İçeriğe geç

Sabıkalı ve Dul Kitap Alıntıları – Emine Şenlikoğlu

Emine Şenlikoğlu kitaplarından Sabıkalı ve Dul kitap alıntıları sizlerle…

Sabıkalı ve Dul Kitap Alıntıları

Kork Allah’tan korkmayandan
Hülya mutluydu .Bir anne bulmuştu .Bütün derdini ona anlatıyordu
Ana gibi yar olmaz
Kimseye güven kalmamış
Bu zamanda sadık seven insan az bulunur
Gözler içerdeki hüznü söyler
Bir dünya istiyorum,
Özlemsiz,hasretsiz
Sevmediğim insanın yanında sağır olurum
Onunla kalbim konuşuyor .Kalbim
Yüreğimde bir mezar açıp gömdüm onu
Kurallar değişmeli bir bir
Kurallar ezmemeli iki de bir
Müslümanlıktan bahsederken mangalda kül bırakmazlar,ama yaptıkları işlerde İslam’ın yerini hiç sormazlar.
Farz ibadetleri yapamadığı için huzursuz olan kalp, bazı nafileleri yapıp kendisini kurtulmuş zannederek huzurlu olan kalp sahibinden,daha iyi bilinçlenir.’
İster bin yıl yaşa,ister yirmibeş
Kurduğun köprüden geçersin.
Senin suçun yok dünya insanlar bozuldu.!.
Senin suçun yok dünya insanlar bozuldu
Bugün çoğu İslam’ı anlatanlar bile henüz İslam’ı bilmiyorlar. Bildikleri, 1000 yıl öncesinin içtihadı oluyor çoğu kez. O zamanda çağımızla dinimiz çatışıyormuş gibi bir imaj hakim oluyor. Yani herkes, bilse bile yeniden İslam’ı öğrenmeli. İslam medeniyeti ne demektir bilmeliler.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çağdaş yobazlar erkekleri öyle aşağılık mahluk olarak görüyorlar ki, sanki genelevi olmasa, orada kadınlar satılmasa, erkekler sokaktaki kadınlara saldıracak. Sokaktaki kadını tecavüzden kurtarma bahanesiyle, başka kadına devlet koruması altında çağdaşça saldırıyorlar. Kadınların akıllı olması, imanlı olması gerekir, bu inanç muhalefetine, kadın sömürüsüne son vermek gerekir.
Bu dünya baki değil. Nasıl olsa acısı da geçecek
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bir gün inşaAllah bu kötülükler düzelir. Milletin vicdanı yerine gelir, her şey düzelir de, biz görür müyüz bilemiyorum.
Güneşin sahte mi ey yalan dünya!
Neden yutmuyorsun zalimlerini.
Ana gibi yar olmaz demişler.
Her şey verem olmuş gamlı dünyada
Lezzet gitmiş sevgi kalmamış burda
Hüzün dalgalanmış durmuş havada
Dağları değişmiş taşı değişmiş.
Bu dünya bitmez sanıyorlar
Benim senden başka kimim kaldı?
Kimseye güven kalmamış.
sen bedene ne bakıyorsun, o kırışır buruşur, ama ruhlar hep aynıdır.
Bu zamanda sadık seven insan az bulunur.
Halbuki asıl çile çekenlerin tavsiyesi çok daha önemlidir.
Kadın ayrıldığı adamın sözünü iki nedenden dolayı etmez. Biri çok nefret eden kadın, öteki çok aşırı gurur yapan kadın.
Bir dünya istiyorum,
Parmaklıksız, kilitsiz, gardiyansız.
Bir dünya istiyorum,
Nemsiz ve rutubetsiz,
Bir dünya istiyorum,
Özlemsiz, hasretsiz.
Öyle bir dünya olmalı ki bu,
Özgür ve de kelepçesiz.
Gözler içerdeki hüznü söyler bazıları da bunu anlarmış.
İnsanlar her zaman söyleyecek bir şey bulurlar.
Yalnızlık çeken Bülbül sana geldim.
Bir garip duyguyla ben sana özendim
Kimseler anlamaz kalbim dilinden
Bezdim bu candan, gerçekten bezdim.

Benden daha şanslısın ey Bülbül!
Hiç olmaz beklediğin belli, bir gül.
Ben gibi umutsuz biri olaydın,
Nasıl şakırdardın, ey canım Bülbül.

Umut bazen bir hazinedir.
Biliyorsun insanlık önce kendini düşündüğü için bozuldu.
İnsanoğlu çok dayanıklıdır.
Hayaller ne güzeldi,
Hayal kula özeldi.
Her sahtekar ben sahtekarlıktan nefret ederim demiyor muydu?
Duygular da çıldırır.
Ama kararlıydı Bekleyecekti.
Senin suçun yok dünya, insanlar bozuldu.
Unutma beni
Gece yatağına yattığında sessizce ağlıyor, gündüz kimseye gözyaşı göstermiyordu.
Bir gün umulmadık bir şey olmuştu.
Huzur, peri gibi girse, gelse evime
Kulak versem o dem huzurun sesine
Korkma, emin yerdesin.
İnanılmaz bir şeydi bu.
Her zaman ellerin bahçesine doğmaz ya güneş. Bizim de bahçemize uğrayacaktır.
Ama sen korkma arkanda ben varım.
Bana ”gel ” de geleyim.
Gözler içerdeki hüznü söyler.
Alıngan olmayacaksın. Bırak başkaları alınsın.
Ben seni çok özledim.
”Size biri sinyal mi verdi? ”
”Evet, kalbim verdi. ”
Onunla kalbim konuşuyor, kalbim.
Bir gün her şeyi değiştirecek bir misafir gelmişti.
Yani, insanlar her zaman söyleyecek bir şey bulurlar.
Biliyorsun insanlık önce kendini düşündüğü için bozuldu.
Bilemiyorum ama galiba iyiyim.
Geçmişini fazla düşünme, geleceğin inşallah iyi olur.
Hayaller ne güzeldi,
Hayal kula özeldi.
Sana yakın olan yerdeki mezar seni yaralar.
Tekrar kapanmayı , namaz kılmayı kısacası Allah’a dönmeyi düşünüyor musun ?
Düşünmez miyim , Allah her zaman aklımda. Ama ona dönecek yüzüm yok ki? O kadar günah işledim ki beni Allah affeder mi abla ? Günah çamuruna battım.
– Asıl büyük günah seni o çamura itenler de
Emine Şenlikoğlu’nun yazdığı BEN KIMIN KURBANIYIM dan tanıdığımız Hülya Tekel e kan aranıyor. Şeklindeki başlıklı Milli gazete okuyucusuna duyurulmuş iki da Tlf verilmişti.
”İmanı eskimeyen insan davasına dipdiri yapışır. ”
İman eskiyince önce namaz gider.
Umut bazen bir hazinedir. “Her şeyi kaybolmuş insanın umudu duruyorsa,hiç bir şeyi kaybolmamış gibi tekrar hayat bulur insan.”
O gün güller gibi açıvermiştim.
Kuşlar gibi kanatlanıp uçuvermistim.
Şimdi kırdılar kanatlarımı
Kopardılar o gül rengi yapraklarımı.
Devlete gitmeyi düşündü ama devleti nerede bulacağını bilmiyordu. Devlet Türkiye’nin neresindeydi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir