Osho kitaplarından Özgürlük kitap alıntıları sizlerle…
Özgürlük Kitap Alıntıları
İnsanın özgürlüğü kurtarılacaksa Tanrı ölmek zorundadır.
Kolektiflik fikri tamamıyla yok edilmelidir; aksi taktirde şu veya bu şekilde
bireyi kurban etmeye devam edeceğiz.
bireyi kurban etmeye devam edeceğiz.
Uluslar bireyleri ulus adına kurban ediyor; ama ulus sadece bir laftır.
Haritanın üzerine çizdiğin çizgiler yeryüzünde hiçbir yerde yoktur. Fakat haritanın üzerine çizmiş olduğun bu çizgiler için savaşmak adına milyonlarca insan ölmüştür; gerçek insanlar gerçek olmayan çizgiler için ölüyor. Ve sen onları kahraman yapıyorsun, ulusal kahramanlar yapıyorsun!
Haritanın üzerine çizdiğin çizgiler yeryüzünde hiçbir yerde yoktur. Fakat haritanın üzerine çizmiş olduğun bu çizgiler için savaşmak adına milyonlarca insan ölmüştür; gerçek insanlar gerçek olmayan çizgiler için ölüyor. Ve sen onları kahraman yapıyorsun, ulusal kahramanlar yapıyorsun!
Ben inançlı biri olmak istemiyorum; Ben bilen birisi olmak istiyorum. Ben bilgili birisi olmak istemiyorum; Ben yeterince masum olup varoluşun gizlerini bana açmasını istiyorum. Ben bir aziz olarak tapınılmak istemiyorum.
Bireyler gelişirse toplum küçülecektir.
Özgürlük evete ihtiyaç duyulduğunda evet deme, hayıra ihtiyaç duyulduğunda hayır deme ve bazen de bir şeye ihtiyaç olmadığında sessiz kalma; bir şey söylememe, susma kapasitesi demektir.
Tüm bu boyutlar mevcutsa o zaman özgürlük vardır.
Tüm bu boyutlar mevcutsa o zaman özgürlük vardır.
Özgürlük seni köleliğinin içinde olduğun yerden daha yükseğe çekmiyorsa anlamsızdır.
dünyayı değiştireceğini umut edemezsin fakat dünyayı hâlâ sevebileceğini ve ondan keyif alabileceğini umut edebilirsin.
Esaret iki tarafı keskin bir kılıçtır.
İçinde çöple dolusun ama dışına parfüm sıkıyorsun.
Ondan nefret ediyorum ama yine de ona sevgiyle sarılıyorum.
“Sen yaşamıyorsun. Sen sadece yaşamayı arzuluyorsun.”
“Ne geçmiş mevcuttur ne de gelecek mevcuttur. Ellerinde tuttuğun tek şey şimdidir.”
“Anne-babalar evet demeyi öğrenmelidir. Hayır dedikleri yüz durumun doksan dokuzunda, bunun nedeni otorite göstermekten başka bir şey değildir.”
Benim özgürlük anlayışım , kendin olabilmektir.
Ve asla unutma ki keder olmadan mutluluk var olamaz ; ölüm olmadan hayat olamaz ; üzüntü olmadan coşku olmaz.
Bir kadın, erkek kadar özgür değildir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“’Bizden özgürleşmen lazım. Bize itaat etme; kendi zekâna güven. Yanlış yola bile sapsan bu bir köle olarak kalmandan ve her zaman doğru olmandan çok daha iyidir. Birisini takip edip hata yapmamaktansa, kendi başına olup hata yaparak onlardan bir şeyler öğrenmen daha iyidir çünkü aksi
halde takip etmek dışında bir şeyi asla öğrenmeyeceksin ve bu zehirdir, saf zehir’ demek için bir babada, bir annede muazzam bir sevgi ve cesaret olması gerekir.”
halde takip etmek dışında bir şeyi asla öğrenmeyeceksin ve bu zehirdir, saf zehir’ demek için bir babada, bir annede muazzam bir sevgi ve cesaret olması gerekir.”
“Tüm dünyayı değiştirebiliriz fakat mücadele ile değil; bu kez değil. Bu kadarı yeter! Bu dünyayı kutlayarak, dans ederek, şarkı söyleyerek, müzikle, meditasyonla, sevgi ile değiştirebiliriz. Mücadele ile değil.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Ben özgürlük dediğimde sen onu ahlaksızlık olarak anlayabilirsin çünkü işler böyle yürür. Kontrol altındaki bir zihin ne zaman özgürlüğü duysa hemen onu ahlaksızlık olarak anlar.”
“Biz koşullanmalarımıza göre tepki veririz. Eğer vejetaryen bir ailede doğduysan ve masana etli yemekler konulursa miden bulanacak ve hasta hissedeceksin; etli yemekler yüzünden değil, koşullanmaların yüzünden.”
“Sevgi dolu olabilirsin, sevgi olabilirsin. Ve şayet sen sadece sevgi dolu olabilirsen, sadece sevgi olabilirsen, o zaman bu sevginin nefrete dönüşme olasılığı yoktur. Beklenti olmadığı için hayal kırıklığı yoktur. Fakat ben sevgiden ruhsal bir olgu olarak bahsediyorum, biyolojik değil. Biyoloji sevgi değildir, şehvettir. Biyoloji türü sürdürmekle ilgilenir; sevgi fikri sadece biyolojik bir rüşvettir. Bir kadınla ya da erkekle seviştikten sonraki an ansızın, ona olan ilgin artık kaybolur; en azından yirmi dört saatliğine. Ve bu senin yaşına bağlıdır; yaşlandıkça kırk sekiz saat, yetmiş iki saat….”
“Ailelerin var olmasını istemiyorum, devletlerin var olmasını istemiyorum; dünyanın parçalara bölünmesini istemiyorum. Spontane sevgi içinde yaşayan, sessizlik içinde yaşayan, neşe dolu, zevki lanetlemeyen, hiç cehennem korkusu olmayan ve cennetteki ödülleri hiç arzulamayan özgür bireylerden oluşan tek bir dünya istiyorum çünkü cenneti burada yaratabiliriz, onu yaratmak için tüm potansiyele sahibiz fakat onu kullanmıyoruz.”
“Evliliğin kendisi bir orospuluktur. Sevgime güveniyorsam niye evleneyim?”
“Bırak dünya sadece bireylerden oluşsun ve ne zaman kendiliğinden sevgi çiçek açarsa onun şarkısını söyle onun dansını et, onu yaşa; ondan zincirler yaratma.”
“İnsan bir larva olarak doğar. Ne yazık ki pek çoğu larva olarak ölür; pek azı tırtıl olabilir.”
“Özgürlüğe sahip olabilirsin. Ancak bunun bedeli, sorumluluğu bütünüyle kabul etmektir.”
“Tanrı sessizdir, onun üzerine herhangi bir şeyi atabilirsin; direnç yoktur çünkü direnç gösterecek kimse yoktur.”
“İnsanın özgürlüğü kurtarılacaksa Tanrı ölmek zorundadır.”
“Pek çok insan yüzyıllardır yeni bir dünya umut ediyor ancak onlar, bunu nasıl yaratacakları hakkında hiçbir fikre sahip değiller. Ben sana onu nasıl yaratacağının kesin bilimini veriyorum. Bu bilimin adı meditasyondur.”
“Çocuklar daha mutlular çünkü daha özgürler.”
“Ve tüm koşullanmalarımızın nedeni ailedir. En başından itibaren senin zihnini koşullandırmaya başlar: Sen bir Yahudi’sin, sen bir Hıristiyan’sın, sen bir Hindu’sun, sen şusun ve sen busun ve zavallı çocuk senin ne saçmalıklardan bahsettiğini bilmez.”
“Kadın eğitilmemelidir çünkü eğitim insanlara garip fikirler verir. İnsanlar düşünmeye başlar, insanlar tartışmaya başlar ”
“Özgürlük kaos demek değildir. Özgürlük daha çok sorumluluk; o kadar çok sorumluluk demektir ki hiç kimsenin senin hayatına karışmasına gerek olmaz.”
“Sen bir Hristiyan ya da Müslüman olarak doğmadın; sen sadece saf, masum bilinç olarak doğdun. Yeniden bu saflıkta, bu masumiyette, bu bilinçte olmaktır benim özgürlükten kastettiğim şey.”
Sadece yaratıcı insanlar güzeldir çünkü sadece yaratıcı insanlar hayatın ihtişamını bilir.
1000Kitap
Osho
Özgürlük
1000Kitap
Osho
Özgürlük
Nasıl özgür olabilirsin? Sorusuna cevap vermiş Osho. Dinin, siyasetin, ailenin, sevginin, bağlayıcı yanlarından bahsetmiş. Zaman zaman biraz sert bir dil kullanmış, bazen de oldukça esprili. Genel olarak keyifli ve hayatla ilgili farkındalık yaratan bir kitaptı.
“Bütün dünya psikolojik esaret altında yaşıyor.”
“Hakikat ödünç alınamaz. O kitaplardan çalışılamaz. Hiç kimse sana onun hakkında bilgi veremez.”
“Senin kendi hakikatin, senin kendi buldukların seni özgürleştirecek; başka hiçbir şey bunu senin için yapamaz.”
“Anne babalar çocuklara bir Tanrı olduğunu öğretirler ve onlar Tanrı hakkında hiçbir şey bilmezler. Onlar çocuklara bir cennet ve bir cehennem olduğunu söylerler. Ve onlar cennet ve cehennem hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.”
hiç cehennem korkusu olmayan ve cenneteki ödülleri hiç arzulamayan özgür bireylerden oluşan tek bir dünya istiyorum çünkü cenneti burda yaratabiliriz
Kolektif olanın ruhu yoktur, kolektif olanın zihni yoktur. Kolektifin bedeni de yoktur; o sadece bir isimdir. O sadece bir sözcüktür. Kolektif için özgürlüğe ihtiyaç yoktur. Tüm bireyler özgür olduğunda kolektif olan özgürleşecektir.
Bedenin özgürlüğü siyah ve beyaz arasında ayrım olmaması, kadın ve erkek arasında bir ayrım olmaması, bedenler söz konusu olduğu sürece herhangi bir ayrım olmaması anlamına gelecektir. Hiç kimse saf değildir, hiç kimse kirli değildir; tüm bedenler aynıdır. Özgürlüğün en temelinde bu yatar. Sonra ikinci boyut vardır.
O nedenle bu mükemmel bir biçimde iyi bir şeydir: sen sabah olunca kiliseye veya tapınağa veya camiye git ve — onun sağır olduğunu gayet iyi bilerek— muhteşem şeyler iste ve aynı çirkin, mutsuz kimse olmaya devam et. Sonra yarın sabah yine onu tekrar et ve iyi bir dua et. Bu son derece iyi bir düzenlemedir.
İsa Mesih için çarmıha gerilme haline dönüşür hakikat. Ve sen, Tanrım bana hakikati ver. Bana ilahi, tanrısal özellikler bahşet diye dua edersin. Fakat Tanrı bilerek sağır olmuştur; böylelikle duaların duyulmaz olur ve sen her ikisinin de:
Bir adam, büyük bir adam, bir özgürlük savaşçısı dağlarda seyahat ediyordu. Gece için bir kervansarayda kaldı. Altın bir kafeste, sürekli Özgürlük! Özgürlük! diye tekrar eden güzel bir papağan görünce şaşırdı. Ve orası, papağan Özgürlük! diye tekrar ettiğinde sesinin dağlarda, vadilerde yankılandığı bir yerdi. Pek çok papağan görmüştüm ve bu kafeslerden özgürleşmek istediklerini düşünmüştüm fakat hiçbir zaman sabahtan gece uyuyana kadar, bütün gününü özgürlük isteyerek geçiren bir papağan görmemiştim diye düşündü. Aklına bir fikir geldi. Gecenin bir yarısında uyanıp kafesin kapısını açtı. Sahibi derin uykudaydı ve o papağana sessizce, Şimdi çık dışarı dedi. Ancak papağanın kafesin çubuklarına sıkı sıkı tutunduğunu görünce şaşırdı. Ona tekrar tekrar Özgürlüğü unuttun mu? Hadi dışarı çık! Kapı açık ve sahibin uykuya dalmış durumda; kimse asla bilemeyecek. Sen sadece gökyüzüne uç; tüm gökyüzü senindir dedi. Fakat papağan öyle güçlü ve öyle sıkı bir şekilde tutunuyordu ki Sorun nedir? Delirdin mi? dedi. Papağanı kendi elleriyle almaya çalıştı ama papağan onu gagalıyordu ve aynı zamanda da Özgürlük! Özgürlük! diye bağırıyordu. Gecenin içinde vadi yankılandı ve yeniden yankılandı. Adam da inatçıydı, o bir özgürlük savaşçısıydı. Papağanı dışarı çekti ve gökyüzüne fırlattı; elleri acısa da tatmin olmuştu. Papağan ona mümkün olduğunca çok büyük bir güçle saldırmıştı ama adam bir ruhu özgürleştirdiği için son derece tatmin olmuştu. Uyumaya gitti. Sabahleyin uyanırken papağanı, Özgürlük! Özgürlük! diye bağırırken duydu. Belki de papağan bir ağacın üzerinde ya da bir kayanın üzerinde duruyordur diye düşündü. Ancak dışarı çıktığında papağan kafesin içinde oturuyordu. Kapı açıktı
Bu her zeki insanın yüzleşmesi gereken garip bir durumdur; toprakta köklenmiş durumdayız ve gökte uçmak için kanat istiyoruz. Köklerimizden koparılamayız çünkü toprağımız bizim besinimiz, yiyeceğimizdir. Ve kanatları hayal etmeyi durduramayız çünkü o bizim canımızdır, o bizim ruhumuzun kendisidir, bizi insan yapan şey budur.
Ben inançlı bir insan olmak istemiyorum; ben bilen birisi olmak istiyorum. Ben bilgili birisi olmak istemiyorum; ben yeterince masum olup varoluşun gizlerini bana açmasını istiyorum. Ben bir aziz olarak tapınılmak istemiyorum.
İnatçılık engeldir fakat onu kırmaya çalıştığımda kalbim acır. İstediğim şey özgürlüktür ancak onu umut etmek beni utandırır. Sende paha biçilmez bir zenginlik olduğuna eminim ve senin tarzın benim en iyi dostumdur. Ancak odamı dolduran sahte parlakl ığı süpürüp atacak yüre ğ e sahip değilim. Üzerimi kaplayan kefen, topra ğı nve ölümün kefenidir. Ondan nefret ediyorum ancak yine de ona sevgiyle sar ı l ı yorum. Çok borcum var, hatalar ı m büyük, utanc ı m saklı ve ağır. Ancak kendi iyiliğimi istemeye sıra geldiğinde dualarım kabul olursa diye korkudan dizlerim titrer.
Eğer bir Tanrı varsa insan asla özgür olamaz; bu olasılık dışıdır.
Tanrı öldü ve insan özgür
Üçüncü dünya savaşında bilgisayarlar savaşacak. İnsanlar öldürülecek; bu başka bir konudur. Bilgisayarlar insanların hayatta kalmasını ya da yok olmasını umursamaz.
Diğer bir deyişle sizin insanlara değil bilgisayarlara ihtiyacınız var. Eğer eğitim sisteminiz buysa o zaman er ya da geç insanları bilgisayarlarla değiştireceksiniz.
Ben sana devrimci olmayı öğretmiyorum. Ben senin çok sessiz, neredeyse yeraltındaki bir dönüştürücü olmanı istiyorum. Çünkü tüm devrimler başarısız olmuştur, artık mümkün olan tek yol bizim onu çok sessizce ve barışçıl olarak yapmamız ve bu sayede de onun gerçekleşmesidir.
doktora hasta sağlıklı kaldığı sürece para ödenmek zorundaydı. Hasta kötü hissettiğinde, doktora para ödenmiyordu. Bu çok garip görünür. Biz doktora hasta olduğumuzda para öderiz ve o bizi yeniden sağlıklı hale getirir. Ancak bu tehlikelidir çünkü sen doktoruOnlar her kişinin kendi doktorunun olacağı ve kişi sağlıklı kaldığı sürece doktora her ay para ödeneceği çok pratik, devrimci bir fikirle ortaya çıktılar. Kişiyi sağlıklı olarak tutma doktorun görevidir; ve doğal olarak o bunu yapacaktır çünkü ona bunun için para ödenir. Hasta kötü hissettiğinde doktor para kaybeder. Salgın hastalıklar olduğunda doktor iflas eder.
Senin içinde yeni bir insan doğmak zorundadır. Sen yeni bir insanoğlunun rahmi haline gelmelisin. Hiç kimse bunu bilmeyecektir ve kimsenin onu bilmemesi daha iyidir. Sen basitçe sıradan işini yapmaya devam edersin, sıradan dünyada yaşarsın, sıradan ve basit olursun; bir devrimci, muhalif, punk ya da dazlak olmadan
Haritanın üzerine çizdiğin çizgiler yeryüzünde hiçbir yerde yoktur. Onlar sadece senin oyunundur. Fakat haritanın üzerine çizmiş olduğun bu çizgiler için savaşmak adına milyonlarca insan ölmüştür; gerçek insanlar gerçek olmayan çizgiler için ölüyor. Ve sen onları kahraman yapıyorsun, ulusal kahramanlar yapıyorsun!
Böyle insanlar en büyük imansızlardır, çünkü inanç bu kimseler için dünyevi amaçlara ulaşmada bir araçsa eğer, o tabi ki inanç değildir.
Kişi pek çok kez düşmeli ve yeniden kalkmalıdır. Hayat budur. Kişi hatalar yapmalı ve onlardan ders almalıdır ve her yolunu kapatan kayayı bir atlama taşına dönüştürmelidir.
Bizim memurlara ihtiyacımız var, bizim bürokratlara ihtiyacımız var ve bu işler zekâ değil iyi bir hafızaya ihtiyaç duyar dedi. Diğer bir deyişle sizin insanlara değil bilgisayarlara ihtiyacınız var. Eğer eğitim sisteminiz buysa o zaman er ya da geç insanları bilgisayarlarla değiştireceksiniz
Diplomalarla hiç ilgilenmiyorum. Hiçbir şey bilmeyen bu profesörlerden alınacak diplomalarla ne yapacağım?
Birlikte yaşamak bir şeydir; biz onu yapıyoruz: Her şehirde, her kasabada binlerce insan birlikte yaşıyor ama birliktelik bunun neresinde? İnsanlar komşularını dahi tanımıyor. Onlar, binlerce insan, aynı gökdelende yaşıyor ve onlar asla aynı evde yaşadıklarını bilmiyorlar. Bu birliktelik değildir çünkü paylaşım yoktur. O basit bir kalabalıktır, bir topluluk değil.
Ve unutma, hayat ölüm olmadan var olamaz ve coşku üzüntü olmadan mevcut olamaz.
Tatlı her zaman acı ile dengelenir, onlar her zaman aynı oranda gelir. Güller dikenlerle, günler gecelerle, kışlar yazlarla dengelenir. Hayat zıt kutuplar arasındaki dengeyi korur. O nedenle tüm güzellikleriyle, acılarıyla, keyifleriyle ve kederleriyle birlikte kendisi olmayı kabule hazır olan bir kimse özgür olabilir. Sadece böyle bir kimse özgür olabilir
Uluslar bireyleri ulus adına kurban ediyor; ve ulus sadece bir laftır. Haritanın üzerine çizdiğin çizgiler yeryüzünde hiçbir yerde yoktur. Onlar sadece senin oyunundur. Fakat haritanın üzerine çizmiş olduğun bu çizgiler için savaşmak adına milyonlarca insan ölmüştür; gerçek insanlar gerçek olmayan çizgiler için ölüyor.
İnsan, gerçekten insan olabilseydi kurallara ihtiyaç olmazdı.
Özgürlük evete ihtiyaç duyulduğunda evet deme, hayıra ihtiyaç duyulduğunda hayır deme ve bazen de bir şeye ihtiyaç duyulmadığında sessiz kalma; bir şey söylememe, susma kapasitesi demektir. Tüm bu boyutlar mevcutsa özgürlük var demektir.
.
Dünyadaki en büyük korku, başkalarının fikirleridir. Kalabalıktan korkmadığın an artık koyun değilsin, aslan oluyorsun. Kalbinizde büyük bir kükreme yükselir, özgürlüğün kükremesi.
Dünyadaki en büyük korku, başkalarının fikirleridir. Kalabalıktan korkmadığın an artık koyun değilsin, aslan oluyorsun. Kalbinizde büyük bir kükreme yükselir, özgürlüğün kükremesi.
Pek çok defa düşeceksin. Bunun bir zararı yok. Yine ayağa kalk ve düşmemeyi öğren. Daha uyanık ol. Hatalar yapacaksın ama aynı hataları tekrar etme. Kişi böyle bilge olur. Kişi böyle bir birey haline gelir.
İnsanlar paraya sahip olabilir ve para onların kelepçesi haline gelir. İnsanların prestiji olabilir ve prestijleri onların kelepçeleri haline gelir. Görünen o ki insanlığın tüm geçmişi nasıl daha iyi zincirler geliştireceği üzerinedir, ancak bir zincir altından bile yapılsa yine de zincirdir.
Ne geçmiş mevcuttur ne de gelecek mevcuttur. Ellerinde tuttuğun tek şey şimdidir. Ve şimdide yaşayan, geçmişin ve geleceğin ağırlığından kurtulmuş kişi özgürlüğün tadını bilir. Zincirler —anıların zincirleri, arzuların zincirleri— yoktur. Bunlar senin ruhunu bağlayan gerçek zincirlerdir ve asla sana ait olan anı yaşamana izin vermezler.
Ve özgürlük sahibi, evet duymuş ve çok ender hayır duymuş çocuklar yetiştirerek otoriter toplum yok olacaktır. Daha insani bir topluma sahip olacağız. O yüzden bu sadece çocukları ilgilendiren bir mesele değildir. Bu çocuklar yarının toplumu olacak: çocuk insanın babasıdır.
Bir yalan başka bir yalana ihtiyaç duyar ve ondan sonra bunun bir türlü sonu gelmez; yalan söylemeye devam etmek zorundasın.