İçeriğe geç

Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 Kitap Alıntıları – Victor Hugo

Victor Hugo kitaplarından Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 kitap alıntıları sizlerle…

Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 Kitap Alıntıları

&“&”

ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
Küçük bir başarısızlık büyük bir cesareti alt edemez.
Yürek değişemediği halde, kader neden değişir ki?
Şiir yalnızca ruhtan gelir ve güzel bir dizede olduğu kadar, güzel bir davranışta da kendini gösterebilir
Ayrıca en katı biçimiyle edep duygusunun, kadın kadar erkek için de vazgeçilmez bir erdem olduğunu düşünüyorum; insanı hayvandan ayıran eğilimlerin en kutsalı olan bu eğilimi bir cinsiyet nasıl reddedebilir, anlamıyorum.
Küçük bir başarısızlık büyük bir cesareti alt edemez.
Budala insanların söylediklerine, çevrendeki küçük beyinlerin düşündüklerine takılıp kalma; kendi içine yönel, kendini dinle.
Sabahı akşamdan ayıran tüm saatleri sayarak, bu hüzünlü odada tek başımayım işte; öyle uzun ki bu saatler.
Uygulanmamış düşünceler de, az ya da çok, sesli kelimelerin bir araya gelmesinden başka bir şey değildir.
Seni yaşamdan çok sevdiğimi söylesem, bu senin için büyük bir şey ifade etmezdi, çünkü bildiğin gibi, yaşamaya çok hevesli biri değilim.
…ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
“Hayal edebileceğinin çok ötesinde seviyorum.”:::!
“Seni düşleyerek çok güzel bir gece geçireceğim.”:::!!!
“Seni görmediğim günlere yalnızca, seni göreceğim günün beklentisiyle katlanabiliyorum.:::!!!
“Seni sevdiğimi tekrarlamamı mı istiyorsun? Ama kelimeler yetersiz geliyor bana.”::::!!!
“Kusurlarımı biliyorum, daha doğrusu kusurumu demeliyim, çünkü bir tek kusurum var; o da seni sevmiş olmak.”:::!!!
“Hoşçakal
Sana belki sen" diye hitap etmeye son vermeliydim. Bunu yapmalıydım, ama yapamadım. Hoşçakal.”:::!!!
“Benden yüz bin kere daha değerlisin ve yine de bana aitsin.”:::!!!
Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum.
Tıpkı bir sürgün gibiyim.
Bana kalan tek düşünce, kafamı sürekli meşgul eden, sana duyduğum tarifsiz sevgim.
Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum.
aşka hiçbir şey yetmez. mutlusunuzdur; cenneti istersiniz; cennete sahipsinizdir; tanrı’yı istersiniz".
İnsanlar arasında hayvan soyundan kimselere rastlamak pek de zor değil.
Uygulanmamış düşünceler de, az ya da çok, sesli kelimelerin bir araya gelmesinden başka bir şey değildir.
Bu yüzden, senin sayende bozulmadan koruduğum değerlerimi bugün sana sunabiliyorum: el değmemiş bir beden ve bakir bir yürek.
Hep acı verecek düşünceler dile getiriyorum.
… ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
Budala insanların söylediklerine, çevrendeki küçük beyinlerin düşündüklerine takılıp kalma; kendi içine yönel, kendini dinle.
Evet, Adèle’im, evet, yakında seni görmeye son vermem gerekecek. Bana biraz cesaret ver…
…bana arzunu ilet; yerine getirmemektense ölmeyi tercih ederim."
Seni yaşamdan çok sevdiğimi söylesem, bu senin için büyük bir şey ifade etmezdi, çünkü bildiğin gibi, yaşamaya çok hevesli biri değilim.
Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum.
ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
seni yaşamdan çok sevdiğimi söylesem, bu senin için büyük bir şey ifade etmezdi. çünkü bildiğin gibi, yaşamaya çok hevesli biri değilim.
Seni yaşamdan çok sevdiğimi söylesem, bu senin için büyük bir şey ifade etmezdi, çünkü bildiğin gibi, yaşamaya çok hevesli biri değilim.
Şunu cesaretle söyleyebilirim ki, sana benim kadar saf, çıkarsız bir sevgiyle bağlı birini bulamazsın."
İnsanlar arasında hayvan soyundan kimselere rastlamak pek de zor değil.
Ayrıca en katı biçimiyle edep duygusunun, kadın kadar erkek için de vazgeçilmez bir erdem olduğunu düşünüyorum; insanı hayvandan ayıran eğilimlerin en kutsalı olan bu eğilimi bir cinsiyet nasıl reddedebilir, anlamıyorum.
Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum.
Ne yana baksam,kendimi yapayalnız görüyorum.
ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
Bana gelince, senin bana ait olduğunu düşününce büyük bir sevinç duyuyorum, çünkü bana aitsin, öyle değil mi?"
Budala insanların söylediklerine, çevrendeki küçük beyinlerin düşündüklerine takılıp kalma…"
Onu bana Tanrı verdi, şeytan alamaz."
Uygulanmamış düşünceler de, az ya da çok, sesli kelimelerin bir araya gelmesinden başka bir şey değildir.
Seni yaşamdan çok sevdiğimi söylesem, bu senin için büyük bir şey ifade etmezdi, çünkü bildiğin gibi, yaşamaya çok hevesli biri değilim.
ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
Ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
Sabahı akşamdan ayıran tüm saatleri sayarak, bu hüzünlü odada tek başımayım işte; öyle uzun ki bu saatler.
Ne yana baksam kendimi yapayalnız görüyorum
&”ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi bir şey…&”
Bir saat ricada bulunmaktansa, on beş gece arka arkaya çalışmayı tercih ederim."
Ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi..
Güçlü insanların tüm yardım gösterileri, sanılabileceği kadar faydalı olmayacak bana. Bir tek kendime güveniyorum, çünkü bir tek kendimden eminim. Bir saat ricada bulunmaktansa, on beş gece arka arkaya çalışmayı tercih ederim.
Ama şiirden bahsetmek , neredeyse senden bahsetmek gibi .
ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi…
Tıpkı bir sürgün gibiyim.
Mutlu, neşeli, özgürdün, belki beni düşünmüyordun bile.
Aşka hiçbir şey yetmez. Mutlusunuzdur; cenneti istersiniz; cennete sahipsinizdir; Tanrı’yı istersiniz.
Kesinlikle istemek, elde etmektir.
Büyük sadakat kanıtları, bildiğimiz gönül yüceliğinin eseri olabilirler, ama aşk asıl, küçücük şeylerde, kelimelerde, bakışlarda gösterir kendini.
Kendimin bile olamadığı kadar ben değil misin sen?
ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
Bizi ayırabilirler; ama ben seninim, ebediyen sana aitim; senin malın, senin mülkün, senin kölenim…
Kusurlarımı biliyorum, daha doğrusu kusurumu demeliyim, çünkü bir tek kusurum var; o da seni sevmiş olmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir