İçeriğe geç

Peygamberimiz ve Aile Kitap Alıntıları – Kolektif

Kolektif kitaplarından Peygamberimiz ve Aile kitap alıntıları sizlerle…

Peygamberimiz ve Aile Kitap Alıntıları

Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün düşmanın olabilir. Nefret ettiğinden de ölçülü nefret et, belki bir gün dostun olabilir.
Kanaatime göre kalpte sevginin uyanmasına vesile olan ilk kıpırdanış, sevildiğini hissetmektir. İnsan sevildiğini hissedince kalbinin varlığını duyumsar ve kendisini sevenlere karşı bir muhabbet duymaya başlar.
Vedûd olan Allah, sevgiyi var eden ve sevilmeyi en çok hak edendir.
Göz ağlar, kalp hüzünlenir.
Şiddet uygulayan baba, çocuğun dünyasında güven ve sevgi kaynağı değil; korku kaynağı, öfke kaynağı, tutarsız, güvenilmez bir haline gelir.
Vefatı öncesinde Hz peygamberin sevgili eşi Hz Ayşe validemizin göğsüne yaslanarak son nefesini vermesi, ümmeti için hem muhabbet hem sadakat hem de vefanın en iyi örneğidir.
Peygamberimiz eşlerine danışan, onların fikirlerini önemseyen yönleriyle Müslüman çiftlere örnek olmuştur.
Geçindirdiği kimseleri ihmal etmesi kişiye günah olarak yeter.
Hz. Peygamber
Hz peygamber namaz kılarken torunlarından biri sırtına çıkmış, bu yüzden namazı biraz uzatmıştı.
Hz peygamber doğumunda kendisini ilk olarak emziren Ebu leheb’in cariyesi Süveybe’yi hiç unutmadı, Mekke’de iken onu ziyaret eder ve ona ikramlarda bulunurdu. Hicret edince Medine’den ona giyecek gönderirdi.
Hz peygamber aile fertleri için yapılan harcamaları dahi sadaka olarak değerlendirilmiştir.
Dünyayı yaşanılabilir kılan yüce Allah insan için küçük bir dünyadan farksız olan aileyi de çok sağlam bir temel üzerine kurmuştur. Bu sistemin esasları muhabbet, merhamet ve sadakattir.
Gurura kapılarak insanlara burun kıvırma, ortalıkta çalım satarak yürüme; unutma ki Allah kendini beğenen hiç kimseyi sevmez. Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini yükseltme; çünkü seslerin en çirkini eşek sesidir.
Kaba ve katı kalpli davranışlar aileye telafisi imkansız zararlar verir.
Sevgi, şefkat ve merhamet ile dolu bir ailede doğup büyüyen insan,hayata ve insana aynı duygularla bakar.
Hz Peyggamber(sav) kızı Zeynep’in yavrusu Ümame’yi çok sever, mescitte namaz kılarken rükûya vardığında onu yere bırakarak,secdeden başını kaldırdığı zaman tekrar omzuna alırdı.

(Müslim, Mesacid,41-43)

Peygamberimiz, Hz. Fatıma gelin olduktan sonra 6 ay kadar evine uğrayarak onları namaza kaldırmıştır.

(Taberî, Câmiu’l-Beyan,XXII,6.)

Hiç kimse eliyle kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir. Dâvûd da elinin emeğinden yerdi.
(Hadisi Şerif, Buhari,büyü,15)

》Hz. Dâvûd(a.s.) ülkesinin yöneticisi olmasına rağmen, savaşlarda kullanılmak üzere zırh yapardı.《

》Allah O ne güzel kuldu. (Sad Suresi,30)《
diye övgüde bulunduğu Hz. Dâvûd’ a Hz.Süleyman’ı (a.s) evlat olarak verdi.

Kur’an-ı Kerim eşlerin birbirlerine olan yakınlığını anlatırken şu veciz ifadeleri kullanır.
“Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz.”
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Sevgi temeli üzerine kurulan ailenin devamı ancak sadakat ve merhametle sağlanabilir.
Kur’an-ı Kerim aileye ilişkin hükümlerinde insan fıtratını asla göz ardı etmez.
Ailedeki diğer önemli konulardan biri de ilişkilerde nezaket, davranışlardaki zarafettir.
Nezaket ve zarafetin hâkim olduğu ailede, gönül kırgınlıkları, incinme ve küskünlük gibi olumsuzluklar en aza indirilir.
Huzurlu ve mutlu bir aile için ailede öncelikle helal lokma hassasiyeti gözetilmelidir. Helalinden kazanıp helalinden yemek aile içi iletişimde bir iksir gibidir.
Sevgi, şefkat ve merhametle dolu bir ailede doğup büyüyen insan, hayata ve insana aynı duygularla bakar.
Unutulmamalıdır ki bir müminin gerçek dünyada mahremiyete ne şekilde riayet etmesi gerekiyorsa sanal dünyada da aynı şekilde dikkat etmesi gerekmektedir.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Aile içi etkili iletişim ve özgüven duygusu çocuğun istenmeyen durumlar yaşadığında duygu ve düşüncelerini başta ebeveyni olmak üzere aile bireylerine rahatlıkla ifade edebilmesi açısından son derece önemlidir.
Peygamberimizin sevgiyi görünür kılan ve muhatabına sevgi sunumundan kaçınmayan bir tutumu vardır.
Aile içinde kadına ve çocuğa yönelen şiddete İslam dininin temel argümanlarını kullanarak bahane bulmak imkansızdır. Ailenin sorumluluğunu taşıyan erkek ve kadının saygınlığı, anne-babaya ihsan ve ikramın kaçınılmaz bir vazife olduğu ise bir gerçektir.
Giyim tarzı değişir ama tesettüre riayet etmek bir sabitedir. Yeme içme alışkanlıkları değişir ama helal tüketim sabitedir. Evlerin dekorasyonu değişebilir ama ev döşerken israf etmemek sabitedir. Aile içinde rol ve imkan dağılımları değişebilir ama adalet sabitedir.
Peygamberimiz ‘hanımının sende hakkı vardır, çocuğunun sende hakkı vardır, ailenin sende hakkı vardır.’ buyurarak böylece yakın çevredeki insanların haklarına riayet edilmesinin ne kadar önemli bir olgu olduğunu vurgulamıştır.
Unutmamalıyız ki aile hem bir imtihan vesilesi hem de diğer imtihanları başarmanın en güvenli yoludur.
Aile bireylerinden gördüğü her şefkatli davranışın çocuğun yüreğindeki merhamet çınarını daha da büyüteceğini unutmamalıyız.
Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak ailelerimizi birer merhamet atolyesine dönüştürmeliyiz. Çocuklarımız baba ocağında ve anne kucağında şefkatin tadına varmalıdırlar.
Eşler birbirlerinin eksik kalan taraflarını başkasına duyurmak yerine tamamlamaya ve ihtiyaçlarını gidermeye çalışmalıdır.
İnsan alışkanlıkları ile yaşayan bir mahluktur.
Çiçek sevilir, tabiat sevilir, kuşlar sevilir ama bunlara muhabbet edilmez; insana muhabbet edilir.
..kalbin sevgiye daha doğrusu muhabbete ihtiyacı vardır.
Anne ve baba çocukları arasında ayırım yapmamalı, beslenme ihtiyaçlarını helal para ile ve helal olan rızıklardan sağlamalı, onları İslami terbiye ile yetiştirmeye özen göstermelidir.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak ailelerimizi birer merhamet atölyesine dönüştürmeliyiz. Çocuklarımız baba ocağında ve anne kucağında şefkatin tadına varmalıdır.
Kur’an-ı Kerim Yüce Allah’ın insanlara gönderdiği emir ve yasakları içeren son ilahi kitaptır. Uyarıları, müjdeleri ve öğütleriyle mü’minler için en güzel hidayet rehberidir.
Sadakat, aileyi ayakta tutan diğer önemli bir hususiyettir. Eşler birbirine sadakat duygusuyla bağlanır. Sadakatin olmadığı bir ailede kapanması imkânsız yaralar açılır. Karşılıklı güven zedelenir.
Bir aile sahibi olmak fıtrî bir duygudur. Bir yuva kurmak ve hayatı bir aile ortamında sürdürmek, hayatın olmazsa olmazıdır. Sevgi, şefkat ve merhametle dolu bir ailede doğup büyüyen insan, hayata ve insana aynı duygularla bakar. Bu bakımdan sevgi, şefkat ve merhametin hâkim olduğu bir aile iklimi, insanların, toplumların ve yeryüzünün huzuru için vazgeçilmezdir.
Sevgi, saygı, şefkat, sadakat, fedakârlık üzerine kurulan aile, kadın ve erkeğin asil bir duyguyla birbirlerini tamamlayıp yekvücut oldukları meveddet, rahmet ve sekinet yuvasıdır.
Kalpte sevginin uyanmasına vesile olan ilk kıpırdanış, sevildiğini hissetmektir. İnsan sevildiğini hissedince kalbinin varlığını duyumsar ve kendisini sevenlere karşı bir muhabbet duymaya başlar.
İnsan, içinde yaşadığı çağa, babasına benzediğinden daha çok benzer.
Kültürümüzde ‘Allah’ın emriyle ve peygamberin kavliyle’ ilkesiyle temeli atılan yuvaların sağlam temeller üzerinde huzurlu bir şekilde devam edebilmesi, ancak Allah ve Peygamberi’nin (s.a.s.) bu konudaki emir ve isteklerini yerine getirmekle mümkündür.
Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim’de de imkânı olmayan fakirlerin evlendirilmesi görevi sadece yakın akrabalara değil; sosyal bir sorumluluk olarak bütün topluma verilmiştir. Zira evliliğin zorlaştırması ve sürekli ertelenmesi bunalımlara, ahlâkî sapmalara ve sosyal problemlere yol açabilecektir.
Aile, söz konusu niteliğiyle tezekkür ve tedebbür bağlamında toplum ve milletlerin hafızasını istikbale taşıyan, kimlik, tasavvur ve ideallerini olgunlaştırıp geleceğe aktaran; insani, kültürel değerlerin, tarihi süreklilik ve bütünlüğün koruyucusu olan mühim bir müessesedir.
Onlar (hanımlarınız) size örtüdürler,siz de onlara örtüsünüz.

Bakara süresi / 187. Ayet

Sabredilen her imtihan mü’minin karakterindeki güzel huyların ortaya çıkmasına vesile olacaktır.
Kişinin evi onun cennetidir, denilmiştir. Evleri cennnete çevirmenin en güzel yolu, evlerin Allah’a ibadet edilen mekanlara dönüştürülmesidir.
Göz ağlar,kalp hüzünlenir.
Hz. Peygamber, kadına yönelen şiddete müsaade etmemiş, “Allah’ın kadın kullarına vurmayın!” , “Kadınlar konusunda Allah’tan korkun! Çünkü siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve Allah’ın adıyla (nikâh kıyarak) onları kendinize helâl kıldınız. buyurmuştur.
Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının.Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Mâide, 5/8)
Hz. Nûh’un azmi, Hz. İbrahim’in dostluğu, Hz. Eyyüb’ün sabrı, Hz. Yusuf’un affediciliği ve Hz. Süleyman’ın şükrü geçirdikleri imtihanlar neticesinde ortaya çıkmıştır. Unutmamalıyız ki aile hem bir imtihan vesilesi hem de diğer imtihanları başarmanın en güvenli yoludur.
Kur’an-ı Kerim anne ve babaya gösterilmesi gereken saygının ölçüsünü şöyle belirler: “Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine ‘öf!’ bile deme; onları azarlama; ikisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. Onlara merhametle ve alçakgönüllülükle kol kanat ger.” (İsra 17/23-24)
Kişinin evi onun cennetidir, denilmiştir. Evleri cennnete çevirmenin en güzel yolu, evlerin Allah’a ibadet edilen mekanlara dönüştürülmesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir