İçeriğe geç

Naomi Kitap Alıntıları – Cuniçiro Tanizaki

Cuniçiro Tanizaki kitaplarından Naomi kitap alıntıları sizlerle…

Naomi Kitap Alıntıları

“Kalbim hayal kırıklığıyla aşk arasında gidip gelen çatışmalı duyguların savaş alanı gibiydi.”
“Gecenin pelerini altında, siyah bir önlüğe bürünmüş çıkmış, yolu gösteriyor onlara”
“İnsan kendine olan güvenini yitirirse yapılacak hiçbir şey yoktur.”
“Bana kalırsa insan bir kere korkunç bir deneyim geçirmeye görsün, o deneyim hiç yok olmayan bir saplantı haline geliyor.”
“Bazen zamanın akışı, hayretlere düşürecek denli yavaştır; tek bir dakika bile bitmeyecek denli uzun görünür. O dakikayı altmış kere tekrar ettiğinizde, ancak bir saate ulaşmış oluyorsunuz. Aynı dakikayı yüz yirmi kere tekrar ettiğinizde de iki saate ulaşırsınız. Demek ki üç saat bekleyecek olsam o usandırıcı, kaçışı mümkün olmayan dakikadan yüz seksen tanesine katlanmak zorunda kalacağım, yelkovanın yüz seksen tik taklık dairesel dönüşüne yani!”
“Yüzünü bir kez görsem, her şey yoluna girecekti!”
“Allahaısmarladık o zaman. Her şey için teşekkürler…” Bir veda sözü ancak bu kadar basit olabilirdi.”
“Kalbim değişmedi benim. Seni hala seviyorum. Sadece sevgimi farklı gösteriyorum, o kadar.”
“Eğer en başından yalnız olacağımı bilirsem yalnızlık çekmiyorum.”
“Eğer sen doğru anlıyorsan başkalarının ne dediği umrumda değil.”
“Ya karşılıklı olarak sürdürdüğümüz keçi inadımız bizi ayrılmaya zorlarsa ne olurdu? Beni en çok korkutan da buydu işte.”
Öldüğünde de yüzü güzel olacak, derdim kendi kendime. Eğer tilki olmuş olsa ve gerçek kılığı da böyle sihirli bir şey olsa, o vakit seve seve teslim ederdim kendimi o büyüye.
Ve dili! Kendisini hanımefendi havalarına sokabilirdi ama konuştuğu zaman sokak takımından biriydi.
Eğer müzik iyi değilse yaptığınız dansa değmiyor.
“Onun hata ve kusurlarıyla sürekli yüz yüze gelmekten kurtulamıyor, eve hep mutsuz dönüyordum. Ancak bu mutsuzluk hiç de uzun sürmüyordu, zira ona duyduğum aşk gece boyunca değiştikçe değişiyordu. Tıpkı bir kedinin gözleri gibi…”
“Hoş bir şeyler yaşamak uğruna anneyi kandırmaktan bir hayır gelmiyordu.”
“Bir kere kullanmaya başladığınız da para çabuk tükenir.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Dünya, sorumsuz ebeveynlerden payını alıyor, diye düşünüyordum.
“Zafer ve mağlubiyeti sadece akıl tayin etmiyor. Ruh denilen, veya şöyle söyleyelim, hayvansal elektrik denilen bir şey daha var. Özellikle kumar için geçerli bu.”
“Japon kadınlarının en zayıf noktası güven eksiklikleridir. Bunun sonucu olarak da Batılı kadınlara kıyasla daha çekingen dururlar.”
“Kötü terbiye, kötü terbiyedir.”
“Kalbim hayal kırıklığıyla aşk arasında gidip gelen çatışmalı duyguların savaş alanı gibiydi.”
“Dünya sorumsuz ebeveynlerden payını alıyor.”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“On beş veya on altı yaşındaki bir kızın duygularını ancak ya ana babası ya da kız kardeşi anlayabilir.”
“Çünkü hâl ve tavırlarından öyle olduğunu anlıyorum da ondan. Evet, belki artık atışmıyoruz ama,
kalplerimizde tekme tokat birbirimize saldırmaya devam ediyoruz. Hâlâ bize karı koca demek
mümkün mü sence?
“Öldüğünde de yüzü güzel olacak,” derdim kendime. Eğer tilki olmuş olsa ve gerçek kılığı da böylesi sihirli bir şey olsa, o vakit seve seve teslim ederdim kendimi o büyüye.
“Şunu fark etmiştim ki bir kadının yüzü, erkeğin nefretini çektikçe daha da güzelleşiyordu.”
Kalbim hayal kırıklığıyla aşk arasında gidip gelen çatışmalı duyguların savaş alanı gibiydi.
Bana kalırsa inşan bir kere korkunç bir deneyim geçirmeye görsün, o deneyim hiç yok olmayan bir saplantı’ hâline geliyor.
İyi şansın hangi kılıkta insanın karşısına çıkacağı bilinmez.
İnsan bir kere şüphe duymaya başladı mı neye inanacağını pek bilemez.
Kalbim, keyifli anlardan sonra gelen o yalnızlık duygusuyla doluydu.
Bir kadın çok güzel de olsa, eş adaylarının huy ve karakter bakımından birbirlerini tanımaları için bir iki miai yetmez. “Galiba böyle bir şeyle idare edebilirim,” ya da “Pek de çirkin sayılmaz,” gibi basmakalıp izlenimlere dayanarak yaşam boyu beraber olacağım birini seçmek, bana çok aptalca geliyor.
Muhtemelen böyle bir ilişkinin bir benzeri yok ve bunu size anlatıyor oluşum, hiçbir zaman unutmak istemeyeceğim değerli bir şeyin kaydını tutma imkânı da sağlayacak bana.
Sen başkalarının istediğini yapacak kadın değilsin.
Dünya, sorumsuz ebeveynlerden payını alıyor.
Naomi gelmeyi kabul ederse hem hizmetçinin hem de kuş kafesinin yerini alabilirdi.
İnsan kendine olan güvenini yitirirse yapılacak hiçbir şey yoktur.
İnsan bir kere korkunç bir deneyim geçirmeye görsün, o deneyim hiç yok olmayan bir saplantı haline geliyor.
İyi şansın hangi kılıkta insanın karşısına çıkacağı bilinmez.
İnsan bir kere şüphe duymaya başladı mı neye inanacağını pek bilemez.
Kalbim, keyifli anlardan sonra gelen o yalnızlık duygusuyla doluydu.
Kadınlara güven kazandırmak kötü bir şey değil ama karşılığında bu kez siz kendinize olan güveni yitiriyorsunuz. Ve işte bu gerçekleştiğinde, onun üstünlük duygusunu alt etmenin hiçbir yolu kalmıyor ve hayal bile edemeyeceğiniz talihsizlikler yaşamak zorunda kalıyorsunuz.
Ancak zamanla kaybetmek alışkanlık hâline gelmeye başlamıştı ve Naomi’nin güveni arttıkça artıyordu. Öyle ki, artık ne kadar çabalasam da onu bir türlü yenemiyordum.
Bir zamanlar evli olan insanların sonradan arkadaş olmalarının neresi tuhaf olsun ki? Ne kadar da modası geçmiş bir düşünce
Şunu fark etmiştim ki bir kadının yüzü, erkeğin nefretini çektikçe daha da güzelleşiyordu.
Çok aç biri yenmeyecek gibi de olsa önündeki her şeyi silip süpürebilir, ama daha sonra, midesi doldukça yediklerinin ne kadar kötü olduğunu fark eder ve midesi bulanır. İşte ben de buna benzer bir şey yaşıyordum ve bu gece bu burunla yüz yüze aynı yatakta yatacağım aklıma geldikçe canım sıkılıyordu resmen. Artık burama kadar gelmişti. Bitse de kurtulsaydım artık bu ziyafetten.
“Kadınların erkekleri kandırdığı” söylenir sık sık. Ne var ki benim açımdan bakıldığında, kadının erkeği kandırmasıyla başlamıyor her şey. Daha çok, herhangi bir şeye ön ayak olmaya kalkışmadan kandırılmış olma hâlinin keyfini çıkarır erkek; bir kadına âşık olduğunda kadın doğru veya yanlış ne derse desin kulağına son derece hoş gelir. Kadın başını onun omzuna dayayıp sahte gözyaşları akıttığında, erkek şöyle âlicenap bir açıdan bakar hadiseye: “Hah, işte şimdi beni kafaya almaya çalışıyorsun. Sevimli, hayran olunası bir yaratıksın sen. Neyin peşinde olduğunu biliyorum, ama beni baştan çıkarmana göz yumacağım. Hadi, aptal yerine koy bakalım beni.” Erkek oyununu oynamaya devam eder, tıpkı küçük bir çocuğu memnun etmek ister gibi. Kadın tarafından yanlış yöne çekilmeyi istemek gibi bir niyeti yoktur aslında. Tersine, kadını asıl kendisi kandırdığı için kendi kendine gülmektedir o.
O zaman benden yaklaşık iki santim kısaydı. (Yapılı bir bedene sahip olsam da bir elli sekizlik kısa bir adam olduğumu dikkate alınız lütfen.)
Bir kadın çok güzel de olsa, eş adaylarının huy ve karakter bakımından birbirlerini tanımaları için bir iki miai yetmez. Galiba böyle bir şeyle idare edebilirim, ya da Pek de çirkin sayılmaz, gibi basmakalıp izlenimlere dayanarak yaşam boyu beraber olacağım birini seçmek, bana çok aptalca geliyor.
‘’(…) Şunu fark emiştim ki bir kadının yüzü, erkeğin nefretini çektikçe daha da güzelleşiyordu.’’
Öyle uzun boylu düşünmeye gelmiyor, sadece denemelisin, o kadar.
Bütünüyle özgürdüm ben. Ancak bu benim hızlı yaşadığım anlamına gelmiyor.
Herkes bana yardımcı olmaktan memnuniyet duyardı. Ancak işin aslı yardım edilen biri olmayı hiç istemedim.
İnsan kendine olan güvenini yitirirse yapılacak hiçbir şey yoktur.
insan bir kere korkunç bir deneyim geçirmeye görsün, o deneyim hiç yok olmayan bir saplantı haline geliyor.
Kalbim, keyifli anlardan sonra gelen o yalnızlık duygusuyla doluydu.
Kalbim hayal kırıklığıyla aşk arasında gidip gelen çatışmalı duyguların savaş alanı gibiydi.
Şimdi anlıyorum ki kızmak sadece kaybettiriyor bana.
Kalbim, keyifli anlardan sonra gelen o yalnızlık duygusuyla doluydu.
Kalbim, keyifli anlardan sonra gelen o yalnızlık duygusuyla doluydu.
Şimdi anlıyorum ki kızmak sadece kaybettiriyor bana.
Şunu fark etmiştim ki bir kadının yüzü, erkeğin nefretini çektikçe daha da güzelleşiyordu.
Nereden esmişti aklıma da böyle ayrıntılı fotoğraflar çekmiştim sanki? Bir gün gelecek bu fotoğrafların hüzün dolu anılara dönüşeceğini mi sezinlemiştim yoksa o zamanlar?
Dünya, sorumsuz ebeveynlerden payını alıyor.
Muhtemelen böyle bir ilişkinin bir benzeri yok ve bunu size anlatıyor oluşum, hiçbir zaman unutmak istemeyeceğim değerli bir şeyin kaydını tutma imkânı da sağlayacak bana.
Şunu fark etmiştim ki bir kadının yüzü, erkeğin nefretini çektikçe daha da güzelleşiyordu..
Kalbim, keyifli anlardan sonra gelen o yalnızlık duygusuyla doluydu.
İnsan kendine olan güvenini yitirirse yapılacak hiçbir şey yoktur.
Bu büyük acı, bedenimle kalbimde birikmiş hatalı unsurları silip süpürmüştü.
Hiçbir şey yapamamaktan daha acı bir şey yoktur.
Yüzünü bir kez görsem, her şey yoluna girecekti! O an için beni en iyi anlatacak ibare heralde aşk tarafından yenip bitirilmiş olurdu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir