Ölüler Konuşamaz Kitap Alıntıları – Dilara Keskin

Her zaman daha kötü bir hayat vardır. Sen, yaşayamayan tüm insanlar için yaşayabildiğin kadar yaşa. Sınırlardan ve onları aşmaktan korkma. Zincirlerin seni sıkmasına izin verme. Yasını tut ama ne olursa olsun, yaşa.

Sadece şunu unutma: Her zaman daha kötü bir hayat vardır. Sen, yaşayamayan tüm insanlar için yaşayabildiğin kadar yaşa.Sınırlardan ve onları aşmaktan korkma. Zincirlerin seni sıkmasına izin verme. Yasını tut ama ne olursa olsun, yaşa.

Hayat, bazen planların çok ötesinde ilerlerdi ve akışına uymakta zorlanırdık

“Kalpleri, en az o kurdele kadar siyahtı.”

“Kendini korumayı öğrenmen lazım,” dedi Gökçe. “Avazın çıktığı kadar bağıramazsan zamanla susmaya mahkûmhâle gelirsin.”

“Merak etme.” dedi Yankı. “Kimse seni, Gökçe’nin incindiği kadar incitemez.”

“Ölümü düşünmek, gözlerinde çığlıklarla.
Kuşlara isyan etmek, uçamamaktan.
İsterdim yeniden doğmak ya da hepten yok olmak.
İsterdim daha iyi olmam, bir melek gibi,,
Kanat açıp dağlara uçmak.
Birileri buna izin vermedi.”

Bildiğini sandığın şey, aslında tam olarak öyle olmayabilir.

“Şu dünya, insanlar başkasının hayatına karışmak yerine kendi hayatlarıyla meşgul olmaya başladığında düzelecek.”

“Herkes zaman zaman hata yapabilir ama önemli olan, yaptığımız kötü şeylerin sorumluluğunu hissetmektir. Bizi iyi insan yapan şey, o sorumluluktur. Sen, iyi bir insansın. -Bay R.”

“Merak etme,” dedi tekrar önüne dönüp yürümeye devam ederken. “Ölüler konuşamaz.”

Kendini korumayı öğrenmelisin, Eğer sesini çıkarmazsan sonsuza kadar sessizliğe mahkum edilirsin

Gökçe ‘nin dudaklarından alaycı bir gülümseme belirdi.Merak etme, dedi tekrar önüne dönüp yürümeye devam ederken. Ölüler konuşamaz.

Neden gülmüyorsun? Sen benim Gökçe’msin. Neden kahkahalarınla bana hayat vermiyorsun?

Avazın çıktığı kadar bağırmazsan,zamanla susmaya mahkûm hâle gelirsin.

En güçlü yağmur bile yerini gökkuşağına bırakır.. ❤

Senin gibi bir duygu cahiline, sevgimle bir şeyler öğretmeye çalışacak değilim.
?

Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.

Eğer bir yerlerde tanışman gereken biri varsa, bu şehir sizi mutlaka bir araya getirir.

Eğer iyi biri ölüme kavuşuyorsa o şehir yas tutar ve ağlar.
İstanbul,bu gece Gökçe için ağlıyordu.
Alper, gökyüzüne baktı ve İstanbul’la birlikte ağladı.

Mezarın başında beklerken kendini, ölümü düşünürken buldu. Ne kadar da komikti. Anlamsız olan bu yaşama, anlam veren tek şey ölümdü.

Güçlü olduğuma inanıyorum. Birilerinin sevgisine muhtaç değilim. Kimseye muhtaç değilim. Sen de sakın kimseye muhtaç olma. Birileri seni sevsin diye kendi karakterini kaybetme.

Ölüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak.
Bu, bitirmeye benzeyecek bir günahı.
Aynada beliren bir ölü yüzü görmeye benzeyecek.

Belki de barışacağınızı bildiğiniz için ayrılmak kolay oluyordur.

Daha yolun başındasın, değişirsin, diyorlar.
Oysa sana çıkıyor bildiğim bütün yollar.
Sevgi anlaşmak değildir, nedensizde sevilir.
Bazen küçük bir an için ömür bile verilir.

Sadece şunu unutma: Her zaman daha kötü bir hayat vardır. Sen, yaşayamayan tüm insanlar için yaşayabildiğin kadar yaşa. Sınırlardan ve onları aşmaktan korkma. Zincirlerin seni sıkmasına izin verme. Yasını tut ama ne olursa olsun, yaşa.

On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera

Bir şey duyduğumu sandım, dedi Alper.
Merak etme, dedi tekrar önüne dönüp yürümeye devam ederken. Ölüler konuşamaz.

Kendini korumayı öğrenmen lazım, dedi Gökçe. Avazın çıktığı kadar bağırmazsan, zamanla susmaya mahkûm hâle gelirsin.

Yarın öbür gün ölürsem çok ağlarsın.
Kim? dedi Alper kaşlarını kaldırarak. Ben mi? Şuraya yazıyorum, üç güne birini bulurum. Kırkını bile beklemem. Gökçe, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle, Hayata küsersin, dedi. Hatta çocuğun olursa ona, benim adımı verirsin.
Alper de sırıttı. Müstakbel karımla aramı, senin yüzünden açamam, dedi. O ne isterse o olur.
Alper! dedi Gökçe. Çok kötüsün!
Tamam, tamam, dedi Alper ama şakasını sürdürüyor, kızın tepkilerinden zevk alıyordu. Çok istersen yeni birini bulmak için üç gün değil dört gün beklerim.

Dünyanın en masum insanı bile zaman zaman kötü şeyler yapar.

Her ne hata yapmış olursan ol, yüzleşmekten korkma. En güçlü yağmur bile yerini gökkuşağına bırakır. Sen yeter ki dürüstçe göğüsle yaptıklarını.

Bundan elektrik direği bile olmaz. Evimin direği yapar mıyım sence?

Senin gibi bir duygu cahiline, sevgimle bir şeyler öğretmeye çalışacak değilim.

Teşekkürler, dedi Alper.
Gökçe’nin kaşları hafifçe çatıldı. Ne için? dedi. Dans için mi?
Hayır, gerçekten gülümsediğin için.

Sen, yaşayamayan tüm insanlar için yaşayabildiğin kadar yaşa. Sınırlardan ve onları aşmaktan korkma

Isterdim yeniden doğmak ya da hepten yok olmak. isterdim daha iyi olmak, bir melek gibi Kanat açıp dağlara uçmak. Birileri buna izin vermedi.

İnsanın kendiyle yüzleşmesi kadar harika bir şey yokmuş. Sonuçları ne kadar kötü olursa olsun

Eğer bir yerlerde tanışman gereken biri varsa,bu şehir sizi mutlaka bir araya getirir.

Hata yapmaz bizi,kötü biri yapmaz. Dünyanın en dürüst insanı bile zaman zaman yalana başvurabilir.
Daha önceden söylediğim gibi,önemli olan senin bunları göğüsleyecek cesarete sahip olman.

Kendini korumayı öğrenmen lazım, dedi Gökçe. Avazın çıktığı kadar bağırmazsan,zamanla susmaya mahkûm hâle gelirsin

Korkunç bir dünya,
Korkunç bir hayat.

İnsanların bir şeyler denemekten kaçması ve düzenine bağlı kalması bana çok enteresan geliyor. Ben,her zaman yeni bir deneyim kazanmak isterim.

Pratik yapmadıkça unutmaktan korkuyorum, dedi kız. Beynimiz,zaman zaman nankör olabiliyor.

Herkes zaman zaman hata yapabilir ama önemli olan,yaptığımız kötü şeylerin sorumluluğunu hissetmektir. Bizi iyi insan yapan şey,o sorumluluktur.

Dünyanın en masum insanı bile zaman zaman kötü şeyler yapar, dedi adam. O an,doğru gelen şey odur çünkü. Kimse,bile bile yanlış yapmaz.

Bir insana kendinle ilgili bir sır verirsen,ilk karşı karşıya gelişinizde bunu,sana karşı kullanır. Sen de sadece bunu yaptın,fazlasını değil.

Demem o ki hiçbir canlıyı,yaşı yüzünden küçümseme. Her şey olabilir. Hele ki ergenken ve dünya sadece bizim etrafımızda dönüyorken.

Yaşananlar ve yaşanması gerekenler,asla aynı olmuyor,
Sen,aslında her şeyin en iyisini yaşamalıydın.

Hayat sürprizlerle dolu, dedi. Ben kendimi,bugün kötü olan şeylerin aslında gelecekte iyi şeylere neden olacağına inanarak avutuyorum.

Her ne hata yapmış olursan ol,yüzleşmekten korkma. En güçlü yağmur bile yerini gökkuşağına bırakır. Sen yeter ki dürüstçe göğüsle yaptıklarını.

Yalandan nefret ettiğini söylemiştin.
Ediyorum zaten, Ama bazen çevremizdeki insanlar bize şans bırakmıyor.

Yankı, Eğer bir gün Hakan seni aldatırsa ne yaparsın?
Yankı bir süre düşündü. Bilmem, dedi. Aldattığı kadına acırım herhâlde.
Acımak mı? dedi Burcu. Bu yanıt onu şaşırtmıştı. Neden?
Ben,beni aldatacak kadar kendine saygısını yitirmiş bir karaktersizden kurtulmuş olurum ama o kadın,bile isteye aldatma potansiyeli olan bir erkeğin kurbanı olur, dedi Yankı. Üstelik kendi rızasıyla. Ardından Burcu’nun gözlerine baktı. Bir insanı aldatan,başkasını da aldatabilir. Bu ihtimalle yaşamak korkunç değil mi sence de?

İlişkiler,insanı yıpratır, dedi.
İnsana duygusal kararlar aldırır. Mantıklı düşünmesini imkansız kılar. Ardından istemese de kafasını geri çekti.
Ve ben duygusal düşünemem,
Bu benim sonum olur.

Bazı şeyler dile gelmese daha iyi, dedi. Düşünceler,sözcüklere dökülünce daha gerçek oluyor. Can sıkıcı bir durum.

Sen de sakın kimseye muhtaç olma. Birileri seni sevsin diye kendi karakterini kaybetme.

Ölüm,kötü bir şey, dedi. Zamansız olması daha da kötü.
Alper,omuz silkti. Her ölüm zamansızdır.

Teşekkürler,
Ne için? dedi. Dans için mi?
Hayır,gerçekten gülümsediğin için.

Bazen sahte gülümsüyorsun, dedi Alper aniden. Yani mutlu olduğun için değil,sanki gülümsemen gerektiği için gülümsüyorsun. En son ne zaman gerçekten gülümsedin?
Aslında gerçekten gülümsediğimi düşünüyorum,
Alper kaşlarını kaldırdı. Gerçekten gülümsememekten daha kötü bir şey varsa, dedi. Sanırım o da bunu yaptığını fark etmeyecek kadar çok sahte gülücük saçmaktır.

Bir geri zekâlı için sakın bir daha gözyaşı dökme, dedi. Hele ki seni hak etmeyen bir geri zekâlı içinse sakın.

Sence seni aldattı mı?
Yalan da bir aldatmadır.

Bak, dedi Yankı. Kim olursa olsun,insanların özel hayatlarıyla ilgili yorum yapamayız. Hayal kırıklığına ya da mutluluğa ulaşacak olan o. Bu yüzden,bunun üzerine kafa yormanın bir anlamı yok.

Acın hafife alınamaz zaten.
Sadece şunu unutma: Her zaman daha kötü bir hayat vardır. Sen,yaşayamayan tüm insanlar için yaşayabildiğin kadar yaşa. Sınırlardan ve onları aşmaktan korkma. Zincirlerin seni sıkmasına izin verme. Yasını tut ama ne olursa olsun,yaşa.

Ne oldu?
Bir şey duyduğumu sandım, dedi Alper.
Merak etme,
Ölüler Konuşamaz.

‘Peki, sence aşk nedir?’
‘Sanırım, bunu tanımlamak imkansız. Aşık olduğunda, bunu anlarsın zaten.’
‘Sen, hiç aşık oldun mu?’
‘Oldum.’
‘Peki, nasıl bir his?’
‘Karmakarışık’

sen busun. insanlar için kendinle oynamana gerek yok.

En güçlü yağmur bile yerini gökkuşağına bırakır..

Aşık olduğu kızın cesedine sarıldı ve gözyaşlarını serbest bıraktı.

Gökçe’yi öldüren kişi,onunla birlikte Alper’in de canını almıştı

Bir yerde duymuştu:

Eğer iyi biri ölüme kavuşursa o şehir yas tutar ve ağlar

İstanbul, bu gece Gökçe için ağlıyordu.

En güçlü yağmurlar bile yerini gökkuşağına bırakır.

İlişkiler insanı yıpratır, insana duygusal kararlar aldırır. Mantıklı düşünmeyi imkansız kılar ve ben duygusal düşünemem, bu benim sonum olur.

Avazın çıktığı kadar bağırmazsan, zamanla susmaya mahkûm hâle gelirsin.

Bir insana kendinle ilgili bir sır verirsen, ilk karşı karşıya gelişinizde bunu,sana karşı kullanır.

Isterdim yeniden doğmak ya da hepten yok olmak.
Isterdim daha iyi olmak, bir melek gibi
Kanat açıp dağlara uçmak.
Birileri buna izin vermedi.

Bir yerde duymuştu: Eğer iyi biri ölüme kavuşuyorsa o şehir yaş tutar ve ağlar.
İstanbul, bu gece Gökçe için ağlıyordu.
Alper, gökyüzüne baktı ve Istanbul’la birlikte ağladı.