İçeriğe geç

Refik Durbaş – Seçme Şiirler Kitap Alıntıları – Refik Durbaş

Refik Durbaş kitaplarından Refik Durbaş – Seçme Şiirler kitap alıntıları sizlerle…

Refik Durbaş – Seçme Şiirler Kitap Alıntıları

“Ey serseriliğim, ey anılarımın ahşap kraliçesi şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık.”
Benim kuşlarımdır geçen,
umutsuzluğun sınırından
Bana bir şiir oku dediğinde alıp gitmeliydim seni
ben ki: her zaman hazırım
her zaman bir ince kan ağzımda
Annemin öldüğü yaşı çoktan geçtim
suyun vefası ve acılar
– bir de gökyüzü
Herkesten çok kendime yabancı
hiçbir hakkımız yok
iş güvenliğimiz yok
sendikamız yok
kaydımız yok
iznimiz yok
fazla mesaimiz yok
adamlığımız yok
tozunu aldım acının, hüznün bir de rüzgârın
Umut, bulunmaz hanemizde
önce sigara karşılar beni
sonra ev kirası
dertli zeytin
küflü ekmek
kör yalnızlık.
Yüreğimde karanfillerden damıtılmış bir yas
Yaşıyor muyum acaba?
ve kuşlar bile uğramazken karanlığıma
şimdi hey desem şehri saçaklarından sarsıyor yalnızlığım
O gitti. Bir sevdaya yasladı kendini
Ben kaldım. Yalnızlıkla karşıladım her şeyi.
kaç yıl
umudun ve ezilmişliğin çadırında besledim
Sabah olsun, giderim, sen kalırsın
kalır seninle, binlerce kuş cesedi
içimde sönmeyen o diri yangın
ve sessizliği özetlemek hüneri
O, yüreğinde uzun hüzünler besledi.
Alnından öpmek isterdim seni
Kirpiklerinin ucundaki kederden
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
ince uzun
gülmeyi unutmuş yüzüm
avuçlarıma sığmayan bir hüzün
Bırak gitsin elveda, sen başkaldırısın.
Unutma, baş kaldırdıkça var olacaksın..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Orta halli acılara dayanamıyorum artık
Orta halli sevinçlere de
Ortada kalmak istemiyorum
çok insan, az uyku, örümcek bağlamış bir gün daha
az sevinç, az umut, ekmek sıcak
Herkesten çok kendime yabancı
yaşadığımdan bir hayli yanlışsam
kim süzer gözlerimden ışığı
ölümü yüreğimde avlamışsam
Yüreğimde karanfillerden damıtılmış bir yas
Yaşıyor muyum acaba?
kalbimde küçük serçeler beslerim
şarabı sev,
tütünü incitme,
beni de unut artık
benim kuşlarımdır geçen
umutsuzluğun sınırından
Kanadı kırık bir yürekle dolaşmadın mı
Keder denizlerinde günlerin ey ömrüm
Orta halli acılara dayanamıyorum artık
Orta halli sevinçlere de
Ortada kalmak istemiyorum
Bekle ne bir not ne işmar n’aber geçip gidiyor zaman
Sabah kaçta çıktın evden akşamın vakti nerdesin
Parça parça bir gün paramparça bir yürek bekle
Karanlık kirpiklerinin ucunda
Gözbebeklerinin uçurumunda bir aydınlık
Karagöz pınarında ölüm
Karamavi rüzgarında sevda
Karaağusunda yüzünün özlem
Bir cıgara yak
Bir cıgara daha dipnotundan yalnızlığı bekle
.
Herkesten çok kendime yabancı
Yaşadığımdan bir hayli yanlışsam
– Sahi kaç yıldır yalnızım ben
..
Yaşıyor muyum acaba?
O gitti bir sevdaya yasladı kendini.
Ben kaldım. Yalnızlıkla karşıladım her şeyi.
Bir akşam kuytuluğunu taşıyaraktan
Şimdi kime söylesem umutsuzluğumu
dağları dağları da deliyor yalnızlık
kırayım zincirleri umutla, sevdayla, aşkla
Kalbim acıyla damgalansın..
Yüreğimde karanfillerden damıtılmış bir yas
Yaşıyor muyum acaba?
Yüzümün kırık aynasında uyurdu geceler
adım nerde, çağım nerde
Bırak gitsin elveda, sen başkaldırısın.
Unutma, başkaldırdıkça var olacaksın

Başkaldırdığınca seviyorum seni

yüzüme bile bakmıyorsun yıllar var
başımı omuzuna değil
soğuk camlara dayıyorum
ellerim buz alev alev yüreğim
Göz göze durduğumuz görüşmede bakış gülü
eli senin eline benzesin yüzü yüzüne
sen koy adını senin adın olsun adı
aşkı sevdaya böleni
yalnızlığı sese
sesi sessizliğe böleni müjdele
Kalbim acıyla damgalansın
O gitti. Bir sevdaya yasladı kendini
Ben kaldım. Yalnızlıkla karşıladım her şeyi.
Ben dünyaya şiirle, şiirlerle bakmayı seviyorum ve öyle bakıyorum.
Şiir için her şeyden vazgeçebilirim.
Ama şiirden asla
böyle bir yazı değil de aslında hiçbir sözcük kullanmadan, bembeyaz sessiz sıradan bir şiir yazmak isterdim.

Uçurumlara dar gelen.

Her an, her yerdedir şiir.
Yanı başımızdadır. Yanı başınızda.
Bir romanın dipnotundadır.
Bir öykünün başlangıç cümlesinde.
Yapışmış genzime gitmiyor kokusu
Kalbimde özlemi yok imkansız baharların
Öpüşün öpüşüme karışsaydı
Yüzün yüzüme
Gecen gündüzüme karışsaydı
Hüznün kederime
Baharlar açardı kalbimde
Yazlar ve kışlar bir de
Tenin tenime karışsaydı
Cennet ve cehennemden
Kime ne?
Sahi kaç yıldır yalnızım ben !
Ve ne çok özlemişim seni ..
Kuşlar bile uğramazken karanlığıma
Şimdi hey desem şehri saçaklarından sarsıyor yalnızlığım..
Kaç yıl umudun ve ezilmişliğin çadırında besledim yorgunluğu..
Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?
Yalnız sessizlik soluk alıyor
yaz mı bahar mı belli değil.
umut da tükenmiş umutsuzluk da.
Kuşların, ağaçların, toprağın sesini dinliyorsun
akşam, bir dağ yamacındasın, rüzgârın tükenmiş
kuşlar
ağaçlar
yıldızlar ve bütün kainat sis içinde oysa
yalnız sessizlik soluk alıyor
yaz mı bahar mı belli değil
akşam
umut da tükenmiş umutsuzluk da
Bana bir şiir oku dediğinde
Alıp gitmeliydim seni
Alıp gitmek vardı seni O an .
şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık
Şarabı sev,
Tütünü incitme,
Beni de unut artık.
Sen esersin ey yalnızlık
kemiksiz ellerin, sürgün gözlerinle
ceketin, gömleğin ve tarihî tezgâhınla
tahılın ve suyun kölesi bedenimde,
kandır bu: akar sevda pınarından
sararım şiirimle onun çıplaklığını,
ve şehrin kaburgalarını.
Sahi kaç yıldır yalnızım ben
Çiçekler çürümüş saçlarımda
Bembeyaz uzun kuşlar da uçmuş fotoğraflarımdan Bulutlar da
Yüreğimde karanfillerden damıtılmış bir yas
Yaşıyor muyum acaba?
Kimse hatırlamıyor adımı
Bahar gelmiş.
Balkonlar serin
Annelerin çocuk ambarı balkonlar serin
Su dalgın değil. bademler açmış
– Sahi kaç yıldır yalnızım ben
Çiçekler çürümüş saçlarımda
Bembeyaz uzun kuşlar da uçmuş fotoğraflarımdan
Bulutlar da
Yüreğimde karanfillerden damıtılmış bir yaz
Yaşıyor muyum acaba?
Başkaldırdığınca seviyorum seni
Artık git ve sevene bırak beni Beni
ince uzun
gülmeyi unutmuş yüzüm
avuçlarıma sığmayan bir hüzün
anlatırım bir gün hüznü, ihaneti ve seni
bir renksiz yağmurun camdan yüzüne
Beni unut.
Ben eylülden
kitaplara taşan bir güz yabancısıyım.
“şarabı sev, tütünü incitme, beni de unut artık”
Parmağının ucuyla arkaya attığın
Saçlarının sonbaharına düştüm
Elimi tut, yalnızlığımı okşa
Gözünün izi kalsın gözümde
Aynadaki suretine sar beni.
Şarabı sev ,
Tütünü incitme,
Beni de unut artık ..
Ben dünyaya şiirle, şiirlerle bakmayı seviyorum ve öyle bakıyorum.
Değil legalden yana olmak, bizzat kendisi illegaldir şiirin.
Kır çiçekleri getirdim sana
bir umut, tanıdık korkular biraz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir