İçeriğe geç

Okyanusla İlk Karşılaşma Kitap Alıntıları – Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu kitaplarından Okyanusla İlk Karşılaşma kitap alıntıları sizlerle…

Okyanusla İlk Karşılaşma Kitap Alıntıları

&“&”

Annem yok artık. Bu kesin. Gelinecek bir yere gitmedi.
Tenin seslenirken tenime
Ve çekerken beni derinliklerine
Seni düşündüğüm zaman
İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor
Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri."
Dilin uzunluğu
Sanma ki aklın ölçüsüdür
İnsan konuştuğu kadar değil
Bildiği kadar düşünür"
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür."
Aşk da bir taşmayı özleyiştir bence
Sevişmek benim sözlüğümde taşmaktır
Her taşkından geriye bir sel yatağı kalır
Bir başka taşkınla derinleşmek üzere…"
Dünya çocuk parkında unutulmuş
Bir çocuğa benziyor;
Dönüyor durmaksızın atlıkarıncada
Ve gitgide yaşlanıyor"
Yaşayıp durduğum yaşamdan
Bir başka yaşam çıkarmak istiyorum
Bu yinelenen şey beni üzüyor
Onu alıp başka bir şey yapmak istiyorum…"
Öldüğümde -İçimde şarkı söyleyen çocuğa rağmen-,
Ölmeyi de hak etmiş olmak isterim
Yaşamayı nasıl hak ettiysem
Cansız bedenimi hayal ettiğimde
Ona sadece
Merhamet değil
Saygı da duymak isterim
Bu ben’dim
Ve doğru yaşayabildim…"
Seni düşündüğüm zaman
Yalnızlık çeken sözcükler
Kol kola giriyor birden
Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen…"
İlkbahar ilk gençliğimdir
Hüzünlerimdir sonbahar
Sesim kışa mı yakışır
Mezarları örterken kar
Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen
Seni düşündüğüm zaman
İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor
Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri
Atina kralı Theseus’un
Parçaları durmaksızın yenilenen
Gemisine benziyor İnsan yaşamı uzadıkça:
Ben hangi benim?
Ben dediğim kim?
Ben miyim hala?
Dilin uzunluğu
Sanma ki aklın ölçüsüdür
İnsan konuştuğu kadar değil
Bildiği kadar düşünür
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür
Yaşamdır kışkırtan taşmak duygusunu
Bir büyük taşkına karışmaya doğru
Ölüm de belki taşmak mı yaşamdan
Ve yükü özlemin böylece hafifler
Dilimin ucuna yükselen sözcükler
Bir şiire dönüşmekteyken
İnsan konuştuğu kadar değil
Bildiği kadar düşünür
Şiir ne için yazılır
Ve neye karşı:
Esirgeyen, bağışlayan aşk adına
Esirgemeyen, bağışlamayan ölüme karşı
Kendim kalmak için intihar edebilirim
Sonsuzca kendim kalmak için
Ama kendim kim
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür
Bir kadını sesinden başlarım sevmeye
Gözlerinin labirentinde
Kaybolmadan önce
İnsan kendisinin rüyasıdır
Kimdi o çocuk ben dediğim
O delikanlı ben miydim gerçekten
Şimdi bir tren penceresinden
Başka yaşamlara bakar gibiyim
Sevişmek benim sözlüğümde taşmaktır
Yaşayıp durduğum yaşamdan
Bir başka yaşam çıkarmak istiyorum
Cansız bedenimi hayal ettiğimde
Ona sadece
Merhamet değil
Saygı da duymak isterim
Bu ben’dim
Ve doğru yaşayabildim

Her hangi bir Tanrıya
Minnet ya da
Gereksinim duymaksızın
Kendim olmayı
Başarabildim

Ölmeyi de hak etmiş olmak isterim
Yaşamayı nasıl hak ettiysem
Şiir çalışırken
Genişliyorum
Ve hayat oluyorum
Sanki
Biz gideceğiz aşklar kalacak
Ağustos sıcağı, ter
Deniz kıyıları, öpüşler
Bir Noel gecesinde olsaydım şimdi
Bir sokakta ve kar yağsaydı
Seni düşündüğüm zaman
Yalnızlık çeken sözcükler
Kol kola giriyor birden
Kharon’un kayığı
Melankoli ırmağı boyunca
Ölüleri taşır;
Yaşam o ırmaktır
Ve kalbim
O kayıktır …
Cansız bedenimi hayal ettiğimde
Ona sadece
Merhamet değil
Saygı da duymak isterim
Bu ben’dim
Ve doğru yaşayabildim
Seni düşündüğüm zaman
Yalnızlık çeken sözcükler
Kol kola giriyor birden
Seni düşündüğüm zaman
Yalnızlık çeken sözcükler
Kol kola giriyor birden
Aşkın öğretildiği bir okul yok
Ve yok yazıldığı bir defter
Bilgisi yürektedir
Yazısız tarihi: Hüzünler
Bütün ömrümce aradığımı bulduğumda
Oturup ağlayacağım
Bir deniz kıyısında
Sağanak ansızın başladı ve bitti
Tıpkı aşk gibi yaşam gibi
Yerini ıssızlığa bırakarak
Gecenin kuytularına
Sürükler ruhum beni
Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen
Seni düşündüğüm zaman.
Bir bulut oluyorum.
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen.
Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen…
Bütün ömrünce aradığımı bulduğumda
Oturup ağlayacağım
Bir deniz kıyısında
Bir yolculuktu bu ve yolun sonunda
Ulaşmak istediğim kendimdi
Yalnızlığımın parmak izlerini
Bırakarak geçtiğim yollara
Yaşayıp durduğum yaşamdan
Bir başka yaşam çıkarmak istiyorum
Bütün ömrümce aradığımı bulduğumda
Oturup ağlayacağım
Bir deniz kıyısında
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür.
Bütün ömrümce aradığımı bulduğumda
Oturup ağlayacağım
Bir deniz kıyısında
Bütün ömrümce aradığımı bulduğumda
Oturup ağlayacağım
Bir deniz kenarında
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür "
Değişir her şey yeni bir anlamla…
Dilin uzunluğu
Sanma ki aklın ölçüsüdür
İnsa konuştuğu kadar değil
Bildiği kadar düşünür.
Akıldır
Işıktan da hızlı olan
Tüm evreni
Bir anda dolaştığından
Aşkın öğretildiği bir okul yok
Ve yok yazıldığı bir defter
Bilgisi yörektedir
Yazısız tarihi : hüzünler
Çocukluğumu arıyorum karanlıkta
Sesleniyor çocuğum
Buradayım baba"
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür.
Değişir her şey yeni bir anlamla
Dünya çocuk parkında unutulmuş
Bir çocuğa benziyor
Dönüyor durmaksızın atlıkarıncada
Ve gitgide yaşlanıyor.
Biz gideceğiz çocuklar kalacak
Bakışlarında merak
Konuşacaklar
Ağızlarını hayatla dolduracak.
Biz gideceğiz düşler kalacak
Acıtan maviliğiyle gökyüzü
Kederler sevinçler kalacak
Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen.
Seni düşündüğüm zaman
İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor
Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri.
Seni düşündüğüm zaman
İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor
Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri

Seni düşündüğüm zaman
İlkbahar gibi bir şey oluyor
Anlatılmaz bir sevinç kaplıyor her şeyi

Elimdeki kalem
Parmaklarımda şakıyan
Bir kuşa dönüşüyor
Masam bir güneş denizinde yüzüyor

Seni düşündüğüm zaman
Yalnızlık çeken sözcükler
Kol kola giriyor birden

Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen

Dünya çocuk parkında unutulmuş
Bir çocuğa benziyor;
Dönüyor durmaksızın atlıkarıncada
Ve gitgide yaşlanıyor
Aşkın öğretildiği bir okul yok
Ve yok yazıldığı bir defter
Bilgisi yürektedir
Yazısız tarihi : Hüzünler
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür
Bütün ömrünce aradığımı bulduğumda
Oturup ağlayacağım
Bir deniz kıyısında
Ölümdür
Tek gerçek
Ama gerçekler de ölür
Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir