine bakmaktan aciz kalırlar. Onları başkalarının eline de bırakma çünkü başkaları kendilerini onlara tercih ederler de, onlara haksızlıklar yaparlar.
Ashabıma hakaret etmeyiniz. Onlar hakkında uygunsuz sözler söylemeyiniz. Sizden birinin Uhud dağı kadar altını olsa ve bunun tamamını Allah yolunda infak etse yine de onların bir iki avuçluk infakına ya da bunun yarısına bile ulaşamaz.
Ashâb-ı Nebi: Hz. Peygamber’i (s.a.v.) görmekle birlikte, O’nun muallimi olduğu Nübüvvet medresesinde talebe olmuş, risalet mirasının taliplisi olarak, bu uğurda bir çok sıkıntıya, bunların hepsini omuzlayanlara verilmiş bir vasıftır.
Ashâb: Hz. Peygamber ‘i(s.a.v.) görmüş,o yüce ve kutlu atmosfer içerisine az ya da çok bir müddet girmiş her Müslüman’a verilmiş bir nitelendirmedir.
Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri;
Ayinedir bu alem her şey Hak ile kaim
Mir’at’ı Muhammed’den Allah görünür daim
Sohbet-i nebeviyye öyle bir iksirdir ki, bir dakika dahi ona mazhar bir zat, senelerle seyr ü sülüka mukabil hakikatin envarına mazhar olur. Çünkü o sohbette insibağ ve in’ikas vardır.
Bediüzzaman (ra)
Sahâbe; iman eden kardeşlerini, kendi nefislerine tercih eden isâr kahramanı bir nesildir.
Sahâbî Resullulah (s.a.v.) ile mümin olarak mülakî/karşılaşan ve bu hâl üzere (Müslüman olarak) ölen kimsedir. *
Sahâbî kelimesi müfret, yani tekildir.
Çoğulu Sahâbe veya Ashâb’tır
  لَا تَحْزَنْ اِنَّ اللّٰهَ مَعَنَاۚ
La Tahzen İnnallahe Meana
Üzülme! Tasalanma! Allah bizimle beraberdir.
Tevbe Sûresi 9/40.
Bir mektebe oldu kim müdavim
Allah idi zatına muallim

Ziya Paşa

Sohbet-i Nebeviye öyle bir iksirdir ki, bir dakikada ona mazhar bir zât, senelerle seyr ü sülûke mukabil, hakikatın envârına mazhar olur. Çünki sohbette insibağ ve in’ikas vardır.

Bediüzzaman Saîd Nursi

Neleri ne için, ne adına yaptığımızdan bihaber yaşıyor, ilkesiz tavırlarla hem kendimizi hem yanıbaşımızdaki insanları bitiriyor, hepsinden önemlisi kulluktan ve ibadetten zevk almama gibi çok ciddi bir sarsıntı geçiriyoruz.
Meşru bir davanın temsilcileri olanlar, asla gayr-i meşru yollarla hedeflerine varmak istemezler. Hedefi meşru olanların, meşru kalabilmeleri için izledikleri yollarının da meşru olması şarttır.
Önemli olan mızrakların ucuna Kur’an sayfalarını takmak değildir. Asıl önemli olan o sayfaların nekadar hayatlara hakim olduğudur.
Bazen birileri; hak söz ile batıl dava peşinde olabilirler. Dolayısı ile bir anda söze bakıp aldanılmamalıdır. Unutulmamalı ki hak söz önemlidir ama ondan daha önemlisi o söz ile istenen şeyin hak olup olmadığıdır.
En büyük cihad zalim sultanın karşısında adaleti ve hakkı haykırmaktır.
Tarih, doğru bir tespit ile: “Birilerine taraftar ya da düşman olmak için değil, ibret ve ders almak için öğrenilir/öğrenilmelidir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir