İçeriğe geç

Özüm Çocuktur Kitap Alıntıları – Fakir Baykurt

Fakir Baykurt kitaplarından Özüm Çocuktur kitap alıntıları sizlerle…

Özüm Çocuktur Kitap Alıntıları

Kitaplarla geçen saatlerin tadına doyamam…
Tarih kitapları imparatorluğu yıkan, görkemli hizmetleri başaran Cumhuriyet’ten övünçle söz ediyor. Cumhuriyet güzel ama görkemli hizmetleri nerede?
İçi kitap dolu bir çantanın sahibi olmak! Mıknatıs gibi çekiyor beni.
Yakında ölüp gideceğim, aklı başında bir hükümet görmedim.
“Doğmak iş değil, yaşamak iş!”
Akıl demek, yalnız duyduğunu aktarmak mı?Kendinden bir şeyler düşünmek değil mi?
Yoksulluk insanı yaşından önce olgunlaştırır.
Ne mutsuz çocukluk bu? Yarın minareye çıkıp bağırmak ya da İzmir’den gelip Ankara’ya geçen treni durdurup içindekilere sormak istiyorum, herkes için böyle mi yaşam? Daha önemli sorular bulup sormayı düşünemiyorum..
« Nerelerde Tanrı? İşkence altındayım görmüyor. »
« Doğmak iş değil, yaşamak iş! Bu da bütünüyle senin elinde değil.»
« Çok mahcupluk çektim! Çok dayaklar yedim! Bir dünyada yanlışa özendim! İyi durumlu evlerin çocukları gibi olmak istedim. Kendime zehir ettiğim yılların değerini sonra bildim. Şükür hepsini zehir etmedim. Nasıl unuturum göğe göğe sıçradığım günleri? Bir türlü dinmek bilmedi içimdeki çığlık »
“Yoksulluk insanı yaşından önce olgunlaştırır” diye düşünmüştüm ya. Yetimliği de koy üstüne. Erken olgunlaştım.
Sabah yüz paraya birer çay aldık. “Ağzına sıçayım senin şeher gibi, her şey para!” diye sövdü Sadık emmi.
Sen paraları çaydan mı topluyorsun düşüncesiz herif! Baksana şu benim üstüme başıma, donumdan etim görü-
nüyor! Çocuklar çırılçıplak! Onlara bez alsan daha iyi olmaz mıydı?
“Heey! Dıngırdama! Soylu tazı bu!”
“Hay senin tazın batsın!”
Köylülerimin belini büken yoksulluğun gerçek nedenlerini
anlamiyorum. Kendileri de anlamıyor. “İnsanı yaratan Tanrı!”
diyorlar. Demek kimini yoksul, kimini varsıl yaratmış! Böylece
yoksulluk yurttaki düzen sonucu değil, yazgı olarak yukarıdan
geliyor. Karşı çıkılmaz buna. Yazgı dedin mi akan su durur.
Karnıkara insanlar bizim için söylenti
çıkardı: Daha dün keçi güdermişiz; bugün kalkmış Tolstoy’un, Balzac’ın kitaplarını okuyormuşuz! Ne anlarmışız Eflatun’dan,
Shakespeare’den? Bunlar bize “komünistlik” aşılamak içinmiş.
« Nerelerde Tanrı? İşkence altındayım görmüyor. »

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir