Friedrich Nietzsche kitaplarından Putların Alacakaranlığında kitap alıntıları sizlerle…
Putların Alacakaranlığında Kitap Alıntıları
Beş parmağın beşini de göstermek ayıptır.
Tüm sistematikçilerden kuşku duyuyorum ve onları görünce yolumu değiştiriyorum. Sistem istemi, dürüstlük yokluğudur.
Kişi kendi yabanıl doğası içinde dinler kafasını en iyi, kendi doğadışılığından, tinselliğinden
Sen durup bakan mısın? Yoksa işe koyulan mı? Ya da başını çeviren, kenara çekilen .
Filozoflar, her şeye sonsuzluk açısından bakarak, her şeyi tarihsizleştirdikleri, tarih dışına attıkları, mumyaladıklari zaman, onurlu bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Bu nedenle, binlerce yıldır filozofların bize miras bıraktıkları şey, yalnızca kavramsal mumyalardan ibarettir.
Görünen dünya, yalnızca bir dünyadır:
Gerçek dünya yanıltıcı bir şekilde ilave edilmiş bir dünyadır.
Gerçek dünya yanıltıcı bir şekilde ilave edilmiş bir dünyadır.
Başlangıç noktaları arayan bir kişi, sonunda dır dır eden bir kişi olur çıkar. Tarihçi, geriye bakar ve sonunda, geri ye/geçmişe inanır.
Ruh gelişiyor; güç, yaralanarak kendini onarıyor.
Çokluk Çöplüktür
38 Özgürlük anlayışım: Bir konunun değeri onunla ulaşılanda değil, onun için ödenen bedeldedir – yani bize kaça mal olduğundadır.
Almanların filozoflarına, özelliklede gelmiş geçmiş o en çarpık kavram kötürümüne, büyük Kant’a katlanmış olmaları bile, alman zarafeti hakkında kücük bir fikir vermez.
Kilise bunu anladı insanı mahvetti, zayıflattı ama onu iyilestirmis oldugunu iddia etti.
Her konuşmada bir nebze aşağılamada vardır. Dil öyle görünüyor ki yalnızca anlatılabilir olan icin bulunmuştur.
Almanlar arasında ilk ustası olduğum aforizma, özdeyiş, bengiliğin biçimleridir; benim hırsım, başkalarının bir kitapta söylediğini on cümlede söylemektir #8212;-başka herkesin bir kitapta söylemediğini
17 Tinsel açıdan en zengin insanlar, en cesur olmaları koşuluyla, başlarına açık ara en acıklı trajedilerin geldiği insanlardır: İşte tam bu yüzden, yaşama saygı gösterirler, çünkü yaşam onları en büyük düşmanlığıyla yüz yüze getirmiştir.
bir Hıristiyan dünya yı yargılar, ona kara çalar, onu lekelerken, sosyalist bir işçinin toplumu yargılayışındaki, ona kara çalışındaki, onu lekeleyişindeki içgüdünün aynısıyla yapar bunu: ahiret günü bile intikamın tatlı avuntusudur #8212;sosyalist işçinin beklediği devrimin, biraz daha uzak bir zamanda düşünülenidir .
Kişinin kendini kötü hissedişinin suçunu, başkalarına ya da kendi kendisine yüklemesinin #8212;birincisini sosyalistler, ikincisini de örneğin Hıristiyanlar yapıyor #8212;-aslında hiçbir farkı yoktur. Bunların ortak, diyelim ki aynı zamanda rezil yanı, birisinin acı çekiyor oluşundan, herhangi bir kimsenin suçlu olması gerektiğidir.
Bir şeyi anlatacak sözcükleri bulabiliyorsak, onun dışına da çıkmışızdır çoktan.
İnsanlara gönül indirmek, yüreğinin kapılarını herkese açık tutmak, liberal bir tavırdır, ama yalnızca liberal. Seçkin bir konukseverliğe yetkin olan yürekler, sıkı sıkıya çekilmiş perdelerinden ve örtülmüş panjurlarından anlaşılırlar: en iyi odalarını boş tutarlar. Neden mi? #8212;-gönül indirmenin söz konusu olmadığı konukları bekledikleri için. ..
Güç duygusu, güç istenci, yürekliliği, cesareti #8212;çirkinle azalır, güzelle artar bunlar
Hiçbir şey yozlaşmış insandan daha çirkin değildir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bugün nasıl rezil olunur? Tutarlı olunduğunda,. Düz bir çizgide yüründüğünde. Beş anlamlı olunmadığında. Sahici olunduğunda .
Kalemle de dans edebilmek gerektiğini söylememe gerek var mı hala, #8212;yazmayı öğrenmek gerektiğini?
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Alman kültürünün çöküşünü belirleyen nedir? Yüksek eğitimin artı bir ayrıcalık olmayışı.
Pulchrum est paucorum hominum.-Güzellik olağanüstü insanlarda bulunur.
Her yüksek eğitim yalnızca istisnaya aittir: böyle yüksek bir ayrıcalık hakkına sahip olmak için, ayrıcalıklı olmak gerekir. Tüm büyük, tüm güzel şeyler asla herkesin ortak malı olamazlar.
Kendileri de eğitimli, eğiticiler gerekiyor, üstün, seçkin tinler, her an kanıtlanan, konuşarak ve susarak kanıtlanan, olgunlaşmış, tatlılaşmış kültürler, #8212;lisenin ve üniversitenin bugün gençliğin karşısına yüksek dadı lar olarak çıkarttığı, okumuş hödükler değil.
Ne kadar çok asık suratlı ağırlık, uyuşukluk, rutubet, pijama, ne kadar çok bira var Alman zekasında!
İktidar aptallaştırır
Ne zaman ki papaz, en yüksek insan tipi olarak değerlendirilmeye başlandı, işte o zaman, her değerli insan tipi, birdenbire değersizleşti
Eskiden ne çok kemirecek şeyi vardı vicdanın kendi kendisini? Nasıl da iyi dişleri vardı? — Ya bugün? neyi eksik?
Armağan vermek ve paylaştırmak istiyorum, insanlar arasındaki bilgeler budalalıklarından, yoksullar da zenginlerden yeniden kıvanç duyuncaya dek.
En cesur olduğunu varsaydığımız manevî bakımdan en güçlü insanlar, aynı zamanda, en acı trajedileri yaşarlar.
Bakılan yerde, yalnızca var olanı görmek; antisanatsal, yavan bir ruha sahip kişilere özgü bir şeydir.
Tanrı’yı reddediyoruz; Tanrı’yı inkâr etmekle, mesuliyeti de reddetmiş oluyoruz.
İktidara gelmenin bedeli ağırdır: İktidar sersemleştirir
Öylece bakıp duran biri misiniz? Yoksa hemen işe koyulan biri mi? Veya gerisin geri kaçan, bakmaktan korkan biri mi? Üçüncü vicdan sorunu.
Bilinmeyen bir şeyi bilinen bir şeye bağlamak, rahatlatıcıdır, dinlendiricidir, hoşnut edicidir, dahası bir güçlülük duygusu verir. Bilinmeyen tehlike, huzursuzluk ve endişe içerir
Zamanın dişlerini geçirdiği yaratıcı bir şeyler ortaya koymak pek karşılık bulmayabilir.
Goethe önünde saygıyla eğildiğim şapka çıkardığım son büyük Almandır.
Fransız Devrimi’ni bu kadar yüceltmenin göklere çıkarmanın hiçbir makul gerekçesi yoktur.
Eşit olmayanları asla eşit konuma getiremezsiniz eşitleyemezsiniz.
Eşit olanlar için eşitlik eşit olmayanlar için eşitsizlik.
Eşitlik doktriniymiş. Bundan daha zehirli bir zehir var mıdır acaba?
Rousseau’dan nefret ederim.
Seven bir Tanrı yahudi olmuştu.
Deha ile dönemi arasındaki ilişki güçlü ile zayıf yaşlı ile genç arasındaki ilişki gibidir.
Ahlak her zaman insanların ayaklarını yorgana göre uzatmalarını sağlama çabasıdır.
Hiçbir şey ahlakçılar ve azizler arasında dürüstlükten daha az rastlanan bir şey değildir.
Eğer insan bir amaç arzuluyorsa aynı zamanda o amaca ulaşmasını sağlayacak araçları da talep etmelidir.
Modern evlilik anlamını yitirdi ve sonuç olarak da çözülme ve çökme sürecine girmeye başladı.
Modern evliliğin anlamını ve varlık nedenini yitirdiği açık bir gerçektir.
Biz yalnızca şu an için yaşıyoruz ve çok hızlı yaşıyoruz son derece sorumsuz bir şekilde yaşıyoruz.
Demokrasi her zaman iktidarı çözücü bir şekilde düzenleme biçimi olmuştur.
Liberalizm çok açık bir şekilde insanın sürü hayvanına indirgenmesidir.
… Özgürlüğün önünde liberal kurumlardan daha zararlı,daha tehlikeli,daha düşmanca bir şey kalmaz.
Hangisi acaba? İnsan mı Tanrı’nın tek hatasıdır; yoksa Tanrı mı insanın tek yanlışı?
… eşitlik esas itibariyle yozlaşmaya ait olan bir şeyin ifadesinden başka bir şey değildir.
Meziyetleriniz zaaflarımız tarafından şartlandırılır ve talep edilir.
Önceden hayatın tuz biberi olarak görülen şeyler şimdi hayatımızı zehir edecek şeyler olarak görülecektir.
Kişi başkalarının girişimiyle değil bizzat kendi girişimiyle yok olur.
Kıyamet günü bile hala tatlı bir intikam avuntusudur.
Bütün konuşmalarda hor görme izleri mevcuttur.
Ahlaki bir amaca sahip olmaktansa hiçbir amaca sahip olmasın daha iyi.
Bütün güzellikler üremeyi teşvik eder.
… insan niçin kin duyar ki acaba?
Bozulmuş insandan başka hiçbir şey çirkin değildir.
“Kadının derin olduğu düşünülür neden? Çünkü onda hiçbir zaman dibe varamazsın.”
Kişi günümüzde kendisiyle nasıl uzlaşabilir?
Aslında bir politikacıdır psikolog.