İçeriğe geç

Rüyalarını Ver Bana Kitap Alıntıları – Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu kitaplarından Rüyalarını Ver Bana kitap alıntıları sizlerle…

Rüyalarını Ver Bana Kitap Alıntıları

O uzaklarda,
Ben burada..
Hoşça kalamayacağız..
Belki kadın, hep aynı kadındı da , erkekler değişiyordu..
Nefret de aşk da; her şey sözlerin akışında başlayıp bitiyor.
Biliyorduk; birbirimizden geride kalan boşluğu kimse dolduramamıştı.
o günden beri dostlukla sevgililik arasında , başlamakla bitirmek arasında bir yerde asılı kaldık..
Yok. dedi, biliyorum, benim ilacım gelmeyecek!
Kader denilen şey gariptir. Çıkışı olmayan bir labirent gibidir bazen. Dönüp dolaşıp başladığın yere gelirsin.
Söyle , seviyor muydun beni gerçekten?
.. Çok uzun sürdü sessizlik..
Sevginin kimi zaman çok haksızca paylaşıldığı gerçeği karşısındaki çaresizliğimi nasıl anlatabilirdim?
Kader denilen şey gariptir. Çıkışı olmayan bir labirent gibidir bazen. Dönüp dolaşıp başladığın yere gelirsin.
Egosunun bulutların üzerinde oynaşmasına izin veremeyecek kadar kırgınım şimdi..
Söze gerek var mıydı? Anlıyordun her şeyi ve anladığın ne varsa bozuk para gibi harcıyordun..
..aydınlanmaya başladığı şu saatlerde senden ayrılığa ayarlıyordum içimdeki saati de..
Ne komik! Demek aşkın için ölebilirdin! Ama hiç aşkın için yaşamayı düşündün mü daha sonra?
“Bana rüyalarını veeer! Rüyalarını istiyorum!”
Ne saçma.
Ne delice.
Nasıl umarsız ve umutsuz bir arzu
Ama tutku tehlikelidir.
Tutku iki yanı keskin bıçaktır. Tutacak yeri de yoksa eğer bıçağın, bazen kanamayı göze almak gerekir
En berbat özelliği nedir tutkunun?
Bağlandığınız kişinin, gücü elinde tutan taraf olduğunu bilirsiniz.
O uzaklarda, ben burada.. Hoşça kalamayacağız.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
İçimde bir yerlerde kopan fırtınanın uğultuları kulaklarımı tırmalıyordu.
Sevecen, dikkatli, ara sıra küskün veya öfkeli, ama hep suskun kalmıştım duygularım konusunda
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bazen bizim aşk dediğimiz ilişkiler; birinin hekim, ötekinin hasta, birinin şaman ötekinin cin çarpmış olduğu tuhaf karşılaşmadır.
Ben iyi bir rüyayı gerçek hayata değişmem
Yer çekimi gibi kalp çekimine de karşı koymak ne kadar zor!
‘’Aşk kaybın şuurudur.’’
Doymuşlukla yorgunluk aynı bedende sarmaş dolaş olup uykuya dalmıştı. Çok sevişmiş, fakat hiç okşanmamış bir ruhun izlerini gördü uykudaki bedende.
Bazen bizim aşk dediğimiz ilişkiler; birinin hekim, ötekinin hasta, birinin şaman ötekinin cin çarpmış olduğu tuhaf karşılaşmalardır. Kim demiş hasta gelinip iyileşer
Doymuslukla yorgunluk ayni bedende sarmaş dolas olup uykuya dalmisti.
_ Çok sevişmiş, fakat hiç oksanmamiş bir ruhun izlerini gördü uykuda ki bedende.
❛ Çok şey anlatan, ama bir tek sevgisini gösteremeyen gevezenin tekiydim! ❜
Kader dedikleri şey gariptir. Çıkışı olmayan bir labirent gibidir bazen. Dönüp dolaşıp, başladığın yere gelirsin. ❜
“Aşk, kaybın şuurudur…”
“Deva aramıyoruz, hastalığı tanımaya çalışıyoruz.”
“Sevgili olmaya iki kişi yetmez. Üçüncü veya başkaları gerekir. İki kişiden, iyi dostluk çıkar.”
“Yer çekimi gibi kalp çekimine de karşı koymak ne kadar zor!”
“,ben iyi bir rüyayı gerçek hayata değişmem!)”
Yer çekimi gibi kalp çekimine de karşı koymak ne kadar zor!
Laf aramızda, ben iyi bir rüyayı gerçek hayata değişmem!
İnsan çoğu zaman reddedileceğini alttan alta kestirdiği için sevmeye başlıyor.
Zaten çok şey anlatan ama bir tek sevgisini söylemeyen gevezenin tekiydim.
Bazı ilişkiler sadece benzerler; aşka benzerler
Çünkü yol kendi çapında bir ilüzyonisttir. Özgürlük duygusuyla doldurur insanın içini.
..anasından yeni çıkmış bir bebeğin kıçına indirilen şaplağı andırırdı: Ağlamayı kes, yaşamaya bak!
İnsanların gündelik hayatta baktığını sanarak ama gerçekte hiç bakmadan yaşadıklarını ondan öğrendim.
Bu dünyada sevginin kimi zaman çok haksızca paylaşıldığı gerçeği karşısındaki çaresizliğimizi nasıl anlatabilirdim ona.
Biliyor musun? diyor Nesrin;
“Biz birbirimizi seviyorduk ama ”
Fakat birbirini sevmekle, birlikte yaşamak arasında ince ama yırtıcı, kanatıcı bir çizgi vardı.
Bugün antidepresanımı almayı unutmuştum. Talih seni karşıma çıkardı.
Tutku iki yanı keskin bıçaktır. Tutacak yeri de yoksa eğer bıçağın, bazen kanamayı göze almak gerekir
Arzuyu her zaman engel kışkırtıyor.
Her tutkulu ilişkiyi, her sarılıp sarmalanışı öyle değerlendirmek doğru mudur, pek emin değilim.
Bazı ilişkiler sadece benzerler; Aşka benzerler
“Aşk biraz inatçılık, biraz da engel tanımayış değil midir?
Ve
İnsan severken geleceği düşünür, alttan alta kendine bir gelecek kurar.
Ama sevmekle aşık olmak arasında derin bir fark vardır. Aşık olduğumuzda ilk yaptığımız şey, gelecek zamanı defterimizden silmek ve bugünü çoğaltmak, çoğaltmak, çoğaltmaktır.
Adam da büyük bir saflıkla öyle yaptı. “
“Sevgili olmaya iki kişi yetmez. Üçünçü ve ya başkaları gerekir. İki kişiden iyi dostluk çıkar.”
Adam Phillips
‘Seni korkuttum mu bebeğim’ dedi, özür dileyerek.
Beni neden uyandırdın? dedim.
Uyurken beni terketmenden korkuyorum, dedi..
Aşk belki kördür,
Ama arzu görür.
Leonard Cohen
‘Bazen bizim aşk dediğimiz ilişkiler; birinin hekim, ötekinin hasta, birinin şaman ötekinin cin çarpmış olduğu tuhaf karşılaşmalardır. Kim demiş hasta gelinip iyileşerek çıkılan yerler sadece hastanelerdir diye…’
Erkeklerin yaralarını sarmak için seçtiği yollardan biri de kadıların derin suçluluk duyguları olduğuna inanmaktır.
Bir arkadaşımın şık tekrarladığı bir sözü hatırladım , Aşk kaybın şuurudur
Sevgili olmaya iki kişi yetmez . Üçüncü veya başkaları gerekir. İki kişiden ,iyi dostluk çıkar.
Birdenbire yalnızlık sardı benliğimi .
O an anladım ki , bazen yabancı bir şehirde sevdiğin kadınla baş başa kalmak uzay boşluğunda terkedilmeyi andırabiliyormuş.
Öyledir ya , hayalini kurduğumuz şeylerin rüyasını da görmek isteriz . Hayal buğuludur. Oysa rüyada , et gerçekten daha dolgun ,kan gerçekten daha akıcıdır..
yabancı bir şehirde yabancilaştik
Anladım, birçok ilişki ilk manzara nın tekrarlanacağı umuduyla başlayıp sürüyor.
Biliyor musun, insan çoğu zaman reddedileceğini alttan alta kestirdiği için sevmeye başlıyor.
Arzuyu her zaman engel kışkırtıyor.
Bazen bizim aşk dediğimiz ilişkiler; birinin hekim, ötekinin hasta, birinin şaman ötekinin cin çarpmış olduğu tuhaf karşılaşmalardır. Kim demiş hasta gelinip iyileşerek çıkılan yerler sadece hastanelerdir diye…
“Bazen bizim aşk dediğimiz ilişkiler; birinin hekim, ötekinin hasta, birinin şaman ötekinin cin çarpmış olduğu tuhaf karşılaşmalardır. Kim demiş hasta gelinip iyileşerek çıkılan yerler sadece hastanelerdir diye ”
“Bazen bizim aşk dediğimiz ilişkiler; birinin hekim, ötekinin hasta, birinin şaman ötekinin cin çarpmış olduğu tuhaf karşılaşmalardır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir