İçeriğe geç

Niyet ve İhlas Kitap Alıntıları – Yusuf el-Karadavi

Yusuf el-Karadavi kitaplarından Niyet ve İhlas kitap alıntıları sizlerle…

Niyet ve İhlas Kitap Alıntıları

&“&”

Bil ki Allah’ın kula yardımı onun niyeti kadardır.
Cüneyd şöyle der ; İhlas Allah ile kul arasındaki sırdır ; onu hiçbir melek bilmez ki kaydetsin , hiçbir şeytan bilmez ki bozsun , hiçbir nefis de bilmez ki onu kendi lehine çevirsin.
Niyet sadece bir şeyi elde etmeyi istemek değil , elde etmek için çaba sarf etmektir.
Gayret eden bulur, eken biçer, yolda yürüyen hedefe ulaşır.
Allah’a galip gelecek hiçbir şey yoktur.
Allah için olan devam eder ve sürekli olur. Allah’tan başkası için olan ise kopar ve yarı yolda ayrılır!
Mümin kişi kulluğunu sadece Allah’a has kılmakla başkasına kulluk bedbahtlığından kurtulur, özgürlüğe kavuşur.
Allah’ım!
Ben senin sevgini ve seni sevenin sevgisini istiyorum.
Allah’ım!
Bize dünyada setreylediğin gibi ahirette de setreyle.
Huzurunda duracağımız o günde mahlukatının önünde bizi rezil rüsva eyleme!
Güzeli açığa vurup çirkini gizleyen Allah’ı tenzih ederim. ❀
Allah (c.c) ahirette İnsanları, “Neden muzaffer olmadınız?” diye değil, “Neden mücadele etmediniz?” diye hesaba çekecek. Onlara, “Niçin başarmadınız?” değil, “Neden çalışmadınız?” diye soracak.
Hiç tanınmamayı başarabilirsen yap. Neden tanınasın ki? Neden övülesin ki? Allah katında övülen olduktan sonra insanlar tarafından yerilen olsan ne olur ki ?
“Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, Salih amel işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”

Kehf,110

Resulullah (s.a.v), “Kötülükten sonra iyilik yap ki onu silsin.” buyurmuştur.
Allah katında övülmeye layıksan İnsanlar tarafından yerilmen önemli değildir.
İhlas; İtaatini bilinçli olarak sadece Hak Teala’ya yapmaktır.
Fudayl b. İyaz:

Amel halis olur, doğru olmazsa kabul edilmez. Doğru olur, halis olmazsa yine kabul edilmez. Kabul edilmesi için halis ve doğru yapılması şarttır.
Halis olması Allah (c.c) için yapılması,
doğru olması ise Sünnet’e uygun olmasıdır.

Her salih amelin iki esası vardır ki onlar olmadan Allah katında kabul edilmezler:

Birincisi: İhlas ve düzgün niyetle yapılması.

İkincisi: Sünnete ve şeriata uygun olması.

Niyet, amelin ruhu, Özü ve kıvamıdır.
Amel niyete tabiidir; o sahih olunca sahih, fasit olunca fasit olur.
Şüphesiz Müslümanın hayatını dağınıklıktan kurtarıp hepsini Allah’a mahsus kılan şey ihlastır.
İslam, Müslümanın bir yüzünün Allah’a, diğer yüzünün ise Allah’a ortak edilenlere dönük bir şekilde, iki yüzlü olmasına razı olmaz. Hayatının, biri Allah diğeri tağutlar için olmak üzere ikiye ayrılmasına da razı olmaz. İslam, bugünkü müslümanların hayatlarında gördüğümüz iğrenç ikilemi ve çirkin iki yüzlülüğü reddeder.
İlim bir tohumdur. Onun tahılı amel, suyu ise ihlastır.
Fudayl b. İyaz der ki: hiç tanınmamayı başarabilirsen yap. Neden tanınasın ki? Neden övülesin ki? Allah katında övülen olduktan sonra insanlar tarafından yerilsen ne olur ki?
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Allah içinde hardal tanesi kadar riya bulunan hiçbir ameli kabul etmez.
“Allah arızalı kalbi kabul etmez, arızalı ameli kabul etmez. O amelden ancak , yalnız kendi rızası için yapılanı kabul eder…”
Abdullah b. Mesud (r.a) “ Allah kesinlikle kötüyü kötüyle silmez, bilakis kötüyü iyiyle siler. Çünkü pis pisi temizlemez..” demiştir.
Kâmil tevhit ise ibadeti ve yardım istemeyi yalnız Aziz ve Celil olan Allah’a yapmaktır ki, bunu Allah’ın Fatiha suresindeki şu buyruğu ifade etmektedir: “Ancak sana kulluk eder, ancak senden yardım dileriz.”
İhlas saf Tevhidin meyvelerindendir.
Hakiki mümin; içindeki din dürtüsünün heva dürtüsüne galebe çaldığı, ahiret saikinin dünya saikini yendiği, Allah katındakini insanlardakine tercih eden… Dolayısıyla niyeti, sözü ve ameli Allah (c.c.) için olan; namazını, ibadetlerini, yaşamını ve ölümünü âlemlerin Rabbi’ne has kılan kişidir.
İşte ihlas budur.
Amelde ihlasın esası; amelde niyet ve kastın sadece Allah olmasıdır.

Niyetten kasıt; insanın istediği bir hedefi gerçekleştirmek için harekete geçmesidir

İhlas; kalp amellerinden biri, hatta en başta gelenidir. Çünkü, ameller ancak onunla kabul olunur.
İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah’a veren kimse, gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Zaten bütün işlerin sonu Allah’a varır.
Salih amel; hadd-i zatında Allah’ı (c.c.) ancak, ihlasla, küçüğü ve büyüğü, açığı ve gizlisi ile her türlü şirkten uzak olarak eda edildiğinde rahatsız eder.
Rabbim! Bana, anama ve babama lütfettiğin nimete şükretmemi, senin beğeneceğin faydalı iş yapmamı ilham eyle ve beni salih kullarının arasına koy.
Müslümanlar savaşlarının birinde düşmanlarının son derece sağlam bir Kalesi’nin önünde dururlar Kalenin kuşatması uzadıkça uzayınca bir asker Kalenin bir duvarından bir delik veya gedik açıp oradan içeri girmeyi ve Kalenin kapılarını Müslüman savaşçılara açmayı düşünür

Bu Müslüman savaşçı düşündüğünü yapar ve sessiz sakin bir şekilde duvarı tek başına deler ve Müslümanların asgari bir kayıpla bekledikleri zaferi kazanmasına sebep olur

Önemli olan nokta şurası ki savaş komutanı Zafer’in arkasındaki bu delikçiyi araştırır ama hiç kimse o benim diye öne çıkmaz komutan askerlerine bir konuşma yapar ve Allah aşkına bu deliği kim açtıysa veya onu kim tanıyorsa bana söylesin der

Komutan çadırında iken birisi içeriye girer ve Kaleyi deleni öğrenmek istiyor musun diye sorar komutan evet der adam ben sana onu söyleyeceğim ama koştuğu bazı şartlar var der komutan her şartını kabul ediyorum Allah rahmet eylesin sana şartları nedir diye sorar adam ona ismini sormaman insanlara veya halifeye duyurmaman ve yaptığı karşılığında mükafatlandırmaman der komutan tamam istediği olacak peki o nerede der adam o benim deyince komutan kalkıp sarılır adam şartlara sadık kalmasını tekrar ister ve komutan kabul etmekten başka bir şey yapamaz bu meçhul asker O büyük kalabalık arasında kaybolup gider ve o vakitten sonra hiç kimse onu göremez

Bu komutan Allah’a o askerle hasretmesi ve dinine o ve emsali iman ve ihlas erleriyle yardim etmesi için dua eder

Sahih bir hadiste,

Allah’tan yardım dile ve zafiyet gösterme

Müslim Ebu Hureyre ra dan rivayet etmiştir

Hukemadan biri arkadaşlarından ve öğrencilerinden şu üç sözü duymaktan nefret ederdi yapamıyorum bilmiyorum imkansız

Yapamıyorum diyene yapmaya çalış

Bilmiyorum diyene öğren

Imkansız diyene bir dene derdi

Bu işin esası irade, ekseni mücahededir
Ihlasli kimseleri bulamadığında ölmüş ihlaslilarla arkadaşlık et onların hayatlarını oku öğren
Selman ra şöyle rivayet edilmiştir

Iki mümin kardesin durumu birbirini yıkayan iki ele benzer iki mümin bir araya her geldiğinde Allah birinin diğerinden hayır ve güzellikte faydalanmasını sağlar

Tam bir kurtuluş ancak ihlasla gerçekleşir
Firavunları ve zalimleri türeten şey dünya sevgisidir Dünyanın mal şan şöhret liderlik gibi aldatıcı görüntülerinin sevgisidir
Onlara bu imkânı sağlayan ve yeryüzünü emirlerine veren onların sırtlarını sıvazlayan
her hareketlerini temize çıkaran
her işlerini kahramanlık ve destanlastiran munafiklardir
Ahir zamanda öyle insanlar türeyecek ki
bunlar din karşılığı dünyayı satın alacaklar
Insanlar için yumuşak koyun postu giyecekler
Dilleri şekerden tatlı, kalpleri kurt kalbi olacak
Yüce Allah der ki benimle mi aldatıyorlar
yoksa bana karşı curetkarlik mı ediyorlar
Zatıma yemin olsun ki bunlara akıllıyı
şaşkın ve çaresiz bırakacak bir fitne göndereceğim

(Sünen- Said bin Mensur Hadis 361, İbn-i Kesir tefsiri Bakara 204, Beyheki, Şuab-ül İman, hadis 6957)

Mallarını gece ve gündüz gizli ve açık hayra sarfedenler var ya onların mükâfatları Allah katındadır Onlara korku yoktur üzüntü de çekmezler Bakara 274

Bu ayetle amel etmek için bir dirhem gece bir dirhem gündüz bir dirhem gizli bir dirhem aşikar sadaka verdim Hz Ali ra

Müslüman kardeşini hor görmesi
kişiye kötülük olarak yeter.”

(Müslim, Birr 32; Ebû Davud, Edeb 35; Tirmizî, Birr 18)

Ebû Hureyre’den (r.a.) rivâyeten Hz. Peygamber sav:

Bir kişi “İnsanlar helak oldular” derse, biliniz ki
bu kişinin kendisi herkesten çok helak olmuştur.”

(Buhârî, Edebul Mufred)

Salih amel isleyenin sonra onu başkalarına anlatması sadece belli durumlarda caizdir

#Bunlardan biri rabbinin nimetini anlatmaktır rabbinin nimetini ise anlat duha 11

#diğeri örnek alınıp onun gibi yapılmasını teşvik olması için anlatmaktır Kim güzel bir adet başlatırsa o amelin sevabı ve onunla amel edenlerin sevabı ona yazılır

#bir diğeri de masum olduğu için bir suçlama karşısında kendisini savunmak için anlatmasıdır

Size oruç namaz ve zekattan daha faziletli bir makam söyleyeyim mi: insanların arasını düzeltmek çünkü insanların arasını bozmak amellerin kökünü kazıyan şeyin ta kendisidir

Hadis-i şerif

Allah ahirette insanları neden muzaffer olmadınız diye değil neden mücadele etmediniz diye hesaba çekecek
İhlasin bir alameti de kişinin ıssızdaki sessiz ve sakin etrafı ilan gürültüsü ve şöhret vızıltısı ile kuşatılmış amelden daha çok sevmesidir
O her zaman çalışan ve bilinmeyen fedakarlık yapan ve anılmayan meçhul asker olmayı tercih eder
Cemaatte ağacın kökü gibi olmak tercihidir
ağaç onunla ayakta durur ve hayatta kalır
ancak o toprak altında gizlenmiştir gözler onu görmez veya binanın temeli gibi olmayı ister o olmasa hiçbir duvar yükselmez hiçbir çatı gölgelemez
ve hiçbir daire meydana gelmez
ama o duvarlar ve balkonlar gibi
herkes tarafından görülmez
Bina yapılıp yükseldikten sonra temel,
tevazuyla gözlerden kayboldu

Şevki

Salihlerden biri hastalandığında hıçkırıkla ağladı
Ziyaretçilerden biri neden ağlıyorsun sen oruç tuttun namaz kıldın cihad ettin sadaka verdin haccettin umre yaptın öğrettin nasihat ettin dedi

Onlardan hangi birinin sevap kefemde olduğunu ve rabbimin katında kabul edildiğini nereden bilebilirim

Ebu Zer ra rivayet ettiği

Bir adam Rasulullah sav e Allah icin hayırlı bir amel işleyen ve bundan dolayı insanların övdüğü kimseyi sordu Rasulullah sav şöyle buyurdu

Bu müminin peşin müjdesidir

Basiret sahibi endişeli zatlardan Süfyan-ı Sevri

Benden sadır olan amellere güvenmem demiştir

Abdülaziz bin ebu Revvad,
Kabeye şu kadar kez gittim hangi ibadete giriştiysem kendimi hesaba çektim de ondaki şeytanın nasibini daha fazla buldum demistir

Bununla birlikte afet ve riyadan korkularak amel terkedilmemelidir şeytanın nihai arzusu budur

Sadece riyayla yapılan gazap ve cezaya sebeptir
Sadece Allah icin yapılan sevaba sebeptir

Asıl mesele ikisinin karıştığı ameldir

Bir adam ya Rasulullah Allah yolunda cihad etmek isteyen aynı zamanda dünyevi kazanç da istiyorsa?
Ona hiç sevap yoktur

Kalplerin itaati organların itaatinden
ihlas da ibadetlerden önce gelir
Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar, mala ve mevkiye düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha çok zarar veremezler.

Kab bin Malik ra rivayetli hadisi şerif

Rasullulah bir gün hutbesinde şu şirkten sakının
Zira o karıncanın adımından daha gizlidir
Ya Rasullulah ondan nasıl korunacagiz

Allahümme innâ neûzü bike min en nüşrike bike şey’en na’lemühü ve nestağfiruke limâ lâ na’lemühü
Ey Allah’ım! Bildiğimiz halde şirk koşmaktan sana sığınıyoruz. Bilmediklerimizden ötürü de senin affını talep ediyoruz, deyin.”

اللهم انا نعوذ بك من ان نشرك بك شيئا نعلمه ونستغفرك لما لا نعلمه

Imanlarinin basireti ve Kuranın nuruyla kalp ustası insanlar mutluluğa ancak ilim ve ibadetle ulaşabileceğini görmüşlerdir çünkü

İnsanlar helâk oldu, ancak alimler kurtuldu.
Alimler de helâk oldu ancak, ilmiyle amel edenler kurtuldu. İlmiyle amel edenler de helâk oldu, ancak ihlâs sahibi olanlar kurtuldu. İhlâs sahibi olanlar da büyük bir tehlike içindedirler." H.ş

Imam Gazali ihya kitabının kurtarıcılar cildindeki
Niyet Ihlas ve Sıdk kitabından

Söz ancak amelle fayda verir. Söz ve amel ancak niyet olunca fayda verir."

Abdullah b. Mesud (radıyallahu anh)

Allah (cc) âhirette insanları, Neden muzaffer olmadınız?" diye değil, "Neden mücadele etmediniz?" diye hesaba çekecek. Onlara, "Niçin başarmadınız?" değil, "Neden çalışmadınız?" diye soracak.
İhlâslı kişi nefsini sürekki Allah’a karşı kusurlu ve görevlerini yerine getirmede gevşeklikle suçlar.
Hz. Ömer (radiyallahu anhu) şöyle dua ederdi: Allah’ım!
Tüm amellerimi sâlih (amel) eyle, onları sadece senin rızan
için yapılmış eyle ve onda hiç kimseye nasip bırakma!"
Allah’a giden yolun sâlikleri ihlâsın zor, Allah’ın (cc) kendilerine kolaylaştıedıkları dışında en üstün kullar için bile meşakkatli olduğunu vurgulamışlardır."
Abdullah b. Mesud’dan (ra) şöyle rivâyet edilmiştir: "Söz, amel olmadan fayda vermez. Söz ve amel, niyet olmadan fayda vermezler. Söz, amel ve niyet sünnete uymadıkça fayda vermezler."
Ahlak fikir gibidir; sahibinin ölümüyle ölmez.
Hayır ve rahmet cemaatte, helak ve ziyan da teklikte ve cemaatten uzaklıktadır.
Bir şeyi bilmek onu meydana getirmekten önce gelir
İlim bir tohumdur. Onun tahılı amel, suyu ise ihlastır
Mükafat ve ceza niyete ve istenilene göredir. Dolayısıyla, bana hedefinin ve kastının ne olduğunu söyle, sana sonunun ve amellerinin karşılığının ne olacağını söyleyeyim.
Şüphesiz müslümanın hayatını dağınıklıktan kurtarıp hepsini Allah’a mahsus kılan şey ihlastır. İhlas müslüman’ın kendisini ve amelini tümüyle Allah’a has kılmasını sağlar; onun namazı, ibadetleri, yaşamı ve ölümü âlemlerin rabbi Allah içindir.
Bir zat, ilim bir tohumdur. Onun tahılı amel, suyu ise ihlastır " demiştir.
Muhakkak allah ümmetimden hata ile, unutarak ve zorla yaptırılan şeyleri affetmiştir.
Her şey maksadına göredir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir