İçeriğe geç

Nazım Hikmet Yaşamı ve Yapıtları Kitap Alıntıları – Ekber Babayev

Ekber Babayev kitaplarından Nazım Hikmet Yaşamı ve Yapıtları kitap alıntıları sizlerle…

Nazım Hikmet Yaşamı ve Yapıtları Kitap Alıntıları

Şiirinin temel duyarlığı, insanlar için duyulan acı ve kaygıdır.
Bir aşkın yitirilmesidir bu
yağmurlar içindeydi Prag
sen yoksun
yeryüzünün en güzel şehirlerinden biri boşaldı
içinden elini çektiğin bir eldiven gibi boşaldı
söndü artık seni görmeyen aynalar nasıl sönerse
Boşluk duygusu ve ayrılık duygusu bütünleşiyorlar
Evrenin (kozmos) uçsuz bucaksız alanıyla atom çekirdeğindeki minicik alan, aynı önemi taşıyor sanat için. Çünkü ikisi de temel bir rol oynuyor çağdaş insanın yaşamında.
Geçmişin, yaşanan zamanın ve geleceğin tek bir dize içinde birbirine geçtiği oluyor. Geçmiş zaman, bir gelecek zaman kimliğine bürünüyor
vakit hızla ilerliyordu
yaklaşıyorduk gece yarılarına
Fakat zamanın hareketi sadece ileriye doğru değildir.
ve bütün kaygınız
iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri
halkın tekmesinden korumaktır.
Nato’ya en ucuza mâl olan asker Türk Askeridir.
Zenginlik , ne sevinç ne de mutluluk getirmiştir.
Onun gözünde adalet dünyada her şeyin, hattâ kendi kişisel mutluluğunun da üstündedir.
Ama dünya öylesine büyük ki
Hapiste insanın vakti çoktur.
Akla gelmeyecek şeyi ,akletmişsin.
Hz.Yusuf:
« Kendi ellerinle kendi kaderini yontar gibi yontacaksın taşı, gürültüsüzce, ortalığı velveleye vermeden, fakat inatla, fakat ne kendine ne taşa ne de başkalarına acıyarak ve bir başına »
Yusuf, kutsal bir kişiliktir.
❝Hayvanların dilinden anlar mıydı, bilmiyorum, fakat hani anlardı diyesim geliyor, öylesine şair adamcağız ki taşın toprağın dilinden dahi anlardı demek yalan olmaz ..❞
•https://1000kitap.com/yazar/Nazim-Hikmet-Ran
.

❝Sen Tevrat’a göre 110 yaşında öleceksin, bense kırk yaşında ölüyorum. Halbuki ikimiz de binlerce yıl yaşıyacağız ❞

Ben, elden geldiği kadar hem Tevrat’a, hem de tarihe sadık kaldım.
Ferhad’la Şirin’de seninle bana benzeyen bir taraf var ki, âdeta kendimi sana kavuştuğum anda senin kucağında öldürmüş gibi olacaktım, buna gücüm yetmedi
Yaşamak güzel şey
. İnsan sevgisinin en yüce biçimi, insanı özverili olmaya ve bireysel mutluluktan el çekmeye yetenekli kılan bir sevgi, yani insanın halkına karşı duyduğu sevgidir.
emek kılıçtan daha güçlüdür
Kutsal olan şeyler, eğer bana bir yarar getiriyorlarsa kutsaldırlar.
Bu dünyada insanı aldatmayan tek şey, kendi parasıdır.
Namustan, vicdandan, usa uygun ve topluma yararlı her şeyden uzak olan bu insanlar ya para «yapmakta», ya çalıp çırpmakta, ya da yüklü bir mirasa konabilmek için gizlemeye gerek görmedikleri bir açgözlülükle yakınlarının ölmesini beklemektedirler.
Büyük klasiklerin ilkesi, karşıtlıkların(komik ve trajik olanın)birliğidir.
Sonra, dedim ya, yasak!..
Yalnız maddi değil, mânevî değerleri de mal yapıp pazara çıkaran kapitalizm
Dostumdu. Ben dostluğa inanırım.
Alabildiğine öfkeliydim, kederliydim, alabildiğine hastaydım ve meteliksizdim.
İncil’in vaadettiği zafere körü körüne inanmaktaydı
İnsanın yarattığı ne varsa; bilim, şiir ve sanat, bu düzende doların tutsaklığı altındadır.
Hükümet, oyunun kazandığı yaygınlıktan ürkerek, çok geçmeden yasakladı oynanmasını.
Büyük sanat, zor sanat
Birçok şey borçluyum demek ,her şey borçluyum demek değil.
Ama insan ne de olsa övünmeyi seviyor
Ekim Devrimi,ilk ekonomik kalkınış.
İnsan kişilikleriyle değil de sonuçlarla ilgileniyordum, hatam da buradaydı zaten.»
Kendimi o koca kişi sayışım, Elizayla aramda her hangi bir bağın kurulmasının imkânsızlığındandı. Eliza nerde, ben nerde. Eliza kim, ben kim
başım döndü ama sevdalanmadım.
Oysa o sıralarda İstanbul halkı süpürge tohumu unundan ekmek yiyordu. Dört cephede delikanlılar kan revan içinde, aç, çıplak dövüştürülüyordu.
Tükürmüşüm kafiyenin içine
.
bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi
Çelebi Sultan Mehmet tahta çıkmış hünkâr idi.
Bir kısırlık çığlığı, bir ölüm türküsü rüzgâr idi.
Köylünün göz nuru zeamet alın teri timar idi
Kırık testiler susuz su başlarında bıyık buran sipahiler var idi
Yolcu, yollarda topraksız insanın ve insansız toprağın feryadını duyar idi.
aman oyun oynamasın sana rüzgar !
Aldırma anam ne çıkar ?
Yürümek iyiye, haklıya, doğruya
dövüşmek yolunda haklının, iyinin, doğrunun
zaptetmek haklıyı, iyiyi, doğruyu
Hayatı hicranla dolu ölüden
Baktı boş gözlerle ayet okurken
Dedi ben hayatı ölümde gördüm.
Sararken alnımı yokluğun tacı
Gönülden silindi neşeyle acı
Kalbe muhabbette buldum ilâcı
Ben de mürîdinim işte Mevlâna
Beni candan usandırdı
cefadan yâr usanmaz mı
•https://1000kitap.com/yazar/Fuzuli
Hayât-ı dîv-i hakikatle çarpışan kazanır.
Zafer biraz da hasâr ister :
Koşan cihâdı-ı maâliye şanlı, lâkin ağır mahuf adımlar atar,
Önünde zelzeleler, arkasında zelzeleler.
• https://1000kitap.com/yazar/Tevfik-fikret
Sen ki gelesin meclise bir yer mi bulunmaz
Bâş üzre yerin var
https://1000kitap.com/yazar/nedim
.
«Var olmak, yahut var olmamak» Kujebergünof bu bahsin dışındaydı çünkü boylu boyunca hayatın içindeydi.
Ve her sahne, belli bir kahramanın sadece betimlenmesi değil, düşünsel bir portresidir.
Kesinti ise, hiç yoktur buralarda.
Fakat bir başka ses daha duyulmaktadır «İnsan Manzaraları»nda
Bazı okuyucuların Nazım Hikmet’e, «Renkleriniz sert değil mi biraz?» diye sordukları oluyordu.
Şair, «Ülkemin gerçekliği bunların da ötesinde acılarla doludur» diye yanıtlıyordu bu soruları
Trajik son, artan bir hızla yaklaşıyor.
Gülden güzel kokan Arnavutköy çileği
ve asma yaprağına sarılı barbunya ızgarasıyla gelir
Haydarpaşa garının büfesinde bahar.
Buna rağmen
Hasan Şevket rakıyı
bir tek dilim beyaz peynirle içiyordu
acı gibi, sevgi ve nefret duygularına da yabancıdır.
«Fazla dışarıya vuran, fazla ayarsız heyecan ve coşkunluk, gençlik şiirlerinde belki affedilen, hoş görülen bir şeydir, fakat artık olgunlaşması gereken bir adamın yazısında bu büyük bir kusurdur.»
~ Piraye
Çeşitli insanlar yolculuk etmektedir burada. Acı ve yoksulluğun ezdiği köylüler, spekülatörler, subaylar, büyük kodamanlar, öğrenciler ve orospular
sen asılan partizan
ben hapiste şair
onlara, ayrı milletlerden gelmişler diye
onlara, insan ve kardeş değilsiniz düşmansınız, diyenler
Tolstoy büyük adam,
Her şeye rağmen büyük
Ben Nazım Hikmet’im!» diye bağırıyorum. Diyelim, kim olduğumu bilmiyorlar ne istediğimi anlamıyorlar. Fakat her an gözleri önünde denizin dibini boylayabilecek bir insanı ne diye almazlar gemiye?
"Şeytan bilir !"
Sultan Hamit günlerini anımsatan bu korkunç suçlara karşı sağır kalınamaz.»
Siyasal görüşlerinin aynı olup olmamasına bakmaksızın, ülkemizin tarihinde ilk kez binlerce insan aynı amaç için birleştiler.
elleriniz isyan etmesin diyedir. Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız bu ölümlü, bu yaşanası dünyada bu bezirgân saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.
aydınlığın karanlığı mutlaka yeneceğine olan inancını belirtiyordu.
"Ülkem adına utanç duyuyorum."
https://1000kitap.com/yazar/zekeriya-sertel
❝ ırgat Süleymana düşman
düşünen insana düşman
vatan ki insanların evidir, sevgilim
onlar vatana düşman ❞

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir