İçeriğe geç

Psikanaliz Üzerine Vakalar Kitap Alıntıları – Sigmund Freud

Sigmund Freud kitaplarından Psikanaliz Üzerine Vakalar kitap alıntıları sizlerle…

Psikanaliz Üzerine Vakalar Kitap Alıntıları

‘Celsi praetereunt austre poemata ramnes.’

Yetki sahibi kibirli Kişiler ,tılsımdan yoksun şiirleri küçümserler .
#persius,satirae

Çocukluk sevgisi sınırsızdır ;o özel bir sahiplenme talep eder ,hepsinden azıyla memnun olmaz .
Aslında hiçbir şeyi bırakmayız;sadece bir şeyi diğeri ile değiştiririz.bir feragat gibi görünen şey aslında bir yedek ya da vekil oluşturmadır.
Ahlaki açıdan aşırı hassas olmanız
Günahın derinliklerine inmiş kötü bir insan olmanızdan kaynaklı.
Yetki sahibi kibirli kişiler, tılsımdan yoksun şiirleri küçümserler.
İnsanlar büyüdükçe oyun oynamayı bırakırlar ve oyundan aldıkları hazdan da vazgeçmiş gibi görünürler. Fakat insan aklından anlayan herkes çok iyi bilir ki insanın daha önce deneyimlediği zevkten vazgeçmesinden daha zor bir şey yoktur. Aslında hiçbir şeyi bırakmayız;bir şeyi diğeriyle değiştiririz.
Aslında hiçbir şeyi bırakmayız, sadece bir şeyi diğeriyle değiştiririz.
Bir erkeğin durumunda annesi, onu beslemesi ve ona bakması nedeniyle onun ilk sevgi nesnesi haline gelir ve ona benzeyen ya da ondan türeyen bir kişiyle yer değiştirene kadar da öyle kalır.
Çocukluk sevgisi sınırsızdır; o özel bir sahiplenme talep eder, hepsinden azıyla memnun olmaz.
İnsanlar büyüdükçe oyun oynamayı bırakırlar ve oyundan aldıkları hazdan da vazgeçmiş gibi görünürler. Fakat insan aklından anlayan herkes çok iyi bilir ki insanın daha önce deneyimlediği zevkten vazgeçmesinden daha zor bir şey yoktur. Aslında hiçbir şeyi bırakmayız; sadece bir şeyi diğeriyle değiştiririz. Bir feragat gibi görünen şey aslında bir yedek ya da vekil oluşturmadır. Aynı şekilde, büyüyen çocuk oyun oynamayı bıraktığında sadece gerçek nesnelerle olan bağından vazgeçer; oynamak yerine şimdi fantezi kurar. Birçok şey planlar ve hayal olarak adlandırılan şeyi yaratır.
İyi yürekli biri, yüreğinde bir şüphe duyar duymaz, onu bastıran ve ona boyun eğmeyen ve hatta sertlikle karşılayan insandır.
Ancak günahın derinliklerine inen bir insan ahlaki konuların doruğuna erişebilir
Suçu aslında kimin işlediği önemli değildir; psikoloji sadece kimin onu duygusal olarak arzuladığı ve kimin o bittiğinde memnun olduğuyla ilgilenir.
İyi yürekli biri,yüreğinde bir şüphe duyar duymaz, onu bastıran ve ona boyun eğmeyen ve hatta sertlikle karşılayan insandır.
Dökülen süte ağlamanın faydası yok!
Uyanıkken bizi meşgul eden şeyler genellikle rüyamızda bize geri dönerler.
Erotik hayatın ilk evrelerinde duygusal zıtlık görünen o ki bir kuraldır.
Çocukluk sevgisi sınırsızdır ; o özel bir sahiplenme talep eder, hepsinden azıyla memnun olmaz.
Dil, çocuk oyunu ile şairsel yaratımın arasındaki ilişkiyi korumuştur.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Suçu aslında kimin işlediği önemli değildir; psikoloji sadece kimin onu duygusal olarak arzuladığı ve kimin o bittiğinde memnun olduğuyla ilgilenir.
“ Son insan yeryüzünden yok olmadan son şair de yok olmayacaktır . “
Kendi baban olabilmek için babanı öldürmek istedin. Şimdi kendi babansın fakat ölü babansın. Ve dahası, şimdi baban seni öldürüyor.
Uyanıkken bizi meşgul eden şeyler, genellikle rüyamızda bize geri dönerler.
Çocukluğun çok erken evrelerinde, korpofilik içgüdü ve tatminlerle alakalı olarak dışkı çok değerli bir maddedir. Bu yetiştirilme tarzıyla olabildiğince hızlandırılan içgüdülerin baskılanmasıyla, bu madde küçümsenir ve daha sonra küçük görme ve alay etme gibi bilinçli amaçlar için kullanılır. Şaka yapma gibi zihinsel aktivitelerin bazı çeşitleri, hala kısa bir süre için erişilebilen zevkin kısıtlanmış kaynağını oluşturur. Ve bu da bir zamanlar kendi dışkılarına duydukları saygının bilinçdışında devam ettiğini gösterir. Ancak bu saygı, yetişkinlikte başka bir maddeye aktarılır: PARA.
Bir kadının rüyası;
tatilden önce yiyecek satın alacak paraları yoktu. Yalnızca bir adet piyango bileti vardı. Çekiliş ertesi gündü. Kadın, bilete piyango çıkacağına inanmıyordu ama adam bir hayli heveslenmişti. Ertesi gün olduğunda adam bileti bozdurmaya gitti. 5000 Ruble büyük ödülü kazanmıştı. Ancak bankada bu kadar para yoktu. Derken bir Yahudi geldi ve 4000 ruble karşılığında bileti satın aldı. Adam parayı alıp mutlu şekilde evine geldi. Eşiyle birbirlerine sarıldılar. Ancak o arada 3 yaşındaki kızları tüm parayı sobaya attı. Adam buna çok sinirlendi ve kızını öldürdü. Sonradan pişman oldu ve kendi kafasına sıkarak intihar etti. Böyle bir felakete tanık olan kadın, kendi göğsüne hançer saplamak için davrandı. Ancak cennetten bir ses işitti;
– Yeter bırak onu, Ne yapıyorsun?
Korkuyla uyandı ve bu sesin kocasına ait olduğunu gördü. Rüyada hançer olarak gördüğü şey ise kocasının cinsel organıydı.

Rüyanın Yorumu;
Eril organın bir silahı (bıçak, hançer vs) olarak temsil edilmesi, özellikle perhiz yapan kadınların endişe rüyalarıyla bilinir. Nevrotik insanlardaki birçok fobinin de temelinde yatar. .
Önce çocuktan ve ardından adamdan kurtulan kadın, suçluluk duygusunu bastırır. Buradan hareketle, kocasından memnun olmayan ve fantezilerinde başka bir evlilik için yanıp tutuşan kadının rüyasıdır.

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çocukluk sevgisi sınırsızdır; özel bir sahiplenme talep eder, hepsinden azıyla yetinmez
Fanteziyi mutlu insanlar değil, doyumsuz insanlar kurar.
Büyüyen çocuk oyun oynamayı bıraktığında sadece gerçek nesnelerle olan bağından vazgeçer, oynamak yerine fantezi kurar. Birçok şeyi planlar ve hayalleri yaratır.
Insanların doğuştan gelen eğilimlerinde bulunan biseksüellik, kadınlarda erkeklerden daha fazla gündeme gelir.
İnsanlar büyüdükçe oyun oynamayı bırakırlar ve oyundan aldıkları hazdan da vazgeçmiş gibi görünürler. Fakat insan aklından anlayan herkes çok iyi bilir ki insanın daha önce deneyimlediği zevkten vazgeçmesinden daha zor bir şey yoktur.
Son insan yeryüzünden yok olmadan son şair de yok olmayacaktır.
Aslında hiçbir şeyi bırakmayız, sadece bir diğeriyle değiştiririz.
Erken çocukluğun ve ergenliğin oto-erotik tatmininin bir rol oynamadığı hiçbir ağır nevroz vakası yoktur.
Suçu aslında kimin işlediği önemli değildir; psikoloji sadece kimin onu duygusal olarak arzuladığı ve kimin o bittiğinde memnun olduğuyla ilgilenir.
Dostoyevski’nin karmaşık kişiliğinden, üç etmen seçtik;
1- Duygusal yaşantının olağanüstü yoğun oluşu,
2- Onu kaçınılmaz biçimde sado-mazohist ya da suçlu olarak damgalayan sapık doğal içgüdüsel yönelimi,
3- Çözümlenemeyen sanatsal yeteneği.
Dostoyevski, küçük şeylerde başkalarına, büyük şeylerde kendine karşı sadist, daha doğrusu mazohistti, yani en sakin, en iyi, en yardımsever insan.
Suçluda iki temel özellik belirlenmiştir;
sınırsız bir bencillik ve güçlü bir yıkıcı dürtü.
İkisinde de bulunan ve ikisinin de belirlenmesinde en kolay şey, sevgi yoksunluğu ve insani olgular karşısında duygusal değer verme eksikliğidir.
Yaşamımızda önemli bir yeri olan ahlaki yaklaşımlar insan için pratik bir sorundur.
Ancak günahın derinliklerine inen bir insan ahlaki konuların doruğuna erişebilir.
Dostoyevski’nin zengin kişiliğinde birbirinden tamamen farklı olarak yaratıcı sanatçı, sinir hastası, ahlaki yönden aşırı hassas ve gunahkar olmak üzere dört ayrı karakter belirlenebilir.
Ancak günahın derinliklerine inen bir insan ahlaki konuların doruğuna erişilebilir
“Ancak günahın derinliklerine inen bir insan ahlaki konuların doruğuna erişebilir.”
geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek, sanki onların içinden geçen dileğin ipliği üzerinde dizilmişlerdir.
Oyunun karşıtı ciddiyet değil gerçekliktir.
Suçu aslında kimin işlediği önemli değildir; psikoloji sadece kimin onu duygusal olarak arzuladığı ve kimin o bittiğinde memnun olduğuyla ilgilenir.
Sırasıyla önce günah işleyen, sonra pişmanlık duyarak yüksek ahlaki değerlere aşırı hassasiyet gösteren bir insan, başkalarının, her şeyi kolaylaştırdığı karşı duruşuyla eleştirilmesine fırsat verir.
İyi yürekli biri,yüreğinde bir şüphe duyar duymaz, onu bastıran ve ona boyun eğmeyen ve hatta sertlikle karşılayan insandır.
İnsanlar büyüdükçe oyun oynamayı bırakırlar ve oyundan aldıkları hazdan da vazgeçmiş gibi görünürler. Fakat insan aklından anlayan herkes çok iyi bilir ki insanın daha önce deneyimlediği zevkten vazgeçmesinden daha zor bir şey yoktur. Aslında hiçbir şeyi bırakmayız; sadece bir şeyi diğeriyle değiştiririz..
Sırasıyla önce günah işleyen, sonra pişmanlık duyarak yüksek ahlaki değerlere aşırı hassasiyet gösteren bir insan, başkalarının, her şeyi kolaylaştırdığı karşı duruşuyla eleştirilmesine fırsat verir. Ahlakın özüne, yani fedakâelığın zirvesine hâlâ varamamıştır, çünkü yaşamımızda önemli bir yeri olan ahlaki yaklaşımlar insan için pratik bir sorundur.
Babasının ‘Karamazov Kardeşler’ kitabında ölümüyle Dostoyevski’nin kendi babasını kaderi arasındaki açık bağlantı biyografi yazarlarından birini oldukça şaşırtmıştır onu belirli bir modern psikoloji okuluna sevk etmiştir.
Eski doktorlar cinsel birleşmeyi ikincil bir epilepsi olarak tarif etmişlerdir ve böyle cinsel davranışta boşaltılan uyaranların epileptik yönteminin hafiflemesi ve uyarlanması teşhis edilir.
Dostoyevski bilinç kaybı, kas kasılmaları ve sonrasında gelen depresyonun eşlik ettiği ağır ataklar nedeniyle kendini epileptik (saralı) olarak adlandırdı ve diğer insanlar tarafından da öyle görüldü. Bu sözüm ona epilepsi onun nevrozunun sadece bir semptomuydu ve buna göre histero-epilepsi yani ağır histeri olarak adlandırılmalıydı.
Stefan Zweig şöyle yazıyor: Burjuva ahlâk kurallarının koyduğu engeller onu durdurmuyordu. Kendi hayatında yasa sınırlarını ne kadar aştığını ve kahramanlarındaki suçlu içgüdülerden ne kadarının kendinde bulunduğunu kimse kesinlikle söyleyemez. (Dostoyevski için)
Aşırı sinirli oluşu, insanlara eziyet etmekten duyduğu zevkte, sevdiği insanları bile hoş görmemesinde ve bir yazar olarak okurlarına karşı yaklaşımında kendilerini belli eden pek çok sado-mazoist nitelik kişiliğinde kalmıştır. Buna göre Dostoyevski, küçük şeylerde başkalarına, büyük şeylerde kendisine karşı sadist, daha doğrusu mazoşistti, yani en sakin, en iyi, en yardımsever bir insan.
Dostoyevski’nin romanlarında konuları ve kahramanları seçerken sert, katil ruhlu, bencil kişileri seçerek kendisindeki bu gibi eğilimlere işaret etmesinden ve kumar tutkusu, genç bir kıza tecavüz etmesi gibi yaşamındaki belli olayların etkisinin söz konusu olabileceğidir.
Aslında hiçbir şeyi bırakmayız;sadece bir şeyi diğeriyle değiştiririz.Bir feragat gibi görünen şey aslında bir yedek ya da vekil oluşturmadır.
‘Kendi baban olabilmek için babanı öldürmek istedin.Şimdi kendi babansın fakat ölü bir babansın.’Ve dahası ‘Şimdi baban seni öldürüyor.’
Suçu aslında kimin işlediği önemli değildir; psikoloji sadece kimin onu duygusal olarak arzuladığı ve kimin o bittiğinde memnun olduğuyla ilgilenir.
Suçluda iki temel özellik belirlenmiştir: sınırsız bir bencillik ve güçlü bir yıkıcı dürtü, ikisinde de bulunan ve ikisinin de belirlenmesinde en kolay şey, sevgi yoksunluğu, insanî olgular karşısında duygusal değer verme eksikliğidir.
Uyanıkken bizi meşgul eden şeyler genellikle rüyamızda bize geri dönerler.
Yetki sahibi kibirli kişiler, tılsımdan yoksun şiirleri küçümserler.
Bir erkek çocuk için bu durumu açıklamak pek de zor değildir. İlk sevgi nesnesi annesiydi. Öyle de kalır. Çocuğun erotik arzuları güçlendikçe ve annesi ile babası arasındaki ilişkiye dair anlayışı geliştikçe babası onun rakibi haline gelir. Küçük bir kız için bu farklıdır.
İnsanlar büyüdükçe oyun oynamayı bırakırlar ve oyundan aldıkları hazdan da vazgeçmiş gibi görünürler. Fakat insan aklından anlayan herkes çok iyi bilir ki insanın daha önce deneyimlediği zevkten vazgeçmesinden daha zor bir şey yoktur. Aslında hiç bir şeyi bırakmayız; sadece bir şeyi diğeriyle değiştiririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir