İçeriğe geç

Olimpos’ta Bir Kuş Kitap Alıntıları – Ayşe Kilimci

Ayşe Kilimci kitaplarından Olimpos’ta Bir Kuş kitap alıntıları sizlerle…

Olimpos’ta Bir Kuş Kitap Alıntıları

&“&”

Çok akıllı ve duygusal olduğu için…Gönül almanın ve aşkını gösterebilmenin bin bir şeklini bildiği ve uyguladığı için…Zeus kıskanılmazsa kim kıskanılır,söyler misiniz?
Dünyanın iyiler yüzü suyu hürmetine döndüğünü hiç unutmayın. Kötülük gelip geçicidir, iyinin mayası güzel ve tatlı kılar hayatı…
…iyilikseverler zaten karşılığını almak için değil, hatta iyilik ettikleri için kötülük görmeye de hazırlıklı olarak iyilik yaparlar…
Ama büyükler ne der, üç şey vardır ki sonradan düzelmez, ah vah etmekle de geri gelmez: Giden sağlık, yaydan çıkan ok ve söylenen söz…
Gün ışığının görkemli tanrısı Apollon,yalnız güneşin değil,müziğin de sembolüdür.
Babası,ışığın geldiği yer olan gökyüzündeki Zeus,anası ise,karanlık gece Leto’dur. Şafak her sabah,gecenin bağrından çıkıp günün parlak saatlerinin efendisi, Güneş Tanrısı Apollon’un geleceğini muştular…
…hangi aşık sevdiği için göğün örtüsünü, yıldızlarıyla birlikte çeker alır da üşüyor diye sevdiği kızın üstüne örter?
Taşıyabildiği sürece insanoğlu sırrının efendisi olurmuş,ne zaman ki biriyle paylaşırmış,sır,o insanın efendisi olurmuş.Ya birine söylerse ya da duyulursa diye paylaştığı kişinin kulu olurmuş sırrı açık eden…
Sanırım ilk müzik gereci ıslık olmuştur,yani dudaklarımız…Sonra belki vurmalı çalgılar gelmiştir. Yaprak düdük de yapmış olabilir mi ilk insanlar, hani çocuklar yaprağa üfler ya,onu.
Sanırım sonra da kargıya üflemişlerdir,ellerinin altında bunlar olduğu için,teknikleri ancak buna yettiği için. Ama,insanın çarpan kalbini düşünürsek,en çok kalbiyle ses çıkarmıyor mu? Onun sesi ne denli gür ve renkli ise,ona uygun gereçlere üflüyor kalbinin sesi…kim bilir…
Flütün,ilk bilinen aletlerden olduğu tartışılmaz. Ama acaba,insanoğlundan önce onu hangi Olimpos sakini düşündü?
Güzel Sanatlar Tanrısı Apollon’un düşündüğünü sanmayın,yanılırsınız. İlk Zekâ Tanrıçası Athena düşünmüş. Hani simgesi zeytin dalı ile kalkan olan…
Müzik aletlerinin ne zaman bulunduğunu ve yapıldığını merak ettiğiniz olur mu? Ben çok merak ederim. Hatta ilk notanın ve diğer altısının ne zaman,nasıl kim tarafından yazıldığını da? Müzik aletlerinin hangi sırayla yapıldığını, Türklerin hangi müzik aletlerini yapıp çaldıklarını? Müziğin insanlara coşku ve keyif vermesinin yanında bazı hastalıkları nasıl sağalttığını?
Medusa,yenilmez bir mahlûkmuş.Yaban domuzuna benzermiş ve öldürücü alevler saçarmış.Saç yerine kıvrılmış zehirli yılanlar taşırmış başının üstünde.Islıkları,duyanı bayıltırmış.Kolları tunçtan,yüzüne bakılmaz çirkinlikte bir cadıymış.
Hiç kader değiştirilebilir mi? Zeus,çoktan kaderin hükmünü yerine getirmek için yola çıkmış bile…Bir kere gördüğü,gül yüzünü aklından silemediği Danae için altın yağmuru olup yeryüzüne yağmaya başlamış…
Ateşi ele geçiren insanoğlu,tembelliği bir yana bıraktı. Yırtıcı hayvanlara,kötü doğa koşullarına karşı korunabildi. Madenleri eritti,silâh yaptı. Çeliği bulmakla kalpleri de çelikleşti. Uygarlığa doğru koşunun ilk adımları bu dönemde açıldı,kalpten iyi duyguların eksilmeye başlaması da…
Bazen yeryüzüne de inen tanrılar,yani Olimpos halkı,kimi zaman da insan yahut hayvan şeklinde görünüp insanların arasına karışırlardı…
Mitolojiye göre Prometheus (Promete ya da Prometeus),ilk insanı balçıktan yaratmıştır…
Balçık su ile değil,göz yaşı ile yoğrulmuştur. Ama insan doğanın en güçsüsü olmaktan öteye gidememiştir. Çıplaktır,korunaksızdır. Güçlü pençeleri,ısıtan kürkü,kanadı,hortumu, hızla koşan çevik ve güçlü bacakları,zehiri yoktur. Doğduğunda acılar,yetersizlikler ve giderilmesi gereken gereksinimler yakasına yapışır. Bitki yer,yapraklarla örtünür. Gün ışığının yararından habersiz,mağaralarda gizlenir.
En ilkelinden en gelişmişine kadar her toplumun kendi mitolojisi vardır.
Kendinizi küçük,minicik bir zerre sanmayın…Sizde büyük bir âlem gizli." demedi mi Hz. Ali?
Dünyamız pek minicik bir yıldız aslında…Evrendeki yıldızların sayısı,yeryüzündeki tüm denizlerin ve kumsalların kumları kadar çok…Biz ise minicik bir kum tanesinin üstünde oturmuş,kendimizin,uzayın ve sonsuz evrenin anlamı üstüne kafa yoruyoruz.
İnsanoğlunu aya götüren uzay gemisi, Apollo’ydu…Mitolojide Apollon,güneşin simgesiydi. Ay ise güneşin kız kardeşi Artemis…Apollon gemisini kız kardeşi Artemis’e kavuşturan Saturn füzesi de mitolojide evrenin hâkimi sayılan Kronos (Kıronos)’tu…Evrenin hâkimi olan Kronos,bir zamanlar karısının doğurduğu çocukları yutmakta iken uzay çağının Saturn’u astronatları yeryüzünden kapıp gökteki imgelem tanrıçası aya kondurmuştu…
Aya ayak basıldıktan sonra bir tılsım yok oldu sanki…Mehtap ve ay aklımıza düştüğünde anımsadığımız her şey…
Mitolojinin beşiği Olimpos Dağı da büyüsünü yitirdi. Güneş etrafındaki tüm gezegenler,kardeşlik ve sevginin azaldığı,düşmanlıkların,yoksulluğun ve zalimliğin arttığı bir dünya gördüler.
…iyilikseverler zaten karşılığını almak için değil, hatta iyilik ettikleri için kötülük görmeye de hazırlıklı olarak iyilik yaparlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir