İçeriğe geç

Nereye Uçar Gökyüzü Kitap Alıntıları – Refik Durbaş

Refik Durbaş kitaplarından Nereye Uçar Gökyüzü kitap alıntıları sizlerle…

Nereye Uçar Gökyüzü Kitap Alıntıları

Yüzünde bembeyaz bir hüzün
elinde mavi yıldız çiçekler
sevdaya susamış yüreğinle
üçüncü cemre düşer düşmez suya
umutla inançla kavgayla
“Yokuşu tırmanıyorsa hayat”

Sen de sor kendine
bir akşamüstü
Çınaraltı’nda
– Değişen ne
– Değişen ne

Huzursuz muyum nicedir beklemelerden tanıdık bir yüzü
Huzursuz muydum alıcı kuşlar gideli
sev dediyse gözlerim
kalbimin suçu ne arkadaşım
Kutlu olsun bir kez daha inancın yıldönümü..
SÖZ
Yazılsam ayrılığın menziline
söz nereye uçar
yalnızlık nereye sensiz
nereye acılar
Nereye uçar gökyüzü
ses nereye uçar
öyle sevmişim ki seni
ölüm nereye bensiz
Nereye uçar gökyüzü
ses nereye uçar
öyle sevmişim ki seni
ölüm nereye bensiz
bir saat: akrebi umuda, yelkovanı hüzne ayarlı
bir şaşkınlık: donup kalmış katline çıkarılan
fermana
ama sevmiyorum hiç bir acıyı
hiç bir acıyı
sev dediyse gözlerim
kalbimin suçu ne arkadaşım
yarım düşler az uykular umutlar
ne dersin bilmem ama
bir ince yağmur
bir ince akşam
bir ince bakışla geçip gidiyorlar gözlerimin
uçurumundan
Yalnızlık nereye sensiz
Nereye acılar
Huzursuz muyum nicedir beklemelerden tanıdık bir yüzü
Huzursuz muydum alıcı kuşlar gideli uçurumlarımdan
Çok mu uzun oldu kaç bin yıldır dizinde uyumuşluğum
Bir çay daha: Hala damağımda mı burukluğu
Yanlış yaşamalardan, taze hüzünlerden..
Bir zulümden yüz bin heyelan üreten bir gece
Bir hüzünden yüz bin rüzgar devşiren bir gece
Senin senin değil miydi yalnızlık sağanağında
Nereye uçar gökyüzü
ses nereye uçar
öyle sevmişim ki seni
ölüm nereye bensiz..
bir ince yağmur bir ince akşam bir ince bakışla geçip gidiyorlar gözlerimin uçurumundan..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kutlu olsun bir kez daha inancın yıldönümü..
kalbim
ne çok yorgun kalbim ne çok
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
ben gökte yıldız
sen güneşimsin
ama sevmiyorum hiç bir acıyı
hiç bir acıyı
.. saçlarını örerken ayışığının
mavi tomurcukları
toprak kaç yaşındaydı kan
içinde yürekte
ağaç kaç yaşındaydı, kuş
kaç yaşında
çiçek kaç yaşında
sevda kaç yaşında
gençliğim kaç yaşında
Senin yüzündür güzel kılan evleri
cömert köyleri, unutkan şehirleri..
Nereye uçar gökyüzü
Ses nereye uçar
Öyle sevmişim ki seni
Ölüm nereye bensiz
Toprak kaç yaşındaydı, kan içinde yürekte
Ağaç kaç yaşındaydı, kuş kaç yaşında
Çiçek kaç yaşında
Sevda kaç yaşında
Gençliğim kaç yaşında
Kalbim: hâlâ kor ateş,
Hâlâ aramada gurbetini
Yalnızlığın yaşını acıdan sorma
çünkü zayıftır aile bilgisi
Sevdanın yaşını benden sorma
çünkü yanlıştır doğum tarihi
bir saat: akrebi umuda, yelkovanı hüzne ayarlı
Bir soru: kaç yaşındaydık bir akşamüstü
Cınaraltı’nda
bir ses: Yalnızlık Allaha mahsus
her insan bir eş arar
taşın kalbi olmaz derler
onu da yosun sarar
yalnızlığımın yalnızlığını duydum yüzümde sesini duydum yüreğimde sessizliğe uçan güvercinlerin
seni duydum,
aşkın bir umuttan bir sevinç ummanına düştüğü bir akşamüstü
oturdum Çınaraltı’nda
yüzümde bembeyaz güvercinlerle
kim biriktirdi senden başka resmini acının
Kuşları sev diyor bir ses derya icre şehvete susamış gündüzü bir resimden yüz bin anıya düşen ovaları sev
Yazılsam ayrılığın menziline
söz nereye uçar
yalnızlık nereye sensiz
nereye acılar

Nereye uçar gökyüzü
ses nereye uçar
öyle sevmişim ki seni
ölüm nereye bensiz

Geçip gidiyor işte Ferdi Tayfur, Neşe Karaböcek,
Orhan Gencebay
el arabalarının soluk hoparlörlerinden
bulmacalı afişlerden
Aşkı Ben mi Yarattım, Dertler Benim Olsun.
İsyanım Var
ikramiyeli posterlerden
sev dediyse gözlerim kalbimin suçu ne arkadaşım
bir yardan bir yaraya
bir sudan bir asumana
bir şarkıdan bir şarkıya
Huzursuz muydum alıcı kuşlar gideli
uçurumlarımdan
belki
ama
kalbim
ne çok yorgun kalbim ne çok
çözüm uzun vadelidir hatta vadesiz.
anı eskisi anılar
akıl almaz sabrımız
yarım düşler az uykular umutlar
ne dersin bilmem ama
bir ince yağmur
bir ince akşam
bir ince bakışla geçip gidiyorlar gözlerimin
uçurumundan
Acının çeyizini işleyen kızlarla mektuplaşacağım
şiiri çalınmış, emeği yetim, aşkı ıssız olan yazmasın.
İçinde aşkın hurda bisikleti
nereye gitse bir harf uçuyor yüzünden
tenha ve gizli takvimlerde
şimdi yapma bir gül kalmıştır elinde
tahta atıyla geçtiği günlerden
Herkesten çok kendime yabancı
yaşadığımdan bir hayli yanlışsam
kim süzer gözlerimden ışığı
ölümü yüreğimde avlamışsam
acı da aynı imbikten çekiliyor, umut da şimdi
Barışı sever bütün çocuklar
beştaş, saklambaç, elim sende
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
barış sözcüğünün halkların dilinde

(Barış koyun çocukların adını)

Gün doğdu. Uyandım
acının hançerini biledim
Çok mu uzun oldu genç ölümlere gidip gelmelerden yorulmuşluğum..
Umudun yaşını öfkesinden sor afişlerden yağmalansa da bedeni..
Acının çeyizini işleyen kızlarla mektuplaşacağım
şiiri çalınmış, emeği yetim, aşkı ıssız olan yazmasın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir