İçeriğe geç

Risale-i Nur’un Mahiyeti ve İstifade Yolları Kitap Alıntıları – İdris Tüzün

İdris Tüzün kitaplarından Risale-i Nur’un Mahiyeti ve İstifade Yolları kitap alıntıları sizlerle…

Risale-i Nur’un Mahiyeti ve İstifade Yolları Kitap Alıntıları

” Üstad Bediüzzaman’ın eserlerini şayet ilk gençlik yıllarımda tanımış okumuş olsaydım, büyük ihtimalle gözlerimi bu kadar erken yaşlarda kaybetmezdim. Önce batıya yönelerek peşine düştüğüm hakikati, yine doğuda buldum.Doğuda ise en parlak yıldız olarak Said Nursî’yi tanıdım. ” Cemil Meriç
Allah’ı zikretmek kalpler için şifadır.
Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim
(Bakara152)
Allah’ı zikret. Çünki o taleb ettiğin şey için sana yardımcıdır.
Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri, ayetlerimi anlamaktan çevirecegim.
Araf Süresi:16
İnsan üzerinde hukukullah ve hukuk-u ibad olmak üzere iki hak vardır. Hukukullah yani Allah’ın hakkı, ona imån ve ibadettir. Hukuk-u ibad yani kul hakkı ise, Kur’an’ın bahsettigi ahlak esaslarıdır.
Harama nazar şeytanın zehirli oklarından bir oktur, onunla mutlaka isabet ettirir. Kim onu terkederse Allah ona öyle bir iman nasib eder ki tatlılığını kalbinde hisseder.
Harama nazar, nisyan verir.
Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: Kırk gün helal yiyenin kalbini Allah nurlandırır ve hikmet kaynaklarını, pınarlarını kalbinden lisanına akıtır.
Haram lokma yiyenin azaları isyan eder. Yediği helal olanın da azaları kendisine itaat eder ve hayırlı işleri yapmağa muvaffak olur.
Yenip içilen şeylerin insan maneviyatına tesir ettiği, birçok evliya tarafından söylenmiştir. Yediğine içtiğine (haramlara, mekruhlara, şüpheli şeylere) dikkat etmeyenler maneviyata karşı yabanileşirler.
Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve Resûlüne imán edin ki, O size rahmetinden iki kat nasip versin ve sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve size mağfiret etsin. Allah Gafür’dur, Rahim’dir.
(Hadid 28)
Kim Allah için kırk gün ihlâslı olursa, hikmet pınarları kalbinden diline doğru akar.
Nur talebesi olmak ve tam mânâsıyla istifade etmek isteyenlerin, Kur’ân harfleriyle risaleleri okuyup-yazmaları gerekir.
İnsan için çalıştığından başkası yoktur
(Necm 39)
Her gün ekmeğe muhtaç olduğumuz gibi, o nevi ilme her vakit ihtiyaç var.
Risale-i Nur’u yalnızca akla hitap eden, basit diğer kitaplar gibi zannetmeleridir. Halbuki Risale-i Nur insanın yalnızca aklına değil, ruhunun bütün latifelerine hitap eden fevkalade bir tefsirdir.
Kişinin İslâm’ı öğrenmesi, yaşaması ve aile efradına öğretip onların da yaşamasına vesile olmasıdır
Ey iman edenler! Nefsinizi ve ailenizi ya kacağı insanlarla taşlar olan bir ateşten koruyun
(Tahrim 6)
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
(Mal vermekle azalır, ilim vermekle çoğalır.) Kullanılmayan bilgiler ise çok çabuk unutulur.
ilimlerde meleke sahibi olmak için en kolay usul müzakereler ve ilmi münakaşalardır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ey insanlar! Size Rabbinizden bir burhan (peygamber) geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik. (Nisa 174)
Eğer ölümü öldürüp, zevali dünyadan izale etmek ve aczi ve fakri beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi varsa söyle, dinleyelim. Yoksa sus! Käinat mescid-i kebirinde Kur’ân kâinatı okuyor, onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, hidâyetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim.
Ölümün hakikatini gören kamil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.
Evet, insan aldanır.
Dil alanında yapılan tahribatlar neticesinde, bizler kendi tarih ve kültüründen koparilmış bir millet haline getirildik.
Ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhtaç görüyorum. Ben kendi nefsime söylüyorum.
Kim bildiğiyle amel ederse, Allah ona bilmediğini de öğretir.
Gaybı Allah’dan başka kimse bilemez.
İnsanoğlu için nimetin en büyüğü Kur’an’dır.
İyiler, şüphesiz, (cennette) nimet içindedir. (Mutaffifin 22)
İman ve amel-i salih sahipleri ehl-i cennettir’
Cennetlik miyiz, cehennemlik mi? Elbette bunu ancak Allah bilir. Her mümin bu konuda havf ve reca (korku ile ümid) arasında olmalıdır.
Peygamberimiz Aleyhissalátu Vesselâm cemaatle kılınan namazın, ferdi olarak kılınan namazdan 27 derece daha sevaplı olduğunu beyan buyurur.
Kim Allah’ın dininde âlim olursa, Allah onun sıkıntılarına kâfi gelir ve onu ummadığı yerden rızıklandırır.
من تمسك بستي عند فساد امتي قله اجر مأة شهيد
Ümmetimin bozulduğu bir zamanda sünnetime yapışanlar, yüz şehit sevabı kazanırlar.
بوزن مداد العلماء بدماء الشهداء
Mahşerde alimlerin mürekkebi, şehitlerin kanıyla tartılır.
Kur’an, bizi yaratan Allah’ın, onu tanımamız, ibadet etmemiz ve beşeri münasebetlerimizde de diğer insanların hukukuna riayet etmemiz gerektiğini anlatarak Bu dünyaya Allah bizi niçin getirdi, ne yapacağız? sorusuna cevap verir.
Yaşarız ama niçin yaşadığımızı bilemeden; ölürüz, ama niçin öldüğümüzü bilmeden.
Kur’an Allah’ın son kitabıdır ve Allah bu kitabında zaman mekan, millet ayırmaksızın bütün insanlık alemine hitap eder; yani evrenseldir.
Üstad şöyle der: Beşerin hayat-ı içtimaisinde bütün ahlaksızlığın ve bütün ihtilallerin menşei (kaynağı) iki ke limedir. Birisi, ‘Ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne? İkincisi, ‘Sen çalış, ben yiyeyim.’ İşte bu iki düşünce ‘ kapitalizm’ ve ‘sosyalizm’i netice vermiştir.
Otuz senedir nazarımı Avrupa filozoflarına çevirmiş olduğumdan, nefsimden sonra onlarla uğraşıyorum. Avrupa filozoflarina hiddet ediyorum, onları vuruyorum.
Üstad Bediüzzaman
Bütün peygamberler hak dini tebliğ etmişler ve kendilerine itiraz eden müşrik ve kafirlerle mücadele etmişlerdir. Kur’an’da peygamberimize hitaben Ey peygamber! Kafirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara sert davran.
(Tevbe: 73)
Şeytan’dan da siyasetten de Allah’a sığınırım
Bir kavmin içinde bir adam Allah’a isyan eder (günah işler), onlar da ona engel olmaya güçleri yettiği halde engel olmazlarsa, bu yüzden Allah onların hepsini ölmeden önce mutlaka cezalandırır (onlara bela ve musibetler verir).
(Ebu Davud, İbn Mace, İbn Hibban, İsbehani)
Asra yemin olsun ki, gerçekten insan büyük bir hüsran içerisindedir. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, bir birine hakkı ve birbirine sabrı tavsiye edenler müstesna.
(Asr Suresi: 1-3)
İki kişi bir kişiden hayırlıdır. Üç kişi iki kişiden hayırlıdır. Dört kişi üç kişiden hayırlıdır. Cemaat olmanız gerekir. Muhakkak ki Allah’ın (yardım) eli cemaatle beraberdir. Allah azze ve celle ümmetimi ancak hidayet üzere cem eder, toplar. Bilin ki, cemaatten uzak duran her kişi ateşe düşer.
Muhakkak ki şeytan, insanın kurdudur. Tıpkı tek kalan, sürüden uzaklaşan, kenarda olan koyunu alıp giden davar kurdu gibi. Sakın bölünmeyin! Cemaatin, umumun, mescidin yanında olun.
Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeye karşı düşmeyin.
(Âl-i İmran 103)
Mümin başkalarıyla ülfet eder (dostluk kurar). Başkalarıyla ülfet etmeyen veya ülfet edilmeyen kimsede hayır yoktur.
Peygamberimiz (asm)
Sizin en hayırlınız ahlaki en güzel olanınızdır
Ey insanlar Rabbinize ibadet edin!
(Bakara: 21)
1. Tahkiki imâni elde etmek.
2. Allah’in emrettiklerini yapıp, yasaklarından kaçınmak
3. Güzel ahlakla ahlaklanmak.
4. Şahs-ı manevi teşkil etmek.
5. İrşad ve tebliğ faaliyetinde bulunmak.
6. İttihad- Islâm’ı gerçekleştirmek.
7. Ehl-i dalaletle ve dinsizlikle mücadele etmektir.
Divanlar derler ki; ‘Veli ol, gör; makamata çık, bak; nurları, feyizleri al. Risaleti’n-Nur ise der: ‘Her kim olursan ol; bak, gör, yalnız gözünü aç, hakikati muşahede et, saadet-i ebediyenin anahtarı olan imanını kurtar.
‘Beni benden ziyade terbiye eden bir Hafizim vardır.
Eğer dalalet cehaletten gelse izálesi kolaydır. Fakat dalalet, fenden ve ilimden gelse izalesi müşkildir.
İmansız cennete gidemez, fakat tasavvufsuz cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslamiye gıdadır.
Risale-i Nur yalnızca nur talebeleri için yazılmış bir eser olmayıp, bütün ehl-i imâna hitap eder.
Tarikatler insanı Allah’a ulaştıran yollardır.
Cenab-ı Hakk’a vâsıl olacak tarikler pek çoktur. Bütün hak tarikler Kur’an’dan alınmıştır. Fakat tarikatlerin bazısı, bazısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarikler içinde, kasır fehmimle Kur’ândan istifade ettiğim ‘acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tariki’dir.
Akibeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye -bu asırda- akıl ve fikre galebe ettiğinden, ehl-i sefaheti sefahetinden kurtarmanın çare-i yeganesi, aynı lezzetinde elemini gösterip hissini mağlub etmektir.
1- Çocuklar için Üstad, Onlar Risale-i Nur’un fitri talebesi..
2-Gençler için ‘ Gençlik Rehberi,
3- Hanımlar için ‘Hanımlar Rehberi’
4-İhtiyarlar için ‘Ihtiyarlar Risalesi’
5-Hastalar için ‘Hastalar Risálesi’ te’lif edilmiştir.
Her insanın imanını tahkiki hale getirmesi farzdır. Taklidi imân sahihse de, imanını tahkiki hale getirmeyen günahkar olur.
İmam Gazali Hazretleri;
Bütün dini ilimlerin dayandığı esas ve prensipleri ispat etme vazifesini üzerine alan ilim ‘kelam ilmi’dir.
Risale-i Nur, bu asırda tecdid faaliyeti yapan nev-i şahsına münhasır bir tefsir ve kelam kitabi, aynı zamanda -tasavvuf gibi- insanı zâhirden hakikate ulaştıran bir meslektir.
Risale-i Nur ‘tefsir’dir, fakat alışılmış tefsirler gibi Kur’an’ı baştan sona tefsir etmez. Risale-i Nur aynı zamanda kelamdır, fakat metod itibarıyla eski kelam ilminden ayrılır. İşlediği konular itibariyle Risale-i Nur tasavvufa da benzer, ama tasavvuf da değildir.
Risale-i Nur, konuları itibariyle tefsir, kelam ve tasavvuf kitaplarına benzemekle beraber, metod ve üslup itibariyle onlardan ayrılır.
Allah semavat ve arzın nurudur.
Kur’an’ın nurunu aksettiren, kâinatı aydınlatan ve insanın varlığına mana kazandıran Risale-i Nur gibi bir eser görmezlikten gelinemez. Çünkü modern insan ile felaket arasında sadece İslâm vardır. Ve inanıyorum ki, İslâm’ın geleceği de Risale-i Nur ile onu takip eden ve onun irşadından ilham alanlara bağlıdır.
En çok belaya düçar olanlar peygamberlerdir, sonra evliyalar, sonra derecelerine göre diğer insanlar
Kur’an’ın sönmez ve söndürülmez bir güneş olduğunu, ben dünyaya ispat edeceğim
Üstad Bediüzzaman’ın eserlerini şayet ilk gençlik yıllarımda tanımış, okumuş olsaydım, büyük ihtimalle gözleri mi bu kadar erken yaşlarda kaybetmezdim. Önce Batı ya yönelerek peşine düştüğüm hakikati, yine Doğu’da buldum. Doğu’da ise, en parlak yıldız olarak Said Nursi’yi tanıdım.
Cennetin ortasında oturmak kimi sevindirirse, cemaatten ayrılmasın. Çünki şeytan, tek kişiyle beraberdir, iki kişiden uzaktır.
.
Sakın bölünmeyin! Cemaatin, umumun, mescidin yanında olun

°°°

Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin

《Âl-i İmran 103》

Kim bildiğiyle amel ederse, Allah ona bilmediğini de öğretir.

{{Hadis. Keşfü’l-Hafa. hn. 2542.}}

Allah açıkça inkâr etmedikçe Mehdi çıkmaz.

[Hadis. ElHavi Lil-Fetavi. sh.73]

1. Karyem Nurs’tur.
2. Merhume vâlidemin ismi Nuriye’dir.
3. Nakşî üstadım Seyyid Nur Muhammed’dir.
4. Kadirî üstadım Nureddin.
5. Kur’ân üstadlarımdan Nuri.
6. Talebelerimden benimle en ziyade alâkadarı Nur isimli bulunanlardır.
7. Kitaplarımı en ziyade izah ve tenvir eden Nur misâlidir.
Beni benden ziyâde terbiye eden bir Hafîzim vardır..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir