İçeriğe geç

Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti Kitap Alıntıları – Selman Kayabaşı

Selman Kayabaşı kitaplarından Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti kitap alıntıları sizlerle…

Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti Kitap Alıntıları

Üç yıl içinde gerçekleşen üç olay var: Dağlıca Baskını, helikopter kazası ve Uludere… üç olayda da her nedense hava radarıyla -istihbaratıyla ilgili bir sorun ortaya çıkıyor!
Sultan Abdülhamid İngiliz petrol şirketlerinin ortaklık teklifini kabul etse , belli bir pay karşılığında bu şirketlerle anlaşsa Hanedan-ı Al-i Osman bugün dünyanın en zengin , en tanınmış, en saygı duyulan hanedanlarından biri olacaktı.
Mumcu, ölümünden birkaç gün önce Çankaya Köşkü’nü aramış, Cumhurbaşkanı Özal’dan bir randevu talep etmişti. Yaptığı araştırmadan bahsetmiş ve çok önemli bir delile ulaştığını söylemişti. Özal, hiç düşünmeden Mumcu’nun sözünü kesti.”Eşref PAşa ile görüşün ve birlikte gelin.” Dedi. Uğur Mumcu telefonu kapattı ve hemen jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’i aradı. Paşa, konunun önemli olduğunu anlamıştı fakat Ankara dışındaydı. Döner dönmez görüşmeyi gerçekleştireceklerini söyledi. Uğur Mumcu konuyu Paşa’ya anlatırken , Özal da Adnan Kahveci’yle paylaştı. Bu telefon görüşmesinden sonraki 4 ay içinde 4 isim hayatını kaybetti.
Tarihi galipler yazar. Galip olan taraf bir ihaneti vatanperverlik gerçek vatanperverliği ise ihanet olarak anlatabilirir.
Sultan arka planda petrol için devriliyor ama perdenin önünde istibdat, baskı rejimi, irtica, hürriyet, meşrutiyet lafları geveleniyordu.
Tarih kendisiyle alay edenlerle hesaplaşma vaktini bir yüz yıl sabırla bekledi. Bugün Artık yeter! dercesine saklandığı mahzenden dışarı taşıyor, yokluğunu fırsat bilip yerine sahte bir aktör yerleştirenlerin tezgahını bozmak için haykırıyor.
Bu süreç bir kabustan uyanmanın arefesidir.
Ve bu uyanış milletimiz için çok da hayırlıdır.
Bu kiralanmisligin adına adanmışlık ihanetin adinada vatanperver lik diyorlar. Dahada kötüsü gerçek vatanperver leri hain diye yaflakayip tasviye edilmeye çalışılıyorlar.
Musul Bugün kimin diye sorduğumuzda Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin şimdi anladınız mı Irak devleti’ne Saddamı devirerek demokrasiyi kimin getirdiğini .
Peki ya askeri darbeler ne için hangi gerekçelerle yapılıyor du? Rejim laiklik Atatürkçülük demokrasi irtica Aslında değişen hiçbir şey yok. Gerçi kararan hayatlar var milletimizin ve söndürülmeye çalışılmış Allah’ın nurunu taşıyan İslamiyet karartma aynı araçlarla devam ediyor asker içinde bir grup askerimiz Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin çıkarları için kışladan çıkıyor ama bunun kılıfına uydurup kamuoyuna bir şekilde yutturuluyor?
1876’da Sultan abdülaziz’in devrilmesi bir askeri darbedir Sultan murad’ın başa geçirilmesi bir geri darbedir Sultan Abdülhamit’in tahttan indirilmesi bir askeri darbedir bu darbeleri devleti aliye’nin yönetimini ele geçirmek üzere döşenen taşlardır hedefe varıldığında Yani İstanbul düşürüldüğünde tarih 1909 ila 1960 yılları arasında Ordu neden hiç kışlasından çıkmamıştır?
peki Kazım Karabekir gerçekten hilafetçi yobaz taassup sahibi ve dini sömüren insanlar mıydı? bakınız bu satırlar meclisin açılışı hakkında yazdığı notlar.
gösterilen bu taassubun etkisi tesiri daha tehlikeli olabilir! Milli meclis 23 Nisan cuma günü pek dindarane daha doğrusu pek dervişhane bir merasimle açılıyor Hacı Bayram Veli caminde dualar ediliyor kurbanlar kesiliyor sancak meslisin kürsüsüne seriliyor. farkındasınız değil mi? Kazım Karabekir Mustafa Kemal Paşa’nın aşırı taassubuna itiraz ediyor
Bu adam bizden mi, kitabını okuyalım mı? sorusuyla tarih kitabı seçen bir millet, cihamşümul bir devleti kuracak millet olamaz.
Tarih de siyaset için, bugünü ve yarını okumak için vardır.
Ve o günden sonra Mezopotamya’nın tarihini yazmak isteyen tarihçiler, kalemlerini mürekkebe değil, kana batırmak zorunda kaldı.
Mustafa Kemal Paşa artık askeri cihanetini bırakmış, siyasi bir lider olarak ortaya çıkmıştır.
Abdülhamid İngiliz petrol şirketlerinin teklifini kabul etse, Hanedan-ı Ali Osman bugün dünyanın en zengin, en tanınmış, en saygı duyulan hanedanlarından biri olacaktı.
Ücgunluk dunya icin bu kadar firildak olmaya gerek yok
Altın ve gümüş için Afrika’ya, afyon ve ipek için Hindistan’a musallat olan sömürgeciler bize petrol sebebiyle geldi. Bunu anlayan Sultan Abdülhamit, 1888’de Musul ve Bağdat vilayetlerimizdeki petrolü padişahın has arazisi haline getirmiş ve böylece hırsızların eline kaptırmamak için tedbirini almıştı. Abdülhamit bugün “enerji hattı” tabiriyle anlatılabilecek bir projeye de başlamıştı.
Devleti Aliye sömürgecilik devrinin ilk dönemlerinde hala güçlüdür,ordusu yenilmezdir ve devlet yapısı ayaktadır. Devleti Aliye’nin saray entrikaları, akılsız sultanları, iyi yetişmemiş bürokratları sebebiyle gerilediğini söyleyen klasik tarih anlayışı sadece gerçeği perdelemekten başka bir iş görmez. Çünkü devletimiz Batı karşısında önce siyasi veya askeri olarak değil, ekonomik olarak geride kalmış ve bu yüzden güç kaybetmiştir. Bunun sebebi İngiliz ve Fransızların Afrika’dan, Hindistan’dan, Amerika’dan milyonlarca insanı öldürmek pahasına çaldıkları altın, gümüş, ipek, afyon vesairedir yani Devleti Aliye’nin çalmadığı tüm zenginliklerdir. Klasik tarih anlatıcılarını “iyi yetişmemiş Sultan”dan kastı, İngiliz Kraliçesi ile kıyaslandığında altın, gümüş, afyon, ipek için milyonlarca insanı köleleştirebilen, öldürebilen, onurlarıyla oynayabilen bir zalim olamamasıdır.
Ücgunluk dunya icin bu kadar firildak olmaya gerek yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir