Nietzsche ve Kısırdöngü Kitap Alıntıları – Pierre Klossowski

Kaba ve nahif insanlarda, gelenekleri, hatta zevk­leri söz konusu olduğunda şu görüş egemen olur: Bunlar olası en iyi şeylerdir. Kültürlü toplumlarda bu bakımdan bir hoşgörü egemendir: Burada, olabildiğince kesin olarak, İyi ve Kötü ölçütüne tutunuyoruz, ki bu ölçütle yalnızca en ince zevke değil aynı zamanda tek meşru zevke sahip olmak istiyoruz. Ahlâkın bir zevk işi olduğunu hiç bilmemek, bar­barlığın genel olarak egemen olan biçimidir. Gerisi için, bu alanda, en fazla sahtekarlığa ve ya­lana başvurulur. Ahlâkçı ve dinci edebiyat en yalancı olanıdır. Egemen dürtü, ne olursa olsun, diğer dür­tülere baskın çıkmak için hileye ve yalana başvurur. Din savaşlarına paralel olarak, ahlâksal savaş yü­rütülür: Daha doğrusu bir dürtü insanlığı itaat ettir­mek ister; ve dinler yok olduğu ölçüde, bu savaş daha kanlı ve daha görünür olacaktır.

her zaman o kadar az dinleyici vardır ki, insan itiraflar savurdu­ğu zaman boşluğun içinde gevezelik yapmanın dı­şında bir şey yapamaz: Güneşin ışığını boşa harca­ması gibi o da gerçeklerini boşa harcar. -Boşlu­ğun kulaklarının olmaması çok üzücü değil midir?

Bu yasami,bir kez ve sayısız kez daha yaşamak zorunda kalacaksın.Onu izleyen düşünce şunu bildirir: eğer bu düşünce senin üzerinde egemenliğini uyguluyorsa,seni başka biri yapacaktır.

Sayısız kez yasamayı iste- çünkü, şu veya bu şekilde,yeniden başlamak ve yeniden yaşamak zorunda kalacaksın.

Dürtünün bilinç düzeyinde bir istenç olabilmesi için,bilinç dürtüye amaç olarak uyarıcı bir durum sunması ve böylece dürtü için fantazm olan neyse onun anlamını ayrıntılı bir biçimde işlemesi gerekir.

Öğretim şunu öğretiyor:yeniden yaşamayı arzulamanı gerektirecek şekilde yaşamak,bu senin ödevindir

Dürtünün bilinç düzeyinde bir istenç olabilmesi için,bilinç dürtüye amaç olarak uyarıcı bir durum sunması ve böylece dürtü için fantazm olan neyse onun anlamını ayrıntılı bir biçimde işlemesi gerekir.