Üstün Dökmen kitaplarından Mimari kitap alıntıları sizlerle…
Mimari Kitap Alıntıları
&“&”
Yapılan evlerin muhtemelen yüzde doksan dokuzu, mimar olmayan, inşaat mühendisi olmayan, yapı konusunda hobisi bile olmayan kişilerin elinden çıkan yozlaşma ürünü, kişiliksiz yapılar.
Günah keçileri, dürüstsüzlük konusundaki sözsüz toplumsal mutabakatın kilit taşlarıdır.
Geniş ve boş mekân, camilerde de görülür. Çadırın, geleneksel Türk evinin ve gerek Türk kültüründeki gerekse diğer kültürlerdeki camilerin iç mekânları arasında böylesine bir benzerlik vardır; yani geniş ve boş orta alan. Oysa geniş ve boş orta alanlar Avrupa evlerindeki odalarda ve kiliselerde görülemez.
Çadırda gerçek bir daire, odada ise daireye yakın bir oturma düzeni vardır. Bu oturuş şeklinden ötürü ve ortada da eşya olmadığı için herkes birbirini görür. Dairesel oturuş, eşitliği, dostluğu, ortak söz alma hakkını ifade eder, sözlü ve sözsüz iletişimi kolaylaştırır.
Çadırda, padişah otağlarında ve onların devamı sayabileceğimiz Türk evinde, medreselerde masa yoktur.
Yaşamı algılamada, yeniliklere uyum sağlamada, neye baktığımız kadar, nereden baktığımız da önemlidir.
gecekondu bize, dağ çiçeklerini şehrin kenarında saksıda yetiştirme gayreti gibi geliyor. Köyünde, doğal ortamında insanca yaşayamayan köylü, şehrin kenarına sığınıp köy evine benzer bir ev yapıyor ama tarım yapamıyor, hayvancılık yapamıyor; âdeta şehrin kenarında köyde &”imiş&” gibi yaşıyor.
Köy enstitülerini kapattığınızda gecekondular çıktı ortaya. Köy enstitüleri sadece yirmi yıl daha yaşamış olsaydı, şimdilerde şehrin kenarına derme çatma gecekondu yapan insanımız, o zaman kendi köyünde, Avrupa’daki köylere benzeyen, belki onlardan da ileri olan bir yaşam standardı oluşturacaktı. Avrupa köyleri, Köy Enstitüleri olmadan ortaya çıkmıştır; ancak ülkemizin şartları içinde Köy Enstitülerine ihtiyaç vardı.
Çocuğa göre canlılar hareketlidir, hareketliler de canlı; bu durumda Güneş’in canlı sayılması gerekir. Yine çocuklar başlarını bir nesneye vurduklarında ve anneleri o nesneyi dövdüğünde animist düşünceden ötürü rahatlarlar; çünkü o nesneye bir takım canlı özellikleri yüklemektedirler.
Geniş ve boş mekân, camilerde de görülür. Çadırın, geleneksel Türk evinin ve gerek Türk kültüründeki gerekse diğer kültürlerdeki camilerin iç mekânları arasında böylesine bir benzerlik vardır; yani geniş ve boş orta alan. Oysa geniş ve boş orta alanlar Avrupa evlerindeki odalarda ve kiliselerde görülemez.