İçeriğe geç

Nikomax Etikası Kitap Alıntıları – Aristoteles

Aristoteles kitaplarından Nikomax Etikası kitap alıntıları sizlerle…

Nikomax Etikası Kitap Alıntıları

Sağlığın sağlık yaratması gibi, belgelik de mutluluk yaratır.
Aklı başındalık ve bilgelik ruhun değişik erdemlerinden.
Kanının sağınlığı ise hakikattir.
“Hiçbir iş görmeden, bir ordu yığını içinde adamdan sayılıp eşit pay alırken, nasıl aklı başında olabilirim?
Üstün olanları ve daha çok iş görenleri ”

Euripides.

“ Sanat talihi sever, talihte sanatı “

Agathon.

Nitekim zorunlu olan şeylerin hepsi ebedidir,
Ebedi şeyler ise, doğmamış ve yok edilemez şeylerdir.
“ Yalnızca şunda bir Tanrı’nın da eli kolu bağlı kalır:
Yapılmış şeyleri olmamış kılmak.”

Agathon

Hıyar-ı şembiye
Adalet, insanlara özgü bir konudur.
Sözgelişi biri bir kadınla, kim olduğunu bilerek ama tercih ederek değil, tutkudan dolayı yatarsa, bir fark olmayacak mı?
O zaman adaletlice davranmıyordur ama adaletsiz değildir; örneğin hırsız değildir ama hırsızlık yapıyor olur, zani değildir, ama zina yapıyordur.
Kendini beğenmiş Kişiler aptaldır,
Ve kendilerini tanımazlar.
Cimrilik, tedavi edilemez bir hastalıktır.
Yiğit Kişiler her zaman iş başındadır,
Ama sakin olarak dururlar.
Korkak kişi karamsardır, çünkü her şeyden korkar.
Yiğit kişi ise tam tersi.
Yoksulluktan, aşktan ya da acıdan kaçmak için ölmek bir yiğidin değil,
Daha çok bir korkağın işidir.
Sokrates de yiğitliğin bilim olduğunu düşünmüştür.
İyiler bir çeşittir, kötüler ise çeşit çeşit.
Aşırlık ile eksiklik kötülüğe,
Orta olma ise erdeme özgüdür.
İnsanların çoğunda hoş şeyler çatışma halindedir
En güzel şey en adil olandır, en iyi şey sağlıklı olmak;
En hoş şey ise, kişinin arzuladığı şeye kavuşması olur.
“Kim ki her şeyi kendi anlar, en iyi kişidir.
Kim ki doğru sözle ikna olur, o da iyidir.
Kim ki ne kendi anlar, ne de kulak verir başkasına,
İşe yaramaz bir adamdır o”

Hesiodos.

Öğrenme ihtimali olmasına karşın öğrenmeyen, bunu umursamayanlar da ceza çekerler. Çünkü bir şeyler öğrenebilirlerdi. Bu insanların karakterleri gereği öğrenmek için çaba harcamayacakları da söylenebilir, ancak bu durumda da karakterlerinin böyle olmasının nedeni kendileridir. Yine adaletsiz ya da hazza meraklı yaşamalarının, bir amaçları olmamasının nedeni de kendileridir.
Kendisi için aranan, başka bir şey için aranandan; hiçbir zaman bir başka şey için tercih edilmeyen de, hem kendileri için hem de onun için tercih edilenlerden daha amaçtır diyoruz; hiçbir zaman bir başka şey için tercih edilmeyip hep kendisi için tercih edilene ise sadece kendisi amaçtır diyoruz
Yani adil ve ölçülü insanların yaptıkları şeylere adil ve ölçülü diyoruz, önemli olan bu eylemlerin yapılması değil bu eylemlerin onlar tarafından yapılmasıdır.
İnsanlar hitabet konusunda bir şeyler öğrenip felsefe yaparak erdemli olacaklarını zannediyorlar, bir hasta da hekimi dikkatlice dinleyip ondan sonra söylenenlerin hiçbirini yapmazsa aynı durumda olur. Bu insanlar tedavi gördükleri zaman iyileşmiyorlar, aynı şekilde bu mantıkla felsefeyle ilgilenenlerin ruhları da iyileşemez.
Erdeme uygun olarak yapılanlar ise kendi özellikleri sayesinde adil ve ölçülü olmuyorlar, o şeyleri ortaya çıkaran insanların özellikleri sayesinde bu sıfatları hak ediyorlar. Önemli olan eylemlerin bilerek yapılmaları, tercih edilmeleri, tercihin kendileri için olması ve bunun yapılmasından kuşku duyulmamasıdır.
Aristoteles, bu sırada Makedonya Kralı Philippos tarafından, o zamanlar henüz on üç yaşında olan oğlu İskender’in eğitimini üstlenmesi için saraya çağrılır. Burada yedi yıl süreyle Büyük İskender’in hocalığını yapan filozofun, öğrencisine Homeros’un eserlerini okuttuğu, siyaset felsefesi üzerine dersler verdiği, onunla hükümdarların görevleri ve yönetim sanatı üzerine tartışmalar yaptığı sanılmaktadır.
Platon’un sağlığında okulun beyni olarak görülen Aristoteles, Platon’un ölümünden sonra Akademi’de, hiç hoşlanmadığı, felsefeyi matematikselleştirme eğilimine ağırlık verilmesiyle okuldan ayrılır.
Aristoteles on yedi yaşındayken Atina’ya gelerek eğitimini tamamlamak amacıyla Platon’un Akademisi’ne girer. Aristoteles burada tam yirmi yıl kalır.
Aristoteles’in, köklerinin Sağlık Tanrısı Asklepios’a dek uzandığına inanılan ve Yunan dünyasında ampirik bilimin en önemli temsilcileri olan hekimler soyundan geliyor olması, onun tip, biyoloji ve doğa bilimlerine olan ilgisinin de nedeni olsa gerek.
Hakikati korumak için alışkın olduklarımızı bir yana bırakmak daha iyi, hatta gerekli görünüyor, filozof olduğumuza göre; her ikisini de sevsek bile, hakikate öncelik tanımak yerinde olur.
Her şeyi kendi anlayan iyidir, doğruyla ikna edilen de iyidir, hem kendi anlamayıp hem de başkasını dinlemeyen boş insandır.
Mutluluk nedir?
Aklı başında olan kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir.
.
Hiç kimse, dünyadaki diğer her şeye sahip olmak şartıyla, arkadaşsız bir varoluşu seçmez.

.
Mutlu yaşam, erdeme uygun bir yaşam gibi görünüyor, çünkü mutluluk, erdeme uygun faaliyettir.

.
Arkadaş olmayı dilemek hızlı bir iştir, ancak arkadaşlık yavaş olgunlaşan bir meyvedir.

Çünkü belirli kanılara sahip olarak değil belirli şeyleri tercih ederek iyi yada kötü insanlar olmaktayız.
Bir duygu akıldan pay almadıysa onun pek de insani olduğunu söyleyemeyiz.
Pythagorasçılar yanlışların çok farklı sayılarda yapılabileceğini düşünürler, kötüler sonsuz sayıdayken, iyi tek bir biçimde olur.
Bir şey fazla yada eksik değilse ona iyi adını veririz.
iyi davranışlarda bulunmamızı sağlayan erdemdir, kötü davranışlar ise erdemin karşıtından kaynaklanır.
Eğer mutluluk erdemle yada çeşitli eğitimlerle elde edilen bir şey olsa bile, çok tanrısal bir şey gibidir.
Speusippos gibi bazı Pythagorasçılar gibi bir sayısını ve iyileri aynı düzende değerlendirdikleri için haklı görünüyorlar.
Bir insan kendisine hakim değilse bu bilgiye sahip olmasının bir önemi yoktur.
Belki de iyi insan ve iyi vatandaş olmak arasında fark vardır.
Kısacası adalet erdemin bir parçası değildir, ta kendisidir, aynı şekilde adaletsizlik de kötülüğün bir parçası değil ta kendisidir.
Eğer tanrıların insan yaşamına merakları zannedildiği şekilde gerçekse, en iyi insanları, kendilerine en fazla benzeyenleri sevmeleri, aklı önemsemeleri, aklı sevenlere değer vermeleri ve bundan dolayı onları ödüllendirmeleri normaldir.
Mutluluk sessizlik içindedir, bazen sessizliği sağlamak için sessizliği bırakırız. Örneğin barış için savaşmak gibi.
Büyük ruhlu insanlar sadece dostlarını ararlar, onun dışında başka bir insana muhtaç olmazlar çünkü muhtaç olmak kölelere uygun bir davranıştır. İşte bu nedenle yalakalık yapan her insan köledir ve tüm sıradan insanlar da yalakadırlar.
.
Hayatlarına göre yargılamak, kitleler ve en kaba insanlar, mantıksız değil iyinin veya mutluluğun zevk olduğuna inanıyor gibi görünüyor.

.
Çünkü zevk, ruhun bir deneyimidir ve her birey, sevdiği söylenen şeyden zevk alır.

.
Zevklerden kaçınarak ölçülü oluruz ve onlardan en fazla kaçınabileceğimiz zaman bu hale geldiğimiz zamandır.

.
Gerçek mutluluk eğlencede bulunmaz.

Mutluluk bir eğlence olamaz, zaten insanın tüm yaşamı boyunca eğlence uğruna çabalaması saçmadır.
İnsanlar ne zaman ki eylemleri ve sözleri arasında çelişki yaratmazlar, işte o zaman karşılarındaki insanlarda güven duygusu oluştururlar.
Aslında çok fazla sayıda dostu olanlar ya da herkesle yakın olanlar gerçek anlamda hiç kimseyle dost değillerdir.
Aslında çok fazla sayıda dostu olanlar ya da herkesle yakın olanlar gerçek anlamda hiç kimseyle dost değillerdir.
“Peki yaşayan hiç kimse mutlu değil midir? Solon’un dediği gibi ölümünü mü beklememiz gerekiyor? Eğer böyleyse insan öldüğünde mi mutlu olur?
(…)
Bir insanın mutlu olabilmesi için onun ölümüne bakmamız gerekiyorsa, yani şu anki duruma göre değil de geçmişe göre karar veriyorsak bu durumda bir insan için mutludur diyemiyoruz demektir. Bu garip değil mi? Eğer kaderi takip etmeye kalkışırsak bir insan için bazen mutludur bazen ise mutlu değildir diyeceğiz.”
.
Gerçeği korumanın yolu buysa, bize en yakın olanı bile yok etmeliyiz.

.
Görmek beden için neyse, anlamak da ruh için odur.

Bir insanın hem devletten bir şeyler alması ve zenginleşmesi hem de onurlandırılması imkansızdır. Evet, herkes her şeyde daha fazlasını ister. Yani ya zenginlik ya da onur alırsınız.
Dostunuza karşı duyduğunuz sevgi aslında kendiniz için iyi olanı sevmenizdir, eğer iyi insanlarla dostsanız siz de iyi olursunuz.
Yaşlılarla ve huysuzlarla dost olunması kolay değildir.
Bazı doğa bilimcilere göre insanın görmesi ve duyması da acı vericidir, ancak bu, uzun zamandır var olan bir şey olduğundan artık insanlarda alışkanlık yaratmıştır.
Alışkanlıklar doğaya benzerler ve bu nedenle de daha zor değiştirilirler.
.
Doğru kişiye, doğru ölçüde, doğru zamanda, doğru amaç için, doğru şekilde kızmak, kolay değildir.

Bilgi edinmek ve bunu kullanmak farklı huylardır.
Bilgelik en büyük bilgidir. Bilge insanlar sadece ilkelerle belirlenenleri değil aynı zamanda doğru ilkeleri de bilmelidir.
Herkes bildiği şeyin kendi bildiğinden farklı şekilde olmasının imkansız olduğunu düşünür.
Her şey yasalara göre olmaz, bazı konulardaysa yasanın olması mümkün değildir.
Yalakalık yapan her insan köledir.
Bir insan kendi yaptığı iyilikten bahsediyorsa onu keyifle dinler, oysa biri kendisine yapılan iyiliği anlatıyorsa o zaman sıkılır.
Dostluk gençlere yanılgıya düştüklerinde, yaşlılara bakım için ve güçsüzlük yüzünden ortaya çıkan eylem eksikliğine yardım için; yetişkinlere ise güzel eylemler için gerekli, çünkü iki kişi birlikte olunca hem daha iyi düşünebilir hem de daha iyi eyleyebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir