İçeriğe geç

Profesyonel Kitap Alıntıları – Duşan Kovaçevic

Duşan Kovaçevic kitaplarından Profesyonel kitap alıntıları sizlerle…

Profesyonel Kitap Alıntıları

Hiç değilse bugün sinirlenmek zorunda değilsin, diyordum kendi kendime.
Ama iş yerimde, ben kişisel Ben değilim:
Bugünlerde herkes bir şeyler yazıyor, ama kimse yazara benzemiyor. Ne kadar yazara benzemezsen, o kadar çok kitap yazıyorsun
Bir insan, yüz yaşına kadar bu şehirde yaşasa bile, ona doğduğu köyü anımsatacak biri her zaman bulunur
İyi olan ne varsa, burada edindin; iyi olmayan ne varsa, köyünden getirdin
Her insan, sözcüklerin ardına saklar düşüncelerini.
Hastane odasında kendini astı Hastalığı kendisiydi, kendi kendini iyileştirdi.
Kendi yaşamı dışında, her şey kendisinin.
Bir yabancıdan söz eder gibi söz ediyor senden; ama dünyada en sevdiği sensin.
Gündüze özgü bütün selamlaşmaları gündemden kaldıralım. Gün ortasında bile gece selamı verelim. Gün doğumu bizi aydınlatana kadar, böyle davranmakta direnelim.
Kimsenin bana bir şey verdiği yok Teya. Benden yalnızca alıyorlar, soyup soğana çeviriyorlar beni.
bizim memlekette her şey bugünden yarına değişir zaten
bu düzen baştan aşağı değişmedikçe, kimse kimseden mucize beklemesin.
Her birimizin kaderi apayrı!
bence önemli olan tek şey, herkese borcumu ödemekti.
Yaşamım boyunca, kaçıklarla ayaktakımına harcadığım dikkatin birazını aklı başında insanlara ayırmış olsaydım, ben de akıllıca bir şeyler yapabilirdim belki!
son kez tartıştığımızda, onların kuşağının, kendilerinden de aşağılık birilerine körü körüne hizmet ettiklerini söylemiştim: Haksızlığa karşı çıkarken, haksızlığa; kötülüğe direnirken, daha büyük kötülüklere; sanal düşmanlara karşı savaşırken, gerçek düşmanlara hizmet ettiklerini!
bu düzen baştan aşağı değişmedikçe, kimse kimseden mucize beklemesin.
Ya, onlara karşı olduğunu sanarak onlardansın; ya da sahiden onlara karşısın, yani hiçbir yerdesin, kısacası yoksun.
Bugünse bizim memlekette her şey bugünden yarına değişir zaten
Kendi yaşamı dışında, her şey kendisinin.
Yaşamım boyunca kaçıklarla, ayaktakımına harcadığım dikkatin birazını aklı başında insanlara ayırmış olsaydım ben de akıllıca bir şeyler yapabilirdim belki!
Her insan sözcüklerinin ardına saklar düşüncelerini.
bu düzen baştan aşağı değişmedikçe, kimse kimseden mucize beklemesin.
Kimseden. Kimsenin bana bir şey verdiği yok Teya. Benden yalnızca alıyorlar, soyup soğana çeviriyorlar beni. İşimi de elimden aldılar, saygınlığımı da
Kırk yıl, çocukların akıllarına, daha aydınlık, daha güzel günlerin tohumlarını ekmeye çabaladım; biçtikleri yalnızca mutsuzluk oldu.
Biz babalar, söylenmemesi gerekeni hemen söyleyiveririz de, söylenmesi gerekeni, ya çok geç söyleriz ya da hiç.
Kendi yaşamı dışında, her şey kendisinin.
Senin sayende çok şey öğrendim yaşamdan; sense, kendi sayende, neredeyse her şeyini yitirdin.
Hastane odasında kendini astı Hastalığı kendisiydi, kendi kendini iyileştirdi.
Her insan, sözcüklerin ardına saklar düşüncelerini. Bu sözleri kim söylemiş, bilmiyorum; ama ta içimde duyumsadım oldum olası!
Bugünlerde her kes bir şeyler yazıyor, ama kimse yazara benzemiyor. Ne kadar yazara benzemezsen, o kadar çok kitap yazıyorsun
Biz babalar, söylenmemesi gerekeni hemen söyleyiveririz de, söylenmesi gerekeni, ya çok geç söyleriz… ya da hiç.
Aristo‘nun dediği gibi, bir yazarın, gerçeklikle ilişkisinde yanlış yapmaya hakkı olamaz, öyle değil mi?
Her insan, sözcüklerin ardına saklar düşüncelerini.
Bugünlerde herkes bir şeyler yazıyor, ama kimse yazara benzemiyor. Ne kadar yazara benzemezsen, o kadar çok kitap yazıyorsun…
Ben bir edebiyat adamıyım… daha doğrusu, öyle sanıyorum. Kırk yaşındayım. Bugüne kadar iki kitabım yayımlandı; bir şiir kitabıyla, bir öykü kitabı. Oysa, yirmi roman yazmış kadar yorgunum.
Gündüze özgü bütün selamlaşmaları gündemden kaldıralım. Gün ortasında bile gece selamı verelim. Gün doğumu bizi aydınlatana kadar, böyle davranmakta direnelim.
Bir gecede her şeyimi aldılar.
Her birimizin kaderi apayrı!
Burada kitap üretiyoruz; çivi, at nalı, ya da teneke tarak değil!
Niyetiniz canımı yakmaksa, bunu başardınız.
Başa ne geleceği bilinmez.
Daha güzel günlerin tohumlarını ekmeye çabaladım; biçtikleri yalnızca mutsuzluk oldu.
İçki topumuzun başını yiyecek..
ben yeniden kederlere büründüm.
Her insan, sözcüklerin ardına saklar düşüncelerini.
Aristo’nun dediği gibi, bir yazarın, gerçeklikle ilişkisinde yanlış yapmaya hakkı olamaz.
Olabilir mi bu, birisi geçmişinizi değiştirebilir mi?

Hiç değilse bugün sinirlenmek zorunda değilsin diyordum kendi kendime.
Her birimizin kaderi apayrı!
bu düzen baştan aşağı değişmedikçe, kimse kimseden mucize beklemesin.
. bizim memlekette herşey bugünden yarına değişir zaten
İktidardakiler malın büyüğünü yutarken, gariban kapkaçcıları kovalamak istemiyorum artık.
Bir ömür devlete hizmet ettikten sonra
Sevgili oğlum, son zamanlarda gözlerim çok zayıfladı; mektup yazarsan, elden getir ki, bana okuyasın.
Biz babalar, söylenmemesi gerekeni hemen söyleyiveririz de, söylenmesi gerekeni, ya geç söyleriz ya da .hiç.
Hastahane odasında kendini astı Hastalığı kendisiydi, kendi kendini iyileştirdi.
İki kitap. Yalnızca iki kitap.
Hiç gülecek halim yoktu ama ben de ona gülümsedim.
Her insan sözcüklerinin ardına saklar düşüncelerini.
Doğa maymunu ancak bir milyon yılda insanlaştırdı; komünizm ise yalnızca elli yılda, insanı yeniden hayvanlaştırdı.
Bugünlerde herkes bir şeyler yazıyor ama kimse yazara benzemiyor. Ne kadar yazara benzemezsen, o kadar çok kitap yazıyorsun
Hiç değilse bugün sinirlenmek zorunda değilsin.
Her insan, sözcüklerin ardına saklar düşüncelerini.
Bugünlerde herkes bir şeyler yazıyor, ama kimse yazara benzemiyor. Ne kadar yazara benzemezsen, o kadar çok kitap yazıyorsun.
Havalimanından dönüşte, şöyle düşündüm: Biz babalar, söylenmemesi gerekeni hemen söyleyiveririz de, söylenmesi gerekeni, ya çok geç söyleriz ya da hiç.
bu düzende kimsenin bir ayrıcalığı yok. Olamaz da!
Hastane odasında kendini astı Hastalığı kendisiydi, kendi kendini iyileştirdi.
Yaşamım boyunca, kaçıklarla ayaktakımına harcadığım dikkatin birazını aklı başında insanlara ayırmış olsaydım, ben de akıllıca bir şeyler yapabilirdim belki!
Olabilir mi bu, birisi geçmişinizi değiştirebilir mi?
Gülümsemesi donakaldı; dudaklarından düşüp, odanın yeşil halısı üzerinde ufalanıverdi sanki. Nedenini bilemeden, acıdım ona.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir