İçeriğe geç

Olduğum Gibi Sev Beni Kitap Alıntıları – Zekeriya Efiloğlu

Zekeriya Efiloğlu kitaplarından Olduğum Gibi Sev Beni kitap alıntıları sizlerle…

Olduğum Gibi Sev Beni Kitap Alıntıları

&“&”

Avucumda biriktirdiğim kırıklarımla yıkıyorum kirlenmiş umutlarımı…
Öyle derin acılarla kısıldım ki kapana; denizin terk edip dalgalarıyla fırlattığı deniz kabuklarının içine hapsoldu kalbim.
Kaç kez ölmek istedim biliyor musun? Ancak senin varlığını ve gamzende kaybolmuş tebessümünü her aklıma getirdiğim de vazgeçtim ölmekten.
Ayrı diyarlarda ama aynı hayatın içinde, aynı bulutun altında, aynı karadaydık ama ellerimiz tutunamayacak kadar uzaktık birbirimize.
Her gün ölecek ve dirilecek ama gözlerinde hayat bulacaktım…
Eğer bir gün sana ulaşamazsa ellerim, mahşerde, sonsuza dek seni bekleyeceğim."
Geriye gelir mi bilinmez, tekrar tamir olur mu anlaşılmaz, yeniden yaşanır mı tahmin edilemez. Fakat acı olan gerçek şu ki, eller kirlenirse yıkanır ve temizlenir ama yürek kirlenirse, beden bataklık olur.
Gözler yüreğin üzerinde değilse eller kocaman bir boşluk kucaklamıştır.
Hep söylerim, Anlayabilseydin, ağlayabilirdin." ağlamadan susuz çöller gibiydin.
Hadi şimdi gözlerini kapat. Senin için güzel bir söz fısıldayacağım. Çünkü biliyorsun ki bütün duygular aşk ile ve bütün sözcükler besmele ile başlar.
Sana gökyüzüne bağışlayabilirdim yüzüm olsaydı
Belki ardından bir şiir yazardım sözüm olsaydı
Gitmek değil kalmak bu aşka çözüm olsaydı
Beklerdim bir asır zemheri yazım olsaydı
Mükemmel veya noksansız hiç kimse yoktur hayatta. Seni her halinle seviyorum. "diye yiğitçe bir söz vardır mesela.
Sevmek ise çorak topraklara tohum ekmek değik;yürekteki ayrık otlarını sökmek, oraya muhabbet çiçeklerini dikmektir. "
Ne kadar kıymet verirsen o kadar kıymet görürsün ama unutma ki bir kıymetsize değer verirsen en çok sen üzülürsün. "
“Sevgi nedir?” dedim.
“Ömrünce tadacağın en mükemmel HAZ!” dedi.
“Peki ya aşk?” dedim.
“O hayatın içinde sırlı bir ÖZ!” dedi.
“Yaşadın mı?” dedim, güldü.
“Yaşarsam olur son SÖZ!” dedi.
“Ya tavsiyen nedir?” diyecek oldum.
“Küllenmesin yüreğinde KÖZ!” dedi ve gitti.
“Bunları ne yapayım?” diye bağırdım ardından.
Elini sol yanına koydu, seslendi:
“Aklınla değil, yüreğinle YAZ!” dedi
Kalem aşka gelince,kelâm neylesin aşkı
Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar,avuçlarımda gülüşün yüreğimde adın var.
Hem hayat dediğin nedir ki bir selam, bir dua, bir de veda. Selamı esirgemeyin, duayı eksik etmeyin, vedayı güzel yapın…"
Bulut sevdalanırsa yağmur olur akarmış, toprak sevdalanırsa gökyüzüne bakarmış…
Takvim bahar olsa yüreğin ayaz
Yığılan karları, eritmez yaz
Güneşsiz batıyor, ömür dediğin
“Mesafeler zayıf aşkları söndürür, büyük aşkları alevlendirir; tıpkı rüzgarın mumu söndürüp ateşi kuvvetlendirdiği gibi.”
dökülür gözümden ,aşkımın feri
ruhumu hapsetmiş ,yokluğun yeri yalvardım yakardım ,dönmedin geri
hüzünlü masaldın ,bittin sevdiğim
Hayat en sahici şey bir çocuğun gülüşü, bir de annenin sevişidir."
Eller kirlenirse yıkanır ve temizlenir ama yürek kirlenirse,beden bataklık olur.
Gözlerine bakmadığım her an israftır.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
**

Aşk,bütün duyguların ön sözüdür fakat bir kadına söylüyorsan son sözüdür….

**

Eller kirlenirse yıkanır ve temizlenir ama yürek kirlenirse,beden bataklık olur.
Ne kadar kıymet verirsen o kadar kıymet görürsün ama unutma ki bir kıymetsize değer verirsen en çok sen üzülürsün. "
Mükemmel veya noksansız hiç kimse yoktur hayatta. Seni her halinle seviyorum. "diye yiğitçe bir söz vardır mesela.
Çok güçlüsün unutma. Çünkü kimsenin kimseye faydası olmayan bir zamanında yaşıyoruz.
Çok sevdim kaybettim diye üzülme. Ya sevmeyi bilmeyen bir kalbim olsaydı diye düşün. "
Sevmek ise çorak topraklara tohum ekmek değik;yürekteki ayrık otlarını sökmek, oraya muhabbet çiçeklerini dikmektir. "
Aşk, bütün duyguların önsözüdür fakat bir kadına söylüyorsan son sözdür. "
Gelmez misin ey yar, geç olmadan sabaha? "
Eller;
Kanayan bir yaranın heyecanıyla titreyen parmaklara;
Diller;
Sadece hayır söyleyip uzmeyen, umitlendiren titrek ama kendinden emin dudaklara;
Yürekler;
Zemherinin soğuğundan etkilenmemiş, kıpır kıpır mutluluk sunan engin bir ruha;
Hayat;
Gerçekleri özünde saklayan, hakikati barındıran, kevseri hatırlatan ,düşününce ağlatan nutfeye emanet…..
Hayat en sahici şey bir çocuğun gülüşü, bir de annenin sevişidir."
Duygularına ayar vermeyi bilmeyenlerin kurma kolu " hep başkalarının elindedir.
Hayatının aktörü olmayı bilemiyorsan,seni figüran gibibir o yana bir bu yana çarparlar.
Hakkını veremezsen sana bahsedilen yaşamın;
Ya haddini bildirirler…
Yada
Hakkından gelirler….
Siz siz olun;
Gözlerinizi tamda yüreğinizin üstüne koyun.
Bakin bakalım hayat ne kadar da yaşanılır oluyor.
Ben gözlerini yüreğinde taşıyan insanları seviyorum, hayatlarının filmini seyreder gibi bakıyorum onlara.
Gözler yüreğin üzerinde değilse eller kocaman bir boşluk kucaklamıştır….
Unutma ki;
Birseyi yıkmak değil, yıkıntıların ortasında sapasağlam ve dimdik durabilmektir,
İHTİLAL!!!
Aşk;
Yuva kurmayacağı bir yürek için çalı çırpı toplamaz.
Çünkü AŞK;
Bedene girdikten sonra çıkmak için bir neden aramaz..
Eğer yüreğini çle döndürürsen,neden su bulamıyorum diye şikâyet etmeye hakkın yok !
Aşk,bütün duyguların ön sözüdür fakat bir kadına söylüyorsan son sözüdür….
//…Yaşadıklarının adını ne olduğunu tanımlayamadan en güzel ambalaj içinde sunulanı kabul edip sonra da serseri hayallere duçar olup kaybolup gidiyorlar.O kadar kolay başlıyor ki herşey ve okadar yapmacık bitiyor ki sevgiler.Ne köz kalıyor ne alev. Külünü bile bir o yana bir bu yana savuruyor acemi rüzgarlar,hani ondan bile nasipsizler….
///..Çünkü aklını kullananların değil,Aşkını yaşayanların zaferidir imtihan…
//..Hayat sandığınız kadar karmaşık değil,basit düşünün,sade yaşayın ve yaşadığınız anı en son anınız bilerek hayattan keyif alın..Yoksa herşey üzerinize öyle bir gelir ki bütün huzurunuz bir anda tarumar olur…

Ozaman yüreğini avuçlarına al ve senin için bir kez daha yaratılan bu eşsiz kâinatı seyre dal…Unutma ki bir şeyi yıkmak değil,yıkıntıların ortasında sapasağlam ve dimdik durabilmektir ihtilal…

sana gökyüzünü bağışlayabilirdim yüzüm olsaydı.
Belki ardından bir şiir yazardım sözüm olsaydı.
Gitmek değil kalmak bu aşka çözüm olsaydı,
Beklerdim bir asır zemheri yazım olsaydı.
//..İnsanlar aşka değil,kadına,cinselliğe,şehvete ve güzelliğe talip oluyorlar.Oysa en önce talip olunması gereken saygı,güven ve yürek olmalıyken hep erteleniyorlar.işte bundan sonra da incir çekirdeğini bile doldurmayan devasa zannedilen sorunlar başlıyor. Bu sorunlaro çözemeyen kişiler de ilk iş olarak yollarını ayırma kararı alıyorlar….
Elimizde bir ölçü olmalı.Çünkü insanlar ilaç prospektüsleri gibi.Ne kadar çok tanırsan,o kadar çok uzaklaşıyorsun…
Ne kadar kıymet verirsen o kadar kıymet görürsün ama unutma ki bir kıymetsize değer verirsen en çok sen üzülürsün…
Ellerim yüzüne hasret,yüzün benim ezberim,
sana ait anılarla doludur aşk defterim,sokunsan şiir olur,senle kokar her yerim,bırakma sonsuza dek,bozulmasın yeminim.
Hem hayat dediğin nedir ki bir selam, bir dua, bir de veda. Selamı esirgemeyin, duayı eksik etmeyin, vedayı güzel yapın…"
Çünkü beklemek, duaların ve dileklerin ucuna gözyaşı eklemek değil; sevdiğini yürekte bir muska gibi sonsuza dek saklamaktır."
Namaz aşkına eda etmek, dua aşkına nida etmektir."
İnsanı dürüst, efendi, iyi, harika, büyüleyici ve güzel yapan üstünde taşıdıkları değil yüreğinde yaşadıklarıdır."
Unutmayın!
Hayatı acılarla, sıkıntılarla, yalnızlıkla yaşayan ve öğrenen insanların, nasırlaşmış elleri ve ayakları vardır; fakat pamuk gibi yürekleri, şeker gibi dilleri ve içine menfaat karışmamış sevgileri ve dostlukları vardır."
Aşk kavuşmak değil, kavuşamadan da sevmekti oysa ."
Sevgi nedir?" dedim.
"Ömrünce tadacağın en mükemmel HAZ!" dedi.
"Peki ya aşk!.." dedim.
"O hayatın içinde sırlı bir ÖZ!" dedi.
"Yaşadın mı?" dedim, güldü.
"Yaşarsam olur son SÖZ!" dedi.
"Ya tavsiyen nedir?" diyecek oldum.
"Küllenmesin yüreğinde KÖZ!" dedi ve giti.
Tutuşmuş ruhumuzda,sebil olsun acılar
Bakışın sürüklesin,selinde savrulayım
Servilere dokunsun,saçlarında sancılar
Çöllerde su olayım,aşkınla kavrulayım
Mesafeler zayıf aşkları söndürür, büyük aşkları alevlendirir; tıpkı rüzgârın mumu söndürüp ateşi kuvvetlendirdiği gibi."
Elde etmek istediğim tek mühimmat sana kavuşmak şimdilerde…
…dört tane şiir kitabı çıkardım, onlarca şiir kaleme aldım ama hiçbirisi anne şiirim kadar güzel olmadı. Çünkü Anne zaten şiirdi", geriye bir şey kalmadı.
Parmağımda yüzüğüm,senden kalan tek nişan
Koskocaman anılar,heyhat silinip gitti
Sadece Dünya değil,tüm kainat perişan
Hüzünlü bir vedayla,sanki aşkımız bitti
Aşk,bütün duyguların ön sözüdür,
bir kasına söylüyorsan son sözüdür.
“Mesafeler zayıf aşkları söndürür, büyük aşkları alevlendirir; tıpkı rüzgarın mumu söndürüp ateşi kuvvetlendirdiği gibi.”
Gözlerine bakmadığım her an israftır.
Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar,avuçlarımda gülüşün yüreğimde adın var.
Kalem aşka gelince,kelâm neylesin aşkı
Yüreğine kurşun yarası değmemiş platonik saçmalıklarla doluydu dünya,bir ucu büyük ihtiraslarla yakılmış mektupların…
Sevgi Elif olmaksa, aşk Vav olmaktır…
“Sevgi nedir?” dedim.
“Ömrünce tadacağın en mükemmel HAZ!” dedi.
“Peki ya aşk?” dedim.
“O hayatın içinde sırlı bir ÖZ!” dedi.
“Yaşadın mı?” dedim, güldü.
“Yaşarsam olur son SÖZ!” dedi.
“Ya tavsiyen nedir?” diyecek oldum.
“Küllenmesin yüreğinde KÖZ!” dedi ve gitti.
“Bunları ne yapayım?” diye bağırdım ardından.
Elini sol yanına koydu, seslendi:
“Aklınla değil, yüreğinle YAZ!” dedi.
Aşk bütün duyguların ön sözüdür fakat bir kadına söylüyorsan son sözüdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir