İçeriğe geç

Protagoras Kitap Alıntıları – Platon

Platon kitaplarından Protagoras kitap alıntıları sizlerle…

Protagoras Kitap Alıntıları

– Peki, nedir sofist?
– İsminde de anlaşılabileceği gibi bilgi öğretmenidir.
Çok eğri, çok dinsiz, çok öl­çüsüz çok cahil insanlar vardır ama, yine de cesurdurlar
takdir dinleyicilerin samimî duygularından doğar, övgü ise çokluk, asıl fikrini gizliyenlerin söyledikleri bir yalandır.
Hiçbir şey bilmeyenlere, öğretecek bir adam bulmak kolaydır.
“Yerde olan birini yere deviremezsin.”
“Herkes erdemi elde tutmanın kolay bir şey olmadığını bilir.”
“Beğeni, o düşünceyi gerçekten beğenen insanların samimi düşüncesiyken; övgü, genelde düşünülenin dışında şeylerdir ve yalandan ibarettir.”
“Beğeni, o düşünceyi gerçekten beğenen insanların samimi düşüncesiyken; övgü, genelde düşünülenin dışında şeylerdir ve yalandan ibarettir.”
“Halk gerçeği fark edemez, yapabildiği tek şey yöneticilerin kendilerine söylediklerini tekrarlamaktır.”
Metne sadakat ve terminolo­jik tutarlılık metnin okunmasını güçleştirebilir, ancak felsefi veya düşünsel boyutunun kavranmasını daha olanaklı kılar.
Serbest çeviri ve terminolojik tutarsızlık da metnin okunabi­lirliğini artırabilir, ancak felsefi veya düşünsel boyutunun kavranmasını güçleştirebilir.
yani cehaletleri nedeniyle korkarlar.
Eğer bir şeyi başarabilecek durumda değilseniz, kaçak bir köle gibi yaşamak, sonunda da yakalanmak aptalcadır.
İnsanlar kötü bir şeyi bilerek yapmazlar, doğamız gereği iyi şeyleri kötü şeylerden daha üstün görürüz.
Kendini zevke kaptırmak, en kötü cahillik gibi görünüyor.
Şiir hakkında konuşmak, biraz da sıradan ve cahil insanların sohbetlerine benziyor.
Kötü olmamızın tek bir nedeni vardır, o da bilginin yok olmasıdır.
İnsanların sahip oldukları sanatlar arasında hiçbir şeyin başkalarını eğitmekten daha önemli olduğunu sanmam.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ancak bir şey bilmeyenler için öğretmen bulmak kolaydır.
“İnsan her şeyin ölçüsüdür..”
Sözünde bir şeyin doğru veya yanlış olmasını tamamen kişiye bağlar
Takdir, aldatmaca olmaksızın, dinleyenlerin ruhlarında bulunurken, övgü kendi kanaatlerine aykırı olarak sahte konuşanların ruhlarında bulunur.
Hiçbir şey bilmeyenlere, öğretecek bir adam bulmak kolaydır.
Kötü olmak için önce iyi olmak gerekir.
SOKRATES: Eğer zevk verici olan iyiyse, hiç kimse kendi yaptığından daha iyi bir şeyler olduğunu bilmesine rağmen bunu yapmamazlık edemez. Hele ki bunu yapabilecek durumdaysa. Bu nedenle de kendimizi zevke kaptırmak cahillikten, kaptırmamak ise bilgelikten kaynaklanır. Peki ya Cahillik nedir? Cahillik dediğimiz şey, önemli konularda yanlış bilgilere sahip olmaktır değil mi? O halde ister istemez şu sonuca ulaşacağız. İnsanlar kötü bir şeyi bilerek yapmazlar, doğamız gereği iyi şeyleri kötü şeylerden daha üstün görürüz.
SOKRATES: Zevk iyi, acı kötü bir şeyse, zevk bile daha sonrasında elde edebileceğimiz başka zevkleri engellediği oranda kötü bir şeye dönüşür ( ) Acı için de benzeri şeyleri söyleyemez miyiz? Yani acı bizi kötü şeylerden ve başka acılardan kurtarıyorsa, iyi bir şeydir.
SOKRATES: Şair şöyle diyordu: İyi insan bazen de kötü olabilir. İşte bu durumda da iyi insan kötü olabilir. Fakat kötü olanın, zaten kötü olduğu için tekrar kötü olma şansı yoktur ( ) Kötü olmamızın tek bir nedeni vardır, o da bilginin yok olmasıdır. Oysa kötü olanın kötü olması imkânsızdır, çünkü kötü olabilmek için öncelikle iyi olmak gereklidir.
SOKRATES: Ruhunu nasıl bir tehlikeye soktuğunun farkında değil misin? Eğer sağlığınla ilgili bir durum olsaydı ve sağlığını iyileştirebilecek ya da daha kötüye götürebilecek bir insanla karşılaşsaydın, onu uzun uzadıya inceler, hatta yakınlarına ya da arkadaşlarına sorardın. Ayrıca ruhun bedeninden çok daha önemlidir. Ruh durumuna göre daha iyi ya da kötü bir insan olacaksın. Böylesine önemi bir konuda ruhunu yeni gelen yabancı bir insana (Protagoras) teslim edip etmemekle ilgili ailene ya da bizlere danışmadın ( ) Oysa bu Protagoras’ı hiç görmedin, onunla hiç konuşmadın. Kendisinin sofist olduğunu söylüyorsun ama sofistin ne olduğunu bile bilmiyorsun.
HİPPOKRATES: Sokrates! Sözlerin bana doğru görünüyor.
Bilgi satın almak, beden için bir şey satın almaktan daha tehlikelidir.
İyi adam bazan kötü bazan iyi olabilir, ama zaten kötü olan kötü olamaz, çünkü o hep öyledir.
Bilgi cesarettir.
İyi insan olmak zordur.
– Peki, nedir sofist?
– İsminde de anlaşılabileceği gibi bilgi öğretmenidir.
Bilgi satın almak, beden için bir şey satın almaktan daha tehlikelidir.
Çünkü bilgi satın almak,beden için bir sey satın almaktan daha tehlikelidir.
.
Bilgi, çoğunluğa, ne kuvvete ne otoriteye ne de yönetme kabiliyetine sahip bir şey olarak gö­rünür. Onun hakkında kesinlikle bu şekilde değil, şöyle dü­şünürler: Bilgi bir insanda bulunsa da, onu yöneten çoğu zaman bilgi değil, başka bir şeydir: Kah öfke, kah haz, kah acı, bazen aşk, çoğu zaman da korku. [352c] Bilgi hakkında sanki [savaşta esir düşüp satılan] bir köleden başka bir şey değilmiş gibi, diğer her şey tarafından oradan oraya sürük­lendiğini düşünürler.
Korkulacak ve korkulmayacak şeyler hakkında ki bilgi cesarettir.
Ben kendi hesabıma masaldaki Prometheus’u Epimetheus’dan üstün tutarım. İşte bu sorunları incelerken hep Prometheus’u kendime örnek alıyorum. Onun uzağı görüşü benim bütün hareketlerim için bir esin kaynağı oluyor.
Erdemin özü nedir? Erdem öğretilir mi, öğretilmez mi?
Korkaklık, korkulacak ve korkulmayacak şey hakkındaki bilgisizliktir.
-Savaşa gitmek güzel bir şey mi, yoksa utanılacak bir şey mi? dedim.
– Güzel bir şey.
– Mademki güzeldir, öyleyse iyidir de
Kimse kötü veya kötü bildiği bir şeyi isteyerek yapmaz, zaten insanın kötü bildiklerini iyi bildiklerine üstün tutması tabiatına aykırıdır, nihayet iki kötü şeyden birini muhakkak seçmek gerekse, kimse azı dururken, çoğunu seçmeye kalkmaz.
Peki ama cahillik dediğiniz şey nedir, değerli şeyler hakkında yalan yanlış şeyler bilmekten başka ne olabilir?
Bilim noksanlığı yüzünden yapılan yanlış hareketlerin hep cahillik yüzünden yapıldığını pekala bilirsiniz, öyle ki, kendini zevke kaptırmak cahilliklerin en berbatıdır.
Zevkler ve acılar yani iyiler ve kötüler arasında kötü bir seçmeye sebep olan şey, bilim eksikliğidir.
Mutluluğumuz büyük boyları seçmeye ve yapmaya, küçüklerinden de sakınmaya bağlı olsaydı, kurtuluşu nerede arardık; ölçü sanatında mı, yoksa görünüşlere bağlanmakta mı? Görünüşlere bağlanmak bizi yanıltmaz mıydı, bir şeyin binbir şekilde anlaşılmasına sebep olmaz mıydı, büyüğü veya küçüğü seçmekte veya yapmakta bizleri hep pişmanlıklara sürüklemez miydi?. Halbuki ölçü sanatı bütün bu yanılmaların önüne geçmez mi? Bize gerçeği gösterdiği için de, gerçeği edinmekte ruhumuzu sağlam bir rahatlığa kavuşturmuş, böylece de hayatımızı kurtarmış olmaz mıydı ?
Öyleyse doğru tartmayı bilen bir adam gibi, terazinin bir tarafına hoş şeyleri öbür tarafına da zahmetli şeyleri koy, o anda meydana gelecek şeylerle sonraya kalan şeyleri de kattıktan sonra bana hangi tarafın ağır bastığını söyle; hoş şeyleri hoş şeylerle tartıyorsan hep ağır ve çok olanı seçmeli; zahmetli şeyleri zahmetli şeylerle tartıyorsan hafif ve az olanı seçmeli; hoş şeyleri zahmetli şeylerle tartarken hoş şeyler zahmetlilerden üstün çıkarsa ve sonraya kalan şeyler o anda meydana geleceklerden veya o anda meydana gelecekler sonraya kalanlardan hoşluk bakımından üstünse o zaman o işi yapmalı, yok zahmetli üstün olursa o zaman o işi yapmaktan çekinmeli. Arkadaşlar sorarım size başka türlü davranmak mümkün mü?
Şu andaki zevk elbette ilerde gelecek zevk ve zahmetlere üstün tutulur.
İnsan çok kez bir şeyin kötülüğünü bilir, başka türlü davranmak da elindedir ama gene de yapar; çünkü kendini zevke kaptırmıştır; veya bir kimse iyiyi bilir ama gene de yapmaz çünkü kendini o andaki zevke kaptırmıştır gibi sözler gülünçtür.
Acı da sizi daha büyük acılardan kurtarınca veya doğurduğu acıdan daha üstün zevklere ulaştırınca iyi bir şey sayılmaz mı?
Acı kötü, zevke de iyi bir şey diye bakıyorsunuz, çünkü zevk bile sizi daha büyük zevklerden alıkoyunca ve doğurduğu zevkten daha üstün acılara sürükleyince sizce kötü bir şey oluyor.
İnsanı yöneten bilim değildir, belki tutku, haz, acı, bazan aşk, çokluk da; korku gibi büsbütün başka şeylerdir. Çokluğa göre bilim binbir iradenin şuraya buraya sürüklediği köleye benzer. Sen böyle mi düşünüyorsun? Yoksa bilimi insanın emri altına alabilen güzel bir şey mi sayıyorsun? İyi ve kötüyü bilen bir kimseyi hiçbir kuvvet yenebilir mi, ona bilimin görüşüne aykırı işler yaptırılabilir mi; kısası akıl insanın her işine yarıyan bir güç değil midir; ne dersin!
Peki; sence hoş olan şeyler, hazla ilgili olan veya hazzı doğuran şeyler değil midir?
Gerçekten hoş olan Şeylerden bazılan iyi değildir, hoş olmayan şeylerden bazıları da kötü değildir, ama bazıları da kötüdür, bazı şeyler de vardır ki ne iyi ne de kötüdür.
Bilgi cesarettir.
Çok eğri, çok dinsiz, çok öl­çüsüz çok cahil insanlar vardır ama, yine de cesurdurlar.
Bilgelik, ölçü, cesurluk, doğruluk, dinlilik denen bu beş şey bir tek şeye verilen başka başka adlar mıdır, yoksa bu adlardan herbiri kendine göre özellikleri olan ve birbirinin ayrılmayan başka başka şeylerin karşılığı mıdır?
Herkesten ziyade seninle konuşmak hoşuma gidiyor.
Herhangi bir şeyi kendi kendilerine düşünenler danışacak, fikirlerini sağlamlaştıracak birini bulmadan rahat etmezler.
Şiir üzerindeki konuşmalar bana bayağı ve cahil insanların şölenlerini hatırlatır. Bu kaba insanlar birlikte içerlerken cahillikleri yüzünden kendi kendilerine konuşacak bir şey bulamazlar.
İstemeye istemeye gönül vermeye ve sevmeye mecbur olduğum kimseler de vardır.
Tam bir yetkinlik isteniyorsa o zaman övülecek
kimse kalmaz. Benim için bir insanın büsbütün kötü olmaması, şöyle böyle olması yeter.
Böylesini ayıplamam, zaten ayıplamayı sevmem. Ahmakların soyu sayılmayacak kadar çok değil midir? Hem de ayıplamaktan hoşlananları usandıracak kadar çoktur. Ayıbın girmediği her şey iyidir.
Benim için, bir insanın çok kötü ve çok değersiz olmaması yeter. Sadece aklı başında olsun
Seni eleştiriyorum, ama sakın böyle şeylerden hoşlandığımı sanma.
Kim ki, kötülük etmez seve seve böylesini överim, ona gönül veririm.
Ama kaçınılamaz şeylerle savaşmak mümkün değildir, hatta tanrılar için bile.
İmkansız şeylerin peşinde koşmayacağım;
Bu koca dünyanın meyvalarını toplayan bizler arasında kusursuz bir adam aramak gibi
Hayaller peşinde koşarak hayatımı boş yere harcamayacağım,
Böylesini bulursam size bildiririm.
Altından kalkılamaz bir felaket ancak elinde imkanlar olan bir adamın elini kolunu bağlıyabilir, ama elinde imkanlar olmayanı değil.
Zaten yerde yatan bir adam yere serilemez.
Ama insan için kötü olmamak mümkün değildir.
Şüphesiz iyi adam olmak gerçekten güçtür, ama bir zaman için olmak mümkündür, yoksa Pittakos senin dediğin gibi hep bu halde kalmak yani ‘olmuş olmak’ mümkün değildir, böylesi insanüstü bir şeydir, yalnız tanrıya vergi bir üstünlüktür.
hep birlikte Apollon’a bilgeliklerinin ilk ürünlerini sunmak üzere toplanmışlar ve Delphos tapınağına dillere destan olan şu özdeyişleri oydurmuşlardı. Kendinin ne olduğunu bil ölçüsüzlükten kaçın.
Ancak kötü şeylere korkunç denir, gerçekten kimse korkunç bir zenginlik, korkunç bir barış veya korkunç bir sağlık gibi laflar etmez; ama korkunç bir hastalık, korkunç bir savaş, korkunç bir fakirlik denebilir, bu da gösteriyor ki, korkunç kelimesi hep kötü şeyler için kullanılır.
Erdemi tutmanın ne kadar güç bir şey olduğunu herkes bilir.
Gerçekten iyi bi adam olmak güçtür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir