İçeriğe geç

Orestes Kitap Alıntıları – Euripides

Euripides kitaplarından Orestes kitap alıntıları sizlerle…

Orestes Kitap Alıntıları

&“&”

Tanrılar onun [Helene] muhteşem güzelliğini kullanarak Hellenlerle Troyalıları savaşa sokup dünyayı bir sürü kibirli ölümlünün yükünden kurtardılar.
Köle ya da özgür, her insan gün ışığını görmekten keyif alır!
ORESTES
Sadece akrabalara değil, dostlara da sahip olmaya çalış," dedikleri buymuş demek. Çünkü yabancı da olsa dertlerine senin kadar üzülen bir dost on bin akrabadan daha değerlidir.
Söyle bana, ne zaman bitecek bu dertler?
Sözlerinle bir de sen öldürme beni! Dertlerimiz bize yeter!
Dikkat et çılgınlığım

sana da bulaşmasın!

Tanrılar her şeyi sunduğu zaman dostlara ne gerek kalır?
Bazen susmak konuşmaktan iyidir, bazen de konuşmak sessizliğe tercih edilir.
Bilgelere göre mecburiyet yüzünden yapılan şey köleliktir.
Bilgelik açık konuşmadadır, imalarda değil!
Köle ya da özgür, her insan gün ışığını görmekten keyif alır!
Bazen susmak konuşmaktan iyidir, bazen de konuşmak sessizliğe tercih edilir.
Felaketlerle sıkıntılar mahvetti, mahvetti bizi!
Ne kadar mutsuzum!
Sadece akrabalara değil, dostlara da sahip olmaya çalış," dedikleri buymuş demek. Çünkü yabancıda olsa dertlerine senin kadar üzülen bir dost on bin akrabadan daha değerlidir.
Çünkü sağduyulu insanlar talihin köleleridir.
Bilgelere göre mecburiyet yüzünden yapılan şey köleliktir.
Üç dostun tek bir amacı, tek bir hedefi var:
Ya hep birlikte yaşayacak ya da
Hep birlikte öleceğiz!
Kötü düşünceli ama tatlı dilli hatipler, kalabalıkları kötü yönlendirerek ülkelerine büyük zarar verirler.
İyi görünen şey, her zaman iyi değildir.
Yabancı da olsa,
Dertlerine senin kadar üzülen bir dost,
On bin akrabadan daha değerlidir.
Kötü niyetli önderlerin peşinden giden kalabalıklar, tehlikeli olur.
Bazen susmak, konuşmaktan iyidir.
Sıkıntı altındaki yakınlarına dostluklarını eylemleriyle göstermeyenler, dost denmeyi hak etmezler.
Bilgelik açık konuşmadadır, imalarda değil!
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Beni söyledikleriyle mutlu etti, yaptıklarıyla değil…
Köle ya da özgür, her insan gün ışığını görmekten keyif alır!
Ne servet ne iktidar ,sadık bir dost kadar değerli başka bir nimet yok ve soylu bir dostu kalabalıklara değişmek akılsızlıktır.
Yeryüzünde ki hangi hastalık,
hangi gözyaşı ve hangi acı
kendi elinle öz annenin kanını
akıtmaktan daha kötüdür.
Onursuzca ölmek korkaklıktır.
Kötü niyetli önderlerin peşinden giden kalabalıklar tehlikeli olur.
Çünkü sağ duyulu insanlar talihin köleleridir.
İmrenilecek kişilerdir iyi çocuklara sahip olup onlar yüzünden büyük felaketler yaşamayanlar.
Beni doğuran anne, cinayet işledin
ve ardından öldürüldün.
Babamı ve kendi kanından olan
biz çocuklarını mahvettin.
Yittik ölüler gibi yitip yok olduk!
Sen ölülerin arasına katıldın,
ben de günlerimi feryatlarla,
iniltilerle geçirecek,
uykusuz gecelerimde
gözyaşı dökeceğim.
Evlenmeden ve çocuk doğurmadan,
mutsuzluk içinde tüketeceğim ömrümü.
Ya hep birlikte yaşayacak ya da hep birlikte öleceğiz….
Senin yüzünden haksız yere acılar çekiyorum..!
Ama övgünün fazlası ağır bir yüktür..!
Evimize ahlar çektiren bir lanet çöktü..!
Aslında tanrıdır seni mahveden..!
Sevginle kalbimi eriteceksin..!"
Evimize ahlar çektiren bir lanet çöktü..!
Belirsizliklerle doludur ölümlülerin hayatı..!"
Uykunun tatlı tesellisi, tam da zamanında
ilaç gibi yetişin hastalığımı sağaltmaya.
Dertleri unutturan saygın lethe, mutsuzlara
umut veren ne kadar bilge bir tanrıçasın !
Dikkat et çılgınlığım sana da bulaşmasın..!
Şimdi de sen benim durumumu sor, çünkü ben de mahvolmuşum..!
Durumun umutsuz, ölümün kaçınılmaz görünüyor..!
Başıma gelenleri kısaca özetlersek ben mahvoldum..!"
Ah, bana ihanet ettiler ve bütün umutlarım söndü..!"
Yüzümü hangi karanlığa gömeyim..
Hangi bulutun arkasına saklanayım..
Zavallı çocuk..!
Düşülebilecek en kötü duruma düşmüşsün.."
Görüntüm değil, yaptığım kötülükler acı çektiriyor..
Ölümlüler için büyük mutluluklar sonsuza dek sürmez..!
Rahatlamak için sana sarılayım mı..?"
Mutsuzluk içinde tüketeceğim ömrümü…!
Yitik ölüler gibi yitip yok olduk…!"
Felaketlerle sıkıntılar
mahvetti, mahvetti bizi…!
Anlat sevgili dostum..!
Ne bahtsızlıklar, ne felaketler geldi başına..?
Tanrılar nefret etsin hep senden..!
Ne kadar mutsuzum…!"
Söyle bana, ne zaman bitecek bu dertler..?
Neresi olursa olsun hayatta kalmak ölmekten iyidir.
Övgünün fazlası ağır bir yüktür.
Yüzüne son kez baktığımı bilmek aklımı başımdan alıyor!
Yıllar geçtikçe herkes her türden felaketle karşılaşır ve belirsizliklerle doludur ölümlülerin hayatı.
İyi görünen şey her zaman iyi değildir.
Kötü niyetli önderlerin peşinden giden kalabalıklar tehlikeli olur.
İmrenilecek kişilerdir iyi çocuklara sahip olup onların yüzünden büyük felaketler yaşamayanlar.
Kendi gözlerimle gördüklerim için başka tanığa ihtiyacım yok.
Bilgelere göre mecburiyet yüzünden yapılan şey köleliktir.
Ah ne kadar kötüdür olacak şeylerin farkına önceden varamamak.
Nasıl bir haber vereceksin? İyiyse bana iyi gelir,
ama kötüyse hiç söyleme, dertlerim bana yeter.
Kötü niyetli önderlerin peşinden giden kalabalıklar tehlikeli olur.
Kucaklaşmak ölmek üzere olanları mutlu edecekse bu anlamsız sevgi gösterisinin keyfini çıkar.
Sadece akrabalara değil, dostlara da sahip olmaya çalış," dedikleri buymuş demek. Çünkü yabancı da olsa dertlerine senin kadar üzülen bir dost on bin akrabadan daha değerlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir