Leigh Bardugo kitaplarından Ruin and Rising kitap alıntıları sizlerle…
Ruin and Rising Kitap Alıntıları
&“&”
Ayrıca istemekle hak etmenin aynı şey olmadığına dair bir hatırlatma…"
Hiçbiri huzurlu, yumuşak ya da basit insanlar değildi. Benim gibi acıları, gizli yaraları, farklı farklı zayıflıkları vardı. Pek uyumlu olduğumuz söylenemezdi. O kadar keskin kenarlarımız vardı ki bazen birbirimizi kesiyorduk."
+ Yuyeh sesh. (Kalbinden nefret et)
– Ni weh sesh. (Kalbim yok)"
Hepimiz ölürüz ama herkes bir amaç uğruna ölmez."
Aleksander," diye fısıldadım. Bir çocuğun adıydı bu. Artık kullanılmayan. Neredeyse unutulmuş."
Korku güçlü bir müttefiktir ama onu çok sık besler, fazla kuvvetlendirirsen sana saldırır."
“İyiyim,” dedim, dünyanın en büyük yalanı olmasına rağmen.
Belki de aşk bir batıl inançtı, yalnızlık gerçeğini kendimizden uzak tutmak için ettiğimiz bir dua.En nihayetinde belki de aşk inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağımız bir şeye özlem duymaktı.
… Korku ile saygı arasında ince bir çizgi vardır,…"
&‘Benden alıntı yaptığında sana bayılıyorum.’ İç geçirdi. &‘Keşke bu kadar bilge olmasaydım.’
Buralar benim gökyüzüm dedi," dedi Nikolai göz kırparak. Ardından güvertenin öbür tarafına yürüdü. Islıkla tanıdık, detone bir melodi çalıyordu. Onu özlemiştim. Konuşmasını. Bir soruna yaklaşımını. Gittiği her yere umut götürüşünü.
Sen parfüm kullanmazsın."
"O kadar enfes bir doğal kokum var ki parfüm sıkmak abartılı olur."
Ateşkuşunu bulursa belki bir şansımız olabilir."
"Ya bulamazsa?"
Nikolai omuz silkti. "O zaman en güzel kıyafetlerimizi giyer,kahramanlar gibi ölürüz."
Aleksander," diye fısıldadım. Bir çocuğun adıydı bu. Artık kullanılmayan. Neredeyse unutulmuş.
Bir daha," dedi. "Adımı bir daha söyle."
Kadimdi, biliyordum ama o an sadece bir çocuktu; çok zeki, gereğinden fazla güç bahşedilmiş, omuzlarına sonsuz bir yük yüklenmiş.
"Aleksander"
Gözleri kırpışarak kapandı. "Yalnız kalmama izin verme," diye mırıldandı. Sonra son nefesini verdi.
Hayatta insanın başına bazen istemediği şeyler de gelir."
Alexander," diye fısıldadım. Bir çocuğun adıydı bu. Artık kullanılmayan. Neredeyse unutulmuş.
Yine de harika bir kral olacaksın"
"Elbette olacağım," dedi alayla karışık. "Kederliyim sadece, aptal değil."
Aleksander," diye fısıldadım. Bir çocuğun adıydı bu. Artık kullanılmayan. Neredeyse unutulmuş.
Gücümü bir saniyeliğine olsa bile geri kazansaydım dünyayı yakıp küle dönüştürürdüm.
Malyen yayına bir ok taktı, gerip bıraktı. Oku bulutsuz ve boş gökyüzüne gönderdiğini sandık fakat bir saniye sonra uzaktan bir karga sesi duyduk ve yaklaşık bir buçuk kilometre önümüzde bir silüet yere düştü. Yayını omuzladı. Hepimiz ölürüz," dedi avını almak için koşmaya başlar ken. "Ama herkes bir amaç uğruna ölmez."
"Felsefe mi yapıyoruz?" diye sordu Harshaw. "Yoksa bir şarkı sözü müydü o?"
Korku güçlü bir müttefiktir ama onu çok sık besler, fazla kuvvetlendirirsen sana saldırır."
…bu o kadar şiddetli bir özlemdi ki sonunun beni mahvedeceğini biliyordum."
Hayallerde bile bir geleceğimiz yoktu."
Bütün o öfkeyi ve üzüntüyü içine atmaya devam edersen er ya da geç taşar ya da boğulursun."
Yıldızlar birbirine yakın görünüyordu ama aslında aralarında milyonlarca kilometre mesafe vardı."
Belki de aşk bir batıl inançtı, yalnızlık gerçeğini kendimizden uzak tutmak için ettiğimiz bir dua.
En nihayetinde belki de aşk inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağınız bir şeye özlem duymaktı.
Otkazat’syaları neden bu kadar hor görüyorsun?” "Hor görmüyorum. Onları anlıyorum."
"Hepsi aptal ve zayıf değil."
"Ne yapacaklarını kestirebiliyorsun, mesele bu," dedi. "İnsanlar seni bir süre seveceklerdir ama cadı olan karısı genç kalırken çok sevdikleri kralları yaşlanıp ölünce ne düşünecekler? Yaptığın fedakârlıkları hatırlayanlar toprak olup gittiğinde onların çocuklarının veya torunlarının sana saldırmaya başlaması sence ne kadar sürecek?"
İnsanlar Ravka için savaşıyorlar çünkü Kral öyle emrediyor, çünkü aldıkları maaş ailelerinin karnını doyuruyor, çünkü başka seçenekleri yok. Senin için savaşacaklar çünkü seni kurtarıcıları olarak görüyorlar. Senin için aç kalacak, kendi hayatlarını ve çocuklarının hayatlarını feda edecekler. Korkusuzca savaşa gidip mutluluk içinde ölecekler. İnanç en büyük kudrettir. İnancın yönlendirdiği bir ordu da en kudretli ordudur.
Kutsal ateşe kafayı bu kadar takmış birinin dumana biraz daha dikkat etmesi gerekir.
Sen hala buradamısın" diye nikolaiye çıkıştı baghra
"Gidiyorum ama kalbinde kalmayı umuyorum"dedi ciddice ve sonra göz kırpıp gitti
" Kör olasıca…"
Hiçbiri huzurlu, yumuşak ya da basit insanlar değildi. Benim gibi acıları, gizli yaraları, farklı farklı zayıflıkları vardı. Pek uyumlu olduğumuz söylenemezdi. O kadar keskin kenarlarımız vardı ki bazen birbirimizi kesiyorduk…
Bizde bu şans varken kesin gece yarısı ayinine hazırlık yapan birilerine rastlarız"
Bizim gibi olan başka kimse yok, Alina. Hiçbir zamanda olmayacak…
En azından şimdi gerçekten olduğun gibi görünüyorsun," dedi "Mahvolmuş."
Buralar benim gökyüzüm,"
Kullandıkları isimler sahteydi ama ettikleri yeminler gerçekti
Ana kuya umudun su gibi kurnaz olduğunu söylerdi. Bir şekilde daima yolunu bulurdu.
konuştuğun kişi karanlıklar efendisinin… Sahi, nesi oluyorsun? Kuzeni mi? Yeğeni mi?"
Malyen ürperdi "hiçbir fikrim yok."
"Sen şimdi siyah da giyinmeye başlarsın."
Aptallar savaştıktan sonra, tarlalar ve kasabalar sıçanlara kalır."
Ayrıca cesetlerden de güzel bir ziyafet çekerler diye düşündüm ürpererek.
Yıldızlar birbirine yakın görünüyordu ama aslında aralarında milyonlarca kilometre mesafe vardı. En nihayetinde belki de aşk inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağınız bir şeye özlem duymaktı.
Korku güçlü bir müttefiktir ama onu çok sık besler , fazla kuvvetlendirirsen sana saldırır.
Yinede harika bir kral olacaksın " dedim nikolaiye
" Elbette olacağım" dedi alayla karışık " Sadece hüzünlüyüm aptal değil"
Peki, ülken için?" diye sordum.
"Ülkem benim için bugüne kadar ne yaptı, küçük kız? Elde ne toprak var ne de bir hayat, sadece üniforma ve bir tabanca. Tahtta oturan ha Karanlıklar Efendisi olmuş ha işe yaramaz bir Lantsov."
Sankta Alina.."
Odanın kapısını açık tutuyordum. "Birazdan birlikte dua edeceğiz," dedim. "Ama bence sen şimdiden başlasan iyi olur."
yuyeh sesh."
"ni weh sesh."
"kalbinden nefret et."
"kalbim yok."
Kalbinden nefret et."
"Kalbim yok."
Yapılması gerekeni yap ; gerekirse zalim ol."
Sen parfüm kullanmazsın " dedim nikolaiye
" O kadar enfes bir kokum varki ,parfüm kullanmaya gerek duymuyorum…"
Keder de canlı bir varlık gibiydi ve öyle ya da böyle varlığını idame ettirirdi."
Elde ne toprak var ne de bir hayat, sadece bir üniforma ve bir tabanca.
+David, bir dahi olduğunu söylemiş miydim?
-Söylemiştin.
+Olsun, bir daha söylüyorum.
Seni sevdiğimi bil. Yeterli olmadığını bil.
Zamanla mutlu olabilirdik. İnsanlar her gün aşık oluyordu. Peki mutlu muydular? Mutlu kalacaklar mıydı?
Belki de aşk bir batıl inançtı. Yalnızlık gerçeğini kendimizden uzak tutmak için ettiğimiz bir dua.
Başıma geriye yatırdım. Yıldızlar birbirine yakın görünüyordu ama aslında aralarında milyonlarda kilometre mesafe vardı. En nihayetinde belki de aşk inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağımız bir şeye özlem duymaktı.
Tıpkı nefes ve aşk gibi ıstırap da hayatın bir parçası. Önemli olan bundan ne çıkardığımız.
İyi bir şey yok oldu."
Aramızda kırılgan, güzel olan her ne yaşandıysa iki farklı insana -görev ve sorumlulukları olmayan iki insana- aitti ve geriye bir şey kalıp kalmadığından emin değildim. Yine de kollarını bana dolamasını, karanlıkta adımı fısıldamasını istiyordum. Ona kal demeyi istiyordum.
Ona özlemiştim. Konuşmasını. Bir soruna yaklaşımını. Gittiği her yere umut götürüşünü…
Hepimiz birer &‘şey’ değil miyiz?"
na razrusha’ya. e’ya razrushost."
ben mahvolan değilim, mahvedenim.
yuyeh sesh" ( kalbinden nefret et)
"ni weh sesh" ( kalbim yok)
İnançlarına şüpheyle yaklaşıyor ama en çok da umutlarından korkuyordum. Bu minik jestlerdeki sevgi ve ilgi benim istemediğim bir yüktü."
Unutmayın, bir şeyi kullanmak ona sahip olunduğuanlamına gelmez.
Fakat bizi ilgilendiren güzelliğinin ayrıntıları değil, güzelliğinin gücü.
Belki sen beni daha iyi bir adam yaparsın."
Değişimin bedeli savaştır."
"Bu bedeli ödeyenler de benim gibi köylü olan, sıradan insanlar. Senin gibiler değil."
-Sen terlemedin bile.
+Evet, ama bu iyi bir şey değil
-Nedenmiş o?
+Kaybedince daha çok şey öğreniyorsun da ondan.
En nihayetinde belkide aşk inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağımız bir şeye özlem duymaktı.
Aşıklar yaşlanır. Çocuklar ölür. Krallıklar yükselip çöker ve hayat devam eder….