İçeriğe geç

Modern Dünyada Görgü Kuralları Kitap Alıntıları – Yaşar Değirmenci

Yaşar Değirmenci kitaplarından Modern Dünyada Görgü Kuralları kitap alıntıları sizlerle…

Modern Dünyada Görgü Kuralları Kitap Alıntıları

Dostlarını daima vefa ile hatırla.
Arayan sen ol, bulan sen, tanıyan sen ol,
kucaklayan yine sen.
Kula vefası olmayanın
Hakk’a vefası olmaz.
“Kıyafeti taklit etmekten çok, emin sıfatını taklit etmek Müslüman’ı daha çok yüceltir.”
“Hayat pazarında, alan değil, veren kazançtadır daima.”
“Unutma başına gelen felaketlerin de iyi bir yanı vardır. O da, gerçek dostlarının kimler olduğunu ortaya çıkarmasıdır.”
“İhtiyacın olan şeyleri iyi tespit et ve ona göre satın al. Evini eşya çöplüğüne döndürme. Çünkü eşyalar insana hizmet etmek için vardır, insanların eşyalara hizmet etmesi için değil.”
Önüne bir iyilik yapma fırsatı çıktığında sakın o fırsatı kaçırma. Çünkü bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirsin.
Kadın-erkek ayrımı fark etmeden, söylediği sözlerin her hâlükârda arkasında duran kişiler hem terbiyeli hem de gerçek anlamda görgülü insanlardır.
Bağırarak konuşursan sadece sesini duyarlar, alçak sesle konuşursan söylediklerini dinlerler.
Sözünüzün kesilmesini istemiyorsanız, kimsenin sözünü kesmeyin. Eğer birinin sözünü keserek konuşmaya başlarsanız emin olun anlatacaklarınız yeterli etkiyi göstermeyecektir.
İyi bir konuşma için konuşmadan önce düşünmek ve anlatılmak istenen konuya fazla uzatmadan gelmek en iyisidir.
Ben kabalıktan ve katılıktan hoşlanmam diyen bir peygamberin ümmetinin, hâl ve hareketleri, tutum ve davranışları nazik, kibar, zarif olmalarını gerektiriyor.
Görgü kurallarının en başında şu gelir:
Size yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkalarına yapmayınız.
Edep bedenin, aklın ve ruhun disiplinidir.
“Görgünün esas adı, kendine ve başkalarına karşı saygılı olmaktır. Çünkü insanı gerçek insan yapan onun davranışlarıdır.”
İster denize ister kuyuya daldır alacağın su , elindeki kabın büyüklüğü kadardır. Pencereye bakan camın kirini, pencereden bakan dışarıyi görür.
İnsanları yargılarsan onları sevmeye zaman kalmaz.
Insanın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilinden başka nesi var?
“Okumayan insan susuz bitki gibidir, kurur.”
Bizler toprağa benzeriz.Bize her türlü kötü şey atılabilir ama bizden hep güzel şeyler çıkar.
Bilgiye sahip olabilmek dünyada sahip olunabilecek dünyalıkların en hayırlısıdır. Çünkü bilgi sahici bir fazilettir. İlmi, dinî ve dünyevî diye ikiye ayırmak bizce doğru değildir. Bir müminin; dünyası dininden, dini dünyasından bağımsız değildir.
“Bir insanın kusurunu gördüğün vakit hemen projektörü kendi içine çevir.”
“Doğru konuşalım. Doğru davranalım. Doğru düşünelim. Doğru yazalım. Doğru yorumlayalım Saflarımızı doğru belirleyelim. Ve doğrulardan olalım. Doğrularla beraber olalım.”
Bilgiye sahip olabilmek dünyada sahip olunabilecek dünyalıkların en hayırlısıdır. Çünkü bilgi sahici bir fazilettir. İlmi, dinî ve dünyevî diye ikiye ayırmak bizce doğru değildir. Bir müminin; dünyası dininden, dini dünyasından bağımsız değildir.
“Bizler toprağa benzeriz. Bize her türlü kötü şey atılabilir ama bizden hep güzel şeyler çıkar.”
Bizler toprağa benzeriz.Bize her türlü kötü şey atılabilir ama bizden hep güzel şeyler çıkar.
Görgü kurallarının en başında şu gelir:
Size yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkalarına yapmayınız .
Görgü kişiyi sevgi, saygı ve anlayışla donanımlı kılar.
Sağlıklı bir toplum yapısının ve toplum diyaloğunun olmazsa olmazlarından olan nezaketi hiçbir zaman elden bırakma çünkü o bütün gönül gümrüklerini açabilen evrensel bir pasaporttur.
Lokman Hekim’e edebi kimden öğrendin ! Diye. Sorduklarında , Edepsizden! Çünkü edepsizin bana hoş gelmeyen hareketlerini yapmaktan kaçındım der.
İlim vardır seni tevazuya götürür , ilim vardır seni kibir bataklığına helake götürür .
Görgü kuralları olmadan algı değişimini onleyemeyiz.
Örnek mi ? Fedakarlığın hamallık , dürüstlüğün saflık olarak algılandığı , fayda nın yerini çıkar in aldığı, saygının zorunluluk icabı, sevginin göstermelik olduğu geçmişe cv ,geleceğe kariyer gözüyle bakıldığı ,hatıraların öneminin yittiği hayal kurmanın unutulduğu , başarının not ortalamasiyla ,ilerlemenin ekonomik verilerle ölçüldüğü ,günün vakitlerinin televizyon programlarına göre ayarlandığı ,olup bitenlere seyirci kalmanın bile neredeyse tarih olduğu zira artık olup bitenden kimsenin haberdar olmadığı ,ortama doğru hızla ilerliyoruz .iyligin , güzelliğin,sevginin , fedakârlığın,saygının ,umudun ve hayallerin dünyasını oluşturmaya görgü olmadan başlanabilir mi ?
Dostluk çınar gibidir; meyvesi olmasa bile bile gölgesi yeter.
Sırtından vurana kızma; ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma; onu insan yerine koyan yine sensin.
Silginiz kaleminizden önce bitiyorsa çok hata ediyorsunuz demektir.
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
Akıllı olan her şeyi fark eder. Aptal ise fark ettiği her şey üzerine konuşur.
Her şeyi kulağını ver ancak pek azına sesini.
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır. Güzel konuşmak için tek bir yol vardır: Dinlemeyi öğrenmek.
Herkes her zaman iyi olacak, başka yolu yok. Nereden biliyorsun iyi olduğumu? İyi olmak zorunda mıyım? Yanılıyorsunuz, hiç iyi değilim bu sıralar
Dömezler, asla dönmezler, bekleme!
Güzel söz sadakadır.
Bazen sesini duyurabilmen için susman gerekir.
Elde olmayan ve kaçınılmaz sebeplerle randevuyu geç kalırsanız, mutlaka mazeretiniz kısaca beyan edip özür dilemelisiniz. Kısaca dedik. Çünkü randevuya geç kalır, sebebinizi uzun uzun ve ballandıra ballandıra anlatırsanız o zaman da özrünüz kabahatinizden büyük olur. Çünkü geç kalmak kabahat bunu uzun uzun anlatmak ise büyük özürdür.
Gülümseme, iki kişi arasındaki en kısa mesafedir.
İyi geçinmek iki kimsenin kusursuz olmasıyla değil, karşılıklı birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.
Unutma aktarla arkadaşlık eden gül yağı, kasapla arkadaşlık eden iç yağı kokar.
Okumayan insan susuz bitki gibidir, kurur.
İnsan hem yoldur hem yolcu.
İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.
Verdiğini hatırlamayan ve aldığını unutmayanlar iyi insanlardır.
İster denize ister kuyuya daldır; alacağın su elindeki kabın büyüklüğü kadardır.
Birçok insanın mutsuzluğun sebebi, kendi hayatında sınırlarını çizmeyi bilmemesidir.
İşlerin hayırlısı, orta halli olanıdır.
Bir konuda haklı olmak başka, seviyesi, tavırlarla hakkını aramak başka şeydir.
İnsanların en çok muhtaç olduğu fakat en az bildiği şey yaşamaktır.
Yerde olanlara merhamet ediniz ki gökte olanlarda size merhamet etsin.
Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.
Bir insanın kusurunu gördüğün vakit hemen projektörü kendi içine çevir.
Dün: Bir işe niyet ettiğimizde inşallah derdik.
Bugün: yapacağım- edeceğim diyoruz.
Eski insanlar belki alamayan vardır diye başkaları da düşünürdü.
Eve alınan yiyecekler kese kağıdına konulur, zembilde taşınırdı. Zembil kelimesinin sen bil ifadesinden kinaye olarak söylendiği anlatılırdı. Yani içindekini sadece sen biliyorsun göstererek teşhir etmiyorsun.
Kendi yaptığın iyiliği unut, sana yapılan iyiliği unutma.
Şehirli ve medeni olmak için şehirde ikamet etmek yetmez. Bu bir kültür, zihniyet, ahlak, görgü meselesidir.
Bugün gençler birbirlerine argo, küfür ve hakaret eden kelimelerle hitap etmekte, anne-babalarına, büyüklerine sadece isimlerini söyleyerek ya da küçültme anlamına gelecek hafif kelimelerle seslenmektedir. Bunun temelinde yatan sebep, bizim kültürümüzü hürmet, muhabbet ve şefkat şekillendirirken, Batı kültürürünün ise egoizm, bencillik, kibir, gurur, menfaat ve şımarıklık üzerinde yükselmesidir.
Biz insanı en güzel şekilde yarattık.
(Tin, 95/4)
‘Edep’ sözlük anlamı ile terbiye, utanmaz usul, yol ve kaide gibi anlamlara gelir. Muaşeret ise birlikte yaşayıp iyi geçinme demektir.
Peygamberimiz buyuruyor ki: Baba çocuğuna edepten, güzel ahlaktan üstün bir hediye vermemiştir.
Üç kimseyi ancak üç yerde tanımak mümkün olur; yumuşak olanı öfkelendiğinde, iyiyi savaşta, kardeşi kendisine muhtaç olduğunda.
Medeniyetin en yüksek noktası bilgi ve teknoloji değil; insanların birbirlerine üstün nezaket gösterebilme yetenekleriyle ölçülür.
Zaman değişti, yaşama şekli ve anlayışı da. Değişime karşı olmayacağız. Değişeceğiz, ‘biz’ kalarak. Biz kalarak değişmek, değişirken biz kalmak; mesele budur.
Bazen sesini duyurabilmek için susman gerekir.
Yaratılan her varlık ilgiyi hak eder..
Iyilik yap ve unut! Beş ‘t’ yi ihmal etme: Tebrik, takdir, teşvik, teşekkür, taltif
Iyilik yapmaktan hiç usanma!
Ey iman edenler! Niçin yapmadıklarınızı söylüyorsunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir