İçeriğe geç

Mutsuz Çocuklar Ülkesi Kitap Alıntıları – Özgür Bacaksız

Özgür Bacaksız kitaplarından Mutsuz Çocuklar Ülkesi kitap alıntıları sizlerle…

Mutsuz Çocuklar Ülkesi Kitap Alıntıları

Düşlerini yitirenler,aklını da yitirdi
Çocukluğunu kaybedenler,büyüklüğünü de kaybetti
Kuşlar dünyaya inanmaktan vazgeçti
Ve insan bir gün anlar ki; çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler,biter duygular.Geride kalır müzikler,kokular,anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır. Ama insan gider.Çok sevse de gider
ve insan bir gün anlar ki, çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular Geride kalır müzikler, kokular, anılar Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır Ama insan gider Çok sevse de gider
Ve insan birgün anlar ki ; çok sevdiği her şey uçup gider , değişir yürekler , biter duygular. Geride kalır müzikler , kokular , anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır.
Ama insan gider. Çok sevse de gider .
..Esnaf bu kadar sahtekar, komşularımız bu kadar soğuk değildi.
Aslına bakarsan, annem de bilir biriktirdiklerimi, ses etmez… Anlar, susar. Konuşsa acıtır bilir.
Acı zamanla geçer, acı çekmiş olmak geçmez hatırlanan kısım ikinci kısımdır.
Yoldaki bakışlar soğuk
yüzler soğuk
insanlar soğuk
kalpler soğuk
mevsimlerde suç bulma öyle…
Çocukluğun yaraları iyileşir de, incinebilirlik değişmez. Büyümek yeterli bir kalkan değildir. Her an düşebilirsin.
Ve ben yine gözlerdeki maviye yenik düşüyorum. Gökyüzünden gelir maviye yenilmemiz, yeniliriz her zaman yüreğimize.
Sürekli geçmişe bakan bir kuş var içimizde mazimize yuva yapmış uçamıyor, kaçamıyor kanatları yok…
Gurursuzluğun ve umutsuzluğun altında “gitmek” bazen yaşamak için sebeptir, acı da olsa hayatta kalmanın eylemidir.
Kendin kendine iyi geldikten sonra,baskasinin sana nasil geldigi,senden nasil gittiği önemsiz.
“Gökyüzünden gelir maviye yenilmemiz, yeniliriz her zaman yüreğimize.”
“Gitmek, bazen yaşamak için sebeptir, acı da olsa hayatta kalmanın eylemidir.”
Ve insan bir gün anlar ki; çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular. Geride kalır müzikler, kokular, anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır.

Ama insan gider. Çok sevse de gider…

“Dünya acıtıyor, ama zamanla bitiyor. Acı olan her şey…”
her ne kadar o zamanlar annemi cimri sansam da, annem yağmurdan korunmak için üstümüze açılan renkli bir şemsiyeymiş.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
O çocuksu günler eskide kaldı,
O çiçek kokuları, o hayaller, o saflık
Geride kaldı.
Samimiyet çok değerli , bizi bize hissettiren kitaplar çok değerli..
Kendin, kendine iyi geldikten sonra, başkasının sana nasıl geldiği, senden nasıl gittiği önemsiz..”
Dünya nasıldı! Nasıl çocuklardık biz, iyiliği neden saklardık? Neden anlamazlardı bizi?
Dengesizliğin anatomisini çizdim ruhuma… Değişik biri oldum.
Acı zamanla geçer, acı çekmiş olmak geçmez. Hatırlanan kısım ikinci kısımdır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Çocukluğun yaraları iyileşir de, incinebilirlik değişmez. Büyümek yeterli bir kalkan değildir. Her an düşebilirsin.
Annem yağmurdan korunmak için üstümüze açılan renkli bir şemsiyeymiş.
Hoşça kalın mutsuzlar
Düşlerini yitirenler, aklını da yitirdi çocukluğunu kaybedenler, büyüklüğünü de kaybetti kuşlar dünyaya inanmaktan vazgeçti
Ve insan bir gün anlar ki; çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular. Geride kalır müzikler, kokular, anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır.

Ama insan gider. Çok sevse de gider

Kırıldıkça zorlaşır, kırıldığı yerden sağlamlaşır bazı şeyler, insan gibi, kalp gibi, güven gibi.
Dünya acıtıyor, ama zamanla bitiyor. Acı olan her şey…
Kaçtığı ne varsa insanın, hep ondan önce gider, sığınacağı yerlere
Sürekli geçmişe bakan bir kuş var içimizde
Mazimize yuva yapmış
Uçamıyor, kaçamıyor
Kanatları yok.
Kendin kendine iyi geldikten sonra,baskasinin sana nasil geldigi,senden nasil gittiği önemsiz.
Ve insan bir gün anlar ki çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular. Geride kalır müzikler, kokular, anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır. Ama insan gider. Çok sevse de gider
Fakat önceden ne güzeldik öyle. Nenemin gevşek yanakları, sobada yaktığı çıra kokusu, eflatun kazaklar ne güzeldi öyle Ne güzel içimiz ısınırdı öyle. Bizim kalbimizi kırmadan önce, ne güzeldiniz siz!
Çocukluktan sonraki tüm çabalar delik bir balonu şişirme uğraşı kadar boş ulu Tanrım.
Her şey babamın “Çok düşünmüyorsun” lafıyla başladı, o gün bugündür huzurum yok, fazlasıyla düşünüp, fazlasıyla ölüyorum.
Ve insan bir gün anlar ki; çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular. Geride kalır müzikler, kokular, anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır.
Ama insan gider. Çok sevse de gider…
Ve insan bir gün anlar ki; çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular. Geride kalır müzikler, kokular, anılar. Suçu olmayan tüm şeyler geride kalır.
Ama insan gider. Çok sevse de gider.
Avucunun içindeki sıcaklık yetmez anıların soğukluğuna..
Kuşlar dünyaya inanmaktan vazgeçti.
Bu şansla balık olsaydık vapur çarpardı, solucan olsaydık ezilirdik. Nedir bu?
Ters gidebilecek her şey, aynı anda ters gidiyor.
Sökük gibi bir ucundan tutunca, büyüyüp gitti herşey. Köşe başı terzileri bile duruma çare bulamadı. Kimi yanlış dikti, kimi sonuna kadar söktü.
Terziden midir, kaderden midir, içimizdeki boşluğun dikilecek tarafı kalmamış.
Çocukluğun yaraları iyileşir de, incinebilirlik değişmez. Büyümek yeterli bir kalkan değildir. Her an düşebilirsin.
Konuşmasan da kalbindeki derdi anlatırsın, ama kalbindeki kekemelik uzun sürer, sevgili..
Sürekli geçmişe bakan bir kuş var içimizde. Mazimize yuva yapmış uçamıyor, kaçamıyor, kanatları yok..
Alıştırdılar bizi sürekli başkasını mutlu etme çabalarına.
Herkes sevsin istiyorsan kendin gibi olmayacaksın.
Mutlu musunuz gidenler?
Ben çok mutsuzum yeminlen.
Yılların getirdiği boşluk duygusuyla kendi içinde bağdaş kurmuş kişiler, başka insanlar ile birleşerek iyileşmezler.
Bahanen neyse söyleme bana, hak veriyorum ve ısrar etmiyorum.
Zaten bilmek de istemiyorum..
Bizim gibiler daha çok göğe bakardı sevince..
Önceden ne güzeldi öyle..
İnsan, çok sevse de gider
Sevginin yıllara ve insanlara göre değişmemesi gerektiğini bilmeliydi..
Dünya üzerinde biçimsiz duran çirkin ördek yavrularıydık.
Gökyüzünden gelir maviye yenilmemiz, yeniliriz her zaman yüreğimize.
Yılların getirdiği boşluk duygusuyla kendi içinde bağdaş kurmuş kişiler başka insanlarla birleşerek iyileşemezler
Fakat önceden ne güzeldik öyle.
Nenemin gevşek yanakları, sobada yaktığı çıra kokusu, eflatun kazaklar ne güzeldi öyle
Ne güzel içimiz ısınırdı öyle. Bizim kalbimizi kırmadan önce, ne güzeldiniz siz.
Bizden gitmeden önce nasıl iyiydiniz siz!
annem yağmurdan korunmak için üstümüze açılan renkli bir şemsiyeymiş.
Çocukluktan sonraki tüm çabalar delik bir balonu şişirme uğraşı kadar boş ulu Tanrım.
“Kendini bile bulamamışken,
Başka insanları kaybetmekten korkar, bazıları ”
Dengesizliğin anatomisini çizdim ruhuma.
Yalnızdır insan .
Dengesizliğin anatomisini çizdim ruhuma.
O çocuksu günler eskide kaldı,
O çiçek kokuları, o hayaller, o saflık..
Geride kaldı
Öyle anılara ev sahipliği yapıyorsun ki, hafızan bile işlevini bırakıp seni terkediyor..
Utangaç bir kalbi taşırım sabahtan geceye..
Ve insan bir gün anlar ki; çok sevdiği her şey uçup gidiyor.
Her şeye alışıyorsun. Basit şeylere, okuduklarına, sarılmaya, gökyüzüne bakmaya..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir