Morfinsiz Çekilen Düş Sancıları Kitap Alıntıları – Batuhan Dedde

İmkanları sınırsız bir fabrikadan çıktım
Belki de bıkkın bir tanrının
Dokuz – Beş vardiyalarından…

Fark ettiniz mi kimsenin en sevdiği değiliz

İçki içip dans edebilirdik oysa;
İkarus’un kanatlarında ya da bir meleğin sırtında.
Kaderimi yazan bir çift titreyen el olmasa,
ve birkaç hüzün erken davranılsa
Ah, Clementine!
Tenindeki esmerlikle dağıt beynimi.

Yani sen ağlama diye fazladan gözyaşı bulundururdum yedekte.

Huzur, sanki saklambaç oynarken kaybolmuş..

Tattırma bana sensizlik şarabını..

Şimdi gidiyorsun;
Git.
Bir dua kadar yakarış sesleniyorum ardından
Meydanlarda adını bağırıyorum;
Deli duyorlar.
Seni çalıyor kilisenin çanları
Hahamlar seni yazıyor kutsal kitaplara
imamlar seni okuyor minarelerden
Çarmıha ben geriliyorum, hemen isa’nın yanına
Yüreğimi kendinden geçene kadar dövüyorum
Yastığımın altına bıraktığın muştayla
Camın önünde duran bütün saksılara
Seni enjekte ediyorum,
Ben gibi solsun bende sana dair ne varsa.
Ben gjbi ölsün bütün hücrelerim.
Canım yanıyor;
Umutlanmak tıpkı sana benziyor sevgilim.

Yasadışı örgütler gibi
Yalnızlık baskın yaparken
Yüzümün en tebessüm yerine,
Zehirli notaların yarattığı titreşimde
Kafatasımı parçalayıp geçerken sarkıtlar,
Baskında kırılan bir kapının ürpertisinde
Saklıyorum bütün uyuşturan düşleri.
Kafasını gök yüzüne kaldırıp
Yıldızlara kanlı gülücükler atan
Paramparça suratlı bir melek gibi
Kırık dişlerimi saklamaya çalışırken
Fizik kurallarına aykırı yalnızlıklar yaşıyorum,
Devasa dağların çatırdayacağı hüzünleri,
Ben sol cebimde taşıyorum.

Bende bir eşyaydım.
Raf ömrüm vardı.
Kullanma talimatlarım,
‘Kalbi kırdığınız andan itibaren 30 yıl içinde sömürün’
Yazılı uyarılarım

Bir tanrıyı ağlatacak kadar güzelsin

Ve ne zaman hüzünlensem
Ucu kırık umutlarla çiziyorum her yanımı
Elimden, yüzümden, her yerimden, sen akıyorsun
Bayılıyorum;
Beni sen tutuyor.

Tanrı gibi cennetinden kov ya da
Annem gibi okşa yanaklarımı.

‘Çığır açıyorsun karanlığıma..’

‘Ve cenneti çaldığım için özür dilerim bütün peygamberlerden,
Savaşta ölen bütün meleklerden.
Ben sadece saçlarına yakışır bir evimiz olsun istemiştim..’

Huzur, sanki saklambaç oynarken kaybolmuş.

Boğuluyorum, dünya bana dar geliyor gibi.

Hayatın bize verdiği bıçağı saplamalı o tertemiz çocuğun göğsüne..

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Ve tek tek hükümler giydirdim, çocukluğumda ki bütün sevinçlerime..

Ektiğimi değil hasreti biçtim, tattırma bana sensizlik şarabını

Umut emmeye doymayan bir vampir.

Yağmurlu gün sayısı arttı hasretin koynuma düştüğünde. İçim titredi, kalbim sıkıştı, gözlerim karardı, zaman durdu. ‘Korkma’ dedi Azrail, ‘korkma’,hayatın stili bu

Bir insanı sevmekle başlayacak her şey ve bütün dünya bulanık gözükecek boş şişelerin dibinden

Bir başka masala başkahraman olmak için,ölmek mi gerekir?
Ölürüm! Ölürüm ama ben ölürsem çok üzülürüm.

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

Evet! Öleceğim bir gün
Hem de öyle bir öleceğim ki,
intihar bilim dalı olacak
Din olacak, iman olacak
Planları hazırla Lucifer, geliyorum
Bu sefer kanlı bir ihtilal olacak!

Hayatın bize verdiği bıçağı saplamalı o tertemiz çocuğun göğsüne..