İçeriğe geç

Replay Kitap Alıntıları – Ken Grimwood

Ken Grimwood kitaplarından Replay kitap alıntıları sizlerle…

Replay Kitap Alıntıları

Masumiyet ne kıymetli, diye düşündü; çıldırmış bir dünyanın açabileceği yaralardan bihaber olmanın güzelliği.
; kendini onu bütün karanlıklardan korumak ve bütün aydınlıkları onunla paylaşmak isterken bulmuştu.
Sanırım hayata karşı büyük bir iştahım var. Bir sürü şey yapmak istiyorum,
Belirsizlik yoktu, ikinci bir seçenek yoktu; özellikle de sonucu önceden bildiğinizde.
Her an her şey olabilir,
Arada sırada geleceği/geçmişi hiç düşünmezken buldu kendini. Yaşıyordu; önemli olan da buydu.
Gelecek gelmişti, hem de şaşırtıcı bir hızla.
Başta neler olduğunu anlamaya çalıştım ama bunun nafile bir çaba olduğunu anlamam uzun sürmedi. Sonra, günler devam edip hiçbir değişmeyince ne yapacağımı düşünmeye başladım.
Dünyayı bir kum tanesinde görmek ve cenneti bir kır çiçeğinde
İnsanlığı neler olup bittiğine dair uyandırmak istiyorum .
”’Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez. ”’
Plato
Ve giderek yalnızlaşıyordu..
Benim de senin gibi kafam karışık ve sadece hayatımın bir anlamı olmasını istiyorum.
Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?
Masumiyet ne kıymetli, diye düşündü; çıldırmış bir dünyanın açabileceği yaralardan bihaber olmanın güzelliği.
Müzik insanın canını yakabilir.
Seni tanıyormuşum gibi hissediyorum,sanki paylaşacak çok şeyimiz varmış gibi. Bu hissi bilir misin? Sanki önceki hayatında o insanla birlikteymişsin gibi.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Aramızda yaşanmamış çok şey var, çok fazla güzel olasılık
İhtiyacımız olan, ihtiyacımız olan şey konuşmak, diye düşündü. Birbirimizin gözlerinin içine bakıp
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Pek çok hayat
Pek çok acı..
Seni tanıyormuşum gibi hissediyorum,sanki paylaşacak çok şeyimiz varmış gibi. Bu hissi bilir misin? Sanki önceki hayatında o insanla birlikteymişsin gibi.
çok yakından incelenmiş bir hayat da intihara değilse bile deliliğe yol açar
Sorgulanmamis bir hayat yaşamaya degmez
Kazanıp kaybetmek , tutunmak ve bırakmak
Onu en çok yaşlı insanlar etkiliyordu, gözleri uzak anılar ve kaybedilmiş umutlarla dolu, bedenleri zamanın sonunun geldiğini anlayarak çökmüş.
Masumiyet ne kıymetli, diye düşündü; çıldırmış bir dünyanın açabileceği yaralardan bihaber olmanın güzelliği.
Dünyayı bir kum tanesinde görmek, diye mırıldandı, ve cenneti bir kır çiçeğinde.
Gerçek artık bilgi ve bilginin ona getirdikleri TDI – iyisiyle kötüsüyle.
Bazen yalnızlık da paylaşılabilir.
Muhafaza etmeye değer bir umut , önemsenmeye değer bir rüyaydı
Altı hafta önce tanrı gibi herşeyi bildiğini ve başarı potansiyelinin limitsiz olduğunu düşünüyordu. şimdi, bir kez daha her şey sorgulanmaya açıktı .
Bunu asla bilemeyeceğini anladı. Bu yeniden yaratılmış hayatta idrak sınırlarını zorlayan yeterince şeyle karşılaşmıştı, .
”’Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez. ”’
Pek çok hayat , diye fısıldadı. Pek çok acı.
Müzik insanın canını yakabilir.
Masumiyet ne kıymetli, diye düşündü ; çıldırmış bir dünyanın açabileceği yaralardan bihaber olmanın güzelliği.
Aramızda yaşanmamış çok şey var, çok fazla güzel olasılık
Seni taniyormuşum gibi hissediyorum, sanki paylaşacak çok şeyimiz varmış gibi.
Bu hissi bilir misin ?
Sanki önceki hayatında o insanla birlikteymişsin gibi.
Hadi , sinemaya gidelim.Gerçeklikten kısa süreliğine kaçmış oluruz, buna ihtiyacımız var.
Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız ?
Onu en çok yaşlı insanlar etkiliyor, gözleri uzak anılar ve Kaybedilmiş umutlarla dolu, bedenleri zamanın sonunun geldiğini anlayarak çökmüş.
Kendine biraz sert davranıyorsun, değil mi?”
Gerçeklerle yüzleşiyorum o kadar
Depresif bir yaşama şekli,” dedi Pamela. Bir özgürlük ve açıklık illüzyonu yaşıyorsun ama bir süre sonra her şey bulanıklaşıyor.. İnsanlar, şehirler, fikirler, yüzler hiçbir zaman net bir odağa gelemeyen ve hiçbir yere varamayan değişen bir gerçeğin parçaları sadece.
Müzik insanın canını yakabilir,” dedi yumuşakça.
Hmm.
En iyisi *comment dit-on oublier?”
Unutmak.
En iyisi unutmak.”
Evet.
Bir süreliğine.
Sanırım hayata karşı büyük bir iştahım var, dedi. Bir sürü şey yapmak istiyorum, hem de büyük bir hızla yapmak istiyorum.
Arada sırada geleceği/geçmişi hiç düşünmezken buldu kendini. Yaşıyordu; önemli olan da buydu. Hem de capcanlı.
Ve sonra düşünmekten kaçınması gereken hiçbir şey kalmadı, çünkü düşünme süreci bitmişti.
Muhafaza etmeye değer bir umut, önemsenmeye değer bir rüyaydı.
Dünyanın içinde bir çatlak, içini parçalayan kederin pürüzlü bir aynası.
Jeff’in zarar görmüş zihni bir soluk almak için inledi ama olmadı; kaçış aradı, delilikte ya da bilinçsizlikte, artık önemi yoktu… Yine de, görüyor, duyuyor ve hissediyordu, bütün işkencenin farkındaydı, durmadan hayat da ölüm de olmayan bir karanlıkta asılı kalmıştı: Ölümün sonsuz, felç edici anı.
Biz – sadece sen ve ben değil, bu toplumdaki herkes – zalimlikle birlikte yaşıyoruz, rastgele ölüm tehlikesiyle birlikte. Bunu neredeyse görmezden geliyoruz, bizi doğrudan tehdit ettiği zamanlar hariç.
“Her hayatta kayıp vardır. Bununla mücadele etmeyi öğrenmem çok, çok uzun yıllarımı aldı ve tam anlamıyla hiçbir zaman boyun eğmeyeceğim. Ama bu, dünyaya sırt dönmemizi gerektirmez ya da elimizden gelenin en iyisini yapmak ve olmak için mücadele etmeyi bırakmamızı. En azından bu kadarını kendimize borçluyuz ve bundan nasıl bir iyilik gelecekse onu hak ediyoruz.”
“Birisi – Plato sanırım, bir zamanlar demiş ki, ‘Sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez.’’’
“Doğru. Ama çok yakından incelenmiş bir hayat da intihara değilse bile deliliğe yol açar. “
“Aramızda yaşanmamış çok şey var, çok fazla güzel olasılık-”
“Seni tanıyormuşum gibi hissediyorum, sanki paylaşacak çok şeyimiz varmış gibi. Bu hissi bilir misin? Sanki önceki hayatında o insanla birlikteymişsin gibi-“
Boğulmak. Ölmek. Hayır, kahretsin, bu gerçek olmayan bir kelime, sadece bitkiler, hayvanlar ya da diğer insanlar için kullanılabilir. Yaşlı insanlar, hasta insanlar için. Şanssız insanlar için.
Hayatı tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydık neler yapardık?
sadece seni tanımak istiyorum ve senin de beni tanımanı. aramızda yaşanmamış çok şey var, çok fazla güzel olasılık-
Hayatı tekrar ve tekrardan yaşamak zorunda kalsaydık eğer neler yapabilirdik?
İnsan gördüklerini unutacaktı elbet bir gün,ama duyduklarını hiç unutamayacaktı..
Masumiyet ne kıymetli diye düşündü; çıldırmış bir dünyanın açabileceği yaralardan bihaber olmanın güzelliği.
Masumiyet ne kıymetli, diye düşündü; çıldırmış bir dünyanın açabileceği yaralardan bihaber olmanın güzelliği.
Dünyayı bir kum tanesinde görmek diye mırıldandı ve cenneti kır çiçeğinde.
Bazen yalnızlık da paylaşılabilir.
Her hayatta kayıp vardır. Bununla mücadele etmeyi öğrenmem çok,çok uzun yıllarımı aldı ve tam anlamıyla hiçbir zaman boyun eğmeyeceğim. Ama bu,dünyaya sırt dönmemizi gerektirmez ya da elimizden gelenin en iyisini yapmak ve olmak için mücadele etmeyi bırakmamızı. En azından bu kadarını kendimize borçluyuz ve bundan nasıl bir iyilik gelecekse onu hak ediyoruz.
Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez.
Müzik insanın canını yakabilir, dedi yumuşakça.
Suçluluk ve pişmanlık duygusundan kaçılmıyordu
Müzik insanın canını yakabilir.
Seni tanıyormuşum gibi hissediyorum,sanki paylaşacak çok şeyimiz varmış gibi. Bu hissi bilir misin? Sanki önceki hayatında o insanla birlikteymişsin gibi.
Güneş saçlarının arkasına vuruyordu ve gülümsemesi yaz gibiydi.
Hadi, sinemaya gidelim. Gerçeklikten kısa süreliğine kaçmış oluruz, buna ihtiyacımız var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir