İçeriğe geç

Önemsiz Bir Kadın Kitap Alıntıları – Oscar Wilde

Oscar Wilde kitaplarından Önemsiz Bir Kadın kitap alıntıları sizlerle…

Önemsiz Bir Kadın Kitap Alıntıları

çocuklar anne babalarını severek başlarlar. bir süre sonra onları yargılarlar. nadiren affeder, hatta hiç affetmezler.
“kalpler yaralandıkça yaşar. zevkler bir kalbi taşa çevirebilir, zenginlik nasır tutturabilir, fakat üzüntü – ah üzüntü onu kıramaz.”
benim için dünya avuç içi kadar, bastığım yerlerde de dikenler var.
evde kaldım ve kapımı örttüm, güneşi ittim ve karanlıkta oturdum.
“bir insanı ancak sevgi hayatta tutabilir.”
Kadın için utanç kaynağı olanı, erkek için de alçaklık addedene karşı asla adil olamayacaksınız.
* Denediğim her şeyde başarılı olduğumu bilmiyor musunuz?

– Bunu duyduğuma üzüldüm. Biz kadınlar kaybedenlere bayılırız. Çünkü bize yaslanırlar.

Bir tapınakta herkes ciddi olmalıdır, sadece tapılan hariç.
erkekler yorgun düştükleri için evlenir, kadınlarsa merak ettikleri için. ikisi de hayal kırıklığına uğrar.
“kadın için utanç kaynağı olanı erkek için de alçaklık addedene kadar asla adil olamayacaksınız.”
Bir insanı ancak sevgi hayatta tutabilir.
Ama kadınlar müthiş zeki, öyle değil mi?
Çocuklar anne babalarını severek başlarlar. Bir süre sonra onları yargılarlar. Nadiren affeder, hatta hiç affetmezler.
Ruh yaşlı doğar, ama giderek gençleşir. bu hayatın komedisidir.
beden ise genç doğar, ama giderek yaşlanır. bu hayatın trajedisidir.
Bugünlerde insanların çirkin bir alışkanlığı da bu, biri fikrini söyledikten sonra ciddi olup olmadığını sormak. Tutku haricinde hiçbir şey ciddi değildir.
Çünkü dünya akıllı adamlar tadını çıkarsın diye ahmaklar tarafından kurulmuştur.
ruh yaşlı doğar, ama giderek gençleşir. bu hayatın komedisidir.

beden ise genç doğar, ama giderek yaşlanır. bu hayatın trajedisidir.

Kaybolup gitmeye mahkumum.
parlamento kararıyla insanları iyi insan yapamazsınız.
hiçbir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı.
İnsanları parlamento kararıyla iyi insan yapamazsınız.
Hayatın sırrı filan yoktur.Hayatın amacı,o da eğer varsa,sürekli baştan çıkarıcı şeyler aramaktır sadece.
Tutku haricinde hiçbir şey ciddi değildir. Zeka da ciddi bir şey değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. Zeka kişinin çaldığı bir enstrümandır, o kadar.
Hayatın kendisi zaten bir umut değil miydi?
Hiçbir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı. Hayatın kendisi zaten bir umut.
Yanıldım. Tanrı’nın tek bir yasası var, o da sevgi.
Özel biri değil. Önemsiz bir adam.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Bir kadın ve bir erkeğin alışılageldik hikâyesi; alışılageldiği gibi, hep yaşandığı gibi olan. Sonu da aynı sıradan son. Kadın acı çeker. Erkek özgür kalır.
Ben çok aptalca davrandım. Söylenmesi gereken doğru şeyler yanlış zamanda ve yanlış insanlara söylenmiş olabilir.
Mükemmel olmaya hiç niyetim yok. En azından öyle umuyorum. Çok tatsız olur. Kadınlar bizi kusurlarımız için seviyorlar. Eğer yeterince kusurumuz olursa her şeyi affedebilirler, muhteşem zekâlarımızı bile.
Çünkü dünya akıllı adamlar tadını çıkarsın diye ahmaklar tarafından kurulmuştur!
Erkekler yorgun düştükleri için evlenir, kadınlarsa merak ettikleri için. İkisi de hayal kırıklığına ugrar.
Kadınların tarihi dünya üzerinde gelmiş geçmiş en ağır zorbalığın tarihidir. Zayıfın güçlü üzerindeki zorbalığı – ve bu bitmeyen tek zorbalıktır.
Ama kadınlar müthiş zeki, öyle değil mi?

Onlara hep öyle söylemek gerekir. Ama filozof için sevgili Gerald, kadınlar olan bitenin akıl üzerindeki zaferini temsil ederler – tıpkı erkeklerin aklın ahlak üzerindeki zaferini temsil ettiği gibi.

Kadınları anlamak çok zor olmalı?
Ruh yaşlı doğar, ama giderek gençleşir. Bu hayatın komedisidir. Beden ise genç doğar, ama giderek yaşlanır. Bu hayatın trajedisidir.
Her kadınla onu seviyormuşsun gibi, her adamla da ondan sıkılıyormuşsun gibi konuş, ilk turunun sonunda görgüsünün, nezaketinin üstüne yok diye üne kavuşursun.
Hiçbir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı. Hayatın kendisi zaten bir umut.
Çocuklar anne babalarını severek başlarlar. Bir süre sonra onları yargılarlar. Nadiren affeder, hatta hiç affetmezler.
Memnuniyetsizlik bir adamın veya bir ulusun ilerlemesindeki ilk adımdır.
Kadınların hepsi de sonunda anneleri gibi olur.
Biz bir hayat kurmaya çalışıyoruz Lady Hunstanton, hayatın burada dayandığından daha iyi, daha doğru, daha saf temeller üzerinde. Bu sizlerin kulağına garip geliyor şüphesiz, başka nasıl gelebilir? Siz Ingiltere’deki zenginler, ne şekilde yaşadığınızı bilmiyorsunuz. Nasıl bilebilirsiniz ki? Kibar ve iyi olanı sosyetenizden dışlıyorsunuz. Basit ve saf olana gülüyorsunuz. Hepiniz başkalarının sırtından yaşayıp, geçinip giderken fedakârlığa dudak büküyor ve sırf bir süre daha seslerini çıkarmasınlar diye yoksullara ekmek atıyorsunuz. Bütün saltanatınıza, zenginliğinize ve geleneğinize rağmen nasıl yaşayacağınızı bilmiyorsunuz bunu bile bilmiyorsunuz. Görüp, dokunup ele geçirebildiğiniz güzelliği seviyorsunuz, mahvedebileceğiniz güzelliği Üstelik bunu yapıyorsunuz da. Ama hayatın gözle görülmeyen güzelliklerine, daha yüce bir hayatın gözle görülmeyen güzelliklerine dair hiçbir şey bilmiyorsunuz. Hayatın sırrını kaybetmiş durumdasınız.
İdeal Koca? Öyle bir sey olamaz. Zaten müessese yanlış.
Erkekler her zaman bir kadının ilk aşkı olmak ister. Bu
onların manasız gururu. Biz kadınlar bu konularda çok
daha incelikli içgüdülere sahibiz. Bizim istediğimiz bir
adamın son ilişkisi olmaktır.
LORD ILLINGWORTH: Çaya geçelim mi?

BAYAN ALLONBY: Böyle basit zevklerden hoşlanır mısınız?

Hayatın hikâyesi bir adam ve bir kadınla bir bahçede başlar.
Romantizmi kadındaki mizah anlayışı kadar berbat eden bir şey daha yok.
Tuhaf şey, çekici olmayan kadınlar her zaman kocalarını kıskanır, güzel kadınlarsa hiçbir zaman!
Eminim eğitimsiz kişilerin oy hakkı olmasına karşısınız
Amerikan politikasında büyük bir yozlaşma olduğuna şüphe yok. Sanırım bunu ima ediyorsunuz?
Hiçbir sey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı. Hayatın kendisi zaten bir umut.
Daha önce ulaşmayı umut bile edemeyeceğim kadar uzak olan her şey şimdi çok yakın.
Tanrı’nın tek bir yasası var, o da Sevgi.
Benim itibarım zedelendi, onunki zedelenmedi. Hepsi bundan ibaret. Bir kadın ve bir erkeğin alışılageldik hikayesi; alışılageldiği gibi, hep yaşandığı gibi olan. Sonu da aynı sıradan son. Kadın acı çeker erkek özgür kalır.
Bir insanı ancak sevgi hayatta tutabilir.
Bir adam ve kadın günah işlediyse bırakın ikisi de çöle sürülsün, birbirlerini orada sevsin veya birbirlerinden orada nefret etsinler. Bırakın ikisi birden damgalansın. İkisinde de bir iz bırakın eğer istiyorsanız, ama birini cezalandırıp diğerini serbest bırakmayın.
Hiçbir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı. Hayatın kendisi zaten bir umut.
Bir öpücük bir insanın hayatını mahvedebilir.
Tanrı’nın tek bir Yasası var, o da sevgi.
Kalpler yaralandıkça yaşar.
Bir azizle bir günahkar arasındaki tek fark, her azizin bir geçmişi, her günahkarın da bir geleceği olduğudur.
Erkekler için ayrı kadınlar için ayrı bir yasanız olmasın. Kadın için utanç kaynağı olanı erkek için de alçaklık addedene kadar asla adil olamayacaksınız.
İngiltere’nin zenginleri olan sizler nasıl yaşadığınızın farkında değilsiniz. Nasıl olacaksınız ki? Kendinizi toplumdan, iyiden ve nezaketten soyutluyor, sadelikle saflığı gülünç buluyorsunuz. Başkalarının emeğiyle yaşayan sizler, özveriyi küçümsüyorsunuz. Yoksullara yaptığınız yardımlar sadece onları biraz susturmak için. Bütün şaşaaya, zenginliğe, sanata rağmen, hayat nasıl yaşanır bilmiyorsunuz. Görüp elde edebileceğiniz güzelliği beğenir, yok etmek ister ve edersiniz de. Ancak, gönlü zengin yaşamın gözle görülmeyen güzelliği hakkında fikriniz yoktur. Hayatın sırrını unutmuşsunuz. İngiliz toplumunuz bana sığ, bencil ve ahmakça geliyor. Gözleriniz kör, kulaklarınız sağır olmuş. Toplumunuz, cüzzamlı bir hasta gibi. Çürümüş yerlerinizi yaldızlı kumaşla örtmeye çalışıyorsunuz. Her şeyiniz yanlış her şeyiniz!
İnsanlar güzelliğe, sevince, hayatın neşesine ilgi duymalıdır. Yaşamın zorluklarından ne kadar az bahsedilirse o kadar iyi olur.
Kadın ve erkek ilişkileri ezelden beri değişmez, böyle gelmiş böyle de gidecek. Hikâyenin sonu hep aynıdır: Kadın acı çeker, erkekse özgürce yaşamaya devam eder.
-Ruh yaşlı doğar, ama giderek gençleşir. Bu hayatın komedisidir.
-Beden ise genç doğar, ama giderek yaşlanır. Bu hayatın trajedisidir.
-Bazen aynı zamanda komedisi.
Bir insanı ancak sevgi hayatta tutabilir.
Çünkü dünya akıllı adamlar tadını çıkarsın diye ahmaklar tarafından kurulmuştur!
Hiçbir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı. Hayatın kendisi zaten bir umut.
Çocuklar anne babalarını severek başlarlar. Bir süre sonra onları yargılarlar. Nadiren affeder, hatta hiç affetmezler.
Hiçbir şey umudun ulaşamayacağı kadar uzak olmamalı. Hayatın kendisi zaten bir umut.
Ruh yaşlı doğar ama giderek gençleşir. Bu hayatın komedisidir.
Beden ise genç doğar ama giderek yaşlanır. Bu da hayatın trajedisidir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir