Paulo Coelho kitaplarından Rio-Pyedranın Sahilində Oturdum və Ağladım kitap alıntıları sizlerle…
Rio-Pyedranın Sahilində Oturdum və Ağladım Kitap Alıntıları
Yüreğine söz dinletebilen kişi, dünyayı fethedebilir.
Tanrı, güneşi her gün yeniden doğdurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyor bize.
Başkalarının yaşamını hiç bir zaman yargılayamayız .. Çünkü insan ; çektiği acıyı , nelerden vazgeçtiğini yalnız kendi bilir
Sen bana yolumu gösterdin. Çünkü yaşamım ölü bir yaşamdı .. Ve sen ona yeniden can verdin .. Çünkü yüreğim sevgisiz kalmıştı.. Ve sen bana o sevgiyi yeniden bağışladın !
Çünkü sevgi ; kimseyi düşlerinden uzaklaştırmamıştır
Düşlerinizi izleyin
Yaşamınızı Tanrıya götüren bir yola dönüştürün.
Kendi mucizelerinizi gerçekleştirin. İyileştirin
Yaşamınızı Tanrıya götüren bir yola dönüştürün.
Kendi mucizelerinizi gerçekleştirin. İyileştirin
Sevmek kolay olsaydı, birbirimizin kollarında olurduk.
Yüreğine söz dinletebilen kişi, dünyayı fethedebilir
İçimizde yaşamayı sürdüren çocuğa kulak vermeliyiz
Sevmek tehlikelidir. Biliyorum bunu. Daha önce birini sevdim. Sevmek, uyuşturucu almak gibidir. Başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. Ertesi gün daha fazlasını istersin. Henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliği sürdürebileceğini sanırsın. Sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun. Ama, yavaş yavaş varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. Böylece, onu üç saat düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. Yakınında değilse, bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin. Uyuşturucu bağımlılarının, gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman hırsızlık yaptıkları, kendilerini aşağıladıkları gibi, aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır.
İsa şöyle demişti: “Bırakın ölüleri ölüler gömsün.”
İnancımızla tanrıya yaklaştığımız ölçüde, tanrı bizim gözümüzde yalınlaşıyor. Yalınlaştıkça da varlığı güçleniyor.
Beklemek insana acı verir
Dünyanın tüm yolları , beni sana çıkarıyordu
Yaşamın mucizesini ancak, beklemedigimiz şeyler olup bittiğinde gerçekten anlıyoruz.
Babil ırmakları kenarında, orada oturduk ve ağladık, dedi, kendi kendisiyle konuşur gibi. İçindeki söğütler üzerine çenklerimizi astık.
Beklemek insana acı verir. Unutmak acı verir. Ama ne karar vereceğini bilmemek, acıların en büyüğüdür.
Düşleri gerçekleştirmenin bize nelere mâl olduğunu yalnızca biz biliriz
Sevmek tehlikelidir. Biliyorum bunu. Daha önce birini sevdim. Sevmek, uyuşturucu almak gibidir. Başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. Ertesi gün daha fazlasını istersin. Henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliği sürdürebileceğini sanırsın. Sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun. Ama, yavaş yavaş varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. Böylece, onu üç saat düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. Yakınında değilse, bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin. Uyuşturucu bağımlılarının, gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman hırsızlık yaptıkları, kendilerini aşağıladıkları gibi, aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır.
Bir türü oluşturan belirli sayıda birey evrim geçirdiğinde, tür, bütünüyle evrimleşir. Bu bireylerin ne sayıda olması gerektiği bilinmiyor, ama evrimin böyle gerçekleşti biliniyor.
İsa şöyle demişti: Bir hardal tohumunun içinde taşıdığı güce inanacak olursak, karşımızdaki dağa, “hareket et!” diyebiliriz, dağ da hareket eder.
Bir dava ya da bir misyon uğruna acı çekmek kolaydır: bu, o acıyı çekenin yüreğine yücelik kazandırır.
Tanrı, cehennemi cennetin içine sakladı.
“ bir kentin yerini değiştirebilirsiniz, ama bir kuyunun yerini asla!”
Tanrı sonsuz bilgeliğiyle cehennemi cennetin içine sakladı. Hep uyanık kalmamız için yaptı bunu. Önümüzde dağ gibi dikilen zorunlulukları unutmamamız için yaptı bunu.
Yeryüzü canlıydı, gökyüzünün en yüce katından düşen yağmur, mucizeyi yeniliyordu. Ve bizler bu mucizenin birer parçasıydık.
Ama savaşmayı sürdüreceğim .. Yaşamda sonuna kadar savaş vermeye değen şeyler vardır
“Beklemek insana acı verir. Unutmak acı verir. Ama ne karar vereceğini bilememek, acıların en büyüğüdür.”
Seven insan önce kendinden geçmeyi , sonra kendini bulmayı özler
Gerçek yaşamda aşkın yaşanabilir bir aşk olması gerekirdi . Hemen karşılık görmese bile , o kişi istediği kadar uzakta olsun , günün birinde sevilen kişiyi fethetme umudu olmaksızın yaşayamazdı ..
Bunun dışında her türlüsü katıksız düştü
Bunun dışında her türlüsü katıksız düştü
Yaşam sana çok şey öğretmiş
Yüreğine söz dinletebilen kişi, dünyayı fethedebilir.
Seven insan önce kendinden geçmeyi sonra kendini bulmayı özler
Bütün aşk öyküleri birbirine benzer
Aşk ; belki de vaktinden önce yaşlandırıyor bizi .
Sonra , gençlik uçup gittiğin de , yeniden gençleşmemizi sağlıyor ..
Ama o anları unutmaya olanak var mı ?
Sonra , gençlik uçup gittiğin de , yeniden gençleşmemizi sağlıyor ..
Ama o anları unutmaya olanak var mı ?
Ah ! Yüreğimi bağrımdan söküp , akıp giden sulara atabilmek için neler vermezdim
Hiç acım kalmazdı o zaman , hiç pişmanlık kalmazdı içimde , anılarım olmazdı hiç !
Hiç acım kalmazdı o zaman , hiç pişmanlık kalmazdı içimde , anılarım olmazdı hiç !
Barajlar gibidir aşk, bunu biliyorum: Bir zerre suyun sızabileceği bir çatlak bırakırsanız, bu su duvarları yavaş yavaş kemirir ve öyle bir an gelir ki, akıntının gücünü artık kimse denetleyemez. Duvarlar yıkılacak olursa, aşk efendi olarak her şeye el koyar; neyi yapabilirim, neyi yapamam, sevdiğim kişiyi yanımda tutabilir miyim, tutamaz mıyım, gibi sorular artık boşunadır Âşık olmak, denetimi elinden kaçırmak demektir.
Seven kişi ; neyi olursa olsun , yitirme korkusuna kapılmadan , dünyayı yenmiştir
Gerçek sevgi , kendini tümüyle vermektir
Gerçek sevgi , kendini tümüyle vermektir
Bizler ; çevremizi saran herşeyin olağanüstü olduğunun , ender olarak farkına varıyoruz
düşler boş oturtmaz insanı.
“Pencereyi açtım. Ve de yüreğimi. Odaya güneş doldu, ruhuma aşk ”
Ancak mutlu olan insanlar çevrelerine mutluluk verebilir.
“Yalnızca içinde bulunduğun anı yaşamaya çalış. Eskiyi anımsamak, bizden daha yaşlılara özgüdür.”
“Beklemek insana acı verir. Unutmak acı verir. Ama ne karar vereceğini bilememek, acıların en büyüğüdür.”
Düşler boş oturtmaz insanı…
İnancımı canlı tutmak için artık mucizelere gerek duymuyorum…
İnsanın, inancını kanıtlaması için ille de dağları yerinden oynatması gerekmez…
Başkalarının yaşamını hiçbir zaman yargılayamayız, çünkü insan çektiği acıyı, nelerden vazgeçtiğini yalnız kendisi bilir…
Çünkü yolunu yitirmiş bir kuzuydum ben ve sen bana yolumu gösterdin. Çünkü yaşamım ölü bir yaşamdı ve sen ona yeniden can verdin. Çünkü yüreğim sevgisiz kalmıştı ve sen bana o sevgiyi yeniden bağışladın…
Ve benim için gerekli olan şeyi keşfettim : Nerede inanç varsa, gerçeklik oradaydı.
“Yüreğine söz dinletebilen kişi, dünyayı fethedebilir.”
“Yüreğine söz dinletebilen kişi, dünyayı fethedebilir.”
Mütləq risk etmək lazımdır. Həyatın möcüzəsini yalnız gözlənilməz hadisələrə hazır olduğumuz zaman tam şəkildə dərk edə bilərik.
Sevmək – başqa adamın bir parçası olmaq, onda İlahi odun qığılcımlarını tapmaq deməkdir.
Sevgidə bizim mənən böyüməmizin rüşeymləri qoyulub. Nə qədər çox seviriksə, mənəvi kamilliyin dərkinə bir o qədər yaxınlaşırıq.
Qərarı ürək verir – yalnız onun qərarı vacib və gərəklidir.
İçimdeki sevginin bana yaşamı öğretmesine izin ver. Çünkü sevgi, kimseyi düşlerinden uzaklaştırmamıştır…
Sık sık yazgımın ne olduğunu anlamaya zorluyorum kendimi. Ve bunu başaramıyorum. Tanrı’nın ordusuna katılmayı kabul ettim, ama yaptığım tek şey, insanlara yoksulluğun ve acının ve adaletsizliğin neden var olduğunu açıklamak…
Kim bilir, belki de dağların korkunç bir yazgısı vardır. Hep aynı doğayı izlemek zorundadırlar…
Doğuyoruz, acı çekiyoruz ve ölüyoruz…
Son Los locos que inventaron el amor.
(Delilerdir aşkı icat eden )
Cin on poema y un trombòn a develarte el corazón
(Bir şiir ve bir trambon, altüst edecek yüreğini.)
(Delilerdir aşkı icat eden )
Cin on poema y un trombòn a develarte el corazón
(Bir şiir ve bir trambon, altüst edecek yüreğini.)
Tanrı, güneşi her gün yeniden doğdurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyor bize. Oysa biz her gün, böyle bir zamanın bize bağışlandığını görmezden geliyoruz, bugünün düne benzediği gibi yarına da benzeyeceğini düşünüyormuş gibi davranıyoruz.
İnsan, tehlikeye atılmayı bilmeli, diyordu
Herkese kulak verecek olursam, sonunda ben de deli olduğuma inanmaya başlayacağım…
İçinde kadının da yer alacağı bir Teslis’in varlığını ne zaman kabul edeceğiz…
Dünyanın bir ruhu vardır ve bir an gelir o ruh, etkisini herkesin ve her şeyin üstünde aynı etkiyi gösterir…
Aşk insana her zaman akılsızca şeyler yaptırır…