İçeriğe geç

Misafir-İz Ş (İşaret VI) Kitap Alıntıları – Deniz Erten

Deniz Erten kitaplarından Misafir-İz Ş (İşaret VI) kitap alıntıları sizlerle…

Misafir-İz Ş (İşaret VI) Kitap Alıntıları

Su dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır.
Şer çıkarsa, sana gerisingeri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur,
Sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel
sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.

-Şems-i Tebrizi

Eğer kalpleriniz tertemiz olsaydı, Allah’ın kelamına doyamazdınız. -Hazreti Osman (r.a.)
Allah’ı inkâr etmeye çalışanlar O’na en çok inananlardır aslında Emin ol bu böyledir çünkü şeytan Allah’ın varlığına zaten şahit olmuştur. Ama işte ne yaparsın, insan da “unutan”dır!
Müslümanlık nüfus cüzdanında yazan bir şey değil sen de söyleyip duruyorsun aynı şeyi! Doğduğun an itibariyle insan bile değilsin insan potansiyelinde bir beşer, bir mahluksun. Öyle ilim olmadan, salih amel olmadan iki tane esma zikret, üç tane namaz kıl ama kimseye faydan olmasın!

Yok! Mesele hiç öyle değil! Hiç! Çok şükür ki Allahımız adildir ve O tüm bunları her detayıyla takdir eder.

Bilinçdışı egitilmedikçe geçmişe saplanmış bir gelecek için yaşar.
beyin , gerçek olarak gördüklerimizi simüle etmek , değiştirmek ve sentezleme yaparak hayatını daha iyi bir versiyona uydurmaya çalışmak için vardır .
Bir Şaman öğretisi şöyle der;

Doğada hiç bir şey kendisi için yaşamaz
Nehirler kendi suyunu içemez
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez
Güneş kendisi için ısıtmaz
Ay kendisi için parlamaz
Çiçekler kendileri için kokmaz
Toprak kendisi için doğurmaz
Rüzgar kendisi için esmez
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz
Doğanın anayasasında ilk madde şudur;
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak doğanın kanunudur,
Ben biz olduğumuz zaman ben olurum
Ben ben olduğum için sen sensin.

stres süreci bedende doku parcalanmaları gibi hasar verici şeylere sebep olurken , ruhen önceden de değindiğimiz gibi kişiyi bencilleştirir ve o noktada gerçekliğini tanımlamak için sadece duyularını /hislerini kullanan kişi eşyaya aşırı derecede önem verir.
amel edilen ilim nimettir , lütuftur.

İBNÜ’L ARABİ

Bu geçici dünyada ne iş yaptığın , hangi etiketle yaşadığın degil, aslında kim olduğunu bilmek hayata dair çaba ve huzur verecek tek gerçekliktir
deneyimlediğin duyguyla eşleşmeyen herhangi bir bilgi sinir sistemine ulaşmaz . Bu yüzden çoğu insan yüksek stres altında ya ilaç alır ya alkol ya da bir şeyi aşırıya kaçarak ,abartarak yapar ki bedeni sakinleşsin ve stres seviyesi düşebilsin
İstediğin şeyler olmuyorsa, hayatında bir türlü huzur bulamıyorsan, çoğunlukla mutsuz bir halde sıkıntı ve depresyonla boğuşuyorsan bu, ‘sistemin bozukluğundan’ değil senin ‘sistemi’ kullanmayı öğrenememiş olmandandır!
Yaratıcı’ nın hesaplarını bilmek mümkün değil. Tek mesele her bir adımın hesap dahilinde olduğundan emin olmak.
Her şey SENİN İÇİNDE ”
– Sakın vazgeçme Sakın
Kalbini güzelleştir ve: Hayal . Et
eğer herkes bu kadar temiz kalpli ve duyarlıysa neden dünya temiz bir yer değil Bu da mı Allah’ın suçu?
Varoluş amacını bilmeyen kişi ne hayatında yeterli motivasyona ulaşabilir ne de kâinatla doğru bilgi iletişimine geçebilir
bilinçdışı egitilmedikçe geçmişe saplanmış bir gelecek için yaşar .
Kendisiyle yüzleşemeyen insanlık için Allah hep suçlanan taraf oluyor
Kuran harfleri oduna benzer, zalime duman çıkarır, iman ehline ise nur Nar ve nur ikisi de odundadır. Aynı nefis ve ruhun insanda olması gibi
kalp söylediğine inanmadıkça çağrı yeterince güçlü olmaz. !!!
La Tahzen inn Allahe meana” ayetini hatırla,
“Üzülme, muhakkak ki Allah bizimledir.”
Tanrıdan elbisene bir kıvılcım sıçrasa, hemen onu söndürmeye koşuyorsun? Peki dinini yakacak olan bir ateşin, yani kibir, haset ve riya gibi kötü sıfatların kalbinde durmasına nasıl müsaade edebiliyorsun?
Akıl zihin bir odadır. İçinde yürütebilmek için farkındalıkla o odayı düzenlemeli ve muhakkak o odanın dışına çıkmalısın.
manevî boşluk ve amaçsızlık kişinin en büyük katilidir. !!!
Bir Şaman öğretisi şöyle der;

Doğada hiç bir şey kendisi için yaşamaz
Nehirler kendi suyunu içemez
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez
Güneş kendisi için ısıtmaz
Ay kendisi için parlamaz
Çiçekler kendileri için kokmaz
Toprak kendisi için doğurmaz
Rüzgar kendisi için esmez
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz
Doğanın anayasasında ilk madde şudur;
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak doğanın kanunudur,
Ben biz olduğumuz zaman ben olurum
Ben ben olduğum için sen sensin.

Unutma, neyi arasan onu bulacaksın. Ne ararsan osun.
eğer herkes bu kadar temiz kalpli ve duyarlıysa neden dünya temiz bir yer değil Bu da mı Allah’ın suçu?
Kendisiyle yüzleşemeyen insanlık için Allah hep suçlanan taraf oluyor.
Akıl zihin bir odadır. İçinde yürütebilmek için farkındalıkla o odayı düzenlemeli ve muhakkak o odanın dışına çıkmalısın.
kalp söylediğine inanmadıkça çağrı yeterince güçlü olmaz. !!!
beynimizde oynanan oyunları fark etmedikçe kurban psikolojisinden , tekrar eden deneyimlerden , mutsuzluklardan , hastalıklardan, kıtlıklardan, bereketsizliklerden kurtulmak mümkün değildir.
Kehanet geleceğe yönelik kurgu , öngörüdür.Ancak iradesi elinden alınmış kişi gelecekten korkar ve An’ı kaçırır
Bilinçdışındaki geçmişe ait programların budanması gerekir.
stres süreci bedende doku parcalanmaları gibi hasar verici şeylere sebep olurken , ruhen önceden de değindiğimiz gibi kişiyi bencilleştirir ve o noktada gerçekliğini tanımlamak için sadece duyularını /hislerini kullanan kişi eşyaya aşırı derecede önem verir.
deneyimlediğin duyguyla eşleşmeyen herhangi bir bilgi sinir sistemine ulaşmaz . Bu yüzden çoğu insan yüksek stres altında ya ilaç alır ya alkol ya da bir şeyi aşırıya kaçarak ,abartarak yapar ki bedeni sakinleşsin ve stres seviyesi düşebilsin.
Bedeninin , bilincinin yerine geçmeye çalışması oyunundan beden kalıbını kırarak kurtulursan artık geçmişe ait bir bant kaydı olmaktan çıkar geleceğe ait bir harita olursun.
Gerçekten değiştiğinin dönüştüğünün delili dış çevrendeki değişimlerdir.
Kur’an ayetlerinin seslerinden oluşan frekans ayarları , kişinin bilincini kâinat sistemiyle akort eder, uyumlar .
Flanagan Cildimiz 5. Suyumuz adlı makalesinde içkulağın sadece denge amacıyla sıvılarla dolu olmadığını aynı zamanda ultrasonik ses dalgalarını yakalayıp sinyallere çevirdiğini söyler. Saymatiks deneyleriyle bağdaştırdığımızda suya titreşim verilince şekillerin oluşturduğunu gördük .kulaktan gelen sesler sıvı içinde anlamlandırılacak aşamaya geçmeden önce sinir sistemi için sinyallere dönüştürülürken , belki de bu sıvı ,kristallerin hareketle oluşturduğu elektrik sinyallerini taşıyordur. , diye ifade eder
Cymatics (saymatiks) , tüm doğal süreçlerin arkasındaki gizli prensibi ortaya çıkarır. Kur’an ‘da Nuh’un Gemisi’nin Besmele ile Ses le yürütüldüğü işaret edilmiştir. Bu hakikat , ( ayetin afaktaki manasıyla) Nuh’un Gemisi olan kainattın da sesle idare edildiğinin işaretidir.
ses ve titreşim karşısında her maddenin kendine has bir davranış biçimi vardır. Maddeler frekansla yerçekimine karşı koyar. Örneğin su yükselir, maddenin bulunduğu yüzey eğildiğinde üzerindeki madde dökülmez.
senin gönlün değişirse dünya değişir

Şems-i Tebrizi

İnsanlar duygusal bedenleri ,alışkanlıkları , bilinçdışı programları yanlış öğretileri ,kimlik kaygıları ,olumsuz gelecek öngörüleri ,tanıdık geçmiş endişeleri ,bedenleri, cinsiyetleri ,yüzleri ve bunun gibi kalıpsal özellikleri yüzünden kabir algısına hapsolur. Oysa asıl mucize bunların ötesine geçtikleri AN oluşur .
çok âlim vardır ki irfandan nasibi yoktur. İlmi ezberleyip yutmuştur da Allah’ın sevdiği bir dostu olamamıştır.

MEVLÂNÂ

Hayatta kalmaktan başka bir şey düşünemediğin an ‘bilinmeyene güvenme zamanı’ değildir.!!

DİSPENZA

sessizliğin de söz gibi çok farklı ton ve çeşitleri bulunur. Bu bağlamda hiçbir isim ve kalıbın zikredilmemesi gerektiği anlamına gelen ilahi sessizlik vardır. İnsan ilahi olanın ,normal bir gözlemcinin anlamadığı sesler ve sözcüklerle konuştuğunu hisseder.
Kendini bilme’ nin boyutu: Bilinçdışının yıllardır uyguladığı program ve alışkanlıkları , bedeninden açığa çıkan ancak çoğunlukla gözünden kaçan hareketlerini artık bir gözlemci olarak bilinçli farkındalığınla fark etmeye başlaman demektir. Aklına gelen düşünceler olduğunda bu düşüncelerin nereden ve kimden (hangi programdan) geldiğini ve burada kimin gözlemci olduğunu anlamaya çalışmandır.
Meditasyon Sanskrit’te kendi çiftçiligini yapmak anlamına gelir. Tibet kökenli anlamıyla baktığında da bizdeki kendini bilme, kendi farkındalığına ermedir. nefsini bilen Rabbini bilir tanımı gibi Delfi Tapınağı’nın girişinde yazan kendini bil sözü gibi
manevî boşluk ve amaçsızlık kişinin en büyük katilidir. !!!
Bu geçici dünyada ne iş yaptığın , hangi etiketle yaşadığın degil, aslında kim olduğunu bilmek hayata dair çaba ve huzur verecek tek gerçekliktir.
bilinçdışı egitilmedikçe geçmişe saplanmış bir gelecek için yaşar .
Bilim her yeni keşifte Allah’ın varlığına daha da yaklaşıyor.
Biyofotonların oluşturduğu manyetik enerji frekansımız ışık hızından bile hızlı hareket ediyor ki bu da onun kuantum düzeyde çalıştığına işaret ediyor.
amel edilen ilim nimettir , lütuftur.

İBNÜ’L ARABİ

Genlerin , süslenmiş bir çam ağacında yanıp sönen ışıklar gibidir ve bedende oluşan her şey, bu genlerin hangilerinin yanıp söneceğini belirler. Bu şekilde de deneyimin biyolojine diğer bir ifade ile genlerine etki eder.

JOE DİSPENZA / BRUCE LİPTON

Kuralı hatırla .!!! İlim akıl içindir, deneyim ise beden
Geçmişten gelen aynı duygu ve düşünceler seni sürekli geçmişte yaşatır. Bilincinle sürekli olarak geçmişte yaşaman ise yeni bir gelecek inşa etmeni engeller.
sectigin davranış kaderinin hangi istikamete gideceği yönünde atılmış yeni bir adımdır. İNŞAATTASIN.!!! Sanal olan dünya hayatının ardından gelecek hakiki ve sonsuz hayatının inşaatı
Doğa çöp yaratmaz. !! Yaratılan hiçbir şey boşuna değildir.

Dr. JOE DİSPENZA

İstediğin şeyler olmuyorsa , hayatında bir türlü huzur bulamıyorsan , çoğunlukla mutsuz bir halde sıkıntı ve depresyonla boğuşuyorsan bu, sistemin bozukluğundan değil senin sistemi kullanmayı öğrenememiş olmandandır.!
hergün aynı ‘yol’ dan aynı yere varan kişi yeni bir manzara görebilir mi??
Nörobilim ne diyor ? Beynin bildiğin ve hayatın boyunca ögrendigin her şeyi hayatına yansıtmakla mükelleftir. !
Gerçekliğinin direksiyonu sendeyken kurban olmayı seçmen kaderin değildir. ! Aynı uyuşturucu kullanmanın kaderin olmadığı gibi !
beden uyuşturucu bir maddeye bağımlı olabildiği gibi alıştığı duygusal kimyaya da bağımlıdır.
İnsanlar seni değiştirmeye , Allah ise seni değiştirmeye değil, dönüştürmeye çalışır. O sendeki özellikleri yok etmeni değil doğru yerlerde ve Allah’a rızası için kullanmanı hedefler.
çocuğa sadece kızgınlığını nasıl denetlemesi gerektiği değil, nasıl ve ne zaman ortaya koyacağı da öğretilmelidir.

MASLOW

zira aklın ve bilincin inandığın her şeyi gerçekleştirmek üzere görevlendirilmişlerdir.
Söylediğin her kelime , bilincin için bir telkin başka bir ifade ile büyüdür.! Unutma.
Dış şartlar değişse de bir kez bir duyguya bağımlı hale geldin mi artık hep o duyguyu yaşarsın . Geçmişte yaşamanın bilinçdışı duygusal boyutu budur.
Eğer her zaman kurban olmayı seçen bir beden kimyan varsa , uyuşturucu bağımlısından farksızsındır.
duyguların düşüncelerini , düşüncelerin davranışlarını ve davranışların da deneyimlerini doğurur.
İnsan beyni o kadar ilginçtir ki bir deneyimi yaşamadığı halde sadece hayal ederek o deneyimin kendi bedeninde oluşturabileceği etkiyi hissedebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir