İçeriğe geç

Paris’ten Çiçeklerle Kitap Alıntıları – Sarah Jio

Sarah Jio kitaplarından Paris’ten Çiçeklerle kitap alıntıları sizlerle…

Paris’ten Çiçeklerle Kitap Alıntıları

“Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur.”
.. sözcükleri bana kurşun gibi gelmişti, normal hızının yüzde biri kadar hızlı kurşunlar. O kadar yavaşlardı ki her birinin vücuduma girip kalbimi parçaladığını hissetmiştim.
Sevginin yaptığı da budur insanları zamandan,savaş ve yıkımdan , kötülükten ya da acıdan daha güçlü olan bağlarla birbirlerine bağlar
Hepimizin acıları var . Bazıları benimkinden daha kötü, bazıları değil.Uzun zaman önce,acıda debelenmenin bir yararı olmadığını öğrendim .Ya hayatımda ileri gidecektim ya da olduğum yerde sayacaktım
İnsanlar zalim görünebilir ama aslında içlerinde sadece üzgündürler
Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur

la vie est un sommeil ,l’amour en est le réve
(hayat uykudur, aşk uyanmaktır)

Zaman şimdi sahip olduğumuz tek şey ve ben buna tutunuyorum
Kırgın insanlar da başkalarını kırıyor
İkimizin hikâyesi , karmaşık bir hikaye olarak kalmıştı ve görünen o ki ikimiz de hikâyenin sonunu bilmiyorduk
“Burada, aşağıda, düşünmek için çok fazla zamanım oldu ve hayatta en önemli olan şeylerin sevgi, minnet­tarlık ve bağışlama olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Sevgi, çünkü sevgi olmadan hayat nedir ki? Minnettarlık, çünkü annem bana her zaman minnet dolu olmamı öğretti. Ve teşekkür ederim dediğinde bu karşımdakini de mutlu eder. Ve bağışlama, çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı. ”
“Acı ve keder tek bir şey yapmak ister, seni de kendisiyle beraber batırmayı.”
Attığım her adımla beraber o bildik dikenli sarmaşığın kalbimin etrafında büyüdüğünü hissettim.
Ben elbisemin fermuarını çekerken kapının eşiğinde durup sırıtarak, “Milyon dolarlık görünüyorsun,” dedi. Cüzdanıma uzanırken, “Teşekkürler,” dedim şüpheli bir şekilde. Keşke kendimi milyon dolarlık hissetseydim. Ger­çek şuydu ki kendimi on sentlik hissediyordum.
Benim bunca yıldır öğrendiğim bir şey var. O da kırgın insanlar da başkalarını kırıyor .
Onların yaptığı şey bu işte. İn­sanları kontrol edebilmek için korkularıyla uğraşıyorlar.
Ben hiçbir bağı olmayan, hayatta sürüklenip giden bir hayalettim sadece.
Aslında bu günlerde, kendi­ mi hiçbir şeymişim gibi hissediyordum.
“Benim bunca yıldır öğrendiğim bir şey var. O da kırgın insanlar da başkalarını kırıyor.”Caroline
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Restoranlarda çalışınca insan, insanlıkla ilgili çok şey öğreniyor. Güzelden çirkine, aralarındaki bütün tonlarla birlikte hepsini görüyorsun. Benim bunca yıldır öğrendiğim bir şey var. O da kırgın insanlar da başkalarını kırıyor.
Sözcüklerini tekrar ederek, Kırgın insanlar da başkalarını kırıyor. dedim.
Vay canına. Başını salladı. Sen sebebini bilmiyor olabilirsin Caroline ama bir şeye kırılmışsın.
Sevginin yaptığı da budur. İnsanları zamandan,savaş ve yıkımdan, kötülükten ya da acıdan daha güçlü olan bağlarla birbirine bağlar.
Hayatta en önemli olan şeylerin sevgi ,minnettarlık ve bağışlama olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Sevgi ,çünkü sevgi olmadan hayat nedir ki ? Minnettarlık, çünkü annem bana her zaman minnet dolu olmamı öğretti. Ve teşekkür ederim dediğinde bu karşımdakinide mutlu eder. Ve bağışlama , çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı.
Acı ve keder tek bir şey yapmak ister, senide kendisiyle birlikte batırmayı.
Ve sen bittiğinde o kazanır.
Sanırım içimizdeki en iyiyi çıkarmak için en kötü şeyi yaşamak gerekiyor.
Mutluluk, senin onu almanı bekliyor çocuğum. Acını arkanda bırakmaya hazır olduğunda.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
O acı, o korkunç acı, beni kırıp özgürleşti.
İyiler kimseye boyun eğmez.
Bazı şeyleri anlamak imkansız, kötülük gibi
Hata diye bir şey yok ve sadece iki kural var .
Her şeyi kulağına tıkamalı ve kalpten çizmelisin.
Bilmiyorum. Ben pek de Sanat insanı değilimdir.
‘Herkes kendi çapında sanat insanıdır.
Kötülüğün pusuda beklediği bir yeri sevmek zordur.
Belki ben konu aşk olunca biraz ağırkanlıyım.
Benim bunca yıldır öğrendiğim bir şey var. Kırgın insanlar da başkalarını kırıyor.
Bu her ne anlama geldiyse veya geliyorsa gelsin, şimdilik ben,hikayesi olmayan bir insandım. Ama ben daha çok kendimi ruhu olmayan bir insan gibi hissediyordum .
Benim bunca yıldır öğrendiğim bir şey var. O da kırgın insanlar da başkalarını kırıyor..
“Aslında bu günlerde, kendimi hiçbir şeymişim gibi hissediyordum. Ben herhangi bir ülkeye veya insana ait değildim. Ben hiçbir bağı olmayan, hayatta sürüklenip giden bir hayalettim sadece….“
La vie est un sommeil, l’amour en est le rêve. (Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur.)
Hatalar yap. Yanlış kişiye aşık ol. Yanlış yollara sap. Ancak oradan çık ve hayatını yaşa. Her şey sonunda yoluna girecek..
Burada, aşağıda, düşünmek için çok fazla zamanım oldu ve hayatta en önemli olan şeylerin sevgi, minnettarlık ve bağışlama olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Sevgi, çünkü sevgi olmadan hayat nedir ki? Minnettarlık, çünkü annem bana her zaman minnet dolu olmamı öğretti. Ve teşekkür ederim dediğinde bu karşımdakini de mutlu eder. Ve bağışlama, çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı.
Birkaç seanslığına gittiğim bir terapist, affetmek bir hediyedir demişti. Hem affedilen hem kendiniz için. Ama hiç kimse hazır olmadıkça hediye veremez.
Aslında bu günlerde, kendi­mi hiçbir şeymişim gibi hissediyordum.
Ben herhangi bir ülkeye vaya insana ait değidim. Ben hiçbir bağı olmayan, hayatta sürüklenip giden bir hayalettim sadece.
”La vie est un sommeil, I’amour en est le reve ”
Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur.
”Ich werde dich vermissen ”
Seni özleyeceğim
Hayatta en önemli olan şeylerin sevgi, minnettarlık ve bağışlama olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Sevgi, çünkü sevgi olmadan hayat nedir ki? Minnettarlık, çünkü annem bana her zaman minnet dolu olmamı öğretti. Ve teşekkür ederim dediğimde bu karşımdakini de mutlu eder. Ve bağışlama, çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı.
Acı ve keder tek bir şey yapmak ister, seni de kendisiyle beraber batırmayı.
Hiçbir boya, kötülüğün o karanlık lekesini kapatamazdı.
Hepimizin acıları var. Bazıları benimkinden daha kötü, bazıları değil. Uzun zaman önce, acıda debelenmenin bir yararı olmadığını öğrendim. Ya hayatımda ileri gidecek ya da olduğum yerde sayacaktım.
Bir çocuk olmanın ve dünyayı bu küçük gözlerden görmenin nasıl bir hediye olduğunu düşündüm.
Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur.
Kırgın insanlar da başkalarını kırıyor.
Aslında bu günlerde, kendimi hiçbir şeymişim gibi hissediyordum. Ben herhangi bir ülkeye veya insana ait değildim. Ben hiçbir bağı olmayan, hayatta sürüklenip giden bir hayalettim sadece.
Hayatta en önemli olan şeylerin sevgi, minnettarlık ve bağışlanma olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Sevgi, çünkü sevgi olmadan hayat nedir ki? Minnettarlık, çünkü annem bana her zaman minnet dolu olmamı öğretti. Ve teşekkür ederim dediğinde bu karşındakini de mutlu eder. Ve bağışlama, çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı. .
Seni her zaman seveceğim, her zaman düşüneceğim, her zaman keşke senin elini tutmaya devam edebilecek kadar güçlü olabilseydim diyeceğim.
Affetmek bir hediyedir, demişti. Hem affedilen hem kendiniz için. Ama hiç kimse hazır olmadıkça hediye veremez.
Sonra bir kitapta, kırmızı rujun hüzünlü kadınlara yakışmadığını söyleyen bir teori okumuştum.
Bazı şeyleri anlamak imkansız. Kötülük gibi.
Kötülüğün pusuda beklediği bir yeri sevmek zordur.
Hayat, rüyası aşk olana uzun bir uykudur.
Yuva dediğin, dünyada sığınacağın, güvende olduğun yerdir. Artık burada bu mümkün değil.
Affetmek bir hediyedir, demişti. Hem affedilen hem kendiniz için. Ama hiç kimse hazır olmadıkça hediye veremez.
Hayat , rüyası aşk olan uzun bir uykudur
Hayatta en önemli olan şeylerin sevgi,minnettarlık ve bağışlama olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum.Sevgi,çünkü sevgi olmadan hayat nedir ki?Minnettarlık,çünkü annem bana her zaman minnet dolu olmamı öğretti.Ve teşekkür ederim dediğinde bu karşımdakini de mutlu eder.Ve bağışlama,çünkü hayat öfkeli olmak için çok kısa ve göz kamaştırıcı.
“Acı ve keder tek bir şey yapmak ister,seni de kendisiyle beraber batırmayı.Ve sen battığında o kazanır.Peki bunu kim yapmak ister ki?”
Nilüfer çiçekleri yürek parçalayıcı yolculuklardan geçerler.Tohumları toprakla,artıklarla ve birbirine giren köklerle kaplı bulanık bataklık suyunda filizlenir.Nilüferlerin çiçek açması için,bu korkunç karanlıkta yolunu bulması gerekir.Balık ve böcekler tarafından yenmekten kaçınmalı,sürekli yoluna devam etmeli,eğer oraya çıkacak gücü olursa,suyun üstünde bir yerde güneş ışığının olduğunu içten içe bilmeli ya da en azından bunu umut etmesi gerekir.Böyle yaptığında da,bu yolculuktan zarar görmeden çıkar ve zafer kazanmış bir şekilde çiçek açar.
Hayatımızdan ne anlam çıkarmaya çalışırsak çalışalım,çoğu bizim elimizde değil.Evet,eğitim alabiliriz,çok çalışabiliriz,iyi bir arkadaş,âşık,vatandaş,ebeveyn olabiliriz.Ama yine de olması gereken olacak.Bütük bunların yıldızlara yazıldığına inanmak insana özgürlük veriyor.
Hayat, rüyası aşk olan uzun bir uykudur
O en yağmurlu günde doğan güneş ışığı gibiydi.Her şeyi mükemmelleştirirdi.
“Uzun zaman önce,acıda debelenmenin bir yararı olmadığını öğrendim.Ya hayatımda ileri gidecektim ya da olduğum yerde sayacaktım.”
Geçmiş geçmişte kaldı.Bunu değiştirmek için yapabileceğimiz bir şey yok.Bu yüzden bugüne odaklanalım,şimdi yaşadığımız hayata bakalım.
Yuva dediğin,dünyada sığınacağın,güvende olduğun yerdir.
“Bazı şeyleri anlamak imkansız.Kötülük gibi.”
Hepimizin acıları var.Bazıları benimkinden daha kötü bazıları değil.Uzun zaman önce,acıda debelenmenin bir yararı olmadığını öğrendim.Ya hayatımda ileri gidecektim ya da olduğum yerde sayacaktım.
Bazı şeyleri anlamak imkansız.Kötülük gibi.
Hayatımızdan ne anlam çıkarmaya çalışırsak çalışalım,çoğu bizim elimizde değil.Evet,eğitim alabiliriz,çok çalışabiliriz,iyi bir arkadaş aşık,vatandaş,ebeveyn olabiliriz.Ama yine de olması gereken olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir