Ercan Kesal kitaplarından Peri Gazozu kitap alıntıları sizlerle…
Peri Gazozu Kitap Alıntıları
Nevşehir Lisesi’nden ülkücü olarak ayrılırken, Siyasal’ a sosyalist olarak girmiştim.
Daha imla kurallarını bilmiyorsunuz ki oğlum, nasıl devrim yapacaksınız?
Birbirimizin hayatlarının içindeyiz. İstesek de istemesek de.
Sığamadık yeryüzü sofrasına. Kibir denizinde boğulmuşuz da haberimiz yok. Degirmenimiz susmuş, unumuz bitmiş. Fırınlarımız da kararmış, kalplerimiz gibi.
Artık burnumuzda sıcak ekmek kokusu yerine kan kokusu var..
Artık burnumuzda sıcak ekmek kokusu yerine kan kokusu var..
Bazı şeyler insana geri dönülrmez yollar çizer. Bir sarsıntı, bir kırılma olur hayatınızda ve sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Bunlar böyledir doktor bey. Misafir görünce ölülerini unuturlar.
Dedemden öğrendiğim, insan olmak kendi mutlu olduğun şeyleri yanındakilere de iletmektir. İnsan, kendinde olmasını istediği herhangi bir şeyi bir başkası için de aynı şiddette isteyebiliyorsa insanım diyebiliyor.
Birbirimizin hayatlarının içindeyiz ve insan olmak galiba diğerkam olmaktan geçiyor
Birbirimizin hayatlarının içindeyiz ve insan olmak galiba diğerkam olmaktan geçiyor
Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur.
Sığamadık yeryüzü sofrasına. Kibir denizinde boğulmuşuz da haberimiz yok. Değirmenimiz susmuş, unumuz bitmiş. Fırınlarımız da kararmış, kalplerimiz gibi
Artık burnumuzda sıcak ekmek kokusu yerine kan kokusu var.
İyi o zaman. Ne diyelim ? Afiyet olsun
Artık burnumuzda sıcak ekmek kokusu yerine kan kokusu var.
İyi o zaman. Ne diyelim ? Afiyet olsun
Hayatımız, bir yumağın sürekli satılmasıdır. Yaşadığımız her sey, ardımıza takılıp gelmekte ve doğal olarak da birikmektedir. Yol boyunca ne yaşandıysa toplamaktadır çünkü.
Hiç birileriyle aynı dünyada yaşamaktan utanç duyduğunuz anlar oldu mu?
Birbirimizin hayatlarının içindeyiz. İstesek de istemesek de.
Bardağı suyla doldurursunuz. Dolar ama taşmaz. Ağzına kadar doldurursunuz, yine taşmaz. Ama bir damla daha koyarsanız, işte o zaman taşar. Sadece bir damla. Biliyor musunuz, bardağın taşmasına bir damla kaldı!”
Yaşlılık işte. Bardak doldu ama damlası eksik. Onu bekliyorum efendim
Kelimelerin ruhu vardır. Kelimeler, sadece harflerin bir araya gelmesiyle oluşan anlamın dışında bir şeydir. Çiçek sadece çiçek değildir mesela. Ya da mektup . Yalnızca bir zarfın içindeki kağıt mıdır, mektup? Fotoğraf denilince niye içimiz titrer o zaman? Çünkü yalnızca bir fotoğraf değildir de ondan.
Dünyanın bizimle birlikte kurulduğunu zannedip,kendimiz için sonsuz bir yaşam hayal etmek Bu yüzden, bu kadar kalınlaştı derimiz.
Farkında mısınız , sahip olduklarınızın , başkalarının da işine yarayabileceği bir büyük sofradır yeryüzü ?
12 Eylül’ün Türkiye’si ise, oğullarının tabutunu arayan babaların ülkesi olarak hatırlanacaktır
Oğlum bu memlekette keçi etine koyun eti damgası basar, satarlar. Sen sonra uğraş dur ben keçiyim diye. Mühür, koyun mührü. Artık koyunsun. Şimdi size bir basarsak komünist mührünü, ömrünüzün sonuna kadar çıkaramazsınız. Hadi gidin buradan
Hiç bilmediğim şeyler var sanki bu dünyada ve sanırım hayat, hiç de kolayca anlaşılabilir bir şey değil. Bana ne okuyor böyle..? Büyümek ne zor şeymiş
Mutlu anlar, hatırlanmayacak kadar azdır
Biri kara tahtaya taş sözcüyünü yazmış ve avludakı tüm kuşlar havalanmış
Farkında mısınız , sahip olduklarınızın , başkalarının da işine yarayabileceği bir büyük sofradır yeryüzü ?
çaresizce, kendine bir yol arayan kaybolmuş ömrüme bakıyordum…”
Bazı şeyler insana geri dönülmez yollar çizer . Bir sarsıntı , bir kırılma olur hayatınızda ve sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz
Dünyanın bizimle birlikte kurulduğunu zannedip,kendimiz için sonsuz bir yaşam hayal etmek Bu yüzden, bu kadar kalınlaştı derimiz.
Kelimelerin ruhu vardır. Kelimeler, sadece harflerin bir araya gelmesiyle oluşan anlamın dışında bir şeydir. Çiçek sadece çiçek değildir mesela. Ya da mektup . Yalnızca bir zarfın içindeki kağıt mıdır, mektup? Fotoğraf denilince niye içimiz titrer o zaman? Çünkü yalnızca bir fotoğraf değildir de ondan.
Yaşlılık işte. Bardak doldu ama damlası eksik. Onu bekliyorum efendim
Bardağı suyla doldurursunuz. Dolar ama taşmaz. Ağzına kadar doldurursunuz, yine taşmaz. Ama bir damla daha koyarsanız, işte o zaman taşar. Sadece bir damla. Biliyor musunuz, bardağın taşmasına bir damla kaldı!”
Dedemden öğrendiğim, ‘insan olmak’ kendi mutlu olduğun şeyleri yanındakilere de iletmektir. İnsan, kendinde olmasını istediği herhangi bir şeyi bir başkası için de aynı şiddette isteyebiliyorsa “insanım” diyebiliyor.
Birbirimizin hayatlarının içindeyiz. İstesek de istemesek de.
Ne kadar da küçükmüş meğer. Sığamadık yeryüzü sofrasına . Kibir denizinde boğulmuşuz da haberimiz yok. Değirmenimiz susmuş, unumuz bitmiş. Fırınlarımız da kararmış, kalplerimiz gibi.
Öyledir. Bazı fotoğraflar her seferinde içinizi yakar.
Karasevda demek ;
siyah bir mühür demektir . Sevdaya düşenlerin kalbinde mutlaka o mühür vardır .”
siyah bir mühür demektir . Sevdaya düşenlerin kalbinde mutlaka o mühür vardır .”
Hiç birileriyle aynı dünyada yaşamaktan utanç duyduğunuz anlar oldu mu?
Hiç bilmediğim şeyler var sanki bu dünyada ve sanırım hayat, hiç de kolayca anlaşılabilir bir şey değil.
Dedemden öğrendiğim, ‘insan olmak’ kendi mutlu olduğun şeyleri yanındakilere de iletmektir. İnsan, kendinde olmasını istediği herhangi bir şeyi bir başkası için de aynı şiddette isteyebiliyorsa “insanım” diyebiliyor.