İçeriğe geç

Nasıl Bilirdiniz? Kitap Alıntıları – John Lloyd

John Lloyd kitaplarından Nasıl Bilirdiniz? kitap alıntıları sizlerle…

Nasıl Bilirdiniz? Kitap Alıntıları

Eğer insanlar kendi hayatlarındaki olaylara daha açık bir zihinle bakabilseler, çoğu kez elde etmeyi başaramadıkları şeyleri aslında arzulamadıklarının farkına varırlar.
Kafelerde değerli popolarını ısıtarak saatlerce otururlar ve hiç durmaksızın “kültür”, “sanat”, “devrim vs. üzerine konuşurlar; kendilerinin dünyanın tanrıları sanırlar, en fantastik saçmalıkların hayalini kurarlar ve asla gerçekleşmeyen teorileriyle havayı zehirlerler. .
“Ben hiç rüyalarımın resmini yapmadım, kendi gerçekliğimin resmini yaptım.
Mutluluğun ya da mutsuzluğun hayatta yaşanan olayların niteliğinden ziyade bu olayları karşılama tarzımıza bağlı olduğu yolundaki kanaatim gittikçe daha da güçleniyor.
Eğer size hiçbir şey anlatmıyorsam, bunun sebebi anlatacak hiçbir şeyimin olmamasıdır.”
İnsanoğlundan rahat bırakılma dışında hiçbir şey dilemiyorum.
Bugün tüketim toplumu dediğimiz şeyi fiilen Henry Ford yarattı: Malları aynen gıdalar gibi “tükettiğimiz” fikri tamamen yeni bir şeydi..
insan mutluluğunun anahtarı üretkenlikti ve üretkenliği aksatan her şeye -savaş, kurumsal din, finansörler, sendikalar, kötü beslenme- karşı konulmalıydı.
“Cevabı asla bulunamamış olan ve benim de kadın ruhuna dönük otuz yıllık araştırmalarıma rağmen henüz cevabını veremediğim büyük soru ‘Bir kadın ne ister?’ sorusudur.”
Dine bel bağlayamam. Tanrı’da uyluk yoktur, hayat yoktur. İnsan gecenin sessizliğinde onu çağırdığında, yüzünü çevirip “Derdin ne, canım?” demez..
Aşktan sonra hüzün gelir
Seks insan dürtülerinin en doğal ama en dolambaçlı olanıdır. Bizi büyülediği kadar iğrendirir, ayrıca nihai bir eşitleyici unsur dur. Hepimiz bir yerde birisinin başka biriyle seks yapmasından dolayı bu dünyadayız
Sevdiğin bir işi seçersen, bir daha çalışmak zorunda kalmazsın.
Kişinin sahip olması gereken tek şey vardır: Mizaçtan dolayı neşeli olan bir ruh ya da iş, aşk, sanat ve bilgiyle neşelenen bir ruh.”
Non fui, fui, non sum, non curo!

Yoktum, varım, olmayacağım, umurumda değil!

Köleler ve kadınlar için eşit hakları savunan ve herkese parasız eğitimi öneren ilk kişiydi.
“Bir filozofun ağzından çıkan anlamsız sözler hiçbir acıyı iyileştirmez.
İnsan dünyadan göçünce artık yoktur.
Önemli olan bu dünyada ve yaşanan anda sakin ve halinden memnun bir yaşam sürmektir.
“İnsanlar hep deli olacaktır ve onları iyileştirebileceklerini sananlar delilerin en daniskasıdır.”
“Mutlu bir çocukluk birçok kimseyi şımartarak parlak bir gelecekten yoksun bırakmıştır.”
Şöhret, delilerin şamatasıdır. (Yunan filozof Epiktetos)
Işıkların oynaştığı, gökyüzünün renkten renge girdiği bir kent bu; öylesine güzel bir kent ki, habire kalbini kırar insanın
Henüz ölmemiş olan birinin hâlâ bir şansı vardır.
Uzay programına katkılarının takdir nişanesi olarak ayda isminin verildiği bir krater edindi-tabi ayın karanlık yüzünde.
Sinemanın Fransız mucidi George Melisa bir Paris demiryolu istasyonunda oyuncak satma dercesine düştü
General Motors’un kurucusu Billy Crapo Durand hayatını bir bowling işletmecisi olarak noktaladı.
Tuzakla hayvan avlamayı meslek edindi ve çok geçmeden Boz Baykuş ya da Karanlıkta Gezinen anlamındaki Waşakuonasin Yerli adını benimsedi.
1925’te içine doğan bir uyanistan sonra Budizm dinine dönüp keşişliği seçti. chao Kung adında çalışkan bir öğrenci olarak altı yıl meditasyon yaptı ve bodhisattva denen üst mertebeye yükseldi
Kadınlarla cilveleşecek kadar erkeksi ve sevgilisinin çocuğunu doğuracak kadar kadınsı olan James Barry.
Louis de Rougemont
Dünyanın en büyük palavracisı
Tahttaki 3. Yılında köpeği Fritz, babasının ev maymunlarından ikisinin saldırısına uğradı.Kopegini savunmaya çalışan Aleksandro maymunlarca ağır biçimde hirpalandi ve kısa bir süre sonra kan zehirlenmesinden öldü.(1920)
Tahta geçen Konstantinos için Churcill şu saptamada bulunacaktı; bir maymun 250 bin kişinin ölümüne sebep oldu.
Tanca’ya giden Adventure adlı gemide görevliyken,II.Charles’ı öldürmeye yönelik Papalık Komplosu ‘na dair söylentileri duyduğunu söyledi;ama homoseksüel ilişkilere girdiğinin ,dönemin daha kibar deyişiyle İtalyan aşkı yaşadığının açığa çıkmasıyla denizcilik kariyeri kısa sürdü.Oglancılık asılmayı gerektiren bir suçtu;bir rahip olması sayesinde canını kurtardı.
Büyücü , mason, simyacı,kalpazan,ruh çağırıcı ve şifacı kimlikleriyle hem Goethe’nin Faust’una,hem de Mozart’ın Sihirli Flüt’üne ilham kaynağı oldu.
Mao yeni karısının bağnazlığa varacak ölçüde sadık ve işine yaramaya yetecek kadar acımasız olduğunu gördü.Bay Mao 1963’te Jiang’ı Kültür Bakanlığı’nın başına getirdi.
Ben hiç rüyalarımın resmini yapmadım,kendi gerçekliğimin resmini yaptım.
Maymun ne kadar yükseğe çıkarsa kıçı da o kadar açığa çıkar
Şöhret dediğin nedir ki?
Kötülük oklarıyla delik deşik olmaya aday yaldızlı bir nişan.
Özgür yaşam insana çok fazla malvarlığı kazandırmaz, çünkü gürahlara ya da hükümdarlara uşaklık etmeden buna varmak kolay değildir.
Bir adamı mutlu etmek istiyorsan onu daha zenginleştirmek yerine arzularından arındır.
Zararı asgariye indirirsen, mutluluğu azamiye çıkarırsın.
Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, başkalarına öyle davran.
Şöhretdelilerin şamatası dır. Ne de olsa, iyi ve yaşanmaya değer bir hayat sürmek için dünyanın kim olduğunuzu bilmesine gerek yoktur.
Deha tecrübedir. Kimileri bir tanrı vergisi ya da yetenek olduğunu sanıyor, ama birçok hayatta edinilmiş uzun tecrübelerin semeresidir.
Non fui, fui, non sum, non curo (“Yoktum, varım, olmayacağım, umrumda değil”)
Altı yaşındayken bir aşçı olmak istiyordum. Yedi yaşındayken Napolyon olmak istiyordum. Hırsım o zamandan beri sürekli olarak artmakta. (Dali)
Benjamin Franklin

Bunu yayımlamanın doğru olup olmayacağına karar vermek üzere akşam eve giderken, fırından iki penilik bir somun aldım ve tulumbadan çektiğim suya katık yaparak akşam yemeği niyetine yedim; ardından kalın pantolonumun içine kıvrılarak yerde sabaha kadar uyudum; başka bir somunla ve bir bardak suyla kahvaltımı yaptım. Bu rejim bende herhangi bir rahatsızlık hissi uyandırmadı.
Böyle yaşayabileceğimi anlayınca, elimdeki basın gücünü yolsuzluk amaçlarının ve bu türden istismarların hizmetine asla koşmama yönünde bir kararlılığa vardım.

Ben de kendi çağımda filozof olmak için uğraştım; ama nasıl oldu bilmem, neşe her zaman araya girip işi bozdu. Oliver EDWARDS

Tam ciddi olacağım bana bir gülme geliyor 🙂

İsaac Newton
Üniversitesi veba salgınına karşı bir önlem olarak1665’te kapatıldığında, Linconshire’daki çiftlik evine döndü. Sonraki on sekiz ay içinde tamamen kendi çalışarak, dünyayı hepten değiştirecek olan yerçekimini ve devinim yasalarını buldu, renk ve kalkülüs hesabı teorilerini formüle etti.
Saygın davranış Saygın bir yaşam düzenine bağlı.
Temel ihtiyaçların ne olduğu sorulduğunda çoğumuz yiyecek su ısınma ve barınma diye sıralarız Oysa epikür birkaç şey de daha ısrar eder
özgürlük
düşünce ve
dostluk.

Bir arkadaş olmadan yemek ya da içmek aslana ya da kurda yakışır bir yaşamdır

Epikürcü haz tanımı oldukça kesindir;
Bedende acının ve ruhta sıkıntının yokluğu.
Akıllıca onurluca ve Adilce yaşamaksızın hoş bir hayat sürmek olanaksızdır ve de hoş bir hayat sürmeksizin akıllıca onurluca ve adilce yaşamak olanaksızdır.
“Şiir, duyguları dizginden salıvermek değil, duygulardan bir kaçıştır; kişiliğin dışavurumu değil, kişilikten bir kaçıştır.”
– T. S. Eliot
Mutlu bir çocukluk bir çok kişiyi şımartarak parlak bir gelecekten yoksun bırakmıştır.
***“Ebeveynlerinden doğru dürüst sevgi göremeyen birçok parlak çocuk gibi Pessoa da çevresini saran yalnızlık gerçeklerinden okuyarak kurtulmaya çalıştı.”***
***“Mutluluğun ya da mutsuzluğun hayatta yaşanan olaylardan ziyade bu olayları karşılama tarzımıza bağlı olduğu yolundaki kanaatim gittikçe daha da güçleniyor.”***
***“Onu reddettiğimden beri tek bir günümün onu düşünmeksizin geçmediğini, onun sevecenliği olmadan hayatın boş olduğunu biliyorum ”***
***“Amerikalıların dörtte biri bir tür nevroz, psikoz ya da bağımlılık rahatsızlığından muzdariptir ve Britanya’da doktorların tedavi ettiği en yaygın hastalık depresyondur.”***
***“İnsan hastalıklarla sürekli bir kavga içindedir. Şimdiye kadar yaşayanların çoğu (belki de 45 milyar kişi) sıtmadan ölmüştür; veba ve çiçek bütün savaşların ve doğal afetlerin yol açtığının toplamından daha fazla insanın canını almıştır.”***
***“Aşktan sonra hüzün gelir.”***
***“Girmeye karar verilen bir kentin önüne varıldığında, Moğol komutan ilk gün beyaz bir çadırla teslim çağrısında bulunurdu. Kent buna uyduğunda, bütün ahalinin canı bağışlanırdı. İkinci gün kırmızı bir çadır kurulurdu. Kentin teslim olması halinde, erkeklerin hepsi öldürülürdü, ama geri kalanlar kurtulurdu. Üçüncü gün siyah bir çadır görünürdü. Ondan sonra da hiç aman tanınmazdı.”***
***“Ölüleri ilgi çekici kılan başlıca husus kemanın artık kılıfına konmuş olması ve yaşamda belirli bir başın, ortanın ve sonun bulunmasıdır. Çalkantılı hayatımızda hâlâ akordu yakalamakla uğraşan bizlere oranla başlıca üstün yanları budur: Bir şeyin başka bir şeye nasıl yol açtığını daha berrak görebilir ya da duyabiliriz.”***
***“Mutlu bir çocukluk birçok kimseyi şımartarak parlak bir gelecekten yoksun bırakmıştır.”***
***“Temel ihtiyaçların ne olduğu sorulduğunda, çoğumuz yiyecek, ısınma ve barınma diye sıralarız; oysa Epikür birkaç şeyde daha ısrar eder: Özgürlük, düşünce ve dostluk ”***
*** “Bir filozofun ağzından çıkan anlamsız sözler hiçbir acıyı iyileştirmez”***
***“Şöhret dediğin nedir ki? Kötülük oklarıyla delik deşik olmaya aday yaldızlı bir nişan.”***
***“Ottan bir döşekte korkusuzca yatmak, altın bir sedirde zengin bir sofranın başındayken dertlerle dolu olmaktan daha iyidir.”***
***”Başarılı insanlar nadiren yan gelip yatarlar ve şeylerin kendiliğinden olmasını beklerler. Onlar ortaya çıkıp istedikleri şeylere varmışlardır.”***
***“Hayat yakasından tutularak ‘Arkadaş, seninleyim, haydi gidelim! ‘ denmesinden hoşlanır.”***
***“Ölülere dair insana çarpıcı gelen ilk şey, tam olarak kaç kişi olduklarıdır. Şu anda yaşayan insan sayısının geçmişte yaşamış insan sayısından daha fazla olduğu yolundaki kulaktan dolma bilgi düpedüz yanlıştır.Son 100 bin yılda yaşayan Homo sapiens sapiens sayısı doksan milyar civarındadır.”***
bütün şifa bulma çabalarında başarısızlık
Hayat tecrübesi hiçbir şey öğretmez, Aynen tarihin hiçbir şey öğretmediği gibi. Gerçek tecrübe gerçeklikle temasımız ı kısıtlamaya ve bu temasa ilişkin analizimizi arttırmaya dayanır. Böylece duyarlılığımız kendisini genişletir ve derinleştirir, Çünkü her şey içimizde yer alır; Yapmamız gereken tek şey onu aramak ve nasıl arayacağını bilmektir.
Ben ele geçirmem boyun eğerim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir