Jacob Abbott kitaplarından Queen Elizabeth kitap alıntıları sizlerle…
Queen Elizabeth Kitap Alıntıları
Yağmur altında, saltanat kayığından inerek basamaklara doğru adım attı. Bunu yaparken, İşte şimdi bu basamaklara şimdiye kadar inen kişilerin en dürüst ve vatana en sadık olanı iniyor. Tanrım senin önünde bunu söylüyorum ki senden başka dostum yok, tamamen yalnızım. dedi.
Felipe’nin Mary ile evlenmesinin tek sebebi hırstı, aşk değildi. İki krallığın da varisi olacak bir çocuğun doğmayacağı anlaşılınca mutsuz karısına ihmalkar ve zorba şekilde davrandı. Sonunda ondan tamamen uzaklaştı.
İnsan ruhunun maruz kaldığı kötü sarsıntılar arasında, insanı, aşk ve kırgınlığın karışımıyla ortaya çıkan o karmaşa duygusundan daha derin bir şekilde sarsan başka bir duygu daha yoktur.
Ruh halleri tarafından kontrol edilenler sevgilerinde de ruh halleriyle yönetilirler.
İnsan kalbinin tuhaf tutarsızlığı; kırgınlık ve öfke, derin ve fethedilmez bir sevgi karşısında ruhtaki yerlerini tutuyorlar.
Ama insanlar, sevgi yüzünden işlenen günah ve suçları, diğer sebepler yüzünden yapılanlardan daha kolay affedebiliyor.
İnsan ruhunun maruz kaldığı kötü sarsıntılar arasında, insanı, aşk ve kırgınlığın karışımıyla ortaya çıkan o karmaşa duygusundan daha derin bir şekilde sarsan başka bir duygu daha yoktur.
Ruhsal sıkıntıları ömrünü kısalttı.
Nişanları bozulduğunda erkekler ve kadınlar arasında gelişen şey genelde herkes tarafından bilinmez.
Ama insanlar sevgi yüzünden işlenen günah ve suçları diğer sebepler yüzünden yapılanlardan daha kolay affedebiliyor.
Dünya her zaman önünde yükselen büyüklüğü övmeye ve yalnızlıktan sabırla ve ustalıkla doğmuş acıları unutmaya hazırdır.
İlk başta acı çekene ne kadar tedavi ve kontrol edilemez gelse de erken yaşlarımızda zaman acılarımızın birçoğunu iyileştirir ve ruhumuzun üzüntülerini sakinleştirir. Ama hayatımızın ilerleyen dönemlerinde sert darbeler ruhumuzda şiddetle vurunca darbeyİ karşılayacak toparlanma gücünü bulmak güçleşir
Telafisi olmayan acı ve üzüntüler yaşamış olan diğer her insan gibi yaşamak istemiş ve ölmek istemişti
Ama tutku her zaman insanı çıldırtır.
Ruh halleri tarafından kontrol edilenler sevgilerinde de ruh halleriyle yönetilirler.
Kibarlığa karşı hassas biri üzerinde kibar bir hareketten daha etkili bir şey yoktur. Duygu hareketi meydana getirir ve kontrol eder. Ama öte yandan hareketinde duyguyu niteleme gücü vardır.
İnsan kalbinin tuhaf tutarsızlığı; kırgınlık ve öfke derin fethedilemez bir sevgi karşısında ruhtaki yerlerini tutuyorlar. Bu hikâyeyi okuyan binlerce kişiden birinin bile böyle bir duyguyu yaşamamış olması imkânsızdır.
Dünyada yükselme hırsına sahip kişilerin yaptığı gibi, görgü kurallarına ve titizliğe çok dikkat ederlerdi. Dünyanın bütün çağlarında ve tüm ülkeler arasında, uzun süredir yüksek makamda bulunmaya alışmış kişiler davranışlarında ve tavırlarında doğal ve rahattırlar. Ama düşük pozisyondayken birdenbire yükselmiş kişiler ya da böyle bir gelişimi bekleyenler veya isteyenler kendilerini görgü ve protokol kurallarının kölesi haline getirirler.
Sadece gerçekleri yazmak ve her okuyucunun kendi yanıtını vermesini istiyoruz.
Bu sırada Elizabeth’ in gizli bir dileği vardı, ölmek. Çünkü ölüm, onu durumunun getirdiği tüm utançlardan ve baskılardan kurtaracak, gücün ve onurun zirvesine yükseltecekti.
Kraliçeden gelen bir davet aslında bir emirdir
Bir kararın kesin geçerliliği için Parlamento’ nun fikir birliği içinde olması gerekliydi
Üye geldi ve kralın önünde diz çöktü.
Ne yani benim yasamın geçmesine izin vermeyecekler mi? dedi kral. Daha sonra tahtından kalktı ve diz çökmüş parlamenterin başına elini koydu ve ekledi,
Yarına kadar yasam geçmiş olsun yoksa yarın sizin kafanız kesilecek.
Bu nedenle ertesi gün yasa hemen geçirildi.
Ne yani benim yasamın geçmesine izin vermeyecekler mi? dedi kral. Daha sonra tahtından kalktı ve diz çökmüş parlamenterin başına elini koydu ve ekledi,
Yarına kadar yasam geçmiş olsun yoksa yarın sizin kafanız kesilecek.
Bu nedenle ertesi gün yasa hemen geçirildi.
İlk başta önce acı çekene ne kadar tedavi ve kontrol edilemez gelse de erken yaşlarımızda,zaman,acılarımızın birçoğunu iyileştirir ve ruhumuzun üzüntülerini sakinleştirir.Ama hayatımızın ilerleyen dönemlerinde,sert darbeler ruhumuza şiddetle vurunca,darbeyi karşılayacak toparlanma gücünü bulmak güçleşir.
Bir tarafta gurur ve kırgınlık diğer tarafta tükenmeyen sevgi.
Bizim için önemsiz olan kişilerin fotoğraflarını paramparça etmeyiz.
Bir kişinin zalimliği ve bencilliği veya nankörlüğü ile incinmek mümkündür.
İnsan ruhunun maruz kaldığı kötü sarsıntılar arasında,insanı,aşk ve kırgınlığın karışımıyla ortaya çıkan o karmaşa duygusundan daha derin bir şekilde sarsan başka bir duygu daha yoktur.
Ruhsal sıkıntıları ömrünü kısalttı.
Kaderinin, kendi hoşgörülü duygularına değil, yasaların gücüne bağlı olduğunu söylemişti.
İlk başta acı çekene ne kadar tedavi ve kontrol edilemez gelse de erken yaşlarımızda, zaman, acılarımızın birçoğunu iyileştirir ve ruhumuzun üzüntülerini sakinleştirir. Ama hayatımızın ilerleyen dönemlerinde, sert darbeler ruhumuza şiddetle vurunca, darbeyi karşılayacak toparlanma gücünü bulmak güçleşir. Bunun gibi durumlarda sersemlemiş ve şaşkın olan ruh yara aldıktan sonra yoluna sendeleyerek, zayıflık ve acıyla devam eder.
Vahşi hayvanlar, yemleri azaltılarak evcilleştirilmek zorundadırlar.
İnsan kalbinin tuhaf tutarsızlığı; kırgınlık ve öfke, derin ve fethedilemez bir sevgi karşısında ruhtaki yerlerini tutuyorlar.
Ayrıca, psikoposların ve rahiplerin evlenmemeleri gerektiğine dair bir kuramı vardı. Onların evlenmesini tamamen yasaklamadı; ama üniversitelerin ve katedrallerin müdurlerinin eşlerini kendileriyle aynı yöreye götürmelerini yasaklayan kesin bir emir verdi.
Kendi hırsının ona yasakladığı eğlence ve aşkı diğerlerinden kıskanıyordu.
Mezar taşına, Burada bakire doğup bakire ölmüş bir kraliçe yatmaktadır. yazdırılırsa çok memnun olacağını belirtti.
Ama her seferinde, son kararın verilmesi gerektiği anda, güç hırsı ve arzusu aşkı bastırdı ve yüce yerinde kendi başına kalmayı seçti.
Mary’nin, Elizabeth yaşadığı sürece, İngiliz tahtı üzerinde hak taleplerinden vazgeçmesi gerektiğine karar verilmişti. Antlaşmadaki en önemli şey de aslında buydu. Antlaşma ona gönderilir gönderilmez, Mary’nin tüm şartları onaylaması gerektiği de antlaşmanın son şartıydı.
Calais’e gelince, yabancı bir ülke kıyısındaki bir balıkçı kasabasına sahip olmak, kendi krallığındaki barışı ve güvenliği sağlamakla kıyaslanamazdı.
Henry parayı geri ödemek zorunda olduğunu biliyordu. Bu hoş olmayan gereklilikten kaçınmak için, kral bir plan daha yaptı. Genç dul gelinini Arthur’dan bir yaş küçük olan ikinci oğlu Henry ile evlendirecekti. Böylece yüz bin şilini ödemeyecek hatta üstüne yüz bin şilin daha alacaktı.
Dayanamayacak kadar can sıkıcı ve acı verici olan zorlukları daha sonradan hatırlamak çoğu zaman bize keyif verir, bizi gülümsetir.
Saraya yerleştikten sonraki yaptığı ilk işlerden birinin, ona çiçek getirdiği için azarlanmış olan iyi kalpli çocuğu çağırıp onu ödüllendirmek olduğu söylenir.
Mary ölünce, kimse Elizabeth’in izleyeceği rotayı bilmiyordu. İşte yaptığı tüm o sakınmaların amacı da buydu. Kimsenin onun tahta çıkmasına karşı çıkmak için güçlü ve belirli bir nedeni yoktu.
Bizim için önemsiz olan kişilerin fotoğraflarını paramparça etmeyiz.
İnsan ruhunun maruz kaldığı kötü sarsıntılar arasında, insanı, aşk ve kırgınlığın karışımıyla ortaya çıkan o karmaşa duygusundan daha derin bir şekilde sarsan başka bir duygu daha yoktur.
Elizabeth ve Mary, yasal varis sayılmak için, birbirlerinin haklarını inkâr etmek zorundaydılar. Çünkü ancak böyle kendi haklarını koruyabilirlerdi.
İkinci evliliğin geçerli olmasının tek yolu, ilk evliliği baştan beri geçersiz ve hükümsüz saymaktı ve eğer ilki gerçekten geçersiz ve hükümsüz değilse, o halde ikinci öyleydi.
Eğer başarılı olsaydı, yasal olmadığı halde tahta geçmeye çalıştığı için ölecek hain, Jane yerine Mary olurdu.
Bizden farklı düşünenlerde bu tavrı bağnazlık olarak adlandırmaya eğilimli olsak da, bizimle aynı düşüncede olanlar tarafından sergilendiğinde buna istikrar diyoruz.
Çünkü öğrenmek dışında yaptığım her şey acı, sorun, korku ve keder veriyor.
Sürekli onu koruyor ve kolluyor, önüne binlerce engel koyuyorlardı. Ve böyle bir çocuğa ait olan içten gelen ve doğal olan neşeyi ve canlılığı bastırıyorlardı.
Dünyanın bütün çağlarında ve tüm ülkeler arasında, uzun süredir yüksek makamda bulunmaya alışmış kişiler davranışlarında ve tavırlarında doğal ve rahattırlar. Ama düşük pozisyondayken birdenbire yükselmiş kişiler ya da böyle bir gelişimi bekleyenler veya isteyenler kendilerini görgü ve protokol kurallarının kölesi haline getirirler.
Hertford Kontu (Somerset Dükü) kendisini seçilmiş kral vekili yapmayı başardı. Bu görevle aslında ismi dışında tüm özellikleriyle bir kraldı.
Elizabeth’in dayanmaya çalıştığı yoksulluğun bir kısmı kuşkusuz o zamanın kötü koşullarından kaynaklanıyordu. Ama en azından bir süreliğine, ihmal edilmiş ve terk edilmiş bir durumda olduğu açıktı.
8. Henry; Elizabeth henüz iki yaşındayken, Fransa Kralı’na yapmasını istediği belli politik hizmet koşulları karşılığında onun, oğullarından birinin müstakbel karısı olmasını önerdi.
Hiçbir zaman evlenmediği için çoğu zaman Bakire Kraliçe olarak da adlandırılmıştır. Amerika’nın eyaletlerinden biri olan Virginia da ismini Elizabeth’in bu unvanından almıştır.
Tanrı’nın yaptığı şey bizim gözümüzde mükemmeldir.
İlk başta acı çekene ne kadar tedavi ve kontrol edilemez gelse de erken yaşlarımızda, zaman, acılarımızın bir çoğunu iyileştirir ve ruhumuzun üzüntülerini sakinleştirir. Ama hayatımızın ilerleyen dönemlerinde, sert darbeler ruhumuza şiddetle vurunca, darbeyi karşılayacak toparlanma gücünü bulmak güçleşir. Bunun gibi durumlarda sersemlemiş ve şaşkın olan ruh yara aldıktan sonra yoluna sendeleyerek, zayıflık ve acıyla devem eder. Uzun bir süre de sonunda yükselip iyileşeceği ya da dibe batıp öleceği belli olmaz.
Kederler ve acılar yüreğimizin endişelendiği kadar uzaktadır.
Bir tarafta gurur ve kırgınlık diğer tarafta tükenmeyen sevgi.
İnsan kalbinin tuhaf tutarsızlığı; kırgınlık ve öfke, derin ve fethedilemez bir sevgi karşısında ruhtaki yerlerini tutuyorlar.
Ruhu sürekli bir karmaşa içinde tutan ve inatçılık boyun eğene ya da sevgi bitene dek huzur vermeyen korkunç bir çatışma içinde kırgınlık ve sevgi mücadele eder, iki kalp de kendi kararlılığında ısrar eder ve her iki kişi de diğerinin inadının bir gün tükeneceğini düşünür. Ama aslında birbirini içten ve kontrol edilemez bir şekilde severken böyle bir düşmanlık içine düşer. Bu duruma kim bilir ne kadar çok insan düşüyordur.
Yeryüzünde bağlı olduğun her şey sana cennette de bağlı olacaktır ve Yeryüzünde bağlı olmadığın ne varsa, cennette de bağlı olmayacaktır.
‘Te Daum Laudamus’
(Övdüğümüz Tanrı idi)
(Övdüğümüz Tanrı idi)
Bir kişinin zalimliği ve bencilliği veya nankörlüğü ile incinmek mümkündür.
Tüm bunlara rağmen, yürek o kişiye aşırı bir sevgiyle bağlı kalmakta diretir.
Tüm bunlara rağmen, yürek o kişiye aşırı bir sevgiyle bağlı kalmakta diretir.
Çok yetenekli bir celladın tutulduğunu duydum, ayrıca benim boynum çok incedir.
”Vahşi hayvanlar, ” dedi, ”yemleri azaltılarak evcilleştirilmek zorundadırlar. ”
Kraliçe Mary, bu krizlerden birinde, kocasının bir portresini alıp paramparça etti. Bunu okuduktan sonra, henüz bu tür gönül ilişkileri yaşamamış olan bir okuyucu Mary’nin kocasına olan aşkının bitmiş olduğunu söyleyebilir. Hayır, aksine aşkı doruktaydı. Bizim için önemsiz olan kişilerin fotoğraflarını paramparça etmeyiz.
Kocası ona mağrur bir şekilde soğuk ve ihmalkar davranıyordu. Hatta zaman zaman diğer bayanlara karşı ilgi gösterdiği belli oluyordu ki bu durum kraliçeyi kıskandırıyor ve öfkelendiriyordu. İnsan ruhunun maruz kaldığı kötü sarsıntılar arasında, insanı, aşk ve kırgınlığın karışımıyla ortaya çıkan o karmaşa duygusundan daha derin bir şekilde sarsan başka bir duygu daha yoktur. Birbiriyle açıkça iki uyumsuz tutku arasındaki bu tür bir karışım ya da böyle bir çatışma genelde bunu asla yaşamamış olanlar tarafından imkansız olarak düşünülür. Ama bu mümkündür.
Kraliçe Mary, çok katı ve kararlı bir Katolik’ti. Dini inancının kurallarına sıkı bir bağlılık gösteriyordu.Bizden farklı düşünenlerde bu tavrı bağnazlık olarak adlandırmaya eğilimli olsak da bizimle aynı düşüncede olanlar tarafından sergilendiğinde buna istikrar diyoruz.
Bir ulusun yüce yönetiminin sunulduğu ellere karar vermek için insan uygarlığının icat ettiği hiçbir yöntem yoktur ki şüphe ve tartışmayı önlesin.
Dünyanın bütün çağlarında ve tüm ülkeler arasında uzun süredir makamda bulunmaya alışmış kişiler davranışlarında ve tavırlarında doğal ve rahattırlar. Ama düşük pozisyondayken birdenbire yükselmiş kişiler ya da böyle bir gelişimi bekleyenler veya isteyenler kendilerini görgü ve protokol kurallarının kölesi haline getirirler.