Nelson Mandela Kitap Alıntıları – Kolektif

Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemek değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.

Her ne kadar Mandela, insan kalbi için sevginin nefretten daha doğal bir duygu olduğunu söylese de bireysellikten toplumsal psikolojiye geçildiğinde işin rengi maalesef değişiyor.Zaten hayvanlardan gelen bir genetiktir kendinden olmayana karşı temkinli ve mesafeli davranmak.Kendinden olmayanı potansiyel bir düşman olarak görmek insanın atalarından aktarılmış genetik kodlardır.O zamanlar hayatta kalmak için bir gereklilik olan bu genler, günümüzde sosyalleşmiş insanlarda, toplumlarda kendini gösterdiğinde sonuçlar nahoş oluyor kaçınılmaz olarak.

Oysa zencilerin suçlanmasının en büyük sebeplerinden biri olan Özgürlük Beyannamesi’nde ne yazdığına dair en ufak bir fikri yoktur.
Büyük çoğunluk gibi kulaktan dolma bilgilerle donanmıştır; Siyahların bütün beyazları öldürmek ve topraklarını ellerinden almak istediklerini düşünmektedir.

Biko’ya göre tarihleri aşağılanmış, kültürleri parçalanmış ,kendilerinden utanan ,beyazlara hayranlık duyan ,beyaz gibi olmak isteyen ama bunu bir türlü becermeyen ,pısırık ,yılgın olan siyahlar için yapabilecek tek şey apartheid rejiminin yıkılması ve eşitlikçi bir toplum kurulmasıdır.

Özgür olmak için zincirlerden kurtulmak yetmez, başkalarının özgürlüğüne saygı duymak , onların özgürlüğü için de çalışmak da gerekir.

Kıran kırana geçen mücadele sonucunda Güney Afrika maçı kazandı.Tüm stat hatta tüm ülke gözyaşları içinde birbirlerine sarılıyordu.Sokaklar polisle çatışan siyahlar yerine dans eden siyahlarla doluydu.Nelson Mandela kupayı kaptana verirken beyazlar İşte benim başkanım! diyerek gözyaşı döküyordu.Mandela’nın gerçekleştirmek için hayatını adadığı tablo işte buydu.Orada galip gelen bir takım değil bir ulustu.

Kazanmak ,hiç başarısızlığa düşmemek değildir.Kazanmak her düştüğünde tekrar ayağa kalkabilmektir.

İnandıklarım uğruna ölmeye hazırdım.Zaten direnmenin tek yolu da buydu.

İnsanlarımın hapishane dışında yaşadıkları korkunç koşullara karşı duyduğum öfke , Hapishanede karşı karşıya olduğum kötü koşullara duyduğum öfkeden çok daha fazladır.

Her ulusun ,iki seçenek arasında kalabileceği durumlar başına gelebilir:Teslim olmak ya da savaşmak.İşte Güney Afrika için böyle bir dönem başlamıştır.Teslim olamayacağımıza göre, insanlarımız , geleceğimiz ve özgürlüğümüz için , tüm gücümüzle karşı koymaktan başka seçeneğimiz yok.

Bağımsız zihinleri olan dostları severim,zira sizin sorunları bütün açılardan görmenizi sağlarlar.

Biriyle anladığı dilde konuşursanız zihnine , eğer onun kendi dilinde konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz.

Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil ,içimizdeki karanlıktır.

Önemli olan derinin rengi değil,değerlerinin rengidir.

Var olan her şeyin bir başkancı olmalı.

Yoksulluğu bitirmek hayır işi değildir. Bir adalettir.

Özgür olmak için zincirlerden kurtulmak yetmez,başkalarının özgürlüğüne saygı duymak, onların özgürlüğü içinde çalışmak gerek

Özgürlük yalnızca haklara sahip olmak değil,aynı zamanda o haklardan yararlanmaktır;insanların kendi gelecekleri üzerine alınacak kararlarda söylediklerinin dikkate alınmasıdır.

Insanlarımın hapisane dışında yaşadıkları korkunç koşullara karşı duyduğum öfke, hapisanede karşı karşıya olduğum kötü koşullara duyduğum öfkeden çok daha fazladır.

Bir siyah öğrenciye, eğitildiği okulda, ilerdeki yetişkin yaşamı süresince beyazlarla eşit koşularda yaşayacağını öğretiliyorsa bu büyük bir hatadır. Bir Avrupalı topluluğu içinde, onun bir işçi olarak belli işleri yapmaktan başka yeri olamaz. Dedi

Insanlarının geçmişini öğrenmek, yüreğinde onlara yardım etmek için bir kararlılığın doğmasına yol açtı.

Hücre kendinizi tanımak, zihinsel ve duygusal süreçlerinizi gerçekçi ve düzenli bir şekilde gözden geçirmek için ideal bir yer. Kişisel ilerleyişimizi değerlendirirken, sosyal konum, tanınmışlık, zenginlik ve eğitim düzeyi gibi diş etmenlere odaklanmaya eğilimliyizdir. Kişinin maddi konulardaki başarısını ölçmesi açısından bunlar elbette önemlidir; ayrıca pek çok kişinin hayati bu tür şeylere bağladığını düşünürsek gayet da anlaşılır bir şeydir. Ne var ki, bir insan olarak gelişimimizi değerlendirirken içsel yolculuklarımız can alıcı öneme sahiptir. Dürüstlük, içtenlik, sadelik, alçakgönüllülük, karşılıksız cömertlik, başkalarına hizmete hazir olmak ruhsal yaşamin temelidir ve herkesin elinin altında dilediği miktarda bulunur. Ciddi bir iç gözlem yapmadan, kendini tanımadan, zayıf yanları ve hataları görmeden gelişme sağlamak mümkün değildir. Hücre başka hiçbir şey vermese bile hayatınızın tüm seyrini her gün gözden geçirmek, içinizdeki kötüyü alt edip iyiyi geliştirme fırsatı verir. Her gün uyumadan 15 dakika meditasyon yapmanın mutlaka faydasını görürsünüz. Başlarda, yaşamınızdaki olumsuz yanları saptamakta zorluk çekebilirsiniz ama onuncu denemede zengin ödüller kazanabilirsiniz. Unutmayın, azizler yılmadan çabalayan günahkarlardır.”

Düşmanınla barış yapmak istiyorsan onunla beraber çalışmalısın. Sonra arkadaş olacaktır.

Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur.

Ben acı çekmedim. Günü yaşamanın önemini ve yarını çok düşünmemek gerektiğini öğrendim.

Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil, içimizdeki karanlıktır.

İyi bir kafa ve iyi bir kalp, her zaman zorlu bir kombinasyondur.

Beni özgürlüğe kavuşturacak kapıdan geçerken, öfkeyi ve nefreti geride bırakmazsam, hapiste kalmaya devam edeceğimi biliyordum.

Ben hayattaki bütün başarılarımı yapacağım işi yapmaya zamanından 15 dakika önce hazır olma alışkanlığına borçluyum.

Önemli olan derinin rengi değil, değerlerinin rengidir.

Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça, özgürlükten bahsedilmez. ”

Biriyle anladığı dilde konuşursanız zihnine, eğer onun kendi dilinde konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz.

“Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir, ancak başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır.”

“Bağımsız zihinleri olan dostları severim. Zira sizin, sorunları bütün açılardan görmenizi sağlarlar.” 

Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor. Bu ideal uğrunda yaşıyorum ama gerekirse bunun için ölmeye de hazırım.

Bu, kendi dertleri ve deneyimlerinden esinlenen Afrikalıların savaşımı, yaşam hakkı için verilen bir savaşım. Ben, herkesin uyum içinde yaşadığı, eşit fırsatlara sahip olduğu demokratik ve özgür bir toplum idealini savunuyorum. Bu, uğruna yaşayacağım ve başarıya ulaşacağına umduğum bir ideal gerekirse bu ideal için ölmeye hazırım.

Türkiye, 1992’de Mandela’yı Atatürk Barış Ödülü’ne layık gördü ancak Mandela, Türkiye’deki ‘insan hakları ihlallerini’ gerekçe göstererek ödülü almayı reddetti. Daha sonra 1999 yılında ödülü kabul etti.

2009 yılında Oscar Ödüllü Aktör Matt Damon’ın başrolünü oynadığı Invictus (Yenilmez) filmi Nelson Mandela’nın 1995 yılında gerçekleşen rugby şampiyonasında ülkesini nasıl birleştirdiğini konu alıyor.

Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor. Bu ideal uğrunda yaşıyorum ama gerekirse bunun için ölmeye de hazırım.

Bağımsız zihinleri olan dostları severim ,zira sizin sorunları bütün açılardan görmenizi sağlar..

Dünyayı değiştirebilmek için kullanacağınız en güçlü silah eğitimdir..

Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok, ruhunuzu satmayın yeter.

Yoksulluğu bitirmek hayır işi değildir.Adalettir..

Iyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman zorlu bir kombinasyondur.

Sadece özgür insanlar anlaşma yapabilir.

Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça özgürlukten bahsedilemez.

Birine anladığı dilde konuşursanız zihnine , Eğer kendi dilinde konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz.

Kaderim efendisi de benim, ruhumun kaptanı da!

Biriyle anladığı dilde konuşursanız zihnine, eğer onun kendi dilinde konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz.

Yoksulluğu bitirmek hayır işi değildir. Bir adalettir.

Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok. Ruhunuzu satmayın yeter.

Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil, içimizdeki karanlıktır.

Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.

Eğer çözümün bir parçası değilsen, o halde sorunun bir parçasısın
Eldridge Cleaver

Siyahların ırkçılığa maruz kaldığı bir dönemde evlerine gelen beyaz dostları gittikten sonra, çocuk dönüp: ” Buraya beyazları neden çağırıyorsun? diye sormuştu. Mandela ona: Tüm beyaz insanların yürekleri beyaz değildir. Kimilerinki siyahtır. diye karşılık vermişti.

Eğer çözümün bir parçası değilsen, o halde sorunun bir parçasısın

Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor.
Nelson Mandela.

Popüler kültür ve popüler sinema, ikonik liderler yaratmayı çok seviyor .

Sadece özgür insanlar anlaşma yapabilir.

Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça özgürlükten bahsedilemez

Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça özgürlükten bahsedilemez.

Eğer çözümün bir parçası değilsen, o halde sorunun bir parçasısın.

Ben kaderimin efendisiyim. Ruhumun kaptanıyım.

İnsanlarının geçmişini öğrenmek, yüreğinde onlara yardım etmek için bir kararlılığın doğmasına yol açtı.

Önemli olan derinin rengi değil, değerlerinin rengidir.

Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok, ruhunuzu satmayın yeter.

Bağımsız zihinleri olan dostları severim, zira sizin sorunları bütün açılardan görmenizi sağlarlar.

Mandela şöyle diyordu: Ben yaşamıma sizlerden daha az değer veren biri değilim. Ama ne doğuştan kazandığım haklarımı, ne de halkımın doğuştan kazanmış olduğu özgürlük hakkını satabilirim.

İnsanlar kendi kendilerini yönetecekler.
Tüm farklı ulus grupları eşit koşullara sahip olacak.
Halk, devletin varlığından payını alacak.
Topraklar,üzerinde çalışan insanlara paylaştırılacak.
Herkes yasalar önünde eşit olacak.
Herkese iş ve güvenlik sağlanacak.
Öğrenme ve kültür edinme kapıları sonuna dek açılacak.
Herkese ev, güvenlik ve refah sağlanacak.
Her yerde dostluk ve barış olacak.
Ülkesini ve insanlarını seven herkes şimdi söylediklerimizi yinelesin:
Bu özgürlükler için, yaşamımız boyunca, özgürlüğümüzü elde edene değin yan yana mücadele edeceğiz.

Beni özgürlüğe kavuşturacak kapıdan geçerken öfkeyi ve nefreti geride bırakmazsam, hapiste kalmaya devam edeceğimi biliyordum.

Mandela’nın hücresi iç tarafa bakıyordu; görebildiği tek şey gri hapishane duvarları arasında bir avuç gökyüzüydü. Noel’de iyilik olsun diye onu dışarı çıkarmışlar ve çimen üzerinde biraz yürümesine izin vermişlerdi. Bu çok coşkulu bir andı: yirmi yıldır ilk kez çimene dokunabilmişti.

Evlerine gelen beyaz dostları gittikten sonra, çocuk dönüp Buraya beyazları niçin çağırıyorsun? diye sormuştu. Mandela ona Tüm beyaz insanların yüreklerı beyaz değildir. Kimilerininki siyahtır diye karşılık vermişti.