İçeriğe geç

Qağayı Conatan Livinqston Kitap Alıntıları – Richard Bach

Richard Bach kitaplarından Qağayı Conatan Livinqston kitap alıntıları sizlerle…

Qağayı Conatan Livinqston Kitap Alıntıları

&“&”

Hak etmiyorsan milyonlarca çakıl taşı bile beni kutsal yapamaz
Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?
En doğru yasa bizi özgürlüğe götürecek olandır
Perişan bir hale gelen kanatları kurşun gibi ağırdı, fakat ona asıl ağır gelen şey başarısızlığıydı.
İnancı unut," dedi Chiang tekrar tekrar. "Uçmak için inanca ihtiyacın yok, sadece uçmayı anlaman yeterli. Hadi tekrar dene…"

– bu cümlede eksik bir anlatım var; inancın ve anlamanın birlikte yürüdüğüne inanıyorum.

Bir düşün, her salı seni dinlemeye gelen kuşlar, üç sebepten ötürü geliyor değil mi? Hem bir şey öğrendiklerini düşündükleri için, hem mezarlığa yeni bir çakıl taşı koymanın onları kutsal yapacağına inandıkları için; hem de herkes onların orada olmasını beklediği için. Değil mi?"
Dostluğumuz zaman ve mekânla sınırlıysa, zamanı ve mekânı aştığımız an, kardeşliğimizin bitmesi gerekir. Zaman ve mekân kavramını aştığımıza göre istediğimiz an görüşebileceğimizi hiç düşünmüyor musun?"
Jonathan," dedi, " sevgiyi sakın ihmal etme."
Onca zamanı boşu boşuna geçireceğime, uçmayı öğrenebilirdim. Öğrenecek ne çok şey var !
Dünyamız daha güvenli hale getirmek isteniyor, Özgür değil."
Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek.
Bilirsiniz, martılar asla bocalamaz, sendelemezler asla. Havada bocalamak utançtır onlar için, onursuzluktur.
Kardeşlik öldü" diye haykırdılar hep bir ağızdan ve hep birlikte ona sırtlarını dönüp kulaklarını tıkadılar.
‘Mükemmelliği küçümseyen martılar yavaştır, hiçbir yere gidemezler. Mükemmele ulaşmak için uçanlar ise hızlıdırlar ve her yere gidebilirler.’
‘Bir yosun gibi anlam ve neşeden yoksun bir şekilde var olmaktansa, hiç olmamak daha iyiydi.’
Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur.
Bizler sürünün bir parçası değilsek, kurallarına da uymak zorunda değiliz.
Bir kanat ucunuzdan diğerine kadar tüm bedeniniz, düşündüklerinizden başka bir şey değil.
En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir.
Jonathan, sevgiyi sakın ihmal etme.
Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!
Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı;
öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi.
Acaba biz, dünyamızdaki özgürlüğün bitişini izleyen martılar mıydık?
“Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.”
Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
“Jonathan,” dedi, “sevgiyi sakın ihmal etme.” Ve bunlar, onun son sözleri oldu.
Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!
Acaba biz, dünyamızdaki özgürlüğün bitişini izleyen martılar mıydık?
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.
Düşündüğün en son hızda herhangi bir yere uçabilmek için daha şimdiden oraya vardığını kabul etmelisin
Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın.
Kаmillik аdlı idealın mövcudluğunu аnlаmаzdаn əvvəl yenə yüzlərlə ömrü yоla salmalıyıq
Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?"
Bu… bu… harikulade! Ama sürüde seni hiç görmedim. Sen kimsin?
"Bana Jon diyebilirsin."

Bu kitabı defalarca okumama rağmen son bölümündeki bu satırlar her defasında beni anlamsız bir şekilde heyecanlandırıyor

Gözünle gördüklerine sakın inanma. Gördüklerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerin ötesine geçmeye çalış.
Zavallı Fletch. Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çlış.
Seni öldürmeye kalkışan bir kuş sürüsünü hâlâ nasıl sevebildiğini hiç anlamıyorum."
"Off Fletch , tâbi ki sevdiğim bu değil.Gerçek martıları, onların her birinin içindeki güzellikleri görmeye çalışmalı,bunu onlarında görmesine yardımcı olmalısın.sevgiden kastettiğim şey bu benim.bu işin sırrını çözdün mü, gerçekten sevebilirsin."
Eğer istedikleri buysa kural dışı olacağım ve onları pişman edeceğim.
Mantıklı ol lütfen! Onca zaman neyi öğrenmeye çalıştık? Dostluğumuz zaman ve mekanla sınırlıysa, zamanı ve mekanı aştığımız an, kardeşliğimizin bitmesi gerekir. Zaman ve mekan kavramını aştığımıza göre istediğimiz an görüşebileceğimizi hiç düşünemiyor musun?
Eğer ne yaptığını biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek."
Benim evim yok, bir sürüye ait değilim. Ben toplumdan dışlanmış biriyim."
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır.
Anlayarak bakmaya,bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.
Düşüncelerinizin zincirlerinden kurtulun,bedenlerinizin zincirlerini kırın..
… Hiçbir şey öğrenilmemişse, sonraki yaşam öncesinin aynısı olacaktır; aynı sınırlar ve kazanmak için yüklenilen aynı sıkıntılar…
Nereden geldiğimizi hemen unutup nereye gittiğimizi merak bile etmeden, günübirlik yaşayarak çoğu kez birbirinin aynısı olan şeyi yaptık; bir dünyadan gelip diğerine gittik. Yemekten, birbirimizle mücadele etmekten, sürüye gücümüzü kanıtlamaya çalışmaktan daha başka yaşama nedenleri olduğunu öğrenmek için kaç yaşamdan geçmek zorunda kaldık
Düşüncelerinizin zincirlerinden kurtulun, bedenlerinizin zincirlerini kırın…"
“ Cennet diye bir yer yok mu ?” dedi , martı Jonathan.
“ Hayır Jonathan, böyle bir yer yok. Cennet bir yer bir mekan değildir, bir zaman dilimi değildir.Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir.”
“Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!”
Uçmak, bir yerden bir yere ulaşmak için kanat çırpmaktan daha öte bir şey…
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır.
Anlayarak bakmaya ve gördüklerinin özeline geçmeye çalış.
Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?
Unutma Jonathan,cennet bir zaman dilimi ya da bir mekan parçası değildir, çünkü zaman ve mekan kavramları anlamsızdır.Cennet…
Fakat cennette hiçbir sınır olmamalı,diye düşündü.
Yaşamın gerçek anlamını arayan,bulmaya çalışan bir martıdan daha sorumluluk sahibi biri olabilir mi?
Güle değecek kuşlarımızın kanatları,
Bizimde güzel günlerimiz olacak..
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır.
Cehaletimizi kırabiliriz,becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir,kendimiz olabiliriz.En önemlisi ,özgür olabiliriz! Uçmayı ôğrenebiliriz!
Düşüncelerinizin zincirinden kurtulun, bedenlerimizin zincirlerini kırın….
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış. O zaman uçmanın anlamını da daha iyi öğreneceksin.
Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın."
Acaba biz, dünyamızdaki özgürlüğün bitişini izleyen martılar mıydık?"
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış. O zaman uçmanın anlamını da daha iyi öğreneceksin."
Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?"
En doğru yasa bizi özgürlüğe götürecek olandır."
En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir."
Rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur."
Cennet bir yer, bir mekân değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir."
Yaşamın gerçek anlamını arayan, bulmaya çalışan bir martıdan daha sorumluluk sahibi biri olabilir mi? Bin yıldır yaptığımız tek şey balık peşinde koşmak. Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi."
Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!"
Dibe doğru yavaş yavaş batarken içinde derinlerden gelen, yabancı bir ses işitti: Hiçbir çıkış yolu yok.Ben bir martıyım ve doğamla sınırlı yım . Eğer uçuş hakkında daha çok şey öğrenmem gerekseydi.beyin yerine uçuş haritalarım olurdu.Daha hızlı uçabilmem içinse bir Şahin’in ki gibi kısa kanatlarım olmalıydı ve ben balıkla değil fareyle beslenmeliydim Babam haklı tüm bu saçmalıkları unutmalı yım.sürüme geri dönmeli .neysem o olmalı sınırları belli zavallı bir martı olarak kalmalı
yım.
Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek."
Rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur.
Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir